ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

TBMM de Şanlıurfalıları temsil eden milletvekilinin tam 2 eşi, 18 çocuğu, 67 torunu var.


Tempo Dergisi bu haftaki sayısında, iki eşi, 18 çocuğu ve 67 torunu olan Şanlıurfa bağımsız milletvekili Seyit Eyüpoğlu ile görüştü. İşte 2 eşli milletvekilinde şaşırtıcı sözler.

“ŞİMDİKİ AKLIM OLSA BİR EŞLE YETİNİRDİM"

En büyük çocuğu 45, en küçüğü dokuz yaşında. Şeyhanlı Aşireti’nin liderlerinden Eyüpoğlu, “Terör nedeniyle çok çocuk yapmak gerekti” diyor. Eyüpoğlu, başlık parasını kaldırmak ve kan davalarını bitirmek için ‘barış elçiliği’ yapıyor

11’i ilkinden, 7’si ikinci eşten. Şeyhanlılar, Urfa’nın en büyük aşiretlerinden biri. Urfa bölgesindeki güçleri resmi rakamlara göre 10 binin üzerinde. Seyit Eyüpoğlu, 22 Temmuz’da Şanlıurfa bağımsız milletvekili seçildi. Daha önce 19. ve 20. dönemde ANAP milletvekili olarak parlamentoya giren Eyüpoğlu, bu sofradakilere göre, iki eşi, 18 çocuğu, 67 torunu olması nedeniyle ‘asıl haber’ olamaz.

18 çocuğunun büyükten küçüğe adları şöyle: Abdurrahman (45), Ahmet (43), Medine (42), Halil (38), Fatma (37), Ali (33), Emine (32), Faruk (30), Yıldız (29), Sıdıka (27), Ömer (26), Aliye (26), Zerrin (25), Zeliha (23), Mehmet (18), Meryem (16), Cenap (14), Mukaddes (9)... İlk dokuz çocuk, Seyit Bey’in ilk eşi Zeliha Hanım’dan, son yedisi ise ikinci eşi Nofa Hanım’dan.

17 yaşında evlenen Eyüpoğlu, düğünden önce gelini görmemiş. Tabii gelin de onu. Büyükler, uygun bulunca Zeliha ile Seyit’in yuvası yapılmış. Zeliha, 11 çocuk vermiş Seyit’e. 1980’de ikinci eşi Nofa’yı ‘almış’. Beklemediğimiz bir cevap veriyor: “O günler hareketli günlerdi. Sistem gerçekten onu gerektiriyordu.

BAŞLIK PARASINA KARŞIYIM

Siyasete 25 yaşında muhtarlıkla başlayan, 1980 darbesiyle birlikte Anavatanlı olan Seyit Eyüpoğlu, ilkokul mezunu. ‘Terör belası’ nedeniyle okuyamayan ilk beş çocuğu, ilkokuldan terkler. Eyüpoğlu’nun 18 çocuğundan ancak üçü üniversite mezunu. Üçü de erkek; ikisi inşaat mühendisi, biri avukat. Kızlarının neredeyse tamamı ortaokula kadar okumuş. 10 kızdan sadece biri babasına “Beni neden okutmadın” diye sormuş. Cevabı, “Bizde kızlar tarlada ya da dairede çalışmaz. Ev hanımı olduklarından dolayı ortaokula kadar okuyunca o yeterli geliyor” oluyor.

SEVEREK EVLENENLER DE VAR

‘Aşirete gelin gidilir mi?’ diye soranlara gelinlerden birinden cevap: Biz severek evlendik. O sıra kayınvalide gelinine sarılıp, Kürtçe bir şeyler fısıldıyor. Gelinin Kürtçesi henüz o kadar iyi olmayınca, kızlardan biri yardıma koşuyor: “Anam dedi ki, çok konuşmayın!”

"EŞİMİ ÇOK SEVİYORUM"

Zeliha Hanım ve Seyit Bey yaşıt, ikisi de 65 yaşında. Diğer eş Nofa ise 45. Zeliha Hanım, Nofa’yı hiçbir zaman kuma gibi görmediğini, Nofa’nın düğün yemeğini elleriyle yaptığını söylüyor. “Hiç mi kıskanmadınız?” diyoruz.

Utanıp, içeri odaya kaçıyor. Nofa ise daha konuşkan. Ankara’daki komşularının iki kadının aynı evde kalmasını ve nasıl bu kadar iyi geçindiklerini anlamakta zorlandıklarını anlatıyor. Ev işlerinden fırsat bulamadığı için henüz Meclis’e gidememiş. Ama “Gi-de-cem” diyor.

Böyle millete mehel olanda böyle vekildir.
Seçtiğiniz adama bakın, ailesi sırf onu meclise taşımaya bile yeter muhtemelen

Terör nedeniyle çok çocuk yapmak gerekti”

Cümleyi okuyunca komik geliyor bahaneye bak.
Ha komplo kurarak okuyunca o çocukları hangi amaçla yaptın die sorarım.
Teröre katılması için gereken çok çocuk mu yoksa Teröre karşı olsun diye mi çok çocuk?
Eee şimdi teröre karşı çok çocuk olunca ne oluyor???

Kimlerin ellerindeyiz!!!!!!!!

medeniyet dediğin açmaksa bedeni,afrikadaki bedevi hepimizden medeni .......

Mehmet Akif Ersoy

gerektiği kadar iyi yaşayamıyorum 
işin komiği gerektiği kadar iyi nasıl yaşanır, onu da pek bilmiyorum..... 
devamsızlığım çok hayatta.... 
bir yıl düş e dokunur gibi hiçbir şey yaşamıyorum, sonra, ertesi yıl bir gömülüyorum hayata ve aşk a, kaldırabilene aşkolsun .....
nerede, nasıl, ne zaman, kiminle, ne kadar daha fazla mutlu olunur, bilmiyorum.... 
olmadığım yerleri, yapmadığım şeyleri düşlüyorum bazen..... 
bazen diyorum: cinsim başka olsaydı daha mı mutlu olurdum acaba  ....
dallıyorum günleri, bugünün ne içerdigine bakmadan, ertesi gün e geçiyorum hemen.... 
yaşayacaklarımı hep son ana bırakıyorum.... 
kendimi çogunlukla yaşamayacak kadar yorgun hissediyorum.... 
ne yasarsam yasayayım, gözüm hep öteki hayatlar da kalıyor bazen..... 
yaşamaya iyi konsantre olamıyorum.... 
bence hayat, cinselliğin önemli bir parçası.... 
bazılari çalıp-çırpıyor her şeyi, öteki hayatlar dan otluyor hep bazıları.... 
sevişince acıkıyorum.... 
her sabah bir gün eksik uyanıyorum ömrümden.... 
kafamdaki insan, olamıyorum.... 
kendi ömrümdeymiş gibi rahat yaşayamıyorum.... 
herkes ağzına kadar başkası dolu.... 
içimde hiç kötülük yok.. bu çok kötü.... 
depremle yaşamaya da alışabilirim.. tamam.. olur.. fakat bir şartla: beni öldürmeyeceğine söz verirse.... 
ömrüm bir dönem çok açık kaldı, hayatıma kaç insan girdi hatırlamıyorum.... 
aslında ileride çok mutlu olunacak sota yerler biliyorum.... 
bazı sabahları dünya, çok zor alışıyor bana.... 
orjinal bir kaç insan arıyorum.... 
atsan atılmaz, satsan satılmaz bir yük gibi geliyor bazılarına hayat.... 
tez siz, antitez siz, gel bana hipotez, hipotez.... 
hayatta bir ağırlığım olsun diye, şişmanlıyorum.... 
üçün biri ni seçerken bile ikilem e düşüyorum.... 
yaşamak için sonsuz ideal bir yer var mı? ben bulamıyorum.... 
yaşamam gereken bir çok şey ve yaş, başka bir çok şey ve yaşları düşünürken geçip gidiyor..... 
bazen çok geriden yaşıyorum..... 
ömrüm son bulduğunda neleri yaşamış olayım.. neleri yaşamış olmalıyım.. bilmiyorum...... 
bu benim ilk tecrübem dünyada 
bütün güzel kızları, iyi oğlanları kapmışlar....... 
bütün şahane mevzuları çok önceden konuşmuşlar..... 
bütün güzel pozisyonları biz yokken sevişmişler...... 
iyi bir ömür, hangi iyi bir ömürle kıyaslanabilir ki ......
kim olarak öleceğimi, ne olarak kalacağımı bilmiyorum...... 
hayat, benden, zevk alıyor mu acaba bilmiyorum ......
tanrı veya doğa, beni böyle kullanarak ne yapmak istiyorlar, pek anlamıyorum ......
ancak yine de ömrümden geleni yapıyorum....... 
Metin Üstündağ

Varlığı ile yokluğu belli olmayan varlık

Çocuk ne zaman insan sayılır, hakları ne zaman başlar? Doğurma yeteneğine sahip herkes, her durumda bu yeteneğini kullanmalı mı?...

Önce bunlar sorgulanmalı sonrasında yargı yapılmalı derim !!!!!!!

Ellerine sağlık HürremSultaan 

     Can kusen günün kutlu olsun biras geç oldu ama inan en temizinden bi kutlama ...Yaşlanıyosun yaşlanıyosun hemide benim yaşımla uğraşmıycak kadar  çok yaşlanıyosun.......

kusennn tüm dileklerin gerçek ,tüm gerçeklerin mutluluk olsun.....