ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2008 Cmt 19:07:30 |
| fiogf49gjkf0d Nédén SadéCé Küçükkén KuruLuyoR Uçsuz ßucaksIz HayaLLéR İnsan ßüyüyünCé HayaLLéri dé mi KüçüLüyoR ?.. | |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2008 Cmt 22:28:37 |
| fiogf49gjkf0d
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.
Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye. Etrafına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "Ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu.
"Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "Merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten." Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış. Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler.
Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve; "Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır" demiş kelebek. "Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."
Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten. Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum" diyebilmiş ancak. Papatya donakalmış. Sadece "Bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından. Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.
İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş. Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden.
İşte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş: "Seviyor mu, sevmiyor mu?"...
| |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2008 Cmt 22:43:03 |
| fiogf49gjkf0d | |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Ağu.2008 Cmt 22:43:26 |
| fiogf49gjkf0d | |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:06:47 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Biz seninle imkânsız sevdanın iki kuluyduk Ve iki yakası hiç kavuşmayacak Birbirine sevdalı uçurumduk Ayaklarımız yanarken karlarda Bir avuç güneşimizle Toprakta zamansız yeşermeyi umduk
Zaman durmayacak elbette Yalnızlığı dolduracak yüreğimize Susacak umutlarımız, Ayrılık ket vuracak dilimize Yaşayacağız belki de ayrı kentlerin sabahında Ama....Ama aynı güneş doğmayacak gözlerimize
Sırtlarımız yoklukta hep nemli duvarlara yaslanacak Boğazımızda düğümlenecek sevdaya yazılmış satırlar Belki de hep susacak.... Kim bilir belki de bir aksam Solgun uçurum çiçekleri düşecek ellerimize Güneş kamaştırsa da gözlerimizi Yüreklerimiz hep kuytularda içli içli ağlayacak
Acılarımızı harmanlayacağız mevsimlerde Gözlerimizi arayacağız hep ıssız köşelerde Bihaber yaşasak ta yaban ellerde Hep şarkımız çalacak ayrı düşmüş dillerde
Ayrı kentlerin soluğunu alsak da İnadına yaşatacağız sevgimizi ayrılsak da Takvimler düşerken asırlara Uçurum çiçekleriyle ayrılığımız yazılacak baharlara
Ölüm gelene kadar yalnızlık çalacak kapımızı Unutmak için birbirimizi Kim bilir kaç gece yakacağız anılarımızı Ama... ama hiç unutulmayacak yeminlerimiz
| |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:08:42 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
| |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:12:53 |
| fiogf49gjkf0d
Hiç oldu mu sana da böyle? Eğer yasadıysan, bana yardim et... Ne olur.. İçimde koskoca bir çark var sanki..Tam göğsümde.. Durduramadığım... Bazen hızlanan, bazen yavaşlayan, hiç ama hiç durmayan...
Canim yanıyor.. O döndükçe.. Sanki çevresindeki her bir şeyi koparıp götürüyor.. Beni, içimi parçalıyor... Nedenini bilemediğim bir şekilde parça parça içime yayılıyorum...
Üşüyorum, İçimde bir uçurum var sanki... sonunu göremediğim.. Sanki her şeyin saçmalığını almışım da içime, Sanki dünyadaki her şeyin en uç noktası gelip sığmış da içime, Bana yer kalmamış... Çıkmak istiyorum... Herşey bitsin istiyorum, Ne varsa olan...
En çok da neyi düşünüyorum biliyormuşsun? Öyle bir şey yazmalıyım ki, öyle bir şekilde anlatmalıyım ki yasadıklarımı, kağıda döküldüğünde teker teker bitsinler.. Teker teker yok olup huzurumu geri getirsinler...
Ama olmuyor iste.. Yazamıyorum.. Her yazının sonunda koskoca bir boşluk görüyorum kağıtta.. Bütün yazılarım siliniyor, içindeki hersey gelip yine içime yerleşiyor.. Çarkım dönmeye başlıyor... Uçurumum derinleşiyor...
Biliyor musun, ağlayasım var.. Ama onu bile yapamıyorum...
| |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:14:58 |
| fiogf49gjkf0d
| |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:18:47 |
| fiogf49gjkf0d
Gözlerini dönme benden başka yana.. Susuz bulup ektiğin yer yüreğimdir.. Ateşin sebep gönülden akan kana.. Köz olup yaktığın yer yüreğimdir..
Şifâdır bir bakışın, şifâ bu câna.. Senin gibi tabip gelmedi hiç cihâna.. Derdinle saltanat kuran şu sultana.. Sessiz kalıp baktığın yer yüreğimdir..
Gözlerin, gözlerin işte geceler ne ki.. İçinde binbir harf var, bu heceler ne ki.. Seni sevdiğini söyleyen o niceler ne ki.. Hissiz bilip bıraktığın yer yüreğimdir..
Elem geride kalmış sanki bir fer var.. Bir umut, sanki sevdaya yine sefer var.. Hasretini göğüsleyecek bir nefer var.. Yavuz gelip çaktığın yer yüreğimdir..
Söylediğim ne biliyor musun aslında.. Yaşadığımız çağ, o çocukluk neslinde.. Yıllar sonra yine bu sevda faslında.. Söz alıp aktığın yer yüreğimdir.. | |
silverxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 10.Ağu.2008 Pzr 14:20:57 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
İnsan ömrü bir kitap misali değil midir? Kimininki bir satırlık, kimininki bin sayfalıktır Tek ortak noktaları bir gün biteceğidir... Ben hüzün dolu bir kitabım
Benim acılarım sayfa, göz yaşlarımsa mürekkep oldu Anlattılar birer birer, ama konu hep aynıydı Hayat akışım bir çizgiydi, çizginin adı ise "hüzün" Ben hüzün dolu bir kitabım
Senaryo baştan belliymiş, acılar benim kaderimmiş Mutluluğu yakalamaya uğraşırken, tebessüm etmek bile Yasakmış İstesem de istemesem de oynamaya mecburum Ben hüzün dolu bir kitabım
Aşk tır karanlıkta insanı aydınlatan O dur insanın ruhunu, beynini güzelleştiren Ben mahrum kaldım aşka, hala karanlıktayım Ben hüzün dolu bir kitabım.... | |
| |