ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
16 Haziran 2024, Pazar 17:49   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Sanat ve Felsefe
forum sohbet oyun basliklari
   Özgün Bir Modern Sanat Müzesi Beyeler Koleksiyonu
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

manolya41

manolya41 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  29.Tem.2009 Çar 21:57:37      Özgün Bir Modern Sanat Müzesi Beyeler Koleksiyonusohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

Beyeler Müzesi İsviçre nin Basel kenti yakınlarında Berowerpark da 21 Ekim 1997 günü modern sanatın çok orjinal bir kesitiyle, 20. yüzyıl sanatında Cezanne dan, Anselm Kiefer e kadar uzanan modern sanat içinde birbirinden çok farklı değişimleri içeren özgün bir koleksiyonla açıldı. Beyeler Müzesi, Ernst Beyeler in yıllar içinde varmış olduğu sanat yolculuğunun bir zirvesi. Koleksiyonuna Basel de işletmiş olduğu bir galeri de başlayan Ernst Beyeler, Avrupa da önceleri Art dealer olarak ünlenmiştir. Beyeler 1960 lı yıllarda İsviçre de modern sanatı hem ülkesine, hem dünyaya tanıtmayı başarmış, coşkulu ve sanatı çok yoğun yaşayan bir kişi. II. Dünya Savaşı ndan sonra Ernst Beyeler in de içinde bulunduğu, Paris teki yüksek sanat kuşağının ve Art dealer ların, New York ta çok ani olarak ortaya çıkan yeni bir sanat kuşağı ile yer değiştirmesi Avrupa sanat kentlerine ister istemez New York un üstünlüğünü kabul ettiriyordu. Bu geçiş sürecinde Ernst Beyeler in önemli bir rol yüklendiği görülür. Hem içinde yaşadığı Basel kentinde insanlara modern sanatın ustalarını tanıtmış, hem de Amerikan sanatındaki modernleri Avrupa ya taşıyarak bir sanat elçisi görevini üstlenmiştir.

Ernst Beyeler 1940-45 yılları arasında Basel Üniversite si nde ekonomi, tarih ve sanat tarihi okuyarak yetişti. Yoksul bir işçi ailesinden geldiği için ekonomi eğitimine önem vermişti. Çocukluğunda ailesinin kendisine hiçbir zaman sanat eğitimi vermediğini söyler. Ernst Beyeler in resim sanatıyla ilk ilişkisi

Phaidon un yayınladığı sanat el kitaplarıyla başlar. Savaştan sonra ise sanat tarihçisi Georg Schmidt in sanat konferanslarını izleme fırsatını bulur. Schmidt bu yıllarda Basel de sanat ortamında aktif bir kişiliktir ve açtığı sergiler çok ilgi uyandırmaktadır. Beyeler; Klee, Picasso, Mondrian gibi sanatçıların eserleriyle bu sergilerde karşılaşır. Milano da Palazzo Real de açılan çok büyük bir Picasso sergisi Beyeleri çok etkilemiştir. Bundan böyle Picasso nun sanatında yoğunlaşma kararı alır, Bu sıralarda Beyeler antika sanat kitaplarıyla ilgilenmeye başlamıştır. Goya nın Caprichose serisi en ilgi çekici çalışmalar dır. Ayrıca, Almanya da bir galeriden tarih, felsefe, edebiyat alanında basılmış en eski kitapları satın alır. 1947 de elinde oldukça eski antika kitaplardan oluşmuş bir koleksiyon birikir. Beyeler Basel de 1951 den itibaren küçük bir galeride Dürer, Rembrandt, Toulouse-Lautrec baskıları satmaya ve bunların sergilerini düzenlemeye başlar. Daha sonra çok ilgi duyduğu sanatçılar olan, Klee ve Picasso baskı sergileri düzenler. 1951 de galeride Picasso nun

"Absinthe Drinker" ve Matisse in " La Berge ini sergilediğinde bu iki tablo dejenere sanat olarak yorumlanmıştır.

Çünkü bu dönemde Basel de sanat hareketleri oldukça kısıtlı ve azdır. Sadece etkinlik olarak Betty Thommen, Fransız sanatçılarını zaman zaman sergilemekte, Dr. Willy Raeber, yine Fransız sanatçılarından Courbet ve Renoir ın eserlerini tanıtmaktadır. Beyeler kendi galerisinde yaz etkinliklerini başlattığında sergiler için özel kataloglar hazırlar. Katalogların içeriği ve sunuluşu ilerideki sanat aktiviteleri için önem taşımaktadır. Yaz showlarında empresyonistler, Bonnard, Renoir, bazen de Picasso, Klee ve Giacometti gibi sanatçıları sunar. Ancak bu sırada İsviçre de bu sanatçıların alıcıları hemen hemen hiç yoktur. 60 lı yıllarla birlikte bütün dünyada olduğu gibi İsviçre nin Basel ve Zürih gibi kentlerinde sanat ortamında büyük bir hareketlilik başlamıştır. Beyeler in bu dönemde organize ettiği sergileri ve showları kalabalık bir izleyici kitlesi ilgiyle izlemektedir. 1950 li yılların sonunda Amerikalı koleksiyoner David Thompson, Beyeler in yaz showlarını görmeye gelir. Kısa

Sürede dost olan ikili, birlikte çalışmaya başlarlar. Thompson koleksiyonundaki bazı eserleri satmak istediğini Beyeler e bildirir. Beyeler Amerika ya Thompson u ziyarete gittiğinde kusursuz bir sanat koleksiyonu ile karşılaşır, bazı modern resim örnekleri Thompson koleksiyonundan kendi galerisine geçirir.

Daha sonra ise David Thompson un 340 eserden oluşan koleksiyon sergisini 1960 da Düsseldorf da düzenler. Doğu Berlin li bir tablo satıcısı olan Ferdinand Möller den 1910 yapımı bir Kandinsky ve çok sayıda Klee satın alır. Bu resimler Beyeler koleksiyonunun ilk resimlerini oluşturur. Beyeler, Thompson koleksiyonunu sergiledikten sonra Basel deki galerisinde kübizm sergisi hazırlıklarına başlar. Georg Schmidt kübizm sergisinin katalog yazısını kaleme alır. Daha sonra da galeride Klee ve Mondrian sergilerini gerçekleştirir.

Ernst Beyeler modern sanatın ustalarıyla çok daha rahat diyalog kurduğunu dile getirmiştir. Ona göre Basel gibi bir kentte bir Klee ve Mondrian tablosu satmak bir Max Ernst tablosu satmaktan çok daha kolaydır.

Beyeler sanatta yoğunlaştığı 60 lı yıllarda, modern sanat arenasının en yeni ekollerini galerisinin promosyonlarına hiç bir zaman almamış, ancak Giacometti gibi bir dehayı tanıtmak için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Bu dönemde bu sıra dışı sanatçının estetiği hiç kimse tarafından yeterince algılanamamaktaydı. Beyeler in buradaki rolü ise yeni bir estetiği ileri süren Gioacometti yi insanlara sevdirmek ve kabul ettirmektir. Aslında galericilik kariyerinde yükseliş, Thompson koleksiyonu ve Giacometti heykelleriyle başlamıştır.

Thompson, Beyeler aracılığıyla elindeki eserlerden bazılarını satarken öte yandan Beyeler in etkisiyle koleksiyonunu yenilemek için Giacometti nin eserlerinden çok miktarda satın almıştır. Daha sonra bu hacimli heykel serisini yine satmak istediğini bildirir. Bu sıralarda Werner Schmalenbach, Kunstsammlung-sanat evi- genel direktörü olmuştur. Ve hemen Beyeler le Thompson un koleksiyonunda bulunan baş eserlerle ilgilendiğini bildirir. Bu arada Beyeler, Thompson un Giacometti nin heykel serisini almaya karar verir ve bu eserlerle bir sergi açar. Bu sergiden bazı eserler Berne, Lausanne, Winterthur ve Chur daki sanat evlerine satılır. Beyeler in amacı bu eserlerin İsviçre de kalmasını sağlamaktır. Sonunda Bechtler kardeşler koleksiyonun büyük bir kısmına sahip çıkarlar. Beyeler in sanat galerisindeki Thompson koleksiyonunun değerlendirme, tanıtma, satma ve ardından Giacometti yi gündeme getirişi ve sanatçının estetiğini savunması kariyerinde önemli bir noktadır.

60 lı yıllarda Amerika da Pop-Art sanat ekolü soyut ekspresyonizmin yerini almıştır. Newman, Rothko, De Kooning, Jasper Johns gibi sanatçıların eserlerinin Avrupa da Beyeler e göre satışı hiç kolay değildir, Pop-Art la çok fazla ilgilenmediğini dile getiren bu sanat adamı aslında hemen klasikleşen modernlerle ilgilidir. Picasso, Beyeler galerinin en önem verdiği sanatçılardan biridir.Ernst Beyeler hayran olduğu bu sanatçıyla ilk kez 1957 yılında karşılaşmıştır. Tanıştıktan bir süre sonra birkaç kez sanatçıyı stüdyosunda ziyaret eden Beyeler, resim satın almak istediğini sanatçıya bildirir. Picasso teklifi hemen kabul etmezse de ısrardan hoşlandığı için kısa süre sonra Beyeler e resimlerle dolu stüdyosunun kapısını açar. Ernst Beyeler sanatçıdan 26 eser satın alır. Bunların arasmda ünlü The Rescue-Kurtuluş adlı resim de bulunmaktadır. Daha sonraki yıllarda Beyeler galeri Picasso nun 90. yaş gününde 90 desenden oluşan bir sergi düzenler.

Ernst Beyeler galerisini açtığı yıllarda kendi koleksiyonuna da başlamıştır. Ancak, başlangıçta amacı çok büyük bir koleksiyon yapmak değildi. 70 li yıllara gelindiğinde ise koleksiyonu ile

ilgili bir fondasyon kurmanın gerektiğini düşünmeye başlar. Koleksiyonuna Klee, Picasso ile başlayan Beyeler modern resmin bir kesitini içeren özgün bir koleksiyon oluşturur. Koleksiyona başladıktan uzunca bir süre sonra Madrid te kendi koleksiyonunu sergiler. Madrid li sanat çevresi bu eserlerle çok ilgilenmiştir. Bu sergiden sonra hem koleksiyonuna hız verir, hem de galerisindeki tablolara ilgi giderek artar. Beyeler bu aşamadan sonra, Leger, Dubuffet, Francis Bacon ın eserlerini koleksiyona katmaya başlar. Beyeler e göre bankada yüksek miktarda bir hesaba sahip olmaktansa sayısız güzel eserin sahibi olmak çok daha önemli bir duygudur. Madrid sergisinden sonra galeri sine artık Avrupa dan soylular gelmektedir. Bunların arasında Baron Thyssen de bulunmaktadır. Thyssen Beyeler galeriden Monet nin "Water Lillies" adlı ünlü resmini satın alır.

Beyeler Koleksiyonu daha çok 20.yüzyıl resmi üzerine kurulmuştur. Ona göre modernizmin ilk işaretleri Van Gogh, Degas, Cezanne, Monet nin geç dönem tablolarıyla başlar.

Beyeler Koleksiyonunda 1900 ya da 1905 tarihli bir resme rastlanmaz. Ne Picasso nun mavi ve pembe dönemleri, ne de Fov ekolünden sanatçılara yer verilir. Koleksiyon kübizm ile başlar. Beyeler in beğendiği ve hayran olduğu bir çok sanatçı koleksiyona özel olarak alınmamıştır. Picasso nun kübist dönemiyle, bu ünlü dehanın yarattığı etki alanındaki sanatçıların eserleri koleksiyonun temel karakterini oluşturur.

Beyeler 70 li yıllarda İran Şahı nın eşi Şahbanu ya çok sayıda resim satmıştır.

BEYELER KOLEKSİYONUNDAKİ SANATÇILAR

JOSEF ALBERS

FRACIS BACON

GEORG BASELITZ

CONSTANTIN BRANCUSI

GEORGES BRAQUE

ALEXANDER CALDER

PAUL CEZANNE

EDUARDO CHILLIDA

EDGAR DEGAS

ANDRE DERAIN

JEAN DUBUFFET

MAX ERNST

LUCIANO FABRO

SAM FRANCIS

ALBERTO GIACOMETTI

VINCENT VAN GOGH

VASSILY KANDINSKY

ELLSWORTH KELLY

ANSELM KIEFER

PAUL KLEE

FERNAND LEGER

ROY LICHTENSTEIN

JACQUES LIPCHITZ

HENRI MATISSE

JOAN MIRO

PIET MONDRIAN

CLAUDE MONET

PABLO PICASSO

JACKSON POLLOCK

ROBERT RAUSCHENBERG

AUGUSTE RODIN

MARK ROTHKO

HENRI ROUSSEAU

GEORGES SEURAT

FRANK STELLA

ANTONI TAPIES

MARK TOBEY

ANDY WARHOL

İran Şahı 70 lerin başında Tahran da bir modern sanat müzesi kurmak istiyordu. Bu nedenle eşi Şahbanu Farah; Leger, Picasso, Pollock, De Kooning, Max Ernst, Tapies gibi sanatçıların eserlerini Beyeler galeriden satın alıyordu.

Ernst Beyeler 80 li yıllarda bir Art dealer olarak Paris in ünlü koleksiyonerlerine resim satmaktaydı. Cuttoli, Pellegner, Weil koleksiyonları onun seçtiği resimlerle gelişiyordu. Bu dönem sanat pazarı oldukça hareketliydi. Resim alım satımı yanı sıra özel müzayedeler düzenleniyor, sanat pazarı büyük bir ivmeyle yükseliyordu. Avrupa nın her tarafında yepyeni koleksiyonerler ortaya çıkmıştı ve hepsi de Beyeler galeriye resim satın almaya geliyorlardı. Bu yoğun sanat aktivitesi içinde Beyeler in de koleksiyonu günden güne büyüyordu.

Giderek kusursuz bir görünüm vermeye başlayan bu koleksiyonda bir araya gelen eserler çok titiz bir seçim sonucu alınmışlardı. Beyeler resim satın alırken bir yaratıcı gibi davranıyordu. Özellikle kusursuz sanat eseri hedefini kendine ilke edinmişti. Aynı zamanda bu koleksiyon bir tür estetik bir manifestoydu. Ernst Beyeler in Avrupa da sanat ortamında son derece aktif bir hayatı vardı. Koleksiyonerler, sanatçılar ve müze küratörleri ile özel dostluklar geliştirmişti. Özellikle sanatçılar içindeki dostları Picasso, Giacometti, Mark Tobey gibi ünlü yaratıcılardı. Sanat arenasından ise; Georg Schmidt, Werner Schmalembach, Bill Rubin, Phyllis Hattis, Jean Planque gibi sanat adamlarıyla özel dostluklar geliştirdi. Ancak çok ilginç bir biçimde Beyeler modern sanat örneklerini bir araya getirirken modernizmin uç noktadaki örneklerini koleksiyonuna almamıştır. Buna en güzel örnek Joseph Beuys un eserleridir. Bu da Beyeler in son sanat trendlerine biraz kuşkuyla yaklaştığının işaretidir. Bir anlamda Beyeler Koleksiyonu modernizmin klasikleşmiş eserlerinden oluşur. Burada koleksiyonun şimdiki zamanla sınırlanmış olduğunu görmekteyiz. Oysa modern sanatın klasik sayılabilecek yanları olduğu kadar, yeni tansiyonlar taşıyan eğilimleri de bulunur. Aslında modernizm; marjinal çıkışlar, avangard sanat akımlarını, postmodern boya kullanışlarını ve kavramlarını kuşatır. Bu nedenle Beyeler koleksiyonu sadece modern sanatın bazı üsluplarından örneklerin bir kesitini verir.

1970 lerdeki minimal sanat ve konseptual akımlar koleksiyonda yer almaz.

Beyeler e göre modernizmin özelliği; sadece güzellik duyumu içermesi değil, modern yaratıcıların dünyayı ve nesneleri yeni bir gözle yorumlamaları ve yaklaşımlarıdır. Bu koleksiyonda modern sanatın özü kolaylıkla izlenebilir. Her bir tablonun bireysel yorumun birer örneğini teşkil ettiğini görürüz. Her biri yeni ilişkiler ve yeni bir dünya önerisi içindedirler. Beyeler e göre kendi sanat koleksiyonu çok doğal bir gelişme içinde artarak büyüme göstermiştir. Ernst Beyeler koleksiyonunu yaparken daima çevresindeki sanat adamlarıyla ve arkadaşlarıyla tartışmalar yapmış, bu diyaloglardan yeni sonuçlara varmaya çalışmıştır. Sürekli resim üzerine düşünen, yargı üreten, karar veren bir kişiliktir. Yakın dostu William Rubin, Beyeler in galerisinden içeriye 60 lı yıllarda adımım attığında duvarlarda seksen adedin üzerinde Klee ile karşılaştığını şaşırarak anlatmaktadır. O yıllarda hiç tanınmamış bir sanatçıya ait bu kadar çok tablo bir risk sayılmaktadır. Hubin e göre Beyeler, enerjik, coşku dolu ve tutkulu, sanata çok düşkün bir kişidir.

Bugün kendi adına sahip olduğu Beyeler Müzesi onun için önemli bir varış noktasıdır. Yıllar önce Beyeler, ilk satın almış olduğu resmi evinin duvarına asarken bilinç altında zaten bir müze hedefinin yattığım ifade etmekteydi.

Sonuç olarak Ren bölgesinde Berower Park da koleksiyonunu yerleştirebileceği bir müze fikrine vardığında eserlerin karakterine uygun bir bina için ünlü mimar Renzo Piano ile çalışmaya karar verir. Müzenin bütün sorumluluğunu üstlenen Renzo Piano, doğanın ortasında, çevreyle bütünleşen çok modern bir bina tasarımına başlar. Yapının çatısını bütünüyle cam olarak tasarlayan mimar, sanat eserleri için çok özel atmosferler yaratıp espasların gün ışığı ile aydınlanmasını sağlamıştı. Dikdörtgen biçiminde olan bina dışı duvar görünümlü panellerle çevrilmişti. Piano, yapının çizimlerini gerçekleştirirken amacının; koleksiyonun kalitesini dış dünya ile birleştirmek ve sunmak olduğunu söylemiştir. Doğayla ilişki içindeki bu sanat müzesi içine yerleştirilen eserler uzay, ışık ve gökyüzüyle harmonik bir biçimde birleşmektedir. Bu ise bizi Beyeler müzenin zamansızlığı üzerine düşünmeye zorlar. Sergi salonlarına eserlerin yerleştirilebilmesi açısından mükemmele en yakın geometri ve ölçüler uygulanmıştır. Uzun biçimli tasarlanan müzenin, espaslarında gerekli kontrastlar yaratılarak yoğun mekanlar ve bölmeler koleksiyon için özel olarak düzenlenmiştir. Bu özenli geometrik formların müze mekanına uygulanışı, modern mimari kavramların özgür ve sade mekanlar yaratması aynı zamanda eserlerin asıldığı bir müze değil, insanlar için de yaratılmış özgür mekanlar anlamına geliyordu. Müzeye gelen ziyaretçilere güçlü ve sade bir imaj vermek mimar Piano için önem taşımaktaydı. Öte yandan Beyeler Koleksiyonunun boyutlarını verebilmek böyle bir mimari içinde anlam kazanıyordu. Çok kişisel ve orijinal olan bu koleksiyon, izleyiciye ancak böyle sunulabilirdi.

Dikdörtgen biçimli müze binasının dış cephesi yer yer duvar görünümü taşır. Bu duvarlar hem doğayla uyum içinde, hem de dış dünyadan binayı soyutlamış gibi gözükse de tümüyle camdan oluşmuş çatıdan giren ışık binayı gökyüzü ile birleştirmektedir. Bu mimaride kullanılan karşıt kavramlar son derece ilginçtir.

Sekiz bin metrekarelik, modern teknolojinin kullanıldığı bir müze görünümündedir. Beyeler müzesinin giriş katında izleyici önce Cezanne ve Monet ile karşılaşır. Daha sonra Kandinsky, Klee, Picasso, Giacometti ve Bacon la sürer sergi salonları. Bu sergileme hem koleksiyona bir saygıyı, hem de izleyiciye kronolojik bir bilgi vermeyi hedeflemektedir.

Bu resimler, modernizm içindeki bireysel tutumları gözler önüne taşımaktadır. Cezanne ın "Seven Bathers", Van Gogh un " Wheatfield", Monet nin "Rouen Cathedral" adlı tabloları dönemin klasik resim tarzına karşı devrimci ve yıkıcı bir estetiği gündeme getirmişler ve resmin yeni formlarım ileri sürmüşlerdir. Bu nedenle bu sanatçılar müzenin girişinde yer alırlar.

Beyeler Fondasyon ve Müzesi 21 Ekim 1997 de Basel yakınlarında Berowerpark ta muhteşem bir kokteylle açıldı. O tarihten beri bütün dünyanın ilgisini çekiyor. Mimari ile eserlerinin bu kadar uyum sağladığı bir birleşim örneğine çok az rastlanmakta. 40 yıl önce Basel deki galerisinde Art dealer olarak işe başlayan Beyeler, şimdi bu sade fakat iddialı müzenin tek sahibi. Buradaki eserler Beyeler in benzersiz zevkini, resim sanatını nasıl değerlendirdiğini, nasıl bir bilinç taşıdığnı ve estetik duyumunun yüksekliğini gösterir. Mimar Renzo Piano nun bir diğer hedefide koleksiyonun karakterinin içsel mesajını yapıda belirginleştirmek ve dışlaştırmaktı. Yapı ile resimler arasında Piano ya göre mutlak bir iç ilişki bulunmalıydı.

Koleksiyonda Monet den, Baselitz e kadar büyük değişim geçiren modern sanat ifadeleri Renzo Piano nun ilginç yapısında kronolojik bir sırayla sunulmaktadır.

Beyeler Koleksiyonu Avrupa nın bazı kentlerinde ve Avustralya da da sanat severlere örnek bir koleksiyon olarak sunulmuş, 24 Mayıs-24 Haziran 1989 tarihlerinde Madrid Centro de Arte Reina Sofia da, 30 Nisan-1 Ağustos 1993 te National Galerie Berlin de, 17 Mayıs-16 Haziran 1996 da Museum of Modern Art Sapporo da, ayrıca aynı yıl Nagasaki ve Kyoto da, Tokyo Museum of Art da, 7 Aralık 1996-2 Mart 1997 tarihleri arasında Sydney de sergilenmiştir.

Beyeler Koleksiyonu nda özellikle soyut resmin oldukça ağırlıklı bir yeri vardır. Kandinsky, Klee, Mondrian ve savaş sonrası dönemde Newman, Pollock, Rothko, Sam Francis, Tapies, Kelly gibi

Frank Stella (1936).

sanatçıların başyapıtları soyut sanatın örneklerini teşkil eder. Mondrian ve Klee gibi sanatçıların koleksiyondaki örnekleri bu iki yaratıcının sanatlarındaki başlangıç ve gelişim çizgilerini çok belirgin bir biçimde kuşatmaktadır.

Beyeler Koleksiyonunun tek ve benzersiz özelliği modernist üslupların en iyi örneklerini kuşatmasıdır. Modernizm içinde yer alan estetik ekoller tarih sahnesinde hiçbir zaman eşanlamlı yol almamışlardır. Cezanne ın yıkıcı estetiğinden, Anselm Kiefer e uzanan çizgide sayısız estetik üslup yer almaktadır. Modern sanatçılar klasik sanata karşıt, çok bireysel bir tutum içindeydiler.

Yüzyılın başında artistik ifadede yeni formların belirmesi dış dünya ve insanın kendi öznesi ile ilgili yeni bir yorumu ve bakışı gündeme taşımaktaydı. Beyeler Koleksiyonu nda yer alan modern sanatın bu eşsiz örnekleri dünyayı yeniden bireysel olarak gözden geçirmenin estetik birer anıtları sayılır. Aynı zamanda bu resimler yaşamın özünü veren ender bir yaklaşımın özetleridir. Bireysel tavır ve tutumların, iç dürtülerin, yönelişlerin korkusuzca estetize edilmesi anlamını taşır. Aynı zamanda realiteyi derinlemesine araştıran modern sanatçı değişik bir tavır sergiler ve bize yeni ilişkiler önerir. Bu klasik sanatın tutukluğuna ve her nesneyi kabul etmesine karşılık modernizmde her nesnenin özgürce çizilebilmesi anlamına

gelmektedir. Mondrian, Tobey, Pollock ya da Rothko gibi sanatçıları örnek alırsak; dış dünyayı limitsiz, sınırsız yaratı algılaması içinde tutkulu imajlarıyla tuvalde nasıl potansiyel olarak kullandıklarını görürüz.

Modernizmin ilk yıkıcı resim örnekleri Cezanne ın "The Bathers", Van Gogh un " Wheatfield" ve Monet nin " Rouen Cathedral", tablolarında; betimlerdeki yıkıcı, ayrıştırıcı öğeyi hemen sezdiğimiz gibi ardından gelen yapıcı ve estetik öğeyi birlikte fark ederiz. Modern anlatımın gizli mesajlarını tabloya baktıkça kavrar ve görürüz. Yüzyıllar süren klasik nü alışkanlığından sonra Matisse in bize yabancı gelen Nü leri ve Picasso nun insan bedenini unsurlara ayırıp yorumlaması gibi tuvalde özgürlüğün adımları modernizmin birer müjdecisi olmuşlardır. Modernizm ile başlayan büyük değişim, öte yandan Freud un çağa hükmeden bilinç altı keşfiyle özdeşleşerek yol almıştır. Freud un kendine yolculuk ve kendini tanıma yollarını açması 20. yüzyıl modern estetik süreçlerinin en büyük destekçisi ve keşfi olmuştur. Modernler resimlerinde dış dünya ölçülerini, nesneleri ve matematik kuralları bütünüyle altüst etmişlerdir. Modern sanatçı burada şiirsel hayal gücünün kararını vermekte ve yeni bir uzay yaratmaktadır. Modernlere göre dış dünya ve gerçeklik sürekli değiştiğinden, tuvalde de bu değişim sürekli gündeme gelir. Algı ve görme nesneye yaklaşmanın yeni bir yoludur, motif ve surmotif yaratarak durağan olmayan bir dünyanın içine nüfuz eder.

Görme yöntemleri modern resmin en temel bakışını oluşturur. Bu yeni bakış nesneyi bölmekte, parçalamakta ve atomlarına ayırmaktadır. Analiz ve sentez içeren modern yapıtlar göz zihninin yarattığı olağanüstü renk patlamaları ve biçimlere yol açar. Beyeler Koleksiyonu bu açıdan içerdiği örnekler bakımından çok seçkin bir sanat bileşimidir. Ünlü sanat kritiği ve yazarı Gottfried Boehm Koleksiyon için herkesin görmesi gereken bir modern sanat laboratuvarı olduğunu söylemiştir. Beyeler bütün bir sanat serüveni boyunca Picasso nun şu sözlerinin kendi hayatının bir özeti olduğunu ifade etmiştir; "Sanat bizim ruhumuzu yıkar ve günlük hayatın tozlarından, küf1erinden kurtarır."

KAYNAKÇA

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir