ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
HayaI> Forum Mesajları | | HayaI'e ait Toplam 56 Forum Mesajı var
|
|
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Hayata dair...> 16.Ara.2006 Cmt 18:29:02 | | fiogf49gjkf0d ZAAF
Kedilerle ilgili bu durumu yeni öğrenmiştim:
Normalde sokak kedisi kendini saldırgan köpeklere karşı koruyabilirmiş. Bu direnci kıran tek sey neymiş biliyor musunuz: Sevgi…
İnsanoğlu, eğer bir sokak kedisinin başını okşar ve ona şefkat gösterirse kedicik kendisinin koruma altında olduğunu zanneder ve sivri tırnaklarını içeri çekermis. Ve vahşi köpeklerin azgın dişlerini gırtlaklarında veya itlaf ekiplerinin zehirli etlerini midesinde bulurmuş.
Küçücük bir dokunuşta gardı düşen ve ölümcül yaralara açık hale gelen sarmanların kaderinde kendi aşk hayatımızın hülasasını buldum.
Biz de Eros’un şefkatine sığınıp, sevdalanınca en mahrem zaaflarımızı elevermiyor muyuz?
Yıllar yılı ardına sığındığımız barikatların anahtarını gönüllü teslim edip, tırnaklarımızı içeri çekmiyormuyuz?
Sevginin bizi kollayacagına, sarıp sarmalayacağına dair ön kabulümüz yüzünden koruma duvarlarımızı gönüllü kaldırıp, yaralarımızı açık hale getirmiyor muyuz?
Sonra ne oluyor?
Sevdamız en büyük zaafımıza dönüşüyor.
Saçımızı okşayan elin bizi ilelebet kollayacağına inanıyor, tatlı sözlere kanıyoruz.
Taklalar atıp, cilveler yapıyoruz.
Ve en ummadığımız anda, en korunaksız halimizle yakalanıyoruz aşkın hoyrat yüzüne…
şefkatimiz katilimiz oluyor.
Ders almak mı?
Ne münasebet!..
Daha son ihanetin yarası kabuk bağlamadan, yeni yaralar için aralıyoruz kalbimizin kapılarını… Zavallı bir kedi yavrusundan farkımız yok aşkın karşısında…
Boynumuzda, kalbimizde pençe pençe darbe izleriyle, her sıcak dokunuşta çocukça uysallaşıp, her hayal kırıklığında “köpek gibi” pişman olarak, her terkedilişte acı çekip her dönüşte biraz daha kanayarak, kanayan yerlerimizi kediler gibi dilimizle yalayarak, “Bir daha asla larla - Daima lar” arasında yalpalayarak yara bere içinde yaşıyoruz.
O yüzden “Melekler” içe kıvrık patilerle gömülüyor.
Ve hayata “Şeytanlar” hükmediyor.
Belki de en iyisi kuyruğu her daim dik tutmaktır…
Şefkate kanmış mefta bir ev kedisi olmaktansa, gardını almış bir sokak kedisi olarak hayatta kalmak daha iyidir.
Can Dündar | |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Aşk ve Sevgiye Dair...> 16.Ara.2006 Cmt 18:24:49 | | fiogf49gjkf0d
Ağır ağır giden karıncaya sormuşlar.
Nereye gidiyorsun.
Uzaktaki sevdama demiş karınca.
Bu ayaklarla zor gidersin demişler.
Olsun demiş karınca.
Ona varamasam da
Yolunda ölürüm..
(Alıntı.) | |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >***Küçük İskender***> 16.Ara.2006 Cmt 17:02:17 | | fiogf49gjkf0d Hayatın zaman zaman patakladığı âşıklardık biz: Ölen sevgilimizin arkasından mutlaka bir hayvan edinir ya da çiçek yetiştirirdik onun adını verdiğimiz. Tembellik hakkını kullanan özgürlüğü anarşizm, kıskançlık kisvesindeki hiddeti karasevda, dostlarımızı aramamayı hasret sanırdık. Uzak tatil kasabalarında akşamüstleri güzel kızların kalçalarına bakarken devrim yapma planları kurardık; şahaneydik! Herkes uyuduktan sonra girdiğimiz chat te, olmak istediğimiz lakap ve yaşla, fazlasıyla derin ve ahlaksız arkadaşlıklar peşinde, sahte kimliğimizin coşkusuna da kapılırdık. Yalanlardan oluşmuş, devasa bir doğru abidesiydik hepimiz teker teker.
Ağaçtaki elmadan daha mutsuzduk! Ağaçtaki elmadan daha da mutsuzduk aslında! Kin tutmak, bir duygudan bir efsane yaratmaktır.
Küçük İskender | |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >***Küçük İskender***> 16.Ara.2006 Cmt 16:56:28 | | fiogf49gjkf0d Telefon Trafiğinde Hurma Ağaçları
İyi akşamlar efendim, biz Yalnızlık Gazetesi nden arıyoruz, bir sorumuz olacaktı, cevaplayabilir misiniz?!" -"Şu an meşgulüm, bileklerimi kesiyordum, daha sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, biz Türk Dili ve Atraksiyonları Kültür Dergisi nden arıyoruz, bir soruşturma için rahatsız etmiştik sizi.." -"Şu an yoğunum, Ten Dili ve Sefaleti üzerinde çalışıyorum, boşaldıktan sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, biz sizi Aydınları Koruma Cemiyeti nden arıyoruz, bir panel için acaba.." -"Şu an boşluktayım, fikir birliğine girdikten sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, biz sizi Yurtta Sulh Partisi nden arıyoruz, "emperyalizme hayır" imza kampanyası için sizin de adınızı.." -"Şu an adımı değiştirmek için mahkemeye başvurdum, adalet yerini bulduktan sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, ben telefonunuzu bir arkadaşımdan aldım, belki bu gece başbaşa bir yemek ve ardından çılgınca bir.." -"Şu an cinsel kimliğimi bir yakınıma ödünç verdim, iade ettikten sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, ben Zırtpırt FM den arıyorum, şaka yapmak istediğiniz bir tanıdığınız varsa eğer.." -"Şu an kimseyi tanımıyorum, birileriyle tanışır tanışmaz belki.."
-"İyi akşamlar efendim, biz Halkların Kardeşliği, Etnik Özelliklerin Enişteliği, Kültür Mozaiğinin Görümceliği Vakfı ndan arıyoruz, bir akrabalık açılımı ve fraksiyonu bazında kim bilir sizin de.." -"Şu an hayatla ters temas halindeyim, düz temasa geçtikten sonra belki.."
-"İyi akşamlar efendim, biz sizi TNT adlı yerel bir televizyon kanalından arıyoruz; globalleşmenin tartışılacağı bir müzik-eğlence programına konuk.." -"Şu an ergenlik çağımdan yeni çıktım, kurulanıp giyineyim, ben sizi ararım .."
-"İyi akşamlar efendim, yayımlanan son kitabınız hakkında birkaç eleştirim olacaktı, acaba siz neden.." -"Şu an çatladım, su sızdırıyorum, telafisi mümkünse telafi edip size dönerim.."
-"İyi akşamlar, beni terkettiğin günden beri mutlu musun, bunu öğrenmek için aramışt.." -"Şu an yeryüzündeyim, gökyüzüne gittim mi, ben sana bol melekli bir mektup yazar, herşeyi tek tek açıklarım.."
Küçük İskender
| |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Şiir Köşesi...> 16.Ara.2006 Cmt 16:37:29 | | fiogf49gjkf0d Kağıttan Gemiler
Kağıttan bir gemi yaptım küçücük Ya 5 öpücük sığar içine Ya 10 öpücük Kız kardeşim 10 öpücükte batar bu gemi dedi Sen misin 15 öpücük
Anam sakın denize atma dedi Doğru havuza Sen misin Doğru denize Ama ıslanmasıyla batması bir oldu
Bir gemi daha yaparım ne çıkar Hem bu sefer öpücük yerine Sunturlu birkaç küfür Daha birkaç gemi yaparım Çok şükür.
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Kağıttan Gemiler Yapmak
Kağıttandır bizim gemilerimiz. Ufak ufak gemiler yaparız biz; hayallerimizi, düşlerimizi, dertlerimizi, keyiflerimizi taşısın diye. Kağıttan gemiler yaparız ve usulca bırakırız içine yüreğimizi... Kağıttan gemilere teslim ederiz biz yaşamlarımızı... Kalelerimizse kumdandır bizim. Kaleler yaparız, yürek kovalarımızı doldurdukları kumları umutlarımızla ıslatarak. Bazen kocaman, bazen küçücük, kaleler yaparız, yanı başında duran uçsuz bucaksız denize, amansız dalgalara meydan okurcasına, Bazılarımız saklar kağıttan gemilerini, suya sokmaz, batar diye, suya soksa bile içine bir şey koyamaz korkusundan. Diğerlerimiz kumdan kale yapanlara güler. "Ne diye uğraşıyorsun?" der, "Ne diye uğraşıyorsun, nasıl olsa bir dalgada yıkılacak, belki de bir ayak darbesiyle. Hiçbiri olmazsa güneş kurutacak kumları ve dağılacak bu kadar uğraşarak yaptığın kalen."
Diğerlerimiz cesaret eder sonunda bir kağıttan gemi yapmaya, kumları kovasına doldurup da bir kale inşa etmeye... Ama onlara bütün hayallerini, rüyalarını, hayatını yüklediğini sanır. Ve su değip te dağılınca kağıttan gemisi ve dikkatsiz veya acımasız bir ayak basınca kalesine, bir daha affedemez, ne ayağı, suyu, ne kendisini. "Nasıl bu kadar aptal olabildim!" der, "Kağıttan bir geminin yüzmeyeceği belliydi, bunu nasıl yapabildim, o kadar hayali, rüyayı, umudu, öpücüğü bu gemiye ben nasıl koyabildim!" der. "Alçak", der, "Nasıl bastın o özene bezene yaptığım kaleme?" Bir daha ne gemi yapar, ne kale. Eski gemisinde batan hayallerinin acısı ve kendine karşı öfkesi arasında bir yerlerde kaybettiği yaşamını arayıp durur. Ararken bir başkasının kalesini yapmakta olduğunu görünce bazen kendini tutamaz, içeride saklı tuttuğu öfkesi ile basıverir üstüne, yıkar o kaleyi de... Ama öfke susmaz, yarası daha bir kötü acır.
Bazılarımızsa bu sırada devamlı gemi yaparız. Kovalarımızı doldururuz kumlarla. Bir pamuk ipliğine bağlı yaşamımızda ne kadar çok gemi yapabileceğimizi merak ederiz biz. Ve her yaptığımız yeni geminin içine daha fazla öpücük, daha fazla hayal, daha fazla umut, daha fazla neşe, daha fazla yaşam doldurmaya çalışırız. Bunu yapınca daha fazla korkunun da bizi beklediğini bilerek. Ama öğrenmişizdir bir kere, gemiler batabilir ve Öpücükler bitmez bizde! Hayallerimizin geldiği yerden daha çoook hayal çıkar ve kimse bizi yaşamamaya ikna edemez, henüz nefes alırken... Kumdan kalelerimizi daha yüksek, daha görkemli yaparız bir dahaki sefere, kağıttan gemilerimize daha da çok öpücük koyarız. Daha birçok gemi yaparız, çok şükür...
| |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >Şu Anda Hangi Parçayı Dinliyorsunuz ?> 16.Ara.2006 Cmt 16:26:54 | | fiogf49gjkf0d Evanescence- Bring me to life | |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Aşk ve Sevgiye Dair...> 16.Ara.2006 Cmt 16:25:40 | | fiogf49gjkf0d Ben son sözümü ayrılık gününde söyleyeceğim sana.. Belki yarı pişmanlığım ,yarı sitemimle.. Gerek kalmayacak ne vedaya ne yalana.. Son kez bakacağım gözlerine,yaşlı gözlerimle.. Hani ne kalmış elimizde diyeceğim.. Ne kalmış yaşadıklarımızdan..
Düşüncelerimle daralıp başabaşa kalacağım..
Bir ben faydalanacağım avuntularımızdan.. Son kez beni yanağımdan öp diyeceğim.. Derken ellerine bir damla yaş düşüreceğim.. Ağlayan yalnız yüreğim değil der gibi.... Size dokunan birinin içinizdeki bütün ölü duyguları diriltmesi gibi.. "Kelebeklendi" diye adlandırdığınız bütün o aptal hissetmelikler.. Canınızın yanacağını bile bile kendi canınızdan vazgeçebiliyorsanız.. Aşk gerçekten aptallık mı? Bütün masallardan nefret edeceğim o sabahı.. Beni hiç sevmemiş birinin sırtına yaslanarak bekliyorum... Bana sadece dokunarak neler yaptırabileceğinden haberi yoksa o zavallının.. O zaman bütün mutlu sonlu masallarda ölecek bahtsız prensim ben... Parmak izlerinde kaybolduğumu görmüyor musun? Bütün anılarım,benliğim ve sensizliğim senin olsun... Tenin tenime düğüm atar bir çılgınlıkla bağlanmıyorsa... Yere bastığım hayat umurumda bile değil........
(Alıntı.)
| |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >..::Aşk::..> 16.Ara.2006 Cmt 15:55:00 | | fiogf49gjkf0d Sen hiç duydun mu başka bir yüreği kendi göğsünde atar gibi... Üzüldün mü, yanaklarından süzüldü mü hiç bir başkasının gözyaşları... Yabancı hıçkırıklar gelip düğümlendi mi göğsünde...Düşündün mü geceleri... senin olmayan rüyalar gördün mü... senin olmayan birini sevdin mi? Gökyüzüne baktın mı, yıldızlar düştü mü,güneş doğdu mu her gecenin sonunda? Uyandın mı başka birinin sabahına? Hiç sevdin mi sen,Duydun mu başka bir yüreği kendi göğsünde atar gibi... Gülümseyişini hissettin mi belli belirsiz senin dudaklarındaymışcasına yakın... Sıcak... Hiç sevdin mi senin olmayan birini? Senin olmayan bir şehirde, bir gecede, bir bedende yaşadın mı hiç? Sen hiç gerçekten sevdin mi senin olmayan birini...
(Alıntı.)
| |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >ÖZLEMEK> 16.Ara.2006 Cmt 15:46:17 | | fiogf49gjkf0d
Seni özlüyorum... Gecenin en zifiri anında bile odamı aydınlatan bu aşkı özlüyorum, en çok da her gün duyabilmek adını, zamanla yüz göz oluşumun sonunda duyduğum sesini...
Seni özlüyorum işte... Her kavgamızın sonunda çektiğim sancıları, seni kaybetmek korkusunun beni bir bıçak gibi kestiği anları bile.
Hayatlarımızın öyle anlarına tanık olmuştuk ki artık, beni ben, seni sen yapan her ne varsa bir bütün olmuştu. Yani biz olmuştuk, biz sevdaydık, bir tutkulu bakıştık yarınlara umutla yürüdüğümüz.
Seni özlüyorum, kabul ettim artık bunu... Göz bebeklerimin içine yerleşmiştin ve dünyada iyiye güzele dair ne varsa içinde sen oluyordun. Geçtiğim yollar aynı değildi, ne içtiğim su, ne de aldığım nefes...
Meleklerin kanatlarında geliyordun sen bana her gün. Martıların gözlerinde, bir papatya demetinin üstündeki uğur böceği oluyordun, ayın şavkında, umudun mavisinde sen vardın, yüreğime işlemiştim seni bir dantel gibi ince düğümlerle...
Her gün içimi ısıtan asıl sendin... Sıcak ışıkların tüm ruhumu saran, her yeni güne gözümü açar açmaz içime doluştuğun bir günaydındın. Yıkanırken asıl sen akıyordun, sen arındırıyordun beni. Ilık ılık tenimden süzülürken, hiç kurulanmadım ben, içime emdim seni hiç bir damlanı ziyan etmeden.
Seni özlemek dayanılmaz hale geldiğinde bile ben hiç ağlayamadım. Çünkü içimdeydin sen ve seni gözlerimden akıtmaya kıyamadım. Sancılarımla bedenim her gün biraz daha ölse de, aslında her güne ben senin için yeniden doğdum daha da çoğaldım. Senin için çektiğim acıyı sevdim, özleminle dost oldum.
Seni özlüyorum. Çünkü seni seviyorum hem de çok... Doğrularını yanlışlarını sorgulamadan, insanlığın kurallarıyla tartmadan bir çocuk yüreği gibi masumca taşıdım hep, masumca yaşadım seni... Bu hayata verdiğim her nefeste, gittiğim her yerde sende benimle birlikte vardın, o yüzden yalnızlık nedir hiç bilmedim, hiç yaşamadım olmadığın halde sensizliği. Senin bana verebileceklerine takılı kalmadan, seni özgürce sevebilmeyi başardım ben. Seni ben sevdim kim olduğunu bile en doğrularla bilmeden ve de asla değiştirmeden. En katıksız halinle sevdim seni...
Ah sevgili! Asıl seni sen yapan tüm gerçeklerle birlikte seni sevmeyi özledim ben de... Seni sevmeyi özledim en çok, seni sevmeyi özledim...
(Alıntı.)
| |
HayaI
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Fıkra Köşesi...> 16.Ara.2006 Cmt 14:41:02 | | fiogf49gjkf0d Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus çay içiyorlar. Amerikali çayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini çikarip bardaga ates edip parcalamis:
- "Bizde bardaklar o kadar ucuzdurki biz Amerika da ayni bardakla iki kere çay içmeyiz" Ingiliz de bunun üzerine çayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis:
-"Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki,ayni bardakla iki kere çay içmeyiz"
Bunun üzerine Irakli da çayini bitirmis,bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs:
"Bagdat ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki,biz ayni adamlarla oturup iki kere çay içmeyiz..."
| |
| |