ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


14 Haziran 2024, Cuma 22:55   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Felsefe, Din, İçsel meseleler
forum sohbet oyun basliklari
   Din ve insan
 <<123456 78910111213141516...22>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 10:01:48sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 10:04:42sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
                                                          
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 10:05:58sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Allah bir çok ayette dünya hayatının geçiciliğini göstermiş:
"Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir. "
Ali İmran-185
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve
bir oyalanmadan başkası değildir.
Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır.Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?
En’am-32
Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Ra’d-26
"Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur.“
Mümin-39
Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah ın vaadi haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın...
Fatır-5
Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.
Hadid-20
Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yüryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için biz ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Yunus-24
Biz, bir oyun ve oyalanma konusu olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir oyun ve oyalanma edinmek isteseydik, bunu, kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık.
Enbiya -16/17(Duhan-38/39)
İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.
Ankebut Suresi2-3


sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 10:06:53sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
                                                                          
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 10:08:14sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 16:09:39sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
KURAN DA BİLDİRİLEN YALANCILAR

İkiyüzlü Yalancılar: Münafıklar

Münafıklar, Allah ın Kuran da ikiyüzlülükleriyle tanıttığı bir insan topluluğudur. Münafıkların en önemli özelliklerinden biri yalancılıktır. Münafık, Allah a ve Resulüne iman etmediği halde, iman ettiğini söyler. Müminleri sevmediği halde, onları sevdiğini, ölünceye kadar onlardan ayrılmayacağını iddia eder. Çıkarları ilk zedelendiği anda müminleri terk edeceğini bildiği halde, her zorlukta ve her koşulda müminlerin yanında olacağına dair yemin dahi eder. Peygamber Efendimiz "Yalan söylemek nifak kapılarından bir kapıdır."11 diyerek bu gerçeğe dikkat çeker. Nifak ikiyüzlülük, dinde riya, Müslüman göründüğü halde inanmamak, yani münafıklık demektir.

Peygamberimiz (sav) in de belirttiği gibi yalan nifaka, yani münafıklığa bir kapı açar.

Münafıklık ile yalancılık hakkında sahabelerden Hasan-i Basri şöyle der:

"Şöyle denilegeliyordu: İçin ve dışın, sözlerin ve işlerin, giriş ve çıkışların birbirlerinden farklılığı münafıklıktan bir bölümdür. Münafıklığın oturtulduğu temel, yalandır."12

Örneğin ayetlerde Allah münafıkların müminlere yardım vaadinde bulunduklarını bildirmekte, ancak müminleri onların yalan söyledikleri konusunda da şöyle uyarmaktadır:

Münafıklık edenleri görmüyor musun ki, Kitap Ehlinden inkar eden kardeşlerine derler ki: "Andolsun, eğer siz (yurtlarınızdan) çıkarılacak olursanız, mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız ve size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz. "Eğer size karşı savaşılırsa elbette size yardım ederiz." Oysa Allah, şahidlik etmektedir ki onlar, gerçekten yalancıdırlar.

Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp-kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez. (Haşr Suresi, 11-12)

Münafıkların bir diğer yalancılığı da, yaptıkları hainlikler için yalan mazeretler uydurmalarıdır. Allah bir başka ayette münafıkların bu tavrını şöyle haber vermektedir:

Bedevilerden geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz meşgul etti. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır." (Fetih Suresi, 11)

Münafıkların bir diğer özelliği ise "yalana kulak tutmalarıdır". Bu insanlar yalan sözlere itibar eder, yalan sözleri, uydurma olayları kullanarak fitne çıkarmaya çalışırlar. Allah, Kuran da münafıkların bu özelliğini şöyle bildirmiştir:

Ey peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar, "Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kaçının" derler. Allah, kimin fitne(ye düşme)sini isterse, artık onun için sen Allah tan hiçbir şeye malik olamazsın. İşte onlar, Allah ın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azab vardır. Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 41-42)

Münafıklar müminlere yalan söyledikleri için kendilerini onlardan üstün zannederler ve müminleri aldattıklarını zannederek sevinirler. Oysa, bu onların ne kadar akılsız ve basiretsiz olduklarının bir delilidir. Çünkü onlar ikiyüzlülüklerini insanlardan gizleseler bile Allah tan gizleyemezler. Ayrıca onların kendilerini dindar göstermeleri müminlere hiçbir zarar vermez. Herkesin dini kendisinedir. Münafık hem dinsizliğinden dolayı hem de ikiyüzlülüğü için cehennem azabı ile karşılık görecektir; ve bu nedenle asıl küçük düşen, aşağılanan ve alay edilecek durumda olan kendisidir. Allah, Bakara Suresi nde münafıkların bu akılsızlıklarını şöyle haber vermektedir:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: "Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz." (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır. İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır. (Bakara Suresi, 14-16)

Hz. Yusuf un kardeşleri

Kuran da yalancılıkları anlatılan insanlardan bir kısmı da Hz. Yusuf un kardeşleridir. Hz. Yusuf un kardeşleri hem yalancı hem de iftiracıdırlar. Ayrıca yalancı oldukları halde sürekli yemin de etmektedirler.

Hz. Yusuf un kardeşleri, onu kıskandıkları için öldürmeye karar vererek bir plan yapmışlar ve bu planları için babalarından kardeşlerini kendileri ile göndermesini istemişlerdir. Babaları olan Hz. Yakup un tereddüt ettiğini görünce de, onu koruyacaklarına dair and içmişlerdir. Oysa, daha en baştan planları Hz. Yusuf u korumak değil öldürmektir.

Önce babalarına kardeşlerinin kendileriyle gelmesini istediklerini söylemişler ve onu çok iyi koruyacaklarına dair söz vermişlerdir. Bunların hepsi, Hz. Yusuf u öldürmek için kurdukları tuzağın bir parçasıdır. Hz. Yusuf un kardeşlerinin Kuran da bildirilen yalanları sırasıyla şöyledir:

Onlar şöyle demişti: "Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir; oysaki biz, birbirini pekiştiren bir topluluğuz. Gerçekte babamız, açıkça bir şaşkınlık içindedir." (Yusuf Suresi, 8)

Hz. Yakup un Hz. Yusuf u daha çok seviyor olmasından dolayı yanıldığını söylemeleri de bir yalandır. Çünkü, onlar da mutlaka Hz. Yusuf un kendilerinden çok daha üstün ahlaklı ve sevilmeye daha layık olduğunun farkındadırlar.

Öldürün Yusuf u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz. (Yusuf Suresi, 9)

Kardeşlerini öldürdükten sonra salih bir topluluk olamayacaklarını hepsi bilmektedir. Ancak, biri böyle bir yalan söyledikten sonra hepsi bunu kabul ederek, yapacakları ahlaksızlığı ve zalimliği masum göstermek istemektedirler. Ayrıca, görünürde babalarının sevgisi için bunu yapıyor görünmektedirler. Bu da bir yalandır, çünkü kardeşlerini öldürebilecek ahlakta olan insanlar gerçek sevgiden anlamazlar ve böyle bir talepleri de olmaz. Onlar sadece kıskançlık ve rekabet yüzünden kardeşlerini öldürmek istemektedirler.

(Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz." "Sen onu yarın bizimle gönder, gönlünce gezsin, oynasın. Elbette biz onu koruyup-gözetiriz." (Yusuf Suresi, 11-12)

Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz." (Yusuf Suresi, 14)

Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi yalancılar kendilerini çok iyi niyetli ve masum göstermek için büyük bir titizlik göstermektedirler. Amaçlarının kardeşlerinin iyiliği olduğunu vurgulamakta ve onun güvenliği için teminat bile vermektedirler.

Hz. Yusuf un kardeşleri yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi yemin ederek babalarını doğru söylediklerine, güvenilir olduklarına dair ikna etmeye çalışmışlardır. Ve bu yalanları sayesinde kardeşlerini yanlarına almışlar ve onu bir kuyunun derinliklerine atmışlardır. Geri döndüklerinde ise kendilerini suçsuz göstermek için yine yalanlara başvurmuş ve sahte düzenler kurmuşlardır:

Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler. Dediler ki: "Ey Babamız, gerçek şu ki, biz gittik, yarışıyorduk. Yusuf u da yiyeceklerimizin (veya eşyamızın) yanında bırakmıştık. Fakat onu kurt yemiş. Ne var ki biz doğruyu söylesek bile sen bize inanacak değilsin."

Ve üzerine yalandan kan (sürülmüş) olan gömleğini getirdiler. "Hayır" dedi. Nefsiniz, sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş. Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı (Kendisinden) yardım istenecek olan Allah tır." (Yusuf Suresi, 16-18)

Ayetlerde de görüldüğü gibi, Hz. Yusuf un kardeşleri yalanlarını ikna edici hale getirebilmek için ağlamaktadırlar. Ağlamak, duygu sömürüsü yapmak, kendini acındırmak, saf görünmek, yalancıların en belirgin taktikleri arasındadır. Bu şekilde karşı tarafı daha kolay ikna edebileceklerini sanırlar. Ayrıca "biz doğruyu söylesek de sen bize inanmazsın" diyerek duygu sömürüsünü daha da güçlendirmekte, kendilerini haksızlığa uğramış gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Yalancıların sıklıkla başvurduğu bir başka taktik de budur.

Yalancıların bir başka metodu da yalanlarını destekleyecek sahte deliller oluşturmalarıdır. Her yalan ve iftirada genellikle bir de sahte delil olur. Bu nedenle, müminlerin imanlarından şüphe duydukları kişilerin gösterdiği delilleri dikkatlice incelemeleri, ilk görünüşe aldanarak karar vermemeleri gerekir. Nitekim Hz. Yakup imanından kaynaklanan aklı, basireti ve feraseti ile oğullarını çok iyi tanımakta ve onların getirdikleri sahte delile aldanmamaktadır. Ağlamalarına ve kendilerini temize çıkarmaya çalışan ifadelerine rağmen onların yaptıkları kötülüğü de anlamıştır.

Kuran da adı geçen iftiracılar

Yalancıların bir özelliği de insanlara iftira atmalarıdır.

Allah Kuran da iftiracılar için şöyle bildirmektedir:

Kim bir hata veya günah kazanır da sonra bunu bir suçsuza yüklerse, gerçekten o, böyle bir yalan (bühtan)ı ve apaçık bir günahı yüklenmiştir. (Nisa Suresi, 112)

Peygamber Efendimiz (sav) de, insanları lekelemek için iftirada bulunanlar hakkında şöyle buyurmuşlardır:

"Haksız yere bir Müslümanı lekelemek için aleyhinde bir sözü yayan kişiyi Allah bu söz yüzünden kıyamet günü kendisini cehenneme atmak suretiyle lekeler." 13

Kuran da iftiracılar hakkında birçok örnek verilmektedir.

-Hz. Yusuf a iftirada bulunan kadın

Hz. Yusuf küçük yaşından itibaren Allah a gönülden bağlı, Allah ın sınırlarını koruyan takva sahibi bir mümindir. Küçük yaşta kardeşlerinin kendisine bir tuzak kurmalarının neticesinde, babasından ve ailesinden ayrılmış, ve Mısırlı bir azizin yanında yetişmiştir.

Hz. Yusuf, dikkat çekecek kadar güzel bir insandır. Yanında kaldığı azizin eşi ise, Hz. Yusuf a ilgi duymuş ve onunla gayri meşru bir ilişki içine girmek istemiştir. Ancak Yusuf Peygamber takvası ve Allah korkusu nedeniyle kadının bu isteğini reddetmiştir. Ne var ki, kadının kocası geldiğinde kadın Hz. Yusuf a iftirada bulunmuş ve onun kendisinden murad almak istediğini söylemiştir. Kadının bu iftirası sonucu Hz. Yusuf zindana atılmıştır. Allah Kuran da şöyle belirtmiştir:

Evinde kalmakta olduğu kadın, ondan murad almak istedi ve kapıları sımsıkı kapatarak: "İsteklerim senin içindir, gelsene" dedi. (Yusuf) Dedi ki: "Allah a sığınırım. Çünkü O benim efendimdir, yerimi güzel tutmuştur. Gerçek şu ki, zalimler kurtuluşa ermez."

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.

Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azabtan başka cezası ne olabilir?"

(Yusuf) Dedi ki: "Onun kendisi benden murad almak istedi." Kadının yakınlarından bir şahid şahitlik etti: "Eğer onun gömleği ön taraftan yırtılmışsa bu durumda kadın doğruyu söylemiştir, kendisi ise yalan söyleyenlerdendir.

Yok eğer onun gömleği arkadan çekilip-yırtılmışsa, bu durumda kadın yalan söylemiştir ve kendisi doğruyu söyleyenlerdendir."

Onun gömleğinin arkadan çekilip-yırtıldığını gördüğü zaman (kocası): "Doğrusu, bu sizin düzeninizden (biri)dir. Gerçekten sizin düzeniniz büyüktür" dedi. (Yusuf Suresi, 23-28)

Kadının iftiracı olduğu eşi ve çevresindekiler tarafından bilinmesine rağmen, Hz. Yusuf zindana atılmıştır. İftiracı kadın, iftirada bulunduğunu şehirdeki kadınlara açıkça anlatmıştır. Onlar da bu iftiraya ortak olmuşlar ve Hz. Yusuf u korumamışlardır. Allah bu durumu ayetlerde şöyle bildirir:

Şehirde (birtakım) kadınlar: "Aziz (Vezir) in karısı kendi uşağının nefsinden murad almak istiyormuş. Öyle ki sevgi onun bağrına sinmiş. Biz doğrusu onu açıkça bir sapıklık içinde görüyoruz." dedi.

(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: "Allah ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.

Kadın dedi ki: "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak." (Yusuf Suresi, 30-32)

Cahiliye toplumlarında insanlar iftiralara, yalan ve dedikodulara, yalan olduğunu bildikleri halde, çıkarlarını zedelememek için ses çıkarmazlar. "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile hareket edip, adaletten yana tavır koymazlar. Yukarıdaki ayetlerde de anlatılan olay, bunun açık bir örneğidir.

Ancak şu hiç unutulmamalıdır ki, Allah ın yardımı her zaman doğruların ve dürüstlerin yanındadır. Hz. Yusuf kendisine atılan iftira sonucunda zindana atılmıştır ancak sonrasında, onun doğruluğu anlaşılmış ve Hz. Yusuf Mısır da yönetici olarak Allah ın nimetine kavuşmuştur.

-Hz. Yusuf a kardeşlerinin attığı iftira

Hz. Yusuf a atılan bir başka iftira ise kardeşlerinden gelmiştir. Kardeşleri yıllar sonra Hz. Yusuf ile karşılaştıklarında onu tanımamışlar ve gıyabında onun hırsız olduğunu söylemişlerdir. Bu yalandır ve kardeşleri ona duydukları kinden dolayı, onu öldü zannettikleri bir dönemde dahi ona iftira atarak kinlerini ortaya çıkarmışlardır. Allah bu olayı Kuran da şöyle bildirir:

Dediler ki: "Şayet çalmış bulunuyorsa, bundan önce onun kardeşi de çalmıştı." Yusuf bunu kendi içinde saklı tuttu ve bunu onlara açıklamadı (ve içinden): "Siz daha kötü bir konumdasınız" dedi. "Sizin düzmekte olduklarınızı Allah daha iyi bilir." (Yusuf Suresi, 77)

-Mümin kadınlara atılan iftira

Kuran da mümin kadınlara atılan iftiralara da dikkat çekilmekte ve müminlerin böyle bir iftira ile karşılaştıklarında nasıl bir tavır göstermeleri gerektiği bildirilmektedir. Bu konuyla ilgili ayetler şöyledir:

Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azab vardır. (Nur Suresi, 11)

Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azab vardır. O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır. O gün, Allah hakettikleri cezayı eksiksiz verecektir ve onlar da Allah ın hiç şüphesiz hak olduğunu bileceklerdir. (Nur Suresi, 23-25)

Allah müminlere bir iftira sözü ile karşılaştıklarında bu sözlere ortak olmamalarını, bu sözün iftira olduğunu söylemelerini bildirmektedir. İnsanların büyük bir kısmı dedikodudan, yalan olduğunu bile bile sansasyon olacak haberleri dinlemek ve aktarmaktan şeytani bir zevk alırlar. Allah bu insanlar için şöyle bildirir:

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever. (Maide Suresi, 42)

Allah, Kendisinden korkup sakınan akıl sahibi müminlerin tavrını ise Kuran da şöyle bildirmiştir:

Onu işittiğiniz zaman, erkek mü minler ile kadın mü minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür" demeleri gerekmez miydi?

Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah katında yalancıların ta kendileridir.

Eğer Allah ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.

O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.

Onu işittiğiniz zaman: "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi? (Nur Suresi, 12-16)

Allah ayrıca müminlere imanından şüphe ettikleri bir kişiden veya imansız birinden bir haber geldiğinde onu etraflıca araştırmalarını emretmektedir. Aksi takdirde yalan bir haber veya iftira ile masum bir insana zarar gelebilir. Allah ın rahmeti ile böyle bir risk ortadan kaldırılmıştır.

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu etraflıca araştırın . Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz. (Hucurat Suresi, 6)

Helal ve haramlar uyduranlar

Allah a karşı söylenen yalanların en büyüklerinden birisi insanların helaller ve haramlar uydurmalarıdır. Allah bir ayette şöyle bildirir:

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler. (Nahl Suresi, 116)

Bazı kimseler dini olduğundan daha zor göstermek veya kendilerini daha takva göstermek için helal olan şeyleri kendilerine ve çevrelerine haram kılarlar. Oysa Allah helal ve haram kıldığı şeylerin hepsini Kuran da bildirmiştir.

Kimi de, insanları saptırmak için haramları çeşitli uydurma sebeplerle helal gibi gösterirler. Bu insanlar büyük bir sorumluluk alarak, ahirette hesabını veremeyerek cezalandırılacakları bir şeye yeltenmektedirler. Allah Kuran da bu insanlar için şöyle buyurur:

De ki: "Allah ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını haram ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?" (Yunus Suresi, 59)

Oysa haram ve helalin kaynağı Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (sav) in sünnetidir.

Allah a karşı yalan söyleyenler

Bazı insanlar din adına birçok yalanlar uydururlar. Yukarıda da söz edildiği gibi helalleri haram haramları helal kılarlar, veya dinde olmayan şeyleri var gibi gösterirler. Dinde olanları da dinde yokmuş gibi tanıtırlar. Allah bu insanları Kuran da cehennem azabı ile şöyle tehdit etmiştir.

Allah a karşı yalan söyleyenden ve kendisine geldiğinde doğruyu (Kur an ı) yalanlayandan daha zalim kimdir? Kafirler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok? (Zümer Suresi, 32)

Kıyamet günü, Allah a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok? (Zümer Suresi, 60)

Allah a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar ve şahidler: "Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır" diyecekler. Haberiniz olsun; Allah ın laneti zalimlerin üzerinedir. Bunlar Allah ın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahireti tanımayanlardır. Bunlar, yeryüzünde (Allah ı) aciz bırakacak değildir ve bunların Allah tan başka velileri yoktur. Azab onlar için kat kat arttırılır. Bunlar (hakkı) işitmeye güç yetirmezlerdi ve görmezlerdi de. (Hud Suresi, 18-20)

Allah ın, dinde olmayan şeyleri uyduranların söylediklerine yönelik Kuran da verdiği örneklerden bazıları şöyledir:

Sizden kadınlarına "zıhar"da bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların anneleri değildir. Anneleri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır. (Mücadele Suresi, 2)

"Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah tan başka ilahlar istiyorsunuz?" (Saffat Suresi, 86)

Dikkat edin; gerçekten onlar, düzdükleri yalanlardan dolayı derler ki: "Allah doğurdu." Onlar, hiç şüphesiz, muhakkak yalan söyleyenlerdir. (Saffat Suresi, 151-152)

(Bu Kur an) "Allah çocuk edindi" diyenleri uyarıp-korkutur. Bu konuda ne kendilerinin, ne atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne (kadar da) büyük. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar. (Kehf Suresi, 4-5)

Kitap Ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah a karşı yalan söylemektedirler. (Al-i İmran Suresi, 75)

Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah katındandır" derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah a karşı (böyle) yalan söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)

Bazı insanlar ise dine girmemek Allah ın yoluna uymamak için yalanlar uydururlar. Bu insanlar için Allah şöyle buyurmaktadır:

İslam a çağrıldığı halde, Allah a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez. (Saff Suresi, 7)

Kimileri de Allah hakkında yalanlar söyler ve Allah ı insanlara farklı tanıtmaya çalışırlar. Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Bu insanlardan bazıları Allah a inandıklarını söylüyor da olabilirler ancak tavır ve inanışları, yaşam şekilleri ile Allah a iman etmedikleri anlaşılmaktadır. Örneğin zor bir durumda hemen Allah ın yardımından ümit keserler. Veya başlarına bir şey geldiğinde hemen adaletsizlikle karşılaştıklarını zanneder, isyankar olurlar. Oysa Allah ı gereği gibi tanıyan bir insan Allah hakkında hiçbir zaman yanlış bir düşünce içinde bulunmaz. Allah, Kendisi hakkında yalan uyduranlar için ayetlerde şöyle bildirmiştir:

De ki: "Allah hakkında yalan uydurup iftira edenler, kurtuluşa ermezler." (Yunus Suresi, 69)

Allah a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter. (Nisa Suresi, 50)

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 16:25:57sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
PEYGAMBER EFENDİMİZİN YALANDAN SAKINMAKLA İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLERİ

"Kıyamet günü Allah katında mahluklarının en sevimsizleri yalancılar, kibirliler ve kardeşlerine karşı sinelerinde amansız kin besleyenler olacak ..." 16

"Kıyamet günü Allah kullarının en sefillerinin şunlara bu sözle, bunlara da şu sözle gelen ikiyüzlü kişilerin olduğunu göreceksiniz."17

"Arkadaşına söylediğin bir sözde o seni tasdik ederken senin ona yalan söylemen büyük bir hiyanettir"18

"Kul yalan söyleye söyleye ve yalanı araya araya Allah katında pek yalancı yazılır."19

"Yalan rızkı eksiltir." 20

"Sana Allah korkusunu, doğru sözlülüğü, emaneti yerine getirmeyi, ahde vefayı, yemek yedirmeyi ve mütevazi davranmayı, bol bol selam vermeyi tavsiye ederim."21

"Allah adına and içen kişi yeminine sivri sinek kanadı kadar (ufak bir) yalan katarsa bu yalan kıyamet gününe değin kalbinde bir leke olarak kalır."22

"Allah ım gönlümü nifaktan, fercimi zinadan, dilimi de yalandan temizle"23

"İftiranın, yalanın en büyüğü görmediği rüyayı gözlerine isnad ederek gördüm demektir"24

"(Müslümanlar) Sahabelerime ve onlardan sonra gelenlere iyi davranınız. Daha sonra yalan yayılır, adam kendisine yemin teklif edilmeden yemin ediverir, şahitliği istenmeden şahitlik yapar."25

"Yalan olduğunu bile bile bana bir söz isnadında bulunan yalancılardan biridir."26

"Siz doğruluğa devam ediniz, çünkü doğruluk muhakkak sahibini hayırlara eriştirir. İyilikler de cennete hidayet eder, götürür. Doğruluğa devam ettikçe ve doğruyu aradıkça Allah Teala nın indinde sıddik olarak yazılır. Yalandan sakınınız, muhakkak yalan insanı fücura götürür, fücur ise ateşe yani cehenneme götürür, kul yalana devam ettikçe ve yalanı aradıkça indi ilahi de yalancı yazılır." 27

" Müslümanda… hainlik ve yalan bulunamaz." 28

"Bir adam Resulullah (sav) a "Cennet ameli nedir" dedi. Cenab-ı Peygamber de "sıdkdır, doğruluktur, doğru söz söylemektir. Zira kul doğru söz söyleyince iyilik yapar, lütuf ve ihsanda bulunur, böyle lütuf ve ihsanda bulununca Allah Teala da iman nasip edip Allah ı tasdik eder ve O ndan korkup- iyi ameller ve ibadetler yapıp, günahlardan da kaçar, böylece iman sahibi olunca da cennete girer." Yine o zat: "Cehennem ameli nedir? Diye sordu, Cenab-ı Peygamber de: "yalandır, yalan söylemektir. Kul yalan söyleyince fasık olur, facir olur, haram ve maasi işler. Facir, fasık olunca nimet-i ilahiyeyyeyi göremez, tuğyan eder, küfran-i nimet eder. Küfran-i nimet edince de cehenneme girer."29

"Eğer siz Allah ve Resulünün sizi sevmesini istiyorsanız, size verilen emaneti yerine veriniz. Söylediğiniz vakit doğru söyleyiniz, komşularınız ile güzel komşuluk yapınız."30

"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu vakit yalan söyler; vadettiğinde hulf eder (sözünden döner), emanet edilen şeye hıyanet eder." 31

"Yalanda hayır yoktur."32

"Yalan yüzü kızartır, nemime (söz taşımak) kabirde azaptır." 33

"Sıdk insanı birr e (Allah ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah ın indinde yalancı diye kaydedilir."34

"Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun şeye ulaşıncaya kadar git. Zira sıdk (doğruluk) kalbin itminanıdır, yalan şüphedir." 35

"Sakın yalana yaklaşmayın" 36

"Yalan söz büyük günahlardandır." 37

"Allah Teala nın yevm-i kıyamette en mebğuz mahluku yalancı ve kibirlilerdir ve bir de din kardeşlerine karşı içlerinde buğz saklayanlardır, siz bunlara mülaki olursanız siz de onlar gibi davranın. Bunlar Allah ve Resulüne itaate çağrılsalar gayet ağır davranırlar, şeytanın yoluna ve emrine çağrılsalar süratle icabet ederler."38

Abdullah İbni Abbas (ra) anlatıyor: Peygamber (sav) den kemalin ne olduğu soruldu. Şu cevabı verdi: "Hakkı söylemek ve sadakatla amel etmektir." 39

"Yalandan uzak durun, zira yalan fücur ile birliktedir ve her ikisi de ateştedir." 40

"Aman doğruluktan ayrılmayın. Doğruluk iyilikle birlikte ikisi cennettedir." 41

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 16:34:12sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Sual: Yalan ve iftiranın dindeki yeri nedir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Yalan söylemek ve iftira etmek haramdır, sakınmak lazımdır. Bu iki fenalık, her dinde de haram idi. Cezaları çok ağırdır. (C.3, m.34)

İftira büyük günahtır ve çok fenadır. Bunda yalan söylemek de vardır ki, yalan, her dinde haramdır. İftirada bir mümini incitmek de vardır ki, bu da, başkaca haramdır. Bunlardan başka, iftira etmek, yeryüzünde fesat çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya sebep olur ki, bu da haramdır.
(C.3, m.41)

Müslümanlara suizan, zulüm etmek, mallarını gasp etmek gibi ve haset, iftira ve yalan söylemek ve gıybet etmek gibi haramdır.
(Hadika)

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar.) [Ebu Davud]

(Bir müminde her haslet bulunabilir. Ancak hıyanet ve yalan bulunamaz.)
[İbni Ebi Şeybe]
(Yalan, münafıklıktan bir kapıdır.) [İbni Adiy]


En çok düşmanı olan kimdir?
En çok düşmanı olan Allahü teâlâdır! Bir gün Musa aleyhisselam, insanların konuşmalarından bıkmış, (Ya Rabbi, n olur bu insanlar benim hakkımda konuşmasın) diye dua etmiş. Allahü teâlâ buyurmuş ki:
(Ya Musa, senin istediğin o şeyi ben, kendim için bile yapmadım. Görmüyor musun, duymuyor musun, Benim hakkımda neler konuşuyorlar.)

Peygamber efendimiz Allah’ın habibi idi, âlemlere rahmet idi. İnsanları Cennete davet için, Cehennemden sakındırmak için en acı sıkıntıları çekti. Ona akla hayale gelmeyecek iftiraları yaptılar, hâşâ, sihirbaz dediler, hâşâ, mecnun dediler, hâşâ, şair dediler, hâşâ, hanımı Âişe validemize iftira ettiler, çok eziyet ettiler, yollarına dikenler döşediler. Allah’ın Habibi ile savaştılar. Halbuki O rahmet-i ilahi idi, insanlar yanmasın diye adeta çırpınıyordu. (Bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı) buyuruyordu. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehennemde bırakır.) [Ebu Davud]

Kur an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.) [Nahl 105]

İkinci binin müceddidi, hadis-i şerifle müjdelenen imam-ı Rabbani hazretlerine yaptıkları eziyet diğer iftiraların yanı sıra ne dediler biliyor musunuz, Serhend cahili dediler, bu isimle de yazılar yazıp dağıttılar.

Resulullahın vârislerinin istisnasız hepsi de aynı eziyet ve sıkıntılarla karşılaşmışlar, çeşitli iftiralara maruz kalmışlardır. Hatta ibni Âbidin hazretleri, hocası Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerine yapılan iftiralara dayanamayıp, iftiracılara ve onlara inananlara bir reddiye risalesi yazdı. Bu risaleye de Sell-ül-Hüsâmü l-Hindi li-Nusreti Mevlana Şeyh Halid Nakşibendi ismini verdi.

İmam-ı Gazali hazretleri de iftiralara maruz kalan büyüklerdendir. Felsefeciler ve bid’at ehli olanlar hâlâ bu büyük imama iftiralarına devam etmektedirler.

Kim Muhammed aleyhisselama çok benzerse o derece, bu sıkıntılar, bu iftiralar başına gelir. Bunlar, bu yolun şanındandır. Eden kendine eder. Allahü teâlâ kimi azaba atmak isterse büyüklerin üstüne salar, yani o insanlar büyüklere dil uzatır. Yaradılışında said olanlar kesinlikle büyüklere dil uzatmazlar. Başka günahları olabilir ama büyüklere dil uzatmazlar.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Şeyh-ul-islam Abdüllah-i Ensâri Hirevi, "Ya Rabbi! Dostlarını öyle yaptın ki, onları tanıyan sana kavuşuyor ve sana kavuşmayan, onları tanımıyor" buyuruyor. Bu büyüklere düşmanlık etmek, sonsuz ölüme sürükleyen bir zehirdir. Onları incitmek, sonsuz felaketlere sebep olur. Allahü teâlâ bu belaya düşmekten korusun! Şeyh-ul-islam yine buyurdu ki, "Ya Rabbi, her kimi felakete düşürmek istersen, onu bizim üzerimize atarsın."
(m.106)

Peygamberlerden başka herkes günah işler. Allahü teâlâ sevdiği kullarının günahlarının cezasını ahirete bırakmaz. Çünkü günah suçtur. Karşılığı cezadır. Dünyada üç sıkıntı verir:
1- Hastalık verir. Sabrederse affeder. Sebeplere yapışmak ve geleni Allah’tan bilmek lazımdır. Ve ne maksatla geldiğini bilerek şükretmeli.

2-
Günahların affı için ikinci yol maddi sıkıntıdır. Borçlu olmaktır. Borçlarını ödemek için çekilen sıkıntılardır. Bu da günahların affına sebeptir.

3- İnsanların yalan ve dedikodu ve iftiralarıyla haksız olarak iftiraya uğramaktır.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

ozhur

ozhur resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  25.Oca.2008 Cum 22:02:10sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Herkes, kendi varlığını, bunun olgunlaşmasını ve hiç yok olmadan devam etmesini ister. Kendini ve Rabbini bilen, varlığının devam etmesinin kendi elinde olmadığını, ancak Allahü teâlânın dilemesiyle var olduğunu bilir.

Varlıkların hepsi Allahü teâlânın kudretiyle vardır. Hiç kimse, kendi kendini yaratıp, hayatını devam ettiremez. O hâlde, kişinin, kendini yaratan, çeşitli ni metler veren, yaşatan Rabbimizi sevmemesi mümkün değildir. Eğer sevmiyorsa, kendi yaratılışını bilmediğinden, cehâletindendir. Çünkü sevgi, ma rifetin, (ya nî bilmek, anlamak) meyvesidir.

Bir şey önce bilinip anlaşıldıktan sonra sevilir. Ya nî ma rifet olmadan sevgi olmaz. Sevgi ma rifete göredir. Ma rifet ne nisbette ise, sevgi de o nisbette olur. Rabbini bilen elbette O nu sever. Çünkü kendini sevenin, kendini yaratanı sevmemesi düşünülemez.

Güneşin yakıcı sıcağına mâruz kalan gölgeyi sever. Gölgeyi seven de ister istemez, gölge veren ağaçları sever. Kâinatta ne varsa, Allaha nisbetle, gölgenin ağaca nisbeti gibidir. Gölgenin varlığı ağacın varlığına bağlı olduğu gibi, her şey Allahın eseri olup, hepsinin varlığı, O nun varlığına bağlıdır.

Herkes, kendine iyilik edeni sever. Bir zengin, bütün mallarını birisine verse, "Bunları dilediğin gibi tasarruf et!" dese, bu ihsânı zenginden bilmek yanlış olur. Zengini ve o malı yaratan, seni zengine sevdiren, sana mal vermesinin zengin için hayır olduğu düşüncesini veren kimdir? Eğer zengin, seni sevmeseydi, malı sana vermekle, dünya ve âhırette hiç bir kazancının olmıyacağını bilseydi, sana malının zerresini verir miydi?

Şu hâlde, Cenâb-ı Allah bu sebepleri yarattı. Demek ki insana asıl ihsânda bulunan, bu işe zengini vâsıta edendir.

Zengin, o malı sana vermekle peşin veya ilerisi için bir menfaat düşünmüştür. Seni minnet altına almak, kendini övdürmek, cömertlikle meşhur olmak, gönülleri kendine bağlamak, herkese kendini sevdirmek ve saydırmak gibi peşin menfaati vardır.

Ayrıca, âhırette çok sevâb kazanmak üzere ilerisi için yatırım yapmaktadır. Yoksa hiç kimse, malını boşu boşuna vermez, bir maksat için verir. Maksadı sen değilsin. Sen onun maksadını yerine getirmek için bir vâsıtasın.

Demek ki sana iyilik eden, sana değil, kendine iyilik etmiş olur. Sonra, o verdiğinden fazlasını beklemektedir. Çünkü o, Allahın en az bire on veya bire yedi yüz, hattâ daha fazla vereceğini biliyor. Böyle bir ümidi olmasa sana bütün mallarını verir miydi?

İnsan, kendine faydası dokunmasa bile, iyilik edenleri sever. Kendine zararı dokunmasa bile kötülük edenlerden de nefret eder. O hâlde, bütün mahlûkatı yaratıp, onlara çeşitli ni metler ihsân eden yalnız Allahtır. Herkese iyilik eden de sevilir.

Kendine hiç bir faydası olmasa da insan, güzeli, güzelliğinden dolayı sever. Beş duyu ile de anlaşılmıyan; fakat kalb gözü ile görülen güzellikler de vardır. Güzel ahlâk, böyledir. İmâm-ı a zam hazretlerini güzel vasıflarından dolayı severiz. Demek ki güzel sevilir. Mutlak güzel, ortağı, eşi, benzeri olmıyan, dilediğini yapan yalnız Allahtır.

İnsan benzediği şeye meyleder. Çocuk çocukla, büyük büyükle arkadaşlık kurar. Âlim, âlimi, bir san atkârdan daha çok sever. İlim sahibi olan da herşeyi bilen Allahı sever. Basîret sahipleri gerçek sevgiye lâyık olanın yalnız Allah olduğunu bildirmişlerdir.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

murist

murist resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  26.Oca.2008 Cmt 09:26:51sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Yabancıların Müslüman olma sebepleri
Sual: Dinimizin diğer dinlerden farkı nedir? Yabancıların Müslüman olmalarına sebep olan şeyler nelerdir? İslamiyet’i kabul edenler genel olarak dinimiz hakkında ne diyorlar?
CEVAP
Birçok diplomat, devlet, ilim ve fen, hatta din adamlarının Müslüman oluşları, İslamiyet’in büyüklüğüne hayran kaldıklarındandır. Misyonerler, milyarlar harcayarak Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar. Halbuki propagandasız birçok yabancı, İslam’ı seçmiştir.

İslamiyet ilim ve akıl dinidir. Dinlerini değiştirip Müslüman olan insanların çoğu, ilim adamı ve araştırmacıdır. İslam’ı inceledikten sonra Müslüman olmuşlardır.

Bu sebeplerin birkaçı şöyle:
1- İslam’da tek ilah vardır. Hıristiyanlıktaki üç tanrı inancı, ilim sahiplerince saçma görülmüştür.

2-
İslam, sadece ahiret saadetini değil, dünyada da mutlu yaşamanın yollarını bildirmiştir.

3-
İslam’da, her çocuk günahsız doğar. Hıristiyanlıkta ise, günahkâr doğar. Bu da, akla, ilme, aykırıdır.

4-
İslam’da, ibadetlerin mabedde yapılma şartı yoktur. Her yerde ibadet edilebilir. Hıristiyanlar, kilisede putu, papazı aracı yaparak ibadet eder.

5-
İslam’da günahları yalnız Allah affeder. Hıristiyanlıkta, güya papazın, günahları affetme ve dinden çıkarma yani aforoz etme gibi yetkisi vardır.

6-
Yahudi kendini asil bilir. Hıristiyan ise, zenciyi aşağı görür. İslam’da ise ırk, renk ve dil ayrımı yoktur.

7-
İslam’da bütün Peygamberler beşer, yani insandır. Ancak seçilmiş, günahsız insandır. Hiç kimse, diğerlerinin günahını çekmez. Hıristiyanlıkta, Hazret-i İsa Oğul tanrıdır, günahkârların affolması için çarmıhta ölmüştür. Bu da akla ve ilme aykırıdır.

8-
İslam’da hurafe yoktur. Diğer dinlerde ateşe, güneşe, taşa, heykele tapılır.

9-
İslam’da, (Dinde zorlama yoktur) düsturu vardır. Hiç kimse dine girmeye zorlanmaz. Hıristiyanların dine sokmak için yaptıkları işkenceler ve mezhep kavgaları meşhurdur.

10-
İslam, iç temizliği yanında, dış temizliğe de çok önem verir. Meşhur Versay Sarayında yıllarca bir hela yoktu.

11-
İslam, sömürüyü reddeder. Bunun için kapitalizmi, komünizmi kabul etmez. İslam hariç, hiçbir dinin ekonomi sistemi yoktur. Bugün Hıristiyan ülkelerde kapitalizm hakimdir.

12-
Müslümanların geri kalışları sebebi, dinlerinin icaplarına uymamalarındandır. Hıristiyanların maddi refaha kavuşmaları ise, dinlerinden uzak kalmalarındandır. Müslümanlıkta cahil olan dinden çıkar, Hıristiyanlıkta ise, âlim olan Hıristiyanlığı bırakır.

13-
İslam’da, alkol, uyuşturucu ve kumar haramdır. Zinanın cezası ise, ağır olduğu için, fuhuş yaygınlaşamaz. Hıristiyan Batı, fuhuş bataklığı içindedir.

14-
İslam, en yeni ve en son dindir. Kur an-ı kerim, günümüze kadar hiç bozulmadan, bir kelimesi bile değişmeden gelmiştir. Halbuki İncillerin birbirini tutmadığını herkes bilir.

15-
İslam, kadınlara çok kıymet vermiş, onlara en büyük hakları tanımış, (Cennet anaların ayağı altındadır) buyurmuştur. Diğer dinlerde böyle bir şey yoktur.

16-
İslam dini, bir milletin, bir ırkın değil, bütün insanlığındır. Allahü teâlâ, Rabbülâlemin’dir, yani bütün âlemlerin Rabbidir.

17-
İslam’da, bütün Müslümanlar kardeştir. Allah huzurunda herkes eşittir. Namaz kılarken; komutan ile er, zengin ile fakir, beyaz ile zenci Müslüman yan yana durup birlikte secde ederler.

18-
İslam’daki ibadet saatleri muayyen olduğundan, Müslümanların hayatları düzenli ve intizamlıdır. Bunun için, gerçek Müslüman, bir asker gibi disiplinlidir. Yılda bir ay tutulan oruç, iradenin kuvvetlenmesini sağlar ve nefse hakim olmayı öğretir.

19-
İnsanların öldükten sonra ne olacaklarını, ahiret hayatını, hallerini hiçbir Hıristiyan din adamı izah edemez. Bazı papazlar, Hazret-i İsa’nın gökte krallık kuracağından bahseder. Halbuki ahiret hayatını, Cenneti ve Cehennemi, en güzel ve en mufassal şekilde izah eden din, İslamiyet’tir.

20-
İslamiyet’te her şey açıktır. Diğer dinlerde olduğu gibi (sır) kabul edilen akideler yoktur.

21-
İslamiyet, iktisadi bakımdan kapitalist ve komünist düşünceleri reddeder. Fakiri korumuş, zengini de kötülememiştir. Zenginlerin, fakirlere zekat ve sadaka vermesini emretmiştir. Ayrıca dünyadaki çeşitli millet ve ırklara mensup Müslümanları bir araya getirerek Hac gibi, dünyada en mükemmel sosyal nizamı tayin etmiştir.

22-
İslamiyet, temizliğe çok önem veren bir dindir. İbadete başlamadan önce, vücut temizliğini emreden yegane din, İslamiyet’tir. Diğer dinlerde böyle bir şey yoktur. İslamiyet’te, ibadetler kısa olduğu için, bunlar günlük hayat üzerinde aksi bir tesir yapmaz.

23-
Hıristiyanların hiçbir zaman yapmadığı hilm, yardım ve merhamet gibi iyi huylar, yalnız Müslümanlıkta vardır. [İslamiyet’ten uzak yetişen gençler, beraber yemek yedikleri zaman, Alman usulü olsun, herkes kendi yediğini versin derler.]

24-
İslamiyet, fakirlere, kimsesizlere, misafirlere ve hangi dinden olursa olsun, yabancılara yardım etmeyi hatta hayvanlara iyilik etmeyi emreden tek dindir.

25-
İslamiyet, ruh ve beden temizliğidir. Bu ikisini eşit tutar. İslamiyet’te, sevgi, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve iyilik etmek vardır.

26-
İslamiyet, insanları, çalışmaya, faydalı şeyleri öğrenmeye, önce kendi aklı ve gayreti ile iş görmeye başladıktan sonra, Allah’tan yardım istemeye davet eder. (Bir saat tefekkür ve faydalı iş görmek, bir sene nafile ibadete eşittir) diyen başka bir din yoktur.

27-
İslam, din, ırk farkı gözetmeksizin mutlak adaleti emreder.
CC sohbet icin buraya
 <<123456 78910111213141516...22>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir