LOHUSA KADINLARA MUSALLAT OLAN "ALBASTI / AL KARASI / ALBIZ / SARI KIZ" ÜZERİNE İNCELEME:
Yakutlar`da ilk doğuma büyük ehemmiyet verilmektedir.Doğum günü yaklaşınca erkek ormana gidip bir kayın ağacı keser. Bu ağaçtan bir buçuk arşın uzunluğunda üç kazık hazırlar.Bunlar tek bir kayın ağacından alınmalıdır. Kiler, ev, sandıkları hep açık bırakırlar. Ateşe yağ atıp " ey doğum Tanrıçası Ayısıt hatun ye! Yolun açık olsun ! " derler. Çocuk doğduğu gibi yağlı bir yemek yerler ; bir hayvan kurban keserler. Hayvanın kafasını kırmadan pişirirler. Kemiklerini bir kaba doldurup ormana götürüp bir ağaca asarlar. Doğumun üçüncü günü Tanrıça Ayısıt`ı çıkarma ayini yapılır. Altaylı boylarda ve Kırgızlar`da doğum saati yaklaşınca, oba yakut oymak kadınları lohusanın evine toplanırlar. Tecrübe görmüş bir kadın ebe (ineci) vazifesini görür. Çadırın tam orta yerine (ateş yakılan yerine) bir direk yerleştirerek ona bir urban bağlarlar. Bu urganın bir ucu duvara bağlanıp lohusanın koltukları altından geçirilir. Kadın çok ıstırap çekmeye başlarsa "albastı" yahut "al karası" denilen kötü ruhun lohusa musallat olduğuna hükmederler. Bu kötü ruhu korkutmak, kovmak için erkekler de toplanır, "hay, huy!" diye haykırmaya başlarlar, tüfek ile havaya ateş ederler. Bu gürültü kadın doğuruncaya ve baygınlığı geçinceye kadar devam eder. Bazen baksının müdahalesine lüzum hasıl olur. Lohusalara musallat olan bu kötü ruh Çin seddinden Akdeniz kıyılarına, buz denizinden Hind`e kadar yayılmış Türk Folklöründe Al karası, albastı, albız, albis, almis adlarıyla yer almıştır. Kırgız - Kazak Türklerine göre "albastı" iki nevi olup biri "kara albastı" ve diğeri de "sarı albastı"dır. "Sarı albastı" lar kamların ritüeliyle def olup giderler. "Kara albastı" ise kendisini görmek iktidarına malik olan ocaklı adamdan başka kimseden korkmaz. "Sarı albastı" sarışın bir kadın suretindedir. Bazen keçi veya tilki suretlerine de girer. Bu ruh lohusalara musallat olup ciğerlerini alır, götürüp suya atar. Kamlar yahut ocaklı adamlar "albastı" yı ciğeri yerine koymaya mecbur ederler. "Albastı" yı yakalayan baksı (kam) eline kopuz alarak şu afsunu söyler: "Ey, albastı zalim, Koy ciğerini yerine, Zavallının canın iade et, Sözümü tutmazsan, Bana hürmet etmezsen, Gözlerini çıkarırım..." Bu suretle merasim yapılırsa albastı ciğeri yerine koyar ve ölen lohusa da iadei hayat edermiş. Baksılar "albastı" yı, ekseriya, keçi suretinde görüyorlar. "Kara albastı" yahut "Kara" ciddi ve ağır başlı bir ruhtur."Sarı albastı" ise hoppa, hileci ve şarlatandır. Ekseriye insanları hile ve aldatmakla ele geçirir. Bazen insana dokunmayacağına söz verir ve uzak bulunur. Lakin daima fırsat bekler ve nihayet kolayını bulup bir zararını dokundurur. Albastı, tüfek sesinden, kırmızı renkten korkar. Lohusa "albastı" olursa tüfek patlatmak adettir. Demircilerden ve ocaklı adamlardan da korkar; öyle muktedir demirci ustalar ve ocaklılar vardır ki bunların bir mendil veya külahı "albastı"yı korkutmak için kafi gelir. Kazan Türkleri`ne göre "albastı" kötü bir ruhtur. Meskûn olmayan evlerde ve sahralarda bulunur. Muhtelif suretlerde görünür; yolcuların yolunu şaşırtır, uykuda basar. Uluğ Kem nehrinde bulunan Tuba - Urenha Türklerinin akidelerine göre, "albas" evlenmeyen bir kızdan türemiştir; kumsal yerlerde ve kayalarda bulunur, keçi gibi bağırırlar. Albıs, kızlara musallat olur ve hasta yapar. Muhtedir kamlar ritüel yaparak abızları defederler. Altaylılar`ın akidesine göre "almıs" bir ruhu şerirdir. "Erlik" in âvanından ve hademelerindendir. Fergana Özbeklerin de şeytan, ecine, dev ve perilerden maada bir de "albastı" vardır. "Albastı" yı pejmürde, dağınık saçlı bir kocakarı suretinde tasavvur ederler. Lohusayı yalnız bırakmazlar, ecinenin boğmasından korkarlar. Taşkent`te "Albastı = Alvastı" köprüsü vardır. Oradan gelip geçenlerin pejmürde bir kocakarı gördükleri söylenir. Lohusanın "kara" yahut "karabastı" dan korkusu ve bu "kara" yı defetmek için "kara bakşı (kam)" çağrıldığı Manas destanının devamı olan Yolay Kaan destanında da görüyoruz: "Kara bakşı bar edi Karabaskan katındın Evliyası bar edi... Kara bakşı lohusaya gelen albıza hitap ederek: "Alıstan kelgen Al-bı deyman Raktan kelgen bar edi..." diyor.
|