ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
17 Haziran 2024, Pazartesi 09:23   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   **İSTANBUL**DEPREM GELİYORUM DİYOR**
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Roen

Roen resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Eki.2006 Cum 23:20:59      **İSTANBUL**DEPREM GELİYORUM DİYOR**sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Ne yazık ki bilinen bir gerçek.Bu doğal olay çeşitli sebeplerden dolayı can kaybına sebep olacak..

İzmit depremini iki yıl önce tahmin eden bilimadamlarından jeofizik uzmanı Ross Stein, Kuzey Anadolu fay hattındaki "domino" (zincirleme gerilim ve sarsıntı) etkisinin, İstanbul çevresinde de "tehlikeli sismik gerilimi" oluşturduğunu belirtti.

ABD Jeoloji Tetkik Dairesi (USGS) üyesi olan Stein, California daki önceki günkü basın toplantısında "17 Ağustos taki 7.4 büyüklüğündeki depremin ardından Anadolu fay hattı zincirinde oynamadık bir domino taşı kaldı. O da Marmara Denizi tabanında yayılan fay (büyük kırık) uzantısı. Bunlar da İstanbul a doğru gidiyor" diye konuştu.

"Kırıklardaki gerilim artacak, İstanbul a yaklaşarak artan gerilim şehirde depremi meydana getirebilecektir" diyen Stein şöyle konuştu:
 

"Bu bölge (İstanbul) endişe kaynağıdır. İstanbul bölgesinde meydana gelebilecek büyük deprem için yetkililer önlem almalı. Büyük depremin beş yıl içinde mi, yoksa 50 yıl içinde mi olacağını şimdiden kestirmenin imkanı yok.
Halihazırdaki potansiyelin, hemen çok yakında deprem meydana getireceğinin kesin işareti değil, ancak verilere göre depremden sonra yer katmanı levhalarındaki gerilim, İstanbul bölgesi yönüne aktı."

Amerikalı bilimadamı sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul bölgesine doğru kaydığı düşünülen gerilimi takip etmek, İzmit
bölgesinde gözlemlenen darbe kaymasını kaydetmekten daha zor. Olasılıkları sürekli hesaplamaktayız. İstanbul un tehlikeyle karşılaşması, beklenmedik bir olgu olmayacaktır.

Bilimin gözü, gerilimi daha da batıya kayan Kuzey Anadolu fay hattının Marmara Denizi nin tabanının derinliklerine kayan kırıkların hareketine odaklandı. Marmara - İstanbul bölgesinde yeni depremi önceden tahmin etmekteki zorluk, fay sisteminin deniz derinliğindeki belirsizliği."

Stein, 1997 de, Marmara Denizi nin oluşturduğu "büyük jeolojik körfeze" uzanan Kuzey Anadolu fay hattındaki parçaları inceleyen ekiple birlikte bu alanda bir bildiri hazırladı. ABD Jeoloji Tetkik Dairesi uzmanı Tom Holzer da,
Anadolu yu incelemiş bir uzman olarak "Anadolu da birbirini takip eden çok dominoya tanık olduk" dedi.

Stein ve ekibi, Anadolu da Erzincan dan başlayıp son 60 yılda meydana gelen, büyüklükleri 6.7 ve daha büyük 10 depremin tümünü inceledi. Stein ve ekibi, araştırmalarında, Anadolu da fay geriliminin, kayaç kütlelerindeki
kırılmalarla "giderek hem doğuya, hem batıya yöneldiği" sonucunu çıkardı. 1997 deki araştırmada şu görüş dile getirildi:

"Türkiye de özellikle iki bölge tehlike altındadır: 1939 dan beri büyükçe bölümü epey suskun olan Erzincan ın doğusuyla, İzmit in güney bölümü..."

Kaynak:Milliyet (Menlo Park - AA )

-----------------------------------------------------------------------------

-----------------------------------------------------------------------------------

Cumhuriyet Bilim Teknik,

Dünyanın en ünlü yerbilimcilerinden Xavier Le Pichon: "İstanbul 250 yıllık deprem periyodu içine girdi. Marmara yı yaran faya iki uçtan İzmit ve Gelibolu uçlarında gerilim yüklenmeleri oldu. Fay iki uçtan kasılmış bekliyor. En olabilir ihtimal bu fayın en az 7.4 -8.7 büyüklüğünde bir depremle kırılması. Bu yarın da olabilir; ama 20-30 yılı geçmez..."

Soru: Sayın Xavier Le Pichon, deprem bölgesini gezdiniz, bir yerbilimci olarak neler gördünüz?

Le Pichon: Bölgeyi gezmeye doğudan, Arifiye den başladık ve batıya doğru geldik. Doğuda yer kaymalarının, yani ötelenmenin çok açık verilerini gördük. Ötelenmeler yer yer beş metreye kadar çıkıyordu. Yüzeyde ötelenme miktarları çok değişiyordu ki bu şaşırtıcı değil.. Daha sonra batıya yöneldik, İzmit Körfezi ne geldikçe muazzam tahribat dikkatimizi çekti. Bu çok önemli bir insan felaketidir.

Bilimsel açıdan ilgimi çeken, İzmit Körfezi ne girdikçe fay üzerinde artan miktarlarda gerilme yapılarıydı.. Bilhassa
Gölcük te bu muazzamdı, çünkü sahilde çok önemli bir çökme - parçalanma gördük. Çok ilginç olan, Gölcük teki askeri üssün batısına geçtikçe fayın yüzey ifadesinin kaybolmasıydı... Buna rağmen sismik aktivite İzmit Körfezi nin en batısına kadar devam ediyordu. Facianın boyutlarına baktığımızda, felaketi kötü inşaatların büyüttüğü görülüyordu. Bunlar arazide gördüğümüz temel olgulardı...

Soru: İzmit Körfezi ne girdikçe fayda gerilme yapılarının arttığını söylüyorsunuz, bu ne anlama geliyor?

Le Pichon: Bu ?u demektir: Marmara Denizi ne girdikçe fayın konumunun yavaş yavaş değişmeye başladığını görüyoruz. Bu gerilme, Marmara Denizi ni yaratmış olan gerilmedir. Gerilme bir nevi açılmaya yol açmaktadır, Marmara Denizi bu açılmanın sonucudur. Açılmanın nedenine gelince, Marmara Denizi nin batısında levha hareketinin yönü tamamen değişiktir. Dolayısıyla fayın kendisini bu değişen istikamete uyarlaması gerek. Bunu da hareketine bir gerilme unsuru katarak yapıyor.

Soru: Zemindeki ötelenme miktarlarının değişik olmasını açıklar mısınız?

Le Pichon: Yerin 10 km derinliğinde bu ötelenme, yani kayma yok büyük bir ihtimalle. Yüzeydeki malzeme rijit/sert
olmadığı için, daha önce var olan bütün zayıflık zonları yeknesak olmayan bileşime uymak zorunda. Bunun şöyle bir
deneyini yapabilirsiniz.. iki tahta bloku bir kum örtüsü altında yanal olarak hareket ettirirsen yüzeyde temiz bir yanal
hareket görmezsin. Bu yüzden sismolojik inceleme çok önemlidir, çünkü bu bize derinde neler olduğunu gösterir.. Bir de jeodezik incelemeler çok önemli, bu da bize fayın iki yanındaki blokların nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Fakat ne yazık ki, gerek sismolojik gerek jeodezik olarak elimizide hâlâ fazla veri yok.. Sismoloji hakkında biraz bilgimiz var, depremden sonra jeodezik veriler henüz elimize gelmedi. Bu veriler henüz aletlerin üzerinde duruyor. Bunlar değerlendirildikçe, depremin tablosu ve mekanizması hakkında daha net bir görüşümüz olacak.. Bir de, uydu fotoğrafları üzerinde interferometrik incelemeler yapılacak.

Soru: Bütün verilerin toplanması ve İzmit depremi hakkında tam bir fikir elde etmemiz ne kadar sürer?

Le Pichon: Bir kere böyle bir depremden sonra sismik faaliyet, irili ufaklı artçı depremler şeklinde bir yıl sürer. Problem, bu gelen verinin ne kadar hızlı işlendiği, işleneceğidir. Mesela Japonya da Kobe depreminde elde ettiğim deneyimimle bunu kıyaslarsam, buradaki verinin japonya daki gibi hızlı işlenmediğini görüyorum. Beni özellikle şu çok etkiledi. Bu deprem esnasında yabancı guruplardan elde edebildiğimiz veri, Türklerden elde ettiğimiz veriden çok fazla.. Görebildiğim kadarıyla bu durum Türkiye deki organizasyon eksikliğinden ve Türkiye deki değişik gruplar arasındaki işbirliğinin olmamasından kaynaklanıyor... Japonya da veriler çok büyük bir hızla işleniyor ve elektronik olarak ilgili herkesin kullanımına sunuluyor.

Bu Türkiye nin çözmesi gereken çok önemli bir sorundur. Bu depremi fırsat bilerek bunun düzeltilmesi gerek. Özellikle bundan sonra gelecek büyük depremi düşünerek...

Soru:İstanbul u tehdit eden gelecekteki depremi kastediyorsunuz, ama durun buna gelmeden önce, Kobe depremi ile Türkiye de gördüklerinizi mukayese eder misiiniz?

Le Pichon: Kobe depremi olduğunda Tokyo da misafir profesördüm. Bu depremin Japon bilimsel topluluğu içinde yarattığı fırtınayı gördüm. Çok büyük benzerlikler var Türkiye ile. Japonya da Kobe depreminin bir felaket olduğunun farkına varılması 24 saat sürdü. Burada, felaketin boyutlarının hızlı değerlendirilmesi konusunda bir sorun var. Ve gene gördüğüm gibi, Türk ve Japon hükümetleri orduyu işin içine sokmakta büyük direnç gösterdiler. Bu durum kurtarma hareketlerini çok yavaşlattı.

Özellikle sanayi olarak çok gelişmiş bir alanın depremden ne kadar çok etkilenebileceği ortaya çıkıyor. Depremden sonra Kobe nin, Kuzeydoğusunda kalan yerlerle güneyde kalan yerler arasında bağlantısı kesildi. Türkiye de de Kobe de de, bilim adamları depremin vurduğu alanın tehlikeli olduğunu topluma açıklamışlardı. Bu da bir benzerlik. Her iki depremde de hükümetler bu durumu dikkate almamışlardı. Fakat Türkiye deki durum daha da kötü, çünkü bu fayın kırılacağı çok önceden belirlenmiş, tanımlanmış ve açıklanmıştı.

Türkiye ve Japonya da depremden sonra olanlar insanlarda muazzam bir reaksiyon yarattı, niçin bunlar başımıza geldi, niçin hazırlıksızdık diye sormaya başladılar.. Son beş yılda Japon topluluğu çok daha iyi organize oldu ve şimdi çok iyi durumdalar.. Özellikle bilim adamlarıyla hükümet arasında bilgi alış verişi arttı..

Soru:Peki Japonya daki bu durumu nasıl açıklıyorsunuz, Orası gelişmiş teknoloji ve bilim ülkesi. Politikacılar daha önceki uyarıları neden dikkate almadılar?

Le Pichon: Japonya da İkinci Dünya Savaşı ndan bu yana nüfus yoğunluğu kesif olan büyük kentlerin hiçbirinde büyük bir deprem olmadı. Dolayısıyla böyle bir depreme hazır değillerdi. ABD de böyledir. Bu Türkiye için unik bir şanstır. Kendini tekradan organize etmesi için.. Özellikle büyük bir depremin Marmara Denizi ni yakınlarda vuracağı düşünülürse, bu çok gereklidir.

Soru: Demek siz de Marmara da bir deprem beklentisi içindesiniz... böyle bir deprem Marmara yı ne şiddette ve ne zaman etkileyecektir? Ayrıca, Marmara da bir deprem beklentinizin verileri nelerdir?

Le Pichon: Önce tarihe bakalım. Türkiye deki, İstanbul da çok büyük yıkıcı depremlere baktığımızda, bu depremlerin 250 yıllık zamanlar içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Tabii burada büyük felaketlerin tekrarlama zamanlarından bahsediyoruz. Son iki facia 1509 ve 1766 da oldu. Her iki depremde de Marmara Denizi boylu boyunca kırıldı . En az 150 km lik bir fay parçası kırıldı. 1509 daki depremde çok daha büyük bir facia yaşandı, Gelibolu dan Adapazarına kadar olan fay hattı olduğu gibi kırıldı. Bu çok büyük bir deprem olmalı, büyüklüğü 8 i bulmuş olabilir..

Soru: Tekrar sormak istiyorum, bunları neye dayanarak söylüyorsunuz, o dönemde alet yok.. Sadece bazı kayıtlara mı?

Le Pichon: Tarihsel çalışmalar, veriler.. Mesela 1509 depreminde Gelibolu yarımdasının ucundan Adapazarına kadar olan bütün bölge kırılmış. Bu deprem büyük bir İngiliz bilim adamı tarafından incelendi, adı Nicolas Ambraseys, bu konuda kapsamlı bir kitap yazdı. Bu araştırma kırığın boyu hakkında bilgi veriyor bize... Ortalama 250 yıl içinde, fay üzerinde 3- 5 metrelik bir ötelenme biriktiğini de da biliyoruz. Ve buradan hareketle, depremin büyüklüğünü hesap etmek mümkün.

Soru: Yani bu fay 1506 daki gibi boydan boya yeniden kırılacak mı diyorsunuz?

Le Pichon: Hayır, şimdi Marmara da beklenen kırılma 1506 değil 1766 daki depreme benzeyecek. 1766 da fayın Gelibolu parçası, Marmara parçasından iki ay sonra kırılmış. İzmit parçası ise daha önce kırılmıştı. Bugünkü duruma baktığımızda ise, Gelibolu kısmı 1912 de kırılmış, İzmit parçası ise şimdi kırıldı. Marmara Denizi ni bölen fay, şimdi her iki uçtan yüklenmiş bekliyor. En olabilir senaryo, Marmara yı yaran bütün fay parçanın tek bir parça olarak kırılmasıdır.

Soru: Marmara da üç tane fay parçası olduğu belirtiliyor. Bunların hepsi birden mi kırılacak diyorsunuz?

Le Pichon: Nereden biliyorsunuz üç tane olduğunu?

Cumhuriyet: Bizim araştırmacılarımız söylüyor..

Le Pichon: Ben onlara katılmıyorum. Benim buna inanmamam için iki neden var. İlki tarihsel depremsellik. İkincisi de güncel depremsellik. Tarihsel kayıtlar ve bugünkü sismik aktivite, Mamara da fayın tek bir parça olarak kırılacağını gösteriyor.

Soru: Tahmininizce, bu muhtemel kırılma ne zaman gerçekleşebilir?

Le Pichon: Bunun ne zaman olabileceğini tahmin edemeyiz, yarın da olabilir 20 -30 yılda da olabilir, ama 20-30 yıldan daha ötede olması çok zayıf bir ihtimaldir.

Soru: Peki, şu sırada ne yapmalıyız Türkiye olarak, bilimciler olarak, devlet olarak ve toplum olarak?

Le Pichon: Şu anda yapılması gereken en önemli şey, Marmara Denizi nin çok detaylı incelenmesidir. Bu incelemenin hedefi, olacak depremin ne karakterde bir deprem olacağını tahmin etmeye çalışmaktır. Bu araştırmalar, depremin yaratacağı felaketi, şiddet dağılımının öngörülebilmesi ve bu şiddette bir felaketin ne şekilde ani bir kurtarma yardımını gerektireceğinin tahmin edilmesi açısından çok önemlidir.

Bu bilgileri elde edebilmek için, Türk bilim adamları ve Türkler arasında çok ciddi bir koordinasyon gerekecektir. Ve
önemli ölçüde uluslararası yardım da gerekebilir,bilimel ve teknik olarak.. Bu depremin Avrupa da yarattığı tepkilere
baktım.. Çok olumlu bir hava var. Bir sonraki deprem için hazırlık ve incelemelere Avrupa dan çok ciddi katkı alınabilir...

Soru: Marmara Denizi nde uluslararası bir proje uygulanmasından bahsediyorsunuz.. Bu projenin ana hatlarını ve detaylarınıbelirtebilir misiniz? Hangi ölçekte bir proje ve neleri içermeli?

Le Pichon: Önce: Marmara bilimsel ve oşinografik açıdan çok az biliniyor. Burası detaylı incelenmemiş bir deniz. Mesela bizim olduğunu sandığımız fay üzerinde deniz tabanında sismograf istasyonları kurulabilir, bunlar karaya kablo ile bağlıdır. Petrol şirketlerinin kullandığı üç boyutlu sismik profil incelemeleri vardır. Sismik profil yansıma incelemeleriyle fayın çok detaylı olarak çizilmesi mümkündür. Küçük bilimsel denizaltılarla, yani batiskaf dalışlarıyla fay gözle olduğu yerde derinde incelenebilir. Bir de Avrupalılar, meydana gelebilecek depremin tipinin tespitinde ve etrafında yaratacağı ivmenin hesap edilmesinde yardımcı olabilirler.

Ve bu bilgilerle de, iletişimin hassasiyeti ve muhtemel tahribatı tahmin edilebilir, yapı kodları incelenebilir.

Marmara Denizi ndeki fayın incelenebilmesi ve önümüzdeki dönem İstanbul a çıkartabileceği sonuçlarının tahmin
edilebilmesi için bir uluslararası işbirliği programı oluşturulabilir.

Cumhuriyet: İstanbul fayının iki yandan kasılmış olma özelliği de bilim dünyasının ilgisini çekebilir..

Le Pichon: Evet, her iki uçtan aynı zamanda yüklenen bir fay uluslararası ölçekte incelenmiş olur. Bu durum, bilim camiası için de çok önemli, çünkü çalışmalar sonucu belki de depremlerin nasıl tetiklendiğini öğrenebiliriz. Depremin nasıl üretildiğini öğrenebiliriz. Bunları söylerken, gözümün önünde Gölcük te iki kadının birbirlerini gördüklerinde kucaklaşma sahnesi geliyor.. Bu sahneyi görünce, fotoğraf çekmeye son vermiştim. Bu insanların, en azından bu ölen ve yaralı insanların anısına bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çekilen acılar boşa gitmemiş olsun..

Soru: Böyle bir uluslararası projenin maliyeti nedir? Ve kimler, nasıl finanse edebilir?

Le Pichon: Bilmiyorum, sadece bir sismiğin üç boyutlu fotoğraflanmasının maliyeti bile üç beş milyon dolardır. Çalışanların maliyetlerini vb. düşünürsen 20 milyondan biraz fazlaya gelir. Bir kaç yıla yayılabilir tabii bu çalışma, değişik ülkeler katkıda bulunabilir. Biri bir gemi gönderilir, bu doğrudan para yardımı gibi görünmez ama araştırmaya büyük destektir. Burada harcanan parayı, elde edilecek fayda ile kıyasladığınızda, 20 milyon dolarlık harcama, milyarlarca dolarlık yarar sağlar. Şöyle düşünün, bu araştırmanın toplam fiyatı, bir sonraki felaketetin yüzde 1 i ise, gene de değer bu çalışmayı yapmaya.

Soru: Bu projeyi BM veya Avrupa destekler mi?

Le Pichon: Avrupa Topluluğu hazırdır bunu desteklemeye. Mesela bizim Cumhurbaşkanı şimdi Türklerle dayanışma
göstermenin zamanıdır dedi. Türkiye yi baştan imar edelim dedi. Eminim ben Türkiye hükümeti tarafından açık bir istek gelirse, bazı şeyler yapılabilir.. Tam şimdi zamanı.. Yunanlıların Türkiye ye yaptıkları yardımdan Türkler de çok etkilendi.. Ve bütün bu Avrupa topluluğu ülkelerinde Türk azınlıklar var, bu azınlık Türkler deprem için harekete geçtiler, onlar da Avrupa ülkeleri kamuoyunu mobilize ettiler. Ben bazı teklifler yapıyorum.

Önümüzdeki depremde ne yapılacağı çok dikkatli bir şekilde düşünülmelidir. Olabilecek en kötü şey, bu depremden sonra herşeyin tekrar eski duruma dönmesidir.

Soru: Eğer bugünden itibaren böyle bir deprem tehlikesi varsa İstanbul için, bahsettiğiniz uluslararası ölçekli projenin bir an önce hayata geçirilmesi ve sonuçlarının da alınması gerekmiyor mu?

Le Pichon: Tamamen sizinle aynı fikirdeyim.

Soru: Bugünkü verilerden yola çıkarsak, İstanbul ne derece etkilenebilir?

Le Pichon: Bunu söylemek zor, bilimsel araştırmaların sonunda bir şey söylemek mümkün. Bir de 1509 depreminde
İstanbul un tamamen yıkıldığını, muazzam bir facia olduğunu biliyoruz.. Bu tür modellemeler yapan Türkiye de çok iyi
inşaat- deprem mühendisleriniz var. Onların ihtiyacı olan veriler kendilerine sağlandığı takdirde, yani ne tür bir deprem
olacağının bilinmesi durumunda, İstanbul a vereceği tahribat daha iyi hesaplanır. Ondan sonra yapılacak iş inşaat
mühendislerinin söylediğini sivil otoritenin dinlemesidir ve yapmasıdır.

Soru: Ne kadar büyük olabilir deprem?

Le Pichon: 7.6 dan büyük bir deprem beklenebilir. Bunlar çok kaba tahminlerdir. 1509 da 8 gibiydi. Bu kadarını bilseydik bilimsel incelemeye gerek kalmazdı. Şimdi bütün yaptığımız tahmindir. Ancak bunlar eğitimli tahminlerdir, ama sonuçta tahmindir.

Soru: En iyimser senaryo nedir İstanbul için?

Le Pichon: İnşaat yönetmeliklerine, kodlarına iyi uyulduğu ve iyi bir planla yapıldığı zaman deprem ne kadar büyük ve şiddetli olursa olsun, insan kaybı o kadar az oluyor. Gölcük ü dolaşırken gördüm, adam gibi yapılan binalar yıkılmamış. Kendimizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz, problem bunu uygulamaktan ibarettir. Depremler insanoğlu oldukça vardır. Ormanda ve düz ovalarda yaşadığımız zaman insan hayatına kayıp vermiyordu depremler. İçinde oturduğumuz binaları yapmakla kendi sonumuzu yarattık., Şimdi bize düşen, bekleyeceğimiz tip depremlere göre bu binaları sağlam yapmaktır.

Soru: Depremin kesin tarihini saptamak zor, hatta şimdilik bu başarılamıyor. Ama bu İstanbul önündeki fayın özellikleri, bizedaha yakın bilgi verebilir mi?

Le Pichon: Marmara yı bölen kırığın bu oluşum özellikleri, depremi çok daha muhtemel hale getiriyor. Fayın her iki ucunun sıkıca takibe alınması çok önemlidir.

Soru: Görüntüleme teknikleri çok gelişti. Tabii 12 km derinlikte olan biteni görüntülemek zordur, ama oradaki yoğunlaşmalarhakkında bu görüntüleme tekniklerinden yararlanarak daha ayrıntılı bilgi edinmek mümkün olmayacak mı, en azından ileride?

Le Pichon: ABD liler San Andreas fayının üç boyutlu şeklini çıkarmak üzereler, hatta delme programı başlattılar. Depremi üreten tabakanın incelenmesi önümüzdeki dönem çok önemli bir araştırma konusudur. Bu tabaka üzerinde olan bitenleri daha yakından inceleyebilirsek, önemli bir mesafe almış olacağız..

Cumhuriyet: Sayın Le Pichon bu söyleşi için size çok teşekkür ederim.

Prof. Le Pichon un 24.09.2000 tarihinde Cumhuriyet te yayınlanan söyleşisi 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

vieri19

vieri19 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Eki.2006 Cum 23:33:32sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Roen Tskler Boyle Bir Baslık Actıgın ıcın

 Manyas kus Gölunde olan deprem 5.2 idi ve o depremde bız de yakınız bandırma dayız bayagı bır hıssetık depremı cok panık havası vardı kentte ve manyas gölüne yakın bir köy var dogruca  köyü oranın minaresı yıkıldı bizim köyümüz olur Bu köy .....

Arkasından gemlık de olan yıne 5.2 lık deprem bu tüm soruları yıne aklımıza getırdı

acaba buyuk ıstanbul depremı yaklasıyor mu?

allah bilir her seyı bız bılemeyız her sey allah tan

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

nil47

nil47 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Eki.2006 Cum 23:35:53sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
roen çok bilinçlendirici bi başlık olmuş tebrikler. bende sakarya bizede çok yakın ALLAH göstermsin.
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

vieri19

vieri19 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Eki.2006 Cum 23:39:29sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Aminnn aminnn Nil
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

nil47

nil47 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Eki.2006 Cum 23:49:27sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
aminnnnn!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

nAoNnGaEmLe

nAoNnGaEmLe resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  30.Eki.2006 Pzt 18:40:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

Marmara nın altı çatırdıyor

Prof. Dr. Naci Görür, son depremler üzerine önemli uyarılarda bulundu.

 

 

Büyük depremin ayak sesleri
Balıkesir ve Gemlik depremleri büyük depremin habercisi diyorsunuz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
Bilimsel verilere dayanıyorum. Çünkü 1999’dan beri deprem üzerine çok sayıda çalışma yaptım ve yapmaya devam ediyorum. Ama ne halkımız ne de yöneticilerimiz bilime güvenmediği için, küçük depremlerden sonra teselli sözleriyle rahatlayabiliyorlar. Yüzbinlerce insanın ölümüne neden olacak büyük deprem, bu küçük depremlerle ‘ben geliyorum’ diyor.

Aksi görüşler var ama. Bölgedeki aşırı stresin, bu küçük depremlerle boşaldığını söylüyorlar...
Böyle bir şey yok. Bu bölge 365 gün, bu büyüklükteki depremlerle beşik gibi sallansa bile yine de ordaki stresi boşaltamaz. Bu küçük depremlerden sonra hemen büyük bir deprem olacak ya da bunlar büyük depremin öncü sarsıntıları demiyorum. Ben diyorum ki bu küçük depremler, Marmara’daki stresin arttığını gösteren, büyük depremin ayak sesleri.

Fay kolları farklı ama tabaka aynı
Ama depremler Kuzey Anadolu Fay hattının farklı kolları üzerinde oldu. Biri diğerini etkileyebilir mi?

Elbette farklı kolları üzerinde oldu. Bunu ben de söylüyorum. Büyük depremi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolunda bekliyoruz. Bu depremler bu fayın güneyinde kalıyor. Ancak burada önemli olan nokta şu; Bolu’nun doğusundan gelen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üç ayrı kolu var. Bu faylar birbirine paralel, doğu batı uzanımlı. 1999’daki Gölcük ve Düzce depremlerinden sonra, Adapazarı-İzmit arasındaki kolda, Körfez’in denize açıldığı yere kadar 135 kilometrelik bir kırık oluştu. Bu fayın güneyindeki blok 5.5 metre batıya doğru kaydı. Bu da Marmara’nın altındaki kabuğu yükledi. Bu kabuk stres altına girdi ve gerilmeye başladı. Her yıl 2.5 cm hareket ediyor. Bu hareket de Marmara’yı zorluyor, stres biriktiriyor.

Son zamanlarda olan küçük depremler bu stresi boşaltmaz mı?
Hayır. Bu küçük depremler stres boşaltıyor ama devede kulak diyebileceğimiz kadar. Yine söylüyorum, bu depremlerden 365 gün olsa bile, buradaki stresi boşaltmaya yetmez. Stres birikimiyle, Marmara’nın altındaki kabuk Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzeyi boyunca kırılacak. Asıl gerilimin olduğu hat da bu. Bu hat Adalar’ın güneyi ile Tekirdağ arasındaki deniz altındaki fay. Bu kırılacak. Bu kırıldığı takdirde 7.6 büyüklüğünde bir deprem olacak.

Stres enerjisi o kadar artmış ki
Peki Balıkesir ve Gemlik’teki depremlerin, büyük depremin sinyalleri olduğu sonucuna nasıl ulaşıyorsunuz?

Burada biriken stres enerjisi Marmara’nın çevresini de zorluyor. Balıkesir ve Gemlik’teki depremler bu enerji birikimi ve zorlanmanın eserleri olarak ortaya çıkıyor. Buradaki stres enerjisi o kadar artmış ki, bu depremler yaşanıyor. Daha somut bir örnekle şöyle anlatayım; Bir tahta masaya çok ağır bir baskı uyguladığınızı düşünün. Masa bu baskıya bir süre sonra dayanamayarak kırılır. Ancak kırılmadan önce, masada bazı çatlaklar oluşturur. İşte bu küçük depremler, masadaki çatlaklar. Sonuçta masa büyük bir gürültüyle kırılır. İşte bu da büyük Marmara depremi olacak.

Gemlik aktif faylarla dolu
Siz bir kaç ay önce Gemlik hakkında Ukrayna gemisi ile araştırma yaptınız. Araştırmanızın sonuçları nedir?

Gemlik Körfezi’nin altının aktif faylarla dolu olduğunu gördük. Bu hatlardaki depremlerin Kuzey Anadolu Fayı’nın orta ve güney koluna ait sarsıntılar olduğunu belirledik. Oradaki faylar aktif. Yani bu küçük depremler beklenmeyen depremler değil...

Büyük deprem 1999 depremi kadar büyük etki yaratacak mı?
Çok daha fazla olacak. Çünkü Gölcük depreminde bile Avcılar’da insanlar öldü. 7.6 büyüklüğünde bir deprem olmasını bekliyoruz. Bu deprem fayın bulunduğu yerden 10 km’lik bir alanı etkileyecek.

Sadece İstanbul’u etkilemeyecek mi yani?
Hayır sadece İstanbul değil. İstanbul’un sahil şeridi (Tuzla, Pendik, Kartal, Küçükçekmece, Avcılar, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri) hatta Kocaeli, Yalova, Adapazarı da etkilenir. Onlar biz depremi atlattık diye düşünüp rahatlamasınlar.

30 yıl nasıl hesaplanıyor?
Büyük deprem ne zaman olacak?

30 yıl içinde büyük depremin her an olabilme ihtimali yüzde 60. Bunu 1999’dan beri söylüyoruz.

Nasıl hesaplıyorsunuz?
Bu hesaplama iki ayrı yöntemle yapılıyor. Birincisi tarihsel depremlerin hangi aralıklarla olduğunu inceleyerek tespit edebilirsiniz. Örneğin Marmara Denizi’nde meydana gelen büyük depremlerin tarihlerine baktığınızda; 1509’daki Kıyamet-i Kübra diye anılan İstanbul depremi, 1719, 1754, 1766 Mayıs, 1766 Ağustos ve 1894 depremleri ile 1999’daki Gölcük ve Düzce depremleri. Bunlardan depremlerin tekrarlanma aralıklarının 140-280 yıl arasında değiştiği anlaşılıyor. İkinci yöntem ise, stres transferi adı verilen bilimsel bir hesaplama yöntemi. Bu hesaplama ’rijit’ (sert) bir cismin belirli bir baskı ya da yük altında, ne kadar bir sürede kırılacağını ortaya çıkarıyor. Stres transferinin ne şekilde ve ne kadar bir sürede başka bir alanda oluştuğunu belirleyebiliyorsunuz. Tamamiyle bilimsel olan bu yöntem, Rahmetli Aykut Barka’ya aittir ve uluslararası bilimsel bir dergide de yayımlanmıştı.

FEVERAN EDİYORUM KİMSE DUYMUYOR
“Ne halkımız, ne de hükümet yetkilileri bilime güvenmediği için, sözlerimizi kimse ciddiye almıyor. Başbakanlık’ta yapılan deprem zirvesinde 6 klasör rapor sunduk. Kararlar alındı ama hiçbiri uygulanmadı. Öyle bir noktaya geldim ki, artık fevri konuşuyorum. Çünkü bu duyarsızlık karşısında feveran ediyorum. İnsanlar nasıl bu kadar rahat anlayamıyorum. Deprem geliyor, depreme dayanıklı konutlar istiyoruz diye protesto gösterisi yapan, yürüyen kimse yok. Ben kendi adıma korkuyorum.”


Allah göstermesin....

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

bodrumlu34

bodrumlu34 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  30.Eki.2006 Pzt 19:00:43sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

 

milletttt kaçın bodrumaaaaaaaaa

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  30.Eki.2006 Pzt 19:33:36sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Depremi halk da unuttu!

 

Manyas ve Gemlik depremleri, yetkililerin 17 Ağustos’u unuttuğu ve gerekenleri yapmadığı tartışmalarını gündeme getirdi ama bir gerçek daha var: Vatandaşlar da olası bir depremde ne yapacağını bilmiyor ya da çoktan unutmuş durumda.

 

 

 

 

 

İSTANBUL - Manyas ve Gemlik’te 4 gün arayla meydana gelen 5,2 şiddetindeki depremlerden sonra uzmanlar, “Marmara’nın altı çatırdıyor, bunlar Marmara depreminin ayak sesleridir ancak 17 Ağustos’u çabuk unutan yetkililer gerekli tedbirleri almıyor” yönünde açıklamalar yaptı. Halkın da depremi unuttuğu, atalet içinde olduğu ve bireysel tedbirlere duyarsız kaldığı görüşü, tartışmaların odağındaki bir diğer nokta oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Alper Ünlü, deprem öncesi ve sırasında bireylere düşen sorumluluk ve kişisel tedbirlere bir kez daha dikkat çekti.




EŞYALARINIZI SABİTLEYİN


Bireysel olarak ihmal ettiğimiz en önemli konu, evimizdeki ya da mekanlarımızdaki eşyayı sabitleme oldu. Onca uyarıya rağmen bu noktayı önemsemedik ve mobilyalarımızı sabitleştiremedik.Yine çok ağır ve mobil eşya kullanıyoruz. Toplum olarak bizim çok ağır eşyamız ve ağır bir dekorasyonumuz var. Bireysel olarak yoğunlaşılması gereken en önemli nokta bence evlerimizdeki eşyanın azaltılıp hafifletilmesi ve sabitlenmesi.

DEPREM ANINDA BULUNDUĞUNUZ YERİ TERK ETMEYİN


Deprem anında bulunduğumuz yeri terk etmemiz büyük önem taşıyor. Özellikle apartmanlarda en çabuk çökecek olan kısımlar merdiven ve merdiven holleridir. Depremde kaçmaya çalışan bir çok insan merdivenlerde yakalanmıştır, onun için deprem anında bulunduğumuz mekanı terk etmek yerine, buzdolabı ya da çamaşır makinesi gibi sağlam bir eşyanın yanında ve anne karnındaki cenin gibi oturmak gerekiyor.

MEKANI DEPREM BİTTİKTEN SONRA TERK EDİN


Deprem bittikten sonra da mümkünse bulunulan mekanı terk etmekte yarar var. Üzerinde durulacak bir konu da mekanı terk ederken asansörün kullanılmaması. Binalarımızın yüzde 40’ında bulunan prefabrik merdiven basamakları depremde ilk çökecek yerlerdir. Bu nedenle betonarme merdiven sistemi veya çelik yangın sistemi var ise oradan kaçılabilir.

HER APARTMANDA MUTLAKA TELSİZ OLMAL
I


Bireysel olarak yapılması gereken önemli konulardan biri de telsiz cihazlarıdır. Bizler mobil telefonlara güvenmiyoruz

Prof. Dr. Alper Ünal,"Depremin unutulmaması için belirli aralıklarla tatbikat yapılması gerekiyor."

çünkü enkaz altında bu telefonlar da işlerliğini kaybediyor. Bunun için cep telefonu yerine radyo linkleriyle çalışan telsiz kullanılması çok daha iyi olacaktır. Böylece enkaz altındaki kişiye ulaşmak, onu çıkarırken zarar vermemek mümkün olur. Bu nedenle en azından apartman yöneticilerinin bu konuya özen gösterip apartmana bir kaç tane telsiz almalarını öneriyoruz. Radyo hatlarıyla çalışan telsiz cihazlarıyla ilgili daha önce bir çok kez açıklama ve uyarı yaptık ama bu konuda da insanlarda bir hareket göremedik, yani atalet ve unutkanlık hali burada da devam ediyor. Şunu unutmamak gerekiyor Marmara depreminde bütün sistem gidecek, cep telefonları dahil her şey iptal olacak.

SÖNDÜRME CİHAZINI KULLANMAYI ÖĞRENİN

Binalarımız çok ağır olduğu için deprem sonrasında büyük yangınlar çıkabilir. Bu konuda da en azından apartman yöneticilerinin hazırlıklı olması ve her apartmanda bir kaç tane yangın söndürme cihazının bulunması gerekir. Ancak bazı apartmanlarda varolmalarına rağmen apartman sakinleri bu cihazların nasıl kullanıldığını bilmiyor.

EVLERİN ALTINDAKİ OTOPARKLAR BOŞALTILMALI
Otoparklardaki araçlar deprem anında ciddi bir yangın kaynağı olabilir. Onun için depremden sonra dışarı çıkılır çıkılmaz otoparklardaki araçların da tahliye edilmesi gerekir. Otoparkların evlerin altından kaldırılması alınacak en iyi önlemdir, ancak otoparkı kaldırılmamış yerleşim yerlerinde eğer öncü bir deprem yaşanmış ve dışarı çıkılmışsa otoparkın da hemen boşaltılması lazım. Yani apartman halkının sürekli deprem konusunda toplantılar yapıp bunları konuşması ve depremi unutmaması gerekiyor.

DEPREM ÇANTASINDA MUTLAKA DÜDÜK OLMALI

Deprem çantası iyi bir düşünce ama insanların bu çantadaki malzemeleri sürekli değiştirip yenilediğini sanmıyorum. O yüzden düdük, telsiz gibi iletişim sağlayacağımız araçlar ile fener bu çantada bulunması gereken en önemli malzemedir. bunun dışında sürekli yenilenmesi gereken bisküvi, şeker gibi malzemeler kişilere göre değişebilir.

DEPREMDEN SONRA KAÇACAK YER SORUNU YAŞANACAK
İstanbul’daki yapılaşma sistemi depremden sonra kaçmaya da müsait değil, çünkü kaçılacak yerler de çok sınırlı. Büyük bir deprem anında parklara giden tahliye hatlarının da dolu olacağını söyleyebiliriz. Yani bu şehirleşme modeli bizi tahliye noktalarına götürmeyecek, yığılmalar olacak ve yollar dolacak. Büyükşehir belediyesine burada önemli görev düşüyor, acil ulaşım planının bir an önce yapılması, tahliye ve kaçış noktalarının belirlenmesi ve ilçe belediyelerinin de bunu vatandaşa ulaştırması çok önemli. Kötü bir senaryo çizmek istemiyorum ama tablo çok vahim, İstanbul’da bir taraftan enkaz kaldırma, bir taraftan da yer açma gibi önemli sorunlar yaşanacak.

 


Deprem çantası için tavsiye edilen malzemeler

*Enerji veren yiyecekler
*Telsiz
*Yedek pilleriyle radyo
*Yedek pilleriyle fener
*İlk yardım çantası
*Kişisel, reçeteli ilaçlar (Örneğin, kalp, damar, tansiyon, şeker ve hormon ilaçları)
*Bir kat giysi
*Bir miktar para
*Çok amaçlı çakı
*Düdük
*Kalem, kağıt
*İçinde önemli telefon numaralarının, iletişime geçilecek kişilerin bilgilerinin bulunduğu su geçirmeyen bir dosya
*Çocuklar, yaşlılar, engelliler ve ev hayvanları için özel malzemeler

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir