fiogf49gjkf0d Bu son gecem, Bu son veda, Şafağı bekliyorum, Seni bekler gibi, Şafakla birlikte doğacak umutları, Doğacak güneşi bekliyorum, Kollarımla sarmak istercesine güneşi, Sıcaklığını iliklerimde hissetmek için, Seni bekliyorum, Şafakta haykırmak için dağlarda, Güneşle sevişmeyi şafakta, Ölümü bekliyorum doğacak güneşi beklerken, İnsanları düşünüyorum, İnsanları düşündükçe leş kargaları geliyor aklıma, Fırsatçı ve çıkarcı leş kargaları, Kan emici yarasalar geliyor aklıma, Sonra seni düşünüyorum, Ümitsizce beklediğim seni, Ölümü bekliyorum, ölümü ve seni Doğacak güneşi beklerken, Bu son gecem, Bu son veda. |
fiogf49gjkf0d Hoşçakal...
Sabahları yağmur sesiyle uyanılan, herkesin boğazlı kazaklar giydiği, hüzünlü yüzler taşıyan o insanların, duman altı kahvelerde kitap okuyarak ve hep o sevdiğimiz şarkıları dinledikleri bir sahil kasabasında yaşamak istiyorum artık. Yolda yürürken kimseyle selamlaşmamayı özledim. Hem de çok.
Sen şimdi kırılıp üzülürken bu yazdıklarımı okurken ben çoktan gitmiş olacağım. Oysa taa başta konuşmuştuk bunları seninle. Gideceğimi, daha doğrusu kalamayacağımı, kimseye ve hiçbir yere ait olamayacağımı daha ilk gün anlatmamış mıydım ben sana?
Büyük ihtimal vedala şmadan giderim demiştim. İşte şu an telefonu açmıyor oluşumun nedeni de bu vedalaşmama adeti.
Sana yazd ığım ilk ve son mektup bu. En azından artık sana hiç yazmadığımdan şikayet etmeyeceksin. Atıl kuru bir vedalaşmadan çok daha anlamlı bir şey bırakıyorum sana giderken. Yapacağın her şeyi olduğu gibi, şimdi soracağın soruyu da biliyorum. Ellerini saçlarının arasından geçirip neden? diye mırıldanıyorsun şuan büyük ihtimal ve büyük ihtimal sol omzunla pencereye yaslanmış haldesin. Neden? Çünkü her şeyi bilmekten ve her gün hep aynı günü yaşamaktan ve senin bu aynılığı hiç fark etmeyişinden yoruldum. Geleceğin saati, bana söyleyeceğin ilk sözü, kavgalarımızın sonunu ve o sonlardan sonra ne olacağını nereme dokunup bana nasıl sarılacağını biliyor olmaktan çok yoruldum.
Biz olmaktan onur duyaca ğımı söylemiştim sana. Ben biz olmak kavramının benden tamamen vazgeçmek olduğunu bilmiyordum o zamanlar. Yine o zamanlar ben, bana asla yalan söylemeyeceğin yalanına da çok inandırmıştım kendimi... O zamanlar cep telefonunda seni boğuyorsa ayrıl o zaman o kadından mesajını da bulmamıştım... O mesajı okuyunca anladım ki esas benim tek kişilik derin ve büyük nefeslere ihtiyacım var. O mesajı okuyunca anladım ki insan kendi eli ile yazdığı masaldan bile mutlu sonla çıkamıyor artık... Anladım ki sende gidecek yürek bende ise kalacak mide yok...
Seni sana ve kim bilir daha kimlere b ırakıyorum. Kendimle olmaya, yalnız kalmaya, kısacası nefes almaya gidiyorum ben.
|