ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


29 Nisan 2024, Pazartesi 03:22   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Güzel Sözler
forum sohbet oyun basliklari
   Bir yudum hikaye
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  4.Oca.2008 Cum 08:50:23      Bir yudum hikayesohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Yaşlı  hamal sırtındaki yükün altında ezilmiş ve yorgun bir şekilde ilerliyordu, köşeyi döndü v zengin bir adamın arabasına binerken gördü, bir ara iç çekti ve yoluna devam etmek istedi, ama bir ağacın dibine geldiğinde artık gücü kalmadığını hissetti ve ağacın dibine yığıldı. Az dinleneyim düşüncesiyle cebinden mendilini çıkardı ve buruşmuş anlına sürerek terini sildi. Bu arada gözünü zengin adamdan alamıyordu ve içinden şöyle söylendi.

--- Ey Allahım kimine oturduğu yerden para veriyorsun, banada bu yükü çektiriyorsun, nolur Allahım benimde yemeğim ayağıma gelsin...

O ara karşı köşede bir kalabalık kavga ediyordu ve yaşlı ihtiyarın gözleri o yöne döndü.büyük bir kavgaydı ve dayanamadı, kavgayı ayırmak için ayağı kalktı ve yanlarına gitti. Bir anda kendini büyük kavganın ortasında buldu. Yüzüne bir yumruk yedi sonrada beline bir sopa...

Güvenlik güçleri olaya el koydu ve yaşlı ihtiyarıda tutukladı, her ne kadar ayırmak için burada olduğunu söylesede dinleyen olmadı ve karakoola gitti. Karakolda nezarethaneye girdi, bu arada karnı okadar acıkmıştıki, midesinden gelen sesleri hayli rahat duyabiliyordu. Az sonra bir güvenlik görevlisi ekmeğini ve yemeğini yaşlı adamın ayağına kadar getirdi ve önüne koydu. Yaşlı hamal çok aç olduğuna rağmen yemeği yiyesi yoktu ve hafif bir tebessüm etti. Yanındaki başka birisi neden güldüğünü sordu, adam çok açım ama yemeğimi yiyemiyorum, nedenini sorarsan bütün bunlar yanlış bir dua sonucu başıma geldi. Adam iyice şaşırmıştı ve hamala o ne demek dedi...

--- Ben Allahtan yemeğimin önüme gelmesini istemiştim ve başıma bunlar geldi, halbuki hayırlısını istemedim. çilelide olsa hayırlı rızıkdan şikayet ettim. Dedi

Konunun ana fikri : Her ne olursa olsun yaradandan hep hayırlısını istemeliyiz...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  4.Oca.2008 Cum 08:51:12sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Yağmurlu ve soğuk bir kış günü, yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.

"Eski gazeteniz var mı, bayan?"

Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi.

"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.

Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum.

Oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti. Bir an kafamı uzattım içeriye küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu.

Erkek çocuğu bana döndü ve

"Bayan, siz zengin misiniz?" diye sordu.

"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu, gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve

"Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.

Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.

Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.

Pişirdiğim patateslerin tadına baktım. Sıcacıktı patatesler.

Başımızı sokacak evimiz vardı.

Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi, bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.

Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.

Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu.

Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu. Ben unutmayacağım.

Konunun anafikri : Her ne olursa olsun elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz ve bizden daha fakir olanları unutmayalım...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  4.Oca.2008 Cum 09:50:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Gelibolu kara savaşlarının başladığı ilk günlerde,yarım adanın güneyinde ileri hatlarda bulunan  26. alayın taburları karşılarındaki kendilerinin 9 misli fazla askerle mücadeyi kahramanca sürdürüyorlardı.Hatta 9. tümene ait 8 adet bölük ilk gün yapılan savaşlarda düşmanın 2 taburu karşısında yapa yanlız kalmıştı. Üstelik 27 nisan tarihinde mortokoy civrından fransızlarda kereviz dere bölgesine doğru taarruza geçmişlerdi. Buradaki birliklerimize takviye gerekiyordu. Gelibolunun kuzeyindeki 5 ve 7. tümenlerinin bu bölgeye sevki emredildi.5. tümene bağlı olan 17. piyade alayı deniz yoluyla kilit yaya geldi.9. tümenin emrine verilen bu birlik yaya olarak eceabat ve kilit bahiden geçecek ve havuzlar mevkiinde konaklıyacaktı.Anlatacak olduğumuz bu olayın kahramanı yrb.Hasan bey birliğinin tam önünde ilerliyordu.Bu vaziyette kilitbahiy köyünün tam ortasına meydan çeşmesine gelmişlerdi.Normal bir köydü ve diğerlerinden farksızdı. Etrafta koşturan çocuklar,su testilerini doldurmaya çalışan kadınlar.

Yrb. hasan orada ilginç bir olaya şahit oldu, tüyleri dökülmüş  ve vicudu yara bere içinde bir köpek su içmek için çeşmeye ilerliyordu, fakat insanlar onu çeymeye koymuyor ve uzaktan taş atıyorlardı,yrb. hasan atından indi ve köpeği yaralarından ve vicudundan akan irinlerinden tiksinmeden kucakladı veçeşmeye götürdü. Önce susuzluğunu giderdi sonra karnını doyurdu ve yanına alarak yola devam ediyorlardı.bu Köpeğe neden bu kadar ilgi gösterdiğine askerleri anlam veremiyor ama sormayada çekiniyorlardı, bir gün bir asker dayanamadı ve sordu. Cevap şuydu.

---Çünki cenab-ı hakkın  kıyamet gününde neden bu köpeğe merhamet etmedin sorusundan korktum.

Köpeğin adını CANBERK koymuştu, canberk gün geçtikçe iyileşiyor ve tüyleri yeniden çıkıyordu. Yeni hayatına alışmış ve mehmetcikle beraber en çetin savaşlarda türk siperlerine mehmetcikle birlikte atlıyordu. Savaşlar çok çetindi ve özellikle fransız askerlerinin sonu gelmiyordu. Hatta bazen Türk siperlerine gece baskın yapıyorlardı, ama canberk geceleri gözünü bile kırpmadan duruyor ve havlayarak ortalığı ayağı kaldırıyordu.Tam manasıyla iyileşmişti.

11 tenmuz günü sabahleyin şiddetli çatışmalar meydana gelmişti.Önce fransızlar taarruza kalktılar, ama yorgun mehmetcik gene düşmanı püskürtmeyi başarmıştı, ve ardından mehmetcik fransızlara karşı taarruza geçti.Düşmanı saklandığı siperlerden kaçırmayı başardılar,ve düşman geri çekilmeye başladı, etraf fransız cesetleriyle doluydu.Mehmetcikler şehit arkadaşlarının defn işleriyle ve yaralıların sargı evine nakliyle uğraşırken yrb. Hasan bir fransız askerinin ölü gibi yattığı halde kıprdadığını hissetti. Yanına gidip yaralı ise sargı emri için naklini isteyecekti ve fransıza yaklaştı. Tam yarası varmı diye bakarken kalleş fransız elinde kamasını yrb.Hasanın göğsüne sapladı. Yere yığılan yrb Hasanın yarasından oluk oluk kan akıyor ve mehmetcik neye uğradığını anlamadan fransıza müdahele ettiler, ama geç kalmışlardı. imam geldi ve Kuran okumaya başladı. Yrb. Hasan imama La havle vela kuvvete illa billahül aliyyil azim duasını 33 kere okumasını istedi ve imam da okumaya başladı.İmamla beraber okumaya çalıştı ve yüzü iyice solmuştu.Uzaklardan gelen bir havlama sesi vardı ve sesin kime ait olduğunu biliyorlardı. Canberk geldi ve veli nimetinin yanına çöktü, ellerini yalıyor ve göz bebeklerinin içine bakıyordu, kalk diyor gibiydi, ama nasfile. Yrb. Hasan bir an ilkindi ve beni ayağı kaldırız dedi. Son emrini yerine getiren mehmetcik komutanını ayağı kaldırdı. Yrb. Hasan ufka bakarak

--- Neden zahmet buyurdunuz ya resul allah dedi ve oracıkta can verdi. Yüzünde tebessüm vardı. Yrtb. hasan  Kainatın efendisiyle gitmişti.

Askerler komutanlarının naaşını yere yatırdı ve üzerlerine Türk bayrağı örttü, ve bulunduğu yere defnetmek için bir mezar açtılar. Canberk veli nimetinin ayak ucuna bayrağın altına girmiş ve sessiz sessiz inliyordu, yalvarır gibi hali vardı. Mezar açılmış ve komutanın naaşı defnedilecekti, bayrak kalktı, ama canberk kalkmıyordu. Askerler irdelediler ama köpekte hiç hareket yoktu. Herkes şok olmuştu, canberk bayrağın altından yaradana yalvarmıştı ve komutanının peşinden gitmişti.

Komutanı defnettikten sonra ayak ucuna bir mezar daha açıldı ve canberkide oraya defnetmişlerdi...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  4.Oca.2008 Cum 10:02:57sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Sally, küçük kardeşi George hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen herşeyi yapmışlardı. Georgi nin yalnızca çok pahalıya malolacak bir ameliyatla kurtulma şansı vardı fakat bunun için yeterli paraları yoktu. Babasının, umutsuz bir biçimde annesine şöyle fısıldadığını duymuştu Sally:"Yalnızca bir mucize onu kurtarabilir."Bu sözleri duyar duymaz, usulca kendi odasına yürüdü Sally. Domuz biçimindeki kumbarasını gizlediği yerden çıkartarak içindeki paraları yavaşça yere dökerek saymaya başladı. Yanılgıya düşmemek için tam üç kez saydı kumbaradan çıkardığı bozuk paraları. Sonra hepsini cebine koyarak aceleyle evden çıkıp, köşedeki eczaneye gitti.Eczacının dikkatini çekebilmek için büyük bir sabırla bekledi. Eczacı çok yoğundu ve bir adama ilaçlarını nasıl kullanacağını anlatıyordu. Bu yoğun çalışmanın arasında sekiz yaşındaki bir çocukla ilgilenmeye hiç niyeti yoktu ama Sally nin beklediğini görünce "Evet, ne istiyorsun söyle bakalım" dedi. "Biraz acele et, gördüğün gibi beyefendiyle ilgileniyorum" diyerek yanındaki şık giyimli adamı gösterdi.Sally "Kardeşim" dedi. Sessizce yutkunduktan sonra devam etti: "Kardeşim çok hasta, bir mucize almak istiyorum."Eczacı Sally e bakarak "Anlayamadım" dedi."Şeyy, babam Onu ancak bir mucize kurtarabilir dedi, bir mucize kaç paradır, bayım?"Eczacı Sally e sevgi ve acımayla baktı bu kez: "Üzgünüm küçük kız, biz burada mucize satmıyoruz, sana yardımcı olamayacağım" dedi.Sally o kadar kolay vazgeçmek istemedi. Eczacının gözlerinin içine bakarak "Karşılığını ödemek için param var benim, bana yalnızca fiyatını söylemeniz yeterli" dedi. Bu arada Sally ve eczacının yanında bekleyen iyi giyimli bey Sally e dönerek "Ne tür bir mucize gerekiyor kardeşin için küçük hanım? diye sordu. "Bilmiyorum" dedi Sally. Sonra gözlerinden aşağı süzülen yaşlara aldırmaksızın devam etti: "Tek bildiğim, o çok hasta ve annem ameliyat olmazsa kurtulamayacağını söyledi ve ailemin de ameliyat için ödeyebilecekleri paraları yok. Ama babam Onu ancak bir mucize kurtarabilir deyince ben de paramı alıp buraya geldim.""Ne kadar paran var?" diye sordu iyi giyimli adam. "Bir dolar ve onbir sent" dedi Sally. "Ve dünyadaki tüm param bu!" "Bu iyi bir şans, küçük kardeşini kurtarmak için gerekli olan mucize için yeterli bu para" dedi, iyi giyimli adam. Adam bir eline parayı aldı, öteki eliyle de Sally nin elini tutarak "Beni yaşadığın yere götürür müsün lütfen?" diye sordu. "Küçük kardeşini ve aileni tanımak istiyorum" dedi. İyi giyimli adam Dr. Carlton Armstrong du ve George için gerekli olan ameliyatı yapabilecek tanınmış bir cerrahtı. Ameliyat başarıyla sonuçlanmış ve aile hiçbir ödeme yapmamıştı. Hep birlikte mutluluk içinde evlerine döndükleri zaman hâlâ yaşadıkları olayların etkisinden kurtulamamışlardı.Anne "Hâlâ inanamıyorum. Bu ameliyat bir mucize! Doğrusu maliyeti ne kadardır merak ediyorum" dedi. Sally kendi kendine gülümsedi. O bir mucizenin kaça malolduğunu çok iyi biliyordu. Tam tamına bir dolar ve onbir sent!
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

kopyakalp

kopyakalp resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  23.Oca.2008 Çar 20:04:44sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
hepsi çok güzel ellerine sağlık
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2008 Pzr 09:01:28sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir Voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüz, minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar.. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti.

Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karsıya gidince, delikanlıda yerini değiştirdi, o da karsıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü..
Kızda gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.. "anladım" der gibi bir gülümseyişti bu.. Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karsılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında, yaptığına sonra kendiside günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılımı kızın karsısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karsısına çıkmıştı.. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karsısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce..
Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karsı bos değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu isler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabii" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sende gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız.." "Mutluluk iste bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk iste bu.." ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser günü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle..

Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yan yana düştüler. inanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yan yana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken -o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu iste elini.. Her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Bir kaç saç teli, delikanlının elinin üzerine döküldü.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken, kız, sakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." Hayır, aramayacaktı.. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana ya indi. Maç saatine kadar bası bos dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis kösesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii..ilk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. ikinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, üçüncü sette kız fark etti delikanlıyı..

Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, birazda gurur vardı sanki.. Ankara nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu.. Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garajlara gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız "keşke orada olsaydın" demişti. O da olmuştu iste.. Hepsi o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında.. Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karsıdan geldiğini gördü. koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl ın dört satırını okurken.. "Ne hasta beklerdi sabahı Ve ne genç ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar!.." Ertesi gün Öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karsıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu iste.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. Oda heyecanlıydı, belli.. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, bende senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondanda hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de su anda, onu terketmem için bir sebep yok." "O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni" dedi, delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden.. Yıllarca sonra Levent in söyleyeceği şarkıda ki Sezen in sözlerini o, o zaman biliyordu sanki. Aşk onurlu olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi..

Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi.. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. iki dörtlüktü şiir.. _iki kıza verdiği.. Bir ikinci dörtlük daha vardı o kadar.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu.. Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti.. Bir gün delikanlı kızı aniden karsısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum" dedi. "Günlerdir seni arıyorum.iste sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.." "Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı.. "Yaaa!.."Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün" dedi.. "Bu da sonu onun.." Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken.. "Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni. Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar!.." Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun, çok uzun Bekleyiş mi öldürmüştü askını?. Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yasayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp gitmiş miydi, acaba? Delikanlı bu soruların yanıtını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, delikanlı, bendim!..

SEVGİLER BİTTİKTEN, ZAMANDA GEÇTİKTEN SONRA SAKIN GERİ DÖNMEYİN.ÇÜNKÜ;BULAMAZSINIZ SEVENİ ESKİ HALİNDE

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2008 Pzr 11:48:09sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Trafik cezası ( yaşanmış bir olay )

Deniz yavaşlamadan önceTakometreye baktı: Hız limitinin
90km olduğu yerde 110km ile gidiyordu ve son dört ay
içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu. Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi? Deniz arabasını sağa çekti."İnşallah
şu anda
yanımızdan daha hızlı bir araba geçer" diye düşünüyordu. Polis elinde kalın bir not defteri ile arabadan indi. Ali? Bu Polis camiden tanıdığı Ali değil mi? Deniz iyice
arabasının koltuğuna sindi. Bu durum bir cezadan daha kötüydü. camiden tanıdığı bir Polis, hemde hızlı gidip,
trafik kurallarını ihlal ettiği için.iyi günler Ali Birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç"
"iyigünler Deniz" Ali gülümsemiyordu.
"Beni; Eşimi ve çocuklarımı görmen için eve giderken yakaladın"
"Evet öyle"
Ali umursamaz görünüyordu.
"Son günler eve hep çok geç geldim. Çocuklarım beni uzun süredir hiç görmedi. Ayrıca zeliha bana bu akşam mantı içli köfte ve biftek yiyeceğimizi söyledi. Ne demek istediğimi anlıyormusun?"
"Evet ne demek istediğini anlıyorum.Ayrıca trafik kurallarını ihlal ettiğini de biliyorum."
diye cevapladı Ali.
"Eyvah! Bu taktik fazla işe yaramayacak gibi. Taktik değiştirmek gerekli"diye düşündü Deniz
"Beni kaç ile giderken yakaladın?"
"110. Lütfen arabana girer misin?" dedi ALİ.
"Ah Ali, bekle bir dakika lütfen. Seni gördüğüm anda,Takometreye baktım.Sadece 85 km ile gidiyordum."
"Lütfen Deniz, arabana gir" diye üsteledi Ali,Deniz, canı sıkkın bir şekilde arabasına girdi, kapıyı çarparak kapattı.Ali, not defterine bir şeyler yazıyordu.
"Ali niye benim ehliyetimi ve araba ruhsatımı istemiyor ki" diye düşündü Deniz, Ne olursa olsun, bundan sonra camide de bu adamın yanına oturmaktansa, birkaç gün Deniz camiye gitmeyecekti.
Ali kapıyı tıklatıyordu. Deniz arabasının penceresini 5 cm kadar açtı. Ali Deniz e bir kağıt
verdi ve gitti."Ceza değil bu" diye kendi kendine söylendi Deniz. Bir anda sevinmişti. Bu bir yazıydı ve kağıtta şunlar yazıyordu:
"Sevgili Deniz, benim bir kızım vardı. Altı yaşındayken çok
hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü. Bu
kazadan dolayı, adam cezalandırıldı. 3 yıl hapishane cezasıydı bu. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp, öpüp, onları tekrar koklayabildi. ama ben öpebilmek için, cennete gidinceye
kadar beklemem gerekiyor. Bin defa adamı affetmeye çalıştım Bin kerede başardığımı zannettim. Belki başarmışımdır,ama hala kızımı düşünüyorum.Lütfen benim için dua et ve dikkat et Deniz, tek bir oğlum kaldı..
"Deniz 15 dakika kadar bir süre yerinden kıpırdayamadı.Daha sonra kendine gelip, yavaş yavaş evine gitti.Evine varınca, çocuklarına ve eşine sıkıca sarıldı.Hayat çok değerli, sürekli dikkat et.Dikkatli araba kullan ve başkalarının hakkına saygı göster. Hiçbir zaman unutma,istediğin kadar araba satın
alabilirsin, AMA İNSAN HAYATINI ASLA................

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2008 Pzr 11:55:18sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

Gül ve Bülbül

Çok eski zamanlarda birgün birdelikanli varmis...Budelikanli çok zengin bir ailenin kizina asik olmus.Ama kizdelikanli fakir diye ona yüz vermiyormus. Genç bir yilbasi gecesi bütün cesaretini toplamis ve kizi yilbasi gecesi balosuna davet etmek için evine gitmis. Kapiyi genç kiz acmis.Kiza kendisini yilbasi gecesi balosuna davetetmeye geldigini, birlikte dans etmek istedigini söylemis.Kiz kabuletmis ama bir sarti varmis. Ondan balo için diktirdig elbisesinin yakasina takmak için kirmizi bir gül istemis.Delikanli sevinerek oradanayrilmis.Hemen kizin istedigi kirmizi gülü aramaya baslamis. Ama mevsimlerden kis oldugunu ve bu mevsimde bir gül bulamayacagini hic düsünememis.Bütün çiçekçileri dolasmis ama herkes ona kis mevsiminde gül ariyor diye deli gözüyle bakiyorlarmis.Genç çok üzgün bir sekilde evinin yolunu tutmus.Evine girerken bahçede henüz açmamis bir gül dali görmüs ama üzerinde sadece dikenler varmis.Gözlerinden bir damla yas süzülmüs.O sirada delikanlinin bahçesine bir bülbül gelmis.Delikanlinin agladigini gören bülbül buna çok üzülmüs. Sabaha kadar gül dalinin basinda bildigi en guzel sarkilari söylemis bülbül. Bülbülün güzel sesinden etkilenen gul dal? sabaha dogru beyaz bir gül açmis. Oysa ki genç kirmizi bir istiyormus.Beyaz bir gülün açtigini gören bülbül gögsünü dikenlerden birine batirarak kaninin akmasini saglamis.Bülbülün gögsünden akan kanla beyaz gül kirmizi güle dönüsmüs. Sabah bahçesinde kirmizi bir gül açtigini gören genç gülü alarak kizin evine gitmis. Kapiyi yine kiz açmis.Kizin yeni elbisesinin yakasina altindan yapilmis bir gül taktigini görmüs.Kiza istedigi kirmizi gülü getirdigini,baloya birlikte gidip dans edeceklerini hatirlatmis. Oysa ki genç kiz baloya kuyumcu bir gençle gidecegini yakasina da altindan yapilmis bir gül taktigin söylemis ve kapiyi kapatmis.Delikanli çok üzgün bir sekilde oradan ayrılmıis. özlerinden durmak bilmeyen yaslar süzülüyormu?.Caddeden karsiya geçerken elindeki kirmizi gül yere düsmüs.Çamurlu ve karli yolda arabalarin altinda ezilen gül kaybolup gitmis.Genç üzgün sekilde evine dönerken bahçesinde gül dalinin yaninda yerde yatan bir sey görmüs.Hemen yanina gitmis.Yerde gördügü bir hiç ugruna caninveren fedakar bülbülmüs.........!  

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

XSefaiX

XSefaiX resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  27.Oca.2008 Pzr 12:02:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

Sevgiliye mektup

Elime son kez aldim kagit kalemi, Bu sana son mektubum. Postaci son bir kez haber getirecek...Benden sana. Canim bilirim aldirmazsin hiçbirseye, Ne sevgiye ne de hislere. Simdi elimde bir sigara var, Bugün çok içtim. Bilirim kizacaksin, "Içme demistim" diyeceksin,
Ama ben yine ayni cevabi verecegim: Dertliyim. Son kez bu kalp derdinle dolu. Bu mektubumda Seni ne kadar sevdigimi Özledigimi yazmayacagim. Artik degistim ben. Seninm umursamaz tavirlarindan biktim SERSERIM. Takmiyorum artik ben de seni. Hani bende bir resmin varya, Arkadasima verdim SERSERIM. Çok begenmis seni, "Al senin olsun" dedim Ama dikkat etmesini de söyledim, Olur ya çikarsaniz "Boynuzlamasin seni" dedim. Yüzünün seklini görmeni isterdim SERSERIM. Bu mektup digerine benzemiyr degil mi? Dün gece yiktin, öldürdün beni SERSERIM. Dilindeki hece bir kursun gibi saplandi yüregime. Tüm gece kanadi durmadan, Gözlerim doldu aglayamadim. Yataklara düstüm ne zamandir. Ama iyi oldu aslinda Seni umursamiyorum artik, Sen ne demistin SERSERIM. "Üzülme!" Üzülmüyorum zaten gülüyorum, Bu acilarin getirdigi mutsuzlugu seviyorum. Lanet olsun sana SERSERIM.
Bu kadar degersiz miydi sevgim? Biliyorsun ben seni çok sevdim. Bu sana son mektubum SERSERIM. Yak istersen,istersen baskalarina okut. Ya da evet Içip içip agla, Ama sunu bil ki bu sana son mektubum. Bundan sonra hain yazar mezar tasinda Bir ölüsün artik sen hatiralarimda...




SERSERIDEN CEVAP


Bugün hiç beklemedigim bir anda, Mektubunu aldim GÜZELIM. Son mektubum demissin, inanmam Sen dayanamazsin bensizlige, Erirsin,bitersin günden güne. Bak ne diyorum GÜZELIM Gönlün olsun,birkaç gün daha çikalim Sevinirsin belki. Hediye olur ya da bir elma sekeri. Sen bensiz yapamazsin GÜZELIM. Seni öptügüm o ilk ani hatirla, Nasil da çocuklar gibiydin, Bayilacaksin diye korkmustum GÜZELIM. Ben senin gibi neler geçirdim elimden,
Bilirim haberim yok sevmeden, sevilmeden. Sen beni gerçekten sevdin mi GÜZELIM? Sana bu mektubu meyhaneden yaziyorum, Biraz önce birkaç çocuk dövdük GÜZELIM, Onlarin serefine içiyoruz. Bak GÜZELIM!Ben sana ne demistim hatirlamiyorum "Üzülme" yazmissin Sahiden dedim mi? Içkiliyken herhalde, bilirsin. "Yiktin" yazmissin Sahiden yikildin mi? Umursamazsin sanmistim Takmazsin diye ummustum, Ama madem beni umuttun, Bu sana son sözüm olsun
Ben de seni sevdim haberin olsun GÜZELIM.




KIZIN ARKADASIN DAN SERSERIYE


Seni tanimiyorum serseri, Ama arkadasim seni çok sevdi. "Son mektup" demisti dogru, Hem o seni çoktan unuttu. Seni çok begendim be serseri, Belki seversin, belki de... "Güzelim" demissin bizimkine, Ben de seni zevkli bilirdim. Ben ondan daha güzelim. Bak serseri! Ben seni ondan daha çok severim.
Telefon numarami yaziyorum,arkada, Onu aradigin gibi beni de ara. Ayrica senin güzel gariplesti bu ara "Kalbim agriyor" diyor, doktor bir teshis koyamiyor.Aman canim o da bir baska, Aglasa da gülüyorum der etrafa Sakin unutma beni ara.




SERSERIDEN ARKADASA


Bak kizim ben seni sevmedim daha en basta, Ben güzelimi sevdim herseyden çok. O bana "serserim" derdi canindan koparcasina, Sen ise "serseri" diyorsun sokakta kalmisçasina.
Senin gibi arkadas olmaz olsun. Güzellige gelince,kimse yarisamaz benim GÜZELIMLE. Simdi birak bunlari "son mektup" derken yalan sanmistim Daha beter içer oldum, Her gece sarhosum. Bir daha ki mektupta güzelimden bahset bana. Simdi gerçekten mutlu mu? Yoksa baskasini mi seviyor? Hasta demistin,kalbinden hasta Yoksa bu ask hastaligimi? Benden baskasi ile... Çabuk yaz arkadas Herseyi arkadas, herseyi anlat bana.
Anladim ki yasayamam ben onsuz bu dünyada.



ARKADASTAN SERSERIYE


Afedersin serseri yanlis yapmisim ben, O seni gerçekten çok sevmis. Son nefesinde bile adini söyledi, Yüregim parçalandi,anlayamazsin. éSERSERIM" deyisini duysaydin gözleri kapanirken.Askin öyle sarmis ki bedenini Kaybedince, yasayamadi öldü iste. Son mektunda ne yaptin? Içip içip agliyor musun? O simdi mezarinda huzurlu yatarken, Yilanlara bile seni anlatir süphen olmasin. Zaten mezar tasinda
"SENI SEVMISTIM SERSERI"
Yazisini görünce anlarsin. Belki bir umut vardi yasamasinda, Ama senin de ciddi olmandi. "Birkaç gün çikalim" demissin ona. "Elma sakari olur" demissin. Iste o vurdu senin güzelini, Indi zavallicigin yüregine. Simdi mezarinda derin bir uykuda, Sevgisi de sonsuzlasti onunla. Aslinda o hiç istemedi öldügünü bilmeni Ama dayanamadim yazdim iste. Simdi ne yaparsin,nasil yasarsin? Içer misin, adam mi döversin? Sen de onu sevmissin öyle yazmissin,
Öyleyse birak askiniz yasasin.



SERSERININ ODASINDAKI NOT ;

Sana GeLiyorum GüzeLim..
SeNi SeviyoRum GüzeLim...

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir