fiogf49gjkf0d Yaşlı bir kadıncağız Cüneyd-i Bağdadi ye gelip kaybolmuş olan oğlunun bulunması için dua ister. Cüneyd(r.a.) in cevabı kısadır:
"-Sabret! Zavallı kadın- boyun büker, geri döner... Bir-kaç gün sonra evlat ateşiyle yüreği kavrulan dertli ana tekrar gelir: "-Efendim!" der, "ne olur, bu sefer dua buyursanız!" Cüneyd(r.a.) in cevabı yine kısadır: "-Sabret! Kadın bu kez daha zorlanarak ta olsa yine itaat eder. Yutkunur, yumruklarını kapar, dişlerini sıkar ve yine itaat halinde geri döner. Sonra, bir-kaç gün geçer ve yaşlı kadın bir kez daha Cüneyd(r.a.) e dileğini tekrar eder. Cevap yine aynıdır. Fakat bu kez yaşlı ana hazırlıklıdır. Üçüncü kez de "Sabret" cevabını alır. Fakat bu kez dönüp gitmez. "Efendim! der, "artık dayanacak gücüm kalmadı. Ben artık çaresiz kaldım". Cüneyd(r.a.)bunun üzerine hiç sesini çıkarmadan ellerini kaldırır, duaya durur. Sonra kadıncağıza dönüp: "-Eğer" der, "doğru söylüyorsan git, çünkü evladın evine dönmüştür." Yaşlı kadın bu müjdenin ümidiyle, yel olur, evine döner. Ve dünyalar onun olur. Gerçekten de ciğer parçası evde onu beklemektedir. Halk hayretle Cüneyd-i Bağdadi ye sorar: "-Çocuğun döndüğünü nereden bildiniz?" O, Kur an dan bir ayetle cevap verir: "Çaresizlerin çağrısına O ndan başka cevap veren yoktur"(Neml,62) O kadın "çaresiz kaldım" deyince anladım ki Rahmet ve Kudret imdadına koşacak!" |