Bayramları bayram yapan, ona yüklenen sosyal anlamdır. Milli bayramlarla dini bayramları; biraz derinliğine incelediğinizde; Farklı sosyal birliktelikleri (Milli yada Ümmetçi) bir arada tutabilmek, bu birlikteliği sağlam temellere oturtabilmek için, benzer işlevleri yerine getirme çabaları olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Ramazan bayramı ile Kurban Bayramı insanların bir biriyle ilişkilerini pekiştirmek, dargınların barışmasını, insan insan ilişkilerinde dayanışmayı ve yardımlaşmayı teşvik etmeye dönük bir güzel sosyal etkinlik olduğu kanısındayım.. Dini yönünü irdelemek ise din adamlarının işi, ben sosyal yönüyle ilgilenmeye çalışıyorum. Geçmişte, şeker çok değerli olduğundan olacak, Ramazan Bayramı`nda şeker ikramı teşvik edilmiş olmalı. Kurban Bayramında ki kurban kesimi de, yoksul halk kesiminin et yemesine dönük bir teşvik gibi geliyor bana.
Bütün dinlerin amacı; önce Allah`ı aramaya ve anlamaya çalışanlara; Allah`a ulaşmanın yolunun, önce insanı sevmekten, sonra da; tüm yaratılmış değerlere değer vermekten geçtiği öğretisini benimsetmektir. Tabii bu; Allah`dan ve yaratılmış her şeyden ne anladığınıza bağlı.
Bu anlama ve kavrama farkıdır ki, dinler arasında, hatta aynı dinden yola çıkarak sonraki bölünmelere neden olan, farklı yorumların ortaya çıkarttığı çatışmalarda kendisini göstermekte. Benim bildiğim kadarıyla; İslam; tek Tanrıya inanmaktır. Çok Tanrı`lı dinlerden Tek Tanrı inancına geçişte sanırım Zerdüş önemli rol oynamıştır. Bu anlamda; Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık İslam dini yani Tek Yaratıcıya inanma anlamına gelmekte. Bu dinler arasındaki fark ise; Kutsal Kitaplarıyla Peygamberlerinin ayrı, ama inancın özü; aynı Allah`a dönük olmasıdır.
Kurban Bayramına gelince; sosyal dayanışmanın zenginleştirilmesine dönük olan bu etkinliğin yapılış biçiminde ortaya çıkan yanlışlıkların hatta çirkinliklerin toplum üzerinde yarattığı travmalardır. Bayram dışında da insanlar hayvan kesmekte, et ihtiyacını bu şekilde gidermekte. Bu bir sektör.. Dünya`da da bütün insanlar hayvan eti yemekteler. Ama hiçbir yerde, çoluğun çocuğun gözünün önünde, Allah`ın yarattığı bir canlı boğazlanmıyor. Eğer bir toplumda, insan boğazlamak bu kadar ucuzlaşmışsa, bunun bir sürü nedeni olmalı.
Hayvanı sevmeyenin insanı da sevemeyeceği savının ne kadar doğru olduğunu bilemem ama ben, elli yılımı hayvanları yakından tanımamış birisiyken son 12 yılımı bir köpekle birlikte geçirmiş birisi olarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; yaşam anlayışım büyük ölçüde değiştiği gibi, bir canlıya olan duyarlılığım inanın ters yüz oldu.. Dünlerde bir sineği hiç fütursuzca öldürürken, bugün bir karasineğin bile can taşıdığını düşünerek ona bile yaşama özgürlüğü tanımanın özel çabası içindeyim..
Böyle bir duyarlılık tüm toplumda yaygınlaşırsa; bu teröre, acımasız katliamlara, canlı bomba olma gibi biri saçmalığa, en ufak bir düşünce ayrılığında insanların bir birini öldürmesinin doğallığına inanan insanların ortaya çıkması, böylesine cani ruhlu, sadist birkaç kişi çıksa bile, bu kadar yaygın bir vahşete yelken açacak insanların bulunması mümkün olabilir mi?.. İnşallah bu Kurban Bayramında; mahalle aralarında, çoluğun çocuğun gözü önünde bu tür boğazlamaların, hayvanlara olmayacak eziyetlerin yapılmadığı ve tüm bu çirkinliklerin de en azından ekranlara taşınarak tüm toplumun morali bozulmaz diyor, herkesin Kurban Bayramını kutluyor, dostluğun kardeşliğin, önce insana, sonra da tüm yaratılmış değerlere Allah`a olan korkudan değil sevgiden gereken değerin verilmesini umuyor, bekliyor ve diliyorum |