ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
19 Mayıs 2024, Pazar 06:48   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  perfnya> Forum Mesajları
    perfnya'e ait Toplam 274 Forum Mesajı var
<<1...1819202122232425262728 >>


perfnya

perfnya resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Güldüren Soru Cevaplar..>
  10.Mar.2009 Sal 12:46:35
fiogf49gjkf0d
1."Topkapı ya giderken yolda yedi karısı olan bir adamla tanıştım. Her kadın yedi çanta taşıyordu. Her çantada da yedi kedi vardı. Her kedinin de yedi yavrusu vardı. Kedi yavruları kediler çantalar kadınlar - Toplam kaç kişi Topkapı ya gidiyordur ?"

2. Adamın biri bir tilki bir piliç ve bir çuval mısırı önlerindeki nehrin bir yakasından öteki yakasına geçirecekmiş. Adam kayıkta yanında yanlız bir şey taşıyabiliyormuş. Eğer tilki ile piliç yanlız kalırlarsa tilki piliçi yer. Eğer piliç ile mısır çuvalı yanlız kalılarsa piliç mısırı yer. Bu durumda adam bütün bunları karşı kıyıya nasıl taşır?

3. 3 adam bir otele gider her biri 10 lira vererek toplam 30 lira ödeyerek oda tutarlar ve eşyalarını alıp odalarına çıkarlar. Fakat otel müdürü bugünün çarşamba olduğunu hatırlar ve özel bir fiat uygular. Bellboy u çağırır fazladan kestiği 5 lirayı 3 adama vermelerini ister.Bellboy adamların odasına çıkar ve 5 lirayı geri verir bunun üzerine adamlar 2 lirayı bahşiş olarak bellboya verir geri kalan 3 lirayı paylaşırlar.
Bu durumda adamların otel için ödedikleri miktar 9 liradır (daha evvel 10 lira vermişlerdi sonra da 1 lira geri paylaştılar). Sonuçta toplam ödedikleri miktar 3x9 = 27 lira dır 2 lira da bellboy a bahşiş vermişlerdi ve sonuçta harcadıkları toplam miktar= 27 + 2= 29 lira dır. Fakat otele girerken verdikleri para 30lira idi o halde 1 lira nereye gitti?

4. Önlerindeki bir köprüyü geçmeye karar vermis 4 adam var. Hepsi köprünün aynı tarafındadır. Bütün adamları karsı kıyıya geçirmek için yanlızca 17 dakikanız vardır. Ellerinde bir tek fener var. Gece olduğu için en fazla 2 kişi köprüden geçebilir. Köprüden kim geçerse geçsin feneri biri taşıyacak ve geri getirecektir. Adamların her birinin hızı farklıdır. Köprüyü geçen çiftler den biri daha hızlı dahi olsa yavaş olanın hızında geçebilir.
Adamlarımızın hızları :
1.Adam : köprüyü 1 dak. geçiyor.
2.Adam : köprüyü 2 dak. geçiyor.
3.Adam : köprüyü 5 dak. geçiyor.
4.Adam : köprüyü 10 dak. geçiyor.

5. 3 cocuğum var.Birincisi benim yaşımın ilk rakamı yasındadır.İkincisi benim yaşımın ikinci rakamı yasındadır. Üçüncüsü bu iki rakamın toplamı yaşındadır. Hiçbirinin yaşı aynı olmadığına göre ve hepimizin yaşları toplamı 45 ise benim yaşım kaçtır.

6. Ahmet Veli den yaşlıdır Veli Hasan dan gençtir o halde kim Ahmet ten yaşlıdır.

7. Her saatte 20 dakika geri kalan bir saatim var. Saatim şu an 4.00 ü gösteriyor. Saatimi tam gece yarısı ayarlamıştım ve saatimin tam 4 saat önce durduğunu biliyorum. O halde şimdi saat tam kaçtır.

8. 0.1mm kalınlığında bir kağıt alalım. Önce bu kağıdı ortadan ikiye kıvıralım sonra yine ortadan ikiye kıvıralım ve bunu 50 sefer yapalım.Sonunda kağıdımızın kalınlığı nekadar olmuş olabilir.

9. 2 kapımız var bu kapılardan biri hazine odasına açılıyor. Bu 2 kapının önündede 2 bekçi var. Bunlardan biri hep doğru diğeri ise hep yalan söylüyor. Hazine odasını bulabilmek için bu bekçilerden birine yanlızca bir soru sorabiliriz. Bu soru ne olmalıdır.

10. Eğer 7 kişi karşılaşır ve birbirleri ile yanlızca bir kere tokalaşırlarsa kaç kere tokalaşma olur

11. 1 adam 1 odayı 4 saatte boyuyor ve 2. Adam 1 odayı 2 saatte boyuyor ise her ikisi 1 odayı kaç saatte boyar.

12. 2 dogru parcasi ile bir simiti kac parcaya bolebilirsiniz

13. BIUDBAY sonra hangi harf gelir.

14. Üst katta sönük halde 3 lamba var ve alt katta 3 elektrik anahtarı var. Her bir anahtar bir lambayı açıp kapıyor. Şimdi siz bu anahtarları istediğiniz kadar açıp kapatabilirsiniz fakat üst kata yanlızca 1 kere çıkıp hangi lambanın yandığını kontrol edebilirsiniz. Bu durumda hangi anahtarın hangi lambayı açıp kapadığını nasıl bulursunuz

15. DEVE3 oğlu olan bir adam ölür ve çocuklarına 17 deve bırakır. 1.oğlu develerin yarısını 2.oğlu 1/3nü 3.oğlu 1/9nu alacaktır. Fakat çocuklar bir türlü develeri bölüşemezler. Onlar düşünürken yanlarına devesiyle gelen bir adam develeri bölüştürüp yoluna devam eder. Acaba bu adam bunu nasıl yapmıştır.

16. Bazı aylar 31 günden olşur peki hangi aylar 28 günden oluşur

17. 30 u 1/2 ye böl ve 10 ekle kaç çıkar

18. Konya da yaşayan adamın biri niçin İstanbul da gömülemez.

19. Kadının biri dilenciye 50 lira verir bu kadın dilencinin kızkardeşidir fakat dilenci bu kadının abisi değildir. Bu nasıl olur.

20. 2 adam 5 kere satranç oynamış herbiri aynı sayıda oyun kazanmış fakat hiç bir oyun berabere bitmemiş. Bu nasıl olur

21. Karanlık bir odaya girdiniz oda da gaz lambası- mum- tüplü lamba var vede elinizde bir tek kibrit var. Önce hangisini yakarsınız

22. Doktorunuz size 3 ilaç verdi ve dediki "bunları yarım saat ara ile içiniz". İlaçlarınız kaç saat içinde biter.

23. 1960 larda cumhurbaşkanımızın adı ne idi.

24. Bütün herkesin bildiği Hayat ve Ölüm arasındaki nedir.

25. Yorgun bilgisayarlar acıkınca ne yerler.

26. Ne kadar yağmur yağarsa yağsın daha fazla ıslanmayan nedir.

27. Bir matematik kitabı diğer matematik kitabına ne demiş.

28. Hiç soru sormayan ama devamlı cevap bekleyen nedir.

29. Yağmur düşerken yükselen nedir.

30. Türkçe de en sık yanlış okunan kelime hangisidir

31. Bütün gün boyunca aynı soruyu sorup her seferinde farklı cevap aldığımız soru nedir.

32. Bir kayıkta 3 kişi varmış kayıkları devrilince 2sinin saçları ıslanmış 3.sünün saçları niçin ıslanmamış

33. Mustafa 600 liraya eski bir araba almış bunu Veli ye 800 liraya satmış Sonra 1000 liraya başka bir araba almış bunuda 1200 liraya satmış. Mustafanın karı ne kadardır.

34. Saat te 2 kere ama Saniyede 1 kere meydana gelen nedir

35. Yumurta satıcısına kaç yumurta sattığını sordum. "1. Kişi yumurtalarımın yarısını ve bir yarım yumurta aldı sonra 2. Ve 3. Kişide aynı şekilde yumurta aldı. Hiç yumurta kırmadan bütün yumurtalarımı sattım". Acaba yumurtacı kaç yumurta satmıştır.

36. Askerin biri esir aldığı diğer askere demişki "öyle bir şey söyle eğer söylediğin yalan ise seni kurşuna dizeceğim ama eğer doğru ise seni asacağım". Bunun üzerine esir asker bir cümle söylemiş ve serbest kalmış. Acaba ne demiş


merakmı ettiniz


ÜZÜLME CEVAPLARI AŞAGIDA....

C-1- Bir çünkü yanlızca olayı anlatan Topkapı ya gidiyor.
C-2- Adam önce piliçi karşı kıyıya taşır geri gelirtilkiyi alır karşı kıyıya bırakır piliçi yanına alırpiliçi bırakır sonra yanına mısır çuvalını alır piliçi bırakır karşı kıyıya mısır çuvalını bırakır sonra da gidip piliçi alır ve geri döner.
C-3- Yanlışlık hesapta yapılan yönlendirmeden kaynaklanıyor yani belboy a verilen 2 lira aslında 27 liranın içindedir adamlarımız 3 lira daha alınca toplam 30 lira olmaktadır
C-4- 1. Ve 2. Adam geçer =2 dak
1.Adam geri döner =1 dak
3. ve 4. Adam geçer =10 dak
2.Adam geri döner =2 dak
1. Ve 2. Adam geçer =2 dak Toplam 17 dakika
C-5 27 ve çocuklar 9 7 2
C-6 Hasan sonraAhmet ve Veli
C-7 10.00 am
C-8 çok kalın olur yaklaşık milyonlarca santimetre olur
C-9 bekçilerden birine "eğer öteki bekçiye hazine odasına hangi kapıdan girilir diye sorsam o ne cevap verir"- yani ikiside öteki kapı veya bu kapı diyecektir
C-10 21 kere tokalaşma olur. Formül p(p-1)/2 dir yani 7x6/2=21
C-11 1 saat 20 dakika
C-12 (5)
C-13 S(Sekiz)
C-14 1.anahtarı yakarım ve 5 dakika beklerim-sonra söndürürüm-2. Anahtarı yakıp üst kata çıkarım-lambaları kontrol ederim-sıcak olan lamba 1.anahtarla yanık olan lamba 2. Anahtarla sönük olan 3 .anahtarla açılıp kapandığını bulurum
C-15 Adam kendi devesinide 17 deveye geçici olarak ekler- 18 deve olur 1. Oğul 1/2=9 2. Oğul 1/3=6 3.oğul 1/9=2 deve alır toplam 17 deveyi bölüşürler ve adamda devesine atlayıp gider
C-16 Hepsi
C-17 70 30/ 1/2=60+10=70
C-18 Çünkü Konya da yaşayan biri ölmediği için gömülemez
C-19 Dilencide kadının kız kardeşidir
C-20 Bu 2 adam birbirleri ile oynamıyorlarmış
C-21 Tabiiki kibriti
C-22 1 saat (1.si saatin başında 2.si ortasında 3.sü sonunda)
C-23 Demirel çünkü doğduğundan beri ismi hep aynı idi
C-24 "ve"
C-25 chips
C-26 su
C-27 Çok problemim var
C-28 Telefon
C-29 Şemsiye
C-30 Yanlış
C-31 Saat kaç
C-32 Çünkü adam kelmiş
C-33 400 lira
C-34 A harfi
C-35 7 yumurta (4-2-1)
C-36 "Beni kurşuna dizeceksin"- Eğer onu kursunlarlarsa doğruyu söylemiş olacak asılması gerekirdi- Eğer onu asarlarsa yalan söylemiş olur kursunlanması gerekirdi





perfnya

perfnya resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Hoş Gelişler Ola MUSTAFA KEMAL PAŞA>
  9.Mar.2009 Pzt 13:32:22
fiogf49gjkf0d
·perfnya· :
nihalim gercekten duygulanmamak  elde degil.iböyle bir konuya yer verdiğin için çok tşk ederim sana.bende bişiler eklemek istedim yazınla ilgili...< Kasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00 da Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı ydı. Patalogdu. Arayan ise Ankara Valisi Kemal Aygün dü...
Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü Atamızın naaşını Anıtkabir e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk. Naaşı geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica ediyoruz."Prof. Mutlu önce reddetti.

Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu. Hastalığını gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını rica etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar ***ürürüm,bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı Etnografya Müzesi ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı. Meclis Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda da...Mutlu, görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı. Gerçekten tarihi bir tanıklıktı bu...

Ata nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici kabrinden çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu. Bir hafta boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk başında nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite üyeleri tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi.

Bunun üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni bir sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku çıkmadı.Sanduka talaş doluydu. Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı doluydu. Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında, ağzı kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza için kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi yazılıydı.Ata nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi bir muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar.

Herkes nefesini tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu patlatmış, nöbetçi er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti geziniyordu. Ve 15 yıl sonra ilk kez Ata nın yüzünü göreceklerdi. Kefenin sargıları aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların yardımıyla katafalka çıktı ve Atatürk ün yüzüne baktı. Ata nın derisi kahverengi bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı olmuştu.

Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle anlatacaktı:
"Yüzünü örten ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata nın heykel gibi duran yüzü ile karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz kapağının üzerine düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı ndaki yatağında uyuyor gibiydi." Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun başına çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta Başbakan Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes de yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde aşağı, tabuta doğru baktı.
O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu dan aktaralım:




"Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de baktım ki, müzenin kapısına doğru gidiyor. Atatürk ün yüzüne bakmadı. Tahmin ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda kalmıştı. O da Ata yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına yığılıverdi. Salondaki herkes Atatürk ü tek tek gördükten sonra naaş, tekrar solüsyonla ıslatıldı. Ata nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu beyaz kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp doçenti Dr. Cahit Özen in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı gösterdi ve şöyle dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk ün hemşiresi Makbule Hanım gönderdi.Kefenin içine Atatürk ün göğsü üstünekonmasını istiyor."Doç. Dr.Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı. "Böyle bir kâğıdı Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser kâğıdı katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten sonra salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan besmele çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15 yıl içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri bayrakla örtüldükten sonra kapağı kapatıldı. Ve 10 Kasım sabahı, Ata nın naaşı 15 yıl önce onu Dolmabahçe den Ankara ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son durağı olacak olan Anıtkabir e taşındı. Artık ebediyen orada kalacaktı...




Atatürk ün tabutu, Menderes in huzurunda açılmıştı Ata nın 15 yıl Etnografya Müzesi nde bekletilen naaşı,12 askerin omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir top arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir e taşınmıştı.Radyodan naklen yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar hüzünlüdür. Ancak o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk ün naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem yapılmıştı. Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir formül enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük ilaç şişesi, Ata nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem sayesinde Ata nın naaşı da -diyelim bugün Lenin in mozolesinde olduğu gibi - öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün defnini şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı. Nakilden önce, bu işlem için bir komite kuruldu. O komite,törenden bir gün önce, Başbakan Adnan Menderes in huzurunda Atatürk ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca tahnit bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle Atatürk ün (mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene katılanlar olacaktı. Atatürk le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o törene katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan bilgilerin bir kısmı o tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli Atatürk araştırmacısı Prof. Dr. Utkan Kocatürk ün, Prof.Dr. Kamile Şevki Mutlu ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor. Ata nın yarım asır önceki son yolculuğu, sanırım bu ayrıntılarla daha da ilginç bir boyut kazanıyor.

Atatürk ü son görenler anlatıyor:




Yüzünde iki günlük sakal vardı Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım 1953 te Etnografya Müzesi nde asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki o töreni ve tabutun içindeki Atatürk ü son kez görme fırsatı buldular. İzlenimlerini şöyle anlattılar: OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk ü... Korkunç heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile katafalka çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük sakalı vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."
Gözleri aralıktı

HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım. Başı yana doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı. Hani insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle aralıktı gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."

Nefeslerin tutulduğu an...
Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş, betonlar kırılmış, tabutu kaldıracak zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi, tabutun çevresindeler



Kız kardeşinin gözyaşları
Atatürk ün kızkardeşi Makbule Atadan, başını tabuta dayıyor ve dakikalarca öyle kalıyordu. Belki çok uzaklarda, Selanik te kalan günleri yâd ediyor; belki de ağabeyinin ruhuna dualar gönderiyordu.
Tabut ortaya çıkıyor
Lahtin üzeri tamamen açılmış, Atatürk ün cenazesini 15 yıldan beri muhafaza eden kurşun tabut ortaya çıkmıştı

Dinler, Anıtkabir yolunda...
Türkiye deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.

Atatürk ün tabutu birazdan salona çıkartılmış olacak.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi tabutun çevresindeler...



Tabut salonun zeminine yerleştiriliyor.
Adnan Menderes birazdan Hanımefendi, buyurunuz diyecek ve Atatürk ün kızkardeşi Makbule Atadan ı tabutun yanına ***ürecek...

Mermer lâhid sökülüyor.
Sonra betonlar kırılıyor ve tabutu kaldıracak olan makaralar lâhit salonunun tavanına yerleştiriliyor.

Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.
Etnografya Müzesi nden Anıtkabir e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içide takip ediyo Son saygı duruşu
Üniversite gençliği, Atatürk ün Etnografya Müzesi nde son saygı duruşunu yapıyor sizce biz atamıza yeterince saygı duyurmuyuz bize emanet ettigi ülkemizi koruyabiliyormuyuz < ellerine yüregine sağlık nihalim--
ne mutlu türküm diyenee


perfnya

perfnya resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Hoş Gelişler Ola MUSTAFA KEMAL PAŞA>
  9.Mar.2009 Pzt 13:30:07
fiogf49gjkf0d
nihalim gercekten duygulanmamak  elde degil.iböyle bir konuya yer verdiğin için çok tşk ederim sana.bende bişKasım 1953 Pazar gecesi saat 23.00 da Prof. Dr. Kamile Şevki Mutlu nun ev telefonu çaldı. Prof. Mutlu, Ankara Tıp Fakültesi Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Başkanı ydı. Patalogdu. Arayan ise Ankara Valisi Kemal Aygün dü...
Aygün, "Hocam" dedi, "10 Kasım günü Atamızın naaşını Anıtkabir e taşıyacağız. Bunun için bir komite kurduk. Naaşı geleneklere uygun olarak toprağa defnedeceğiz. Ancak bozulmadan korunduğunu belgelemek için muayene etmenizi rica ediyoruz."Prof. Mutlu önce reddetti.

Mutlu, o sırada 40 derece ateşle yatıyordu. Hastalığını gerekçe göstererek bu görevi bir başka meslektaşının yapmasını rica etti.Ancak Vali Aygün ısrarcıydı: "Ben sizi sarar sarmalar ***ürürüm,bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasım sabahı Etnografya Müzesi ne gitti. Başbakan Adnan Menderes oradaydı. Meclis Başkanı Refik Koraltan ve eski başkan Abdülhalik Renda da...Mutlu, görevden affını istemekle ne büyük hata ettiğini o zaman anladı. Gerçekten tarihi bir tanıklıktı bu...

Ata nın gül ağacından tabutu, 4 Kasım günü, geçici kabrinden çıkarılıp müzenin holündeki mermer katafalka konulmuştu. Bir hafta boyunca sırayla öğrenciler, subaylar ve generaller katafalk başında nöbet tutmuştu. Nihayet tabutun açılma günü gelip de komite üyeleri tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Başlayın" talimatını verdi.

Bunun üzerine tabutun vidaları söküldü. Tahta tabutun içinde madeni bir sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmiş olma ihtimali düşünülerek önce bir burgu ile delik açıldı. Gaz ya da koku çıkmadı.Sanduka talaş doluydu. Sandukanın içi, muhafaza solüsyonu ile ıslatılmış tahta talaşı doluydu. Bu talaş, naaşın ayak yönüne doğru toplandı. Talaşın arasında, ağzı kapalı ve içi sıvı dolu bir şişe bulundu. Bu,cesedi muhafaza için kullanılan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi yazılıydı.Ata nın naaşı beyaz kefene sarılmış, sonra kahverengi bir muşambayla kaplanmıştı.Sargıları açmaya başladılar.

Herkes nefesini tutmuştu. Çünkü, "Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu patlatmış, nöbetçi er, kokudan bayılmış" diye bir sürü söylenti geziniyordu. Ve 15 yıl sonra ilk kez Ata nın yüzünü göreceklerdi. Kefenin sargıları aralanınca Prof. Kamile Şevki Mutlu, orada bulunanların yardımıyla katafalka çıktı ve Atatürk ün yüzüne baktı. Ata nın derisi kahverengi bir hal almış, ama yüz hatları bozulmamıştı. Menderes sapsarı olmuştu.

Prof. Mutlu, gördüğü tabloyu daha sonra şöyle anlatacaktı:
"Yüzünü örten ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata nın heykel gibi duran yüzü ile karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz kapağının üzerine düşmüştü. Atatürk, Dolmabahçe Sarayı ndaki yatağında uyuyor gibiydi." Prof. Mutlu, kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun başına çağırdı. Onlar da tek tek tabutun içine baktılar.En başta Başbakan Adnan Menderes vardı. Koyu renk takım elbisesi içindeki Menderes de yanındakilerin yardımıyla katafalka çıktı,ürkek bir şekilde aşağı, tabuta doğru baktı.
O an ne olduğunu Prof. Kamile Mutlu dan aktaralım:




"Menderes çok heyecanlandı.Rengi sapsarı oldu. Bir de baktım ki, müzenin kapısına doğru gidiyor. Atatürk ün yüzüne bakmadı. Tahmin ediyorum, kendinde o kuvveti bulamadı. En sona Abdülhalik Renda kalmıştı. O da Ata yla karşı karşıya gelir gelmez tabutun yanına yığılıverdi. Salondaki herkes Atatürk ü tek tek gördükten sonra naaş, tekrar solüsyonla ıslatıldı. Ata nın başı pamuklarla örtüldü ve vücudu beyaz kefenle sarıldı. Bu sırada bir komiser,orada görevli adli tıp doçenti Dr. Cahit Özen in yanına yaklaşıp avucunda taşıdığı bir kâğıdı gösterdi ve şöyle dedi:"Bu kâğıdı,Atatürk ün hemşiresi Makbule Hanım gönderdi.Kefenin içine Atatürk ün göğsü üstünekonmasını istiyor."Doç. Dr.Özen, kâğıda bir göz attı. Eski Türkçe bir şeyler yazılıydı. "Böyle bir kâğıdı Atatürk kabul etmez. Bize kızar, darılır" dedi.Komiser kâğıdı katlayıp cebine koydu ve uzaklaştı. Bütün işlemler bittikten sonra salonda bulunanlar naaşın iki yanından geçip hep bir ağızdan besmele çektiler ve cesedi yeni tabuta yerleştirdiler. Bu tabut da 15 yıl içinde yattığı büyük gül ağacı tabutun içine konuldu. Üzeri bayrakla örtüldükten sonra kapağı kapatıldı. Ve 10 Kasım sabahı, Ata nın naaşı 15 yıl önce onu Dolmabahçe den Ankara ya taşıyan top arabasına yerleştirilip son durağı olacak olan Anıtkabir e taşındı. Artık ebediyen orada kalacaktı...




Atatürk ün tabutu, Menderes in huzurunda açılmıştı Ata nın 15 yıl Etnografya Müzesi nde bekletilen naaşı,12 askerin omuzları üzerinde oradan alınmış ve 136 asteğmenin çektiği bir top arabası ve matem marşı eşliğinde Anıtkabir e taşınmıştı.Radyodan naklen yayımlanan o görkemli tören, en az 15 yıl önceki kadar hüzünlüdür. Ancak o törenden hemen önce yaşananlar, tarihçilerin pek ilgisini çekmemiştir. Bilindiği gibi, Anıtkabir yapılana dek, Atatürk ün naaşının korunabilmesi için "tahnit" denilen bir işlem yapılmıştı. Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından gerçekleştirilen bu işlem sırasında naaşa, şırıngayla özel bir formül enjekte edilmiş ve üzerine formüllerin yapıştırıldığı iki küçük ilaç şişesi, Ata nın koltuk altlarına yerleştirilmişti. Bu işlem sayesinde Ata nın naaşı da -diyelim bugün Lenin in mozolesinde olduğu gibi - öldüğü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak İslam dini, ölünün defnini şart koştuğundan,geçici tahnitin bozulması şarttı. Nakilden önce, bu işlem için bir komite kuruldu. O komite,törenden bir gün önce, Başbakan Adnan Menderes in huzurunda Atatürk ün tabutunun açılmasını kararlaştırdı.Tabut açılınca tahnit bozulacak ve ceset çürümeye başlayacaktı.Bir başka deyişle Atatürk ün (mumyalanmış gibi) korunmuş naaşını son görenler, o törene katılanlar olacaktı. Atatürk le ilgili belgesel çalışmaları sırasında o törene katılanların bir kısmıyla konuşmuştuk.Bu yazıda yer alan bilgilerin bir kısmı o tanıklıklara, önemli bir bölümü ise değerli Atatürk araştırmacısı Prof. Dr. Utkan Kocatürk ün, Prof.Dr. Kamile Şevki Mutlu ile yaptığı sohbetten aktardıklarına dayanıyor. Ata nın yarım asır önceki son yolculuğu, sanırım bu ayrıntılarla daha da ilginç bir boyut kazanıyor.

Atatürk ü son görenler anlatıyor:




Yüzünde iki günlük sakal vardı Osman Ersoy ve Halide İntepe, 10 Kasım 1953 te Etnografya Müzesi nde asistan olarak çalışıyorlardı. O yüzden 50 yıl önceki o töreni ve tabutun içindeki Atatürk ü son kez görme fırsatı buldular. İzlenimlerini şöyle anlattılar: OSMAN ERSOY: "Sağlığında görmemiştim Atatürk ü... Korkunç heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile katafalka çıktık. Oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1 - 2 günlük sakalı vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde fark ediliyordu."
Gözleri aralıktı

HALİDE İNTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktım. Başı yana doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı. Hani insan hasret giderek ölürse, gözleri aralık kalırmış ya, öyle aralıktı gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."

Nefeslerin tutulduğu an...
Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş, betonlar kırılmış, tabutu kaldıracak zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi, tabutun çevresindeler



Kız kardeşinin gözyaşları
Atatürk ün kızkardeşi Makbule Atadan, başını tabuta dayıyor ve dakikalarca öyle kalıyordu. Belki çok uzaklarda, Selanik te kalan günleri yâd ediyor; belki de ağabeyinin ruhuna dualar gönderiyordu.
Tabut ortaya çıkıyor
Lahtin üzeri tamamen açılmış, Atatürk ün cenazesini 15 yıldan beri muhafaza eden kurşun tabut ortaya çıkmıştı

Dinler, Anıtkabir yolunda...
Türkiye deki bütün dini cemaatlerin temsilcileri cenaze arabasını takip ediyorlar. Ermeni, Yahudi, Katolik ve Rum temsilcilerle beraber zamanın Diyanet İşleri Başkanı kortejle yürüyor.

Atatürk ün tabutu birazdan salona çıkartılmış olacak.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en üst düzeyi tabutun çevresindeler...



Tabut salonun zeminine yerleştiriliyor.
Adnan Menderes birazdan Hanımefendi, buyurunuz diyecek ve Atatürk ün kızkardeşi Makbule Atadan ı tabutun yanına ***ürecek...

Mermer lâhid sökülüyor.
Sonra betonlar kırılıyor ve tabutu kaldıracak olan makaralar lâhit salonunun tavanına yerleştiriliyor.

Makbule Hanım hıçkırıklar içinde takip ediyor.
Etnografya Müzesi nden Anıtkabir e doğru yol alan korteji, Makbule Hanım hıçkırıklar içide takip ediyo Son saygı duruşu
Üniversite gençliği, Atatürk ün Etnografya Müzesi nde son saygı duruşunu yapıyor sizce biz atamıza yeterince saygı duyurmuyuz bize emanet ettigi ülkemizi koruyabiliyormuyuz < ellerine yüregine sağlık nihalim--


perfnya

perfnya resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >NİHALCIM DOGUM GUNUN KUTLU OLSUN.......(makbet)>
  13.Oca.2009 Sal 17:14:48
fiogf49gjkf0d
dogum günün kutlu olsun nihal nice seneler tüm sevdiklerinle beraber geçirmeni dilerim
<<1...1819202122232425262728 >>