ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Oca.2007 Sal 13:36:08 |
| Elma ve Sarap
Kadinlar agactaki elma gibidir. En iyileri en ust dallarda bulunur. Erkeklerin cogu dusup incinmekten korktuklari icin ust dallara uzanmak istemezler. Onun yerine , Yere dusmus curukleri toplarlar , cunku onlari elde etmek daha kolaydir. Yukaridaki elmalar ise Kendilerinde ararlar sucu ve Sorarlar, nerede hata yapiyorum diye. Aslinda gercekten hatasiz ve muhtesemlerdir. Sadece dogru erkegin ortaya cikip cesaretini ve yuregini toparlayip o ust dallara ulasmasidir butun olay. Lutfen bu gercegi iyi elma olan butun kadinlarla dalindan toplanmis olsalar bile paylasin.
Erkekler ise .. erkekler ise iyi birer sarap gibidir. Koruk olarak baslarlar, mayhos ve tatsiz... Kadinlar tarafindan canlari cikana kadar cignendikten sonra ancak bir yemegin yaninda gidecek kadar tatlanirlar
Ben masumum..cıxx ben demedim onlar diyooo yaaaw
| |
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Oca.2007 Sal 13:43:48 |
| fiogf49gjkf0d Alesta ellerıne saglık guzel bır benzetme olmus,
Guldurdun bızı Tekrar Tesekkurler | |
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Oca.2007 Sal 14:08:13 |
| fiogf49gjkf0d Kadın, kocasına "Dikkat ettim de.." demiş, "Her konuştuğunda Benim evim.. Benim arabam.. Benim sandalyem.. diyip duruyorsun.. Ağzından bir kere bile Bizim çıkmadı.. Biz bu yuvayı birlikte kurduk..! Bizim demen gerekmiyor mu?.." Adam bir şey arar gibi etrafına bakınıp dururken karısı merak edip sormuş "Ne arıyorsun?.." diye.. "Şey hayatım.." demiş adam etrafına bakınarak "Bizim pantolonumuzu..!"
***
Temel evli ve 3 çocuğu vardır. Bir gün köyden annesi, babası, kaynanası, kayınpederi, baldızı, kardeşleri ve kayınçosu misafir gelirler. Ev dediğin ne ki.. Herkes yer yatağında yan yana.. 3 gün 5 gün derken 1 ay olur hiçbirinin gitmeye niyeti yok, bu arada Temel karısına iyiden iyiye hasret, bir gün dayanamaz.. "Fatma bu iş böyle olmuyor." "Ya ne yapıcaz." "Akşam yemekte çorbayı benim tabağıma koyarken üzerime dök, temizlemeye beraber tuvalete gidelim ve işi bitirelim!.." Akşam olur, anlaştıkları gibi Fadime çorbayı Temel in üzerine döker. Temel: "Salak karı. Dikkat etsene.. Yürü tuvalete.. Yardım et şunu temizleyelim" der. Tuvalete giderler.. Dönmeleri uzayınca evin küçük oğlu Dursun merak içinde bakmaya gelir.. Ve de bir bakar ki.. Dehşet ve telaş içinde masaya geri döner: "Aman ha.. Herkes çorbasını dikkatli içsin.. Babam çorbayı dökeni beceriyor.." | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 9.Oca.2007 Sal 17:18:09 |
| Esmer, Kızıl ve Sarışın Bir sarısın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. itfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları cıkarmışlar.Catıdan atlayanları tutmak icin yanlarında getirdikleri carşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler; "Atla. Bu tek sanşımız". Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. Itfaiyeciler tekrar catıya seslenmişler; "Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın." Kızıl saçlı aşağıya bağırmış; "Atlamam. Biraz once yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz". İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler icin bunu yaparız". Boyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşagıya bırakmış. Itfaiyeciler esmer kızda oldugu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saclı da elmalı kek gibi yere serilmiş. Çatıda sadece sarışın kalmış. itfaiyeciler daha once de yaptıkları gibi; "Atla, atla. Yoksa yanarak oleceksin". Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz". itfaiyeciler; "Kesinlikle cekmeyecegiz. Söz veriyoruz". Sarışın kız; "Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin...
Soru Cevap Soru: Bir sarisini butun gun nasil oyalarsiniz ? Cevap: Yuvarlak bir odada gidip köşede oturmasini soyleyerek. S: Bir sarisini evlenmeye nasil razi edersiniz ? C: Ona hamile oldugunu soyleyerek S: Bir sarisinin Cumartesi gunu boyunca gulmesini nasil saglarsiniz ? C: Carsamba gunu bir espri yaparak. S: Bir sarisin niye iki saat boyunca portakal suyu kutusuna bakar? C: Uzerinde " konsantre " yazdigi icin. S: Sarisin civi cakarken parmagini niye civinin ustune koyar? C: Cikan sese dayanamadigi icin. S: ABD de sarisin ve zeki kadina ne denir ? C: Turist S: Bir sarisinin fikrini nasil degistirirsiniz ? C: Kulagina ufleyerek S: Bir sarisinin bir baska sarisinin kulagina uflemesine ne denir ? C: Bilgi transferi S: Hamile oldugunu ogrenen sarisin ne der? C: Benim olduguna emin misin ? S: Bira sisesi ile sarisinin ortak ozelligi nedir ? C: Ikisinin de boyun kismindan yukarisi bostur. S: Bir sarisini saatlerce nasil oyalarsiniz ? C: Eline iki tarafina da " Ters cevir " yazili bir kagit tutusturarak. S: Komurlukteki iskelete ne denir ? C: Gecen yilin sarisinlar arasi Saklambac Turnuvasi Sampiyonu. S: Kazalarin cogunun ev civarinda oldugunu duyan sarisin ne yapar. C: Tasinir. S: Zekasinin yuzde 90 ini kaybetmis sarisina ne denir ? C: Bosanmis . S: Kac sarisinla elektrik akimi olustrulabilir ? C: Iki . Biri kuvete girer digeri sac kurutma makinesini uzatir. S: Bir bilgisayarin onunde bir sarisin oturdugunu nereden anlarsiniz C: Ekrandaki tipex izlerinden. __._,_.___ | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2007 Per 23:05:19 |
| T.C.D.D nin yeni sloganları bu bir alıntıdır)))
"Sevip de kavuşamadıklarınıza kavuşturur."
"Yaşamdan sıkılanlar için."
"Kendimizi koltuğa, sizi karşıdan gelen trene yapıştırmak görevimiz."
"Ölümle yaşam arasındaki ince çizgi."
"Ucuz ulaşım, çünkü sadece gidiş."
"Işığa hem de ışık hızıyla giden huzur dolu yol"
"Lunaparka gitmeden çarpışan trenlere binmek ister misiniz?..bizi arayın.."
"İntihar etmeye cesaret edemeyenlerin tercihi... bir bilet almaz mıydınız?"
Aile planlamasında bir adım öndeyiz !
"Ben size trene binemezsiniz demedim; trenden inemezsiniz dedim!" (Cinali Yıldırım )
"Kara tren gecikir, belki hiç gelmez..."
"TCDD - tren çarpma devirme dağıtma."
"Cehenneme kadar yolumuz var..."
"..Öyle durmakla ölünmez genç bin bir trene.."
"Kelleniz yeni koltuklarımızda"
"Tren gelir boş gelir la ilahe hey
"...Demir ağlara gömdük, anayurttakileri dört baştan.."
"İki dünya arasındaki en kısa yol - TCDD"
"Ankara dan gelip Uşak afyon Manisa İzmir istikametine devam eden mavi trenimiz iki numaralı perona yanaşacaktır. TCDD Allahtan rahmet,sevdiklerinize sabır diler............. | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2007 Per 23:24:03 |
|
__._,_.___ | |
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2007 Cum 12:55:12 |
| Adamın kayınvalidesini kaçıran zorbalar kanıt için kadıncağızın işaret parmağını kesip "Fidye" istemişler.. "Tam olarak anlayamadım.." demiş damat telefondaki fidyeciye "İkna olup parayı ödeyebilmem için daha fazla kanıt istiyorum..!" | |
WaaLLaaCe
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2007 Cum 12:58:52 |
| Sosyetik kadın, genç, güzel hizmetçisi ile yılbaşı hediyelerini konuşuyormuş.. "Uşak için ne düşündünüz?.." diye sormuş, kadın.. "Yarım düzine şarap kadehi efendim.." "Şarap kadehi mi?.. Saçmalamayın.. Yararlı bir şey olsun.. Beyaz eldiven olarak değiştirin.." Kız yüzünü ekşiterek listedeki kadeh in üzerini çizip yerine eldiven yazmış.. "Peki, şöföre?." "Yeni bir televizyon efendim.." "Gereksiz!.. Hediye bir ihtiyacı karşılamalı.. Onu şapka ile değiştirin..!" Hizmetçinin kaşları çatılmış, ama emir büyük yerden.. Listeyi düzelte düzelte evin beyefendisine gelmişler, "Sanırım kocanıza seçeceğiniz hediyede de gerçek bir ihtiyacı karşılamak niyetindesiniz" demiş, güzel hizmetçi, gizli bir tebessümle.. "Evet?.." "Bir estetik ameliyatı ile 10 santimlik bir ek e ne dersiniz?.." | |
JoseMarti
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2007 Cmt 14:26:57 |
| İmam Bilişimci Olunca Vaazı Da Böyle Olur....
Bu kainatın öyle bir donanımcısı vardır ki, bütün mevcudatı ve onların içinde yeryüzünü create etmiş, güneşi bir power source, ay ı bir sistem clock yapmış. O power source dur ki kesintiye uğramaz. Ve o system clock tur ki şaşırmaz. O donanımcının ilminin ve sanatının nihayetsizliğini gösterir.
Aynı zamanda öyle yüce bir programcıdır ki, şu muazzam dünya üzerinde çalışacak şekilde koca hayat programını yazmış, yüzbinlerce yıldan fazladır,error verdirmeden crash ettirmeden çalıştırıyor.
Eğer onun ne kadar iyi bir programcı olduğunu anlamak istersen, önce kendine bak. Gözünle göremediğin küçücük bir hücrene bütün kodunu save etmiş ve yine o küçücük hücreden execute ettiriyor.
Madem ki DNA nın bir program olduğu apaçıktır ve bir program programcısız olamaz demek ki senin programcılığın o büyük zatın programcılığına ancak bir ayna hükmündedir.
Yine seni hücrelerden oluşturduğu network ün içinde sınırsız protokollerle hücrelerini birbiriyle konuşturduğu gibi, senin de diğer insanlarla türlü dillerde ve protokollerde konuşabilmen için gerekli donanımı yanına vermiştir, öylece de gördürüyor, konuşturuyor ve dinletiyor. Ve sen, etrafındaki bütün cisimlerden haber alasın diye ışık, ses gibi türlü media hazırlamış kullandırıyor ve sen bunları keşfeder kullanır fakat bir yenisini ekleyemezsin. O halde öyle büyük bir network uzmanı vardır ki senin her türlü ihtiyacını bilir, ona göre teçhizatını verir.
Senin network çülüğün O nun sonsuz ilminden sana verdiği bir küçük parça ve bir büyük nimettir.
Arkadaş aldanma!
Şu güzel dünya hayatı programı sınırlı süreli bir trial versiyondur, görüyorsun ki elde ettiğin malı mülkü hiç bir surette save edemiyorsun. Öyle ise, bu kainat yazılımını yazanı tanı. Hem hiç mümkün müdür ki bir programcı bu kadar güzel bir program yapsın ve yaptığı programda about bölümü koyup kendini tanıtmasın. Öyle ise bu kainatın en büyük donanımcısı, programcısı,networkçüsü ve system administrator ı olan zatın heryere işlediği about bölümlerini gör, öğren, full versiyonu kazanmak için çalış. Unutma ki hiç bir hareketin atlanmadan çok dikkatli loglar tutuluyor
alıntı-çalıntı neyse işte ondan | |
xxzeynaxx
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2007 Cmt 19:43:30 |
| bir taş attım pencereye tık dedi anası çıktı kızım evde yok dedi inanmazsan gel yukarı bak dedi armut dalda kız balkonda sallanır vay vay
şeker yemiş dudakları ballanır vay vay Atalım mı arap kızı atalım mı vay vay senin için onbeş sene yatalım mı vay vay rakıyı da şaraba katalım mı vay vay
demirciler demir döver ocakta şimdiki kızlar ne hoş olur kucakta vay vay öpüşürken yemek yandı ocakta armut dalda kız balkonda sallanır vay vay
şeker yemiş dudakları ballanır vay vay Atalım mı arap kızı atalım mı vay vay senin için onbeş sene yatalım mı vay vay rakıyı da şaraba katalım mı vay vay
demirciler demir döver tunc olur altın yüzük parmağıma güç olur sevip sevip ayrılması güç olur armut dalda kız balkonda sallanır vay vay
anlayacağınız üzere kırmızı ile yazılmış bölümler şarkı olarak adlandırılmış yapıtın meyan (nakarat bölümleri)
Şarkının bestesini incelediğim zaman neler olabileceğini düşündüm, iki farklı sonuç olarak bunlar çıktı:
ilk mısradan başlıyorum.
Şair ilk mısrada bir pencereye taş attığını belirtiyor ve ikinci mısradan da anlıyoruz ki bir kızı seviyor ve kızın annesine yakalanıyor. Ancak anne nasıl bir annedir ki elin adamına "gel yukarı bak" diyor Ayrıca bu vakitte kız evde değil de nerede Şair ilk kıtanın son mısrasında hoş bir benzetme ile armut nasıl dalında güzel ise (çiçek dalında güzeldir ilkesine dayanarak) sevdiği kızın da balkondan bakması hoşuna gittiğini belirtiyor.
2. kıta nakarat olarak benimsenmiş ve burada aleni bir sapıklık duygusu ile yazıldığını anlıyoruz. kızın şeker yerken ve yedikten sonraki seksiliğini, baştan çıkarıcılığını mısranın sonunda "vay vay " diyerek ispatlıyor. ikinci mısrada ise "atalım mı" dan kastın kızı yatağa atma arzusu ile dolu olduğunu anlamamak için sübyan olmak gerekir diye düşünüyoruz. Ancak zamanımızda ne sübyanlar görüyoruz öğretmeniyle cinsel ilişkiye giren!!! üçüncü mısrada ise şairin bu fiili yapmak için herşeyi göze aldığı açık ve net. Şair bu konuda ceza kanunları hakkında gereken detaylı bilgiye sahip olduğundan 15 sene yatacağını da bilmekte dördüncü mısrada ise; kızın onun bu isteğine karşılık vermemesi halinde icabında "Nuri Alço" taktiklerini bildiğini ve ona bu şekilde de sahip olabileceğini belirtmiş. Bu kıtanın tekrar yorumunu yapmayacağız çünkü burada anlatılanlar şairin nefsani duygularla yazdığı ve başka açıklaması olmadığından defalarca tekrarladığı sözler.
3. kıtanın ilk iki mısrasını birlikte ele almalıyız. Şairin asıl mesleğinin demircilik olduğu anlaşılıyor. Ancak şair kıza olan komplimanlarına devam ediyor ve birinci mısranın sonu ile ikinci mısrada ise "ocakta demir döverim, seni kucağıma alır emelime alet ederim" demektedir! üçüncü mısrada kızı kandırdığı kanısı sabitlik kazanıyor ve kız ile ön sevişme sırasında, şair in öğlen arasında atelyelerinin ocağına koyduğu yemeği yaktığını üzüntü ile belirtiyor. dördüncü mısrada 1. ve 2. kıtaların sonunda olduğu gibi kız a komplimanda ısrar ediyor ancak işlediğimiz 3. mısranın geneline baktığımız zaman anlıyoruz ki şairin bir balkon fantezisi var
4.kıtanın ilk mısrasında kendi meslektaşlarını övüyor. Kendi beden güçlerini ve kuvvetlerini betimliyor. Böylece anlıyoruz ki kıza "benim gücüm herşeye yeter" -mesajını veriyor. ikinci mırsada "altın yüzük parmağıma güç olur" diyerek ben "evlilik adamı değilim" yalnız kovboyum diyor. üçüncü mısrada da bunu sabitliyor ve "seni seviyorum ama işim bittikten sonra ayrılacağım. inşallah o zamana kadar seni gerçekten sevmem" diyerek bağlanmaktan korktuğunu ifade ediyor. dördüncü mısrada artık kesinlikle anlıyoruz ki şairimiz bir abaza ve şu hayatta bir armutları, bir de kızları seviyor ve son kıtadaki (son nakaratta) emeline ulaşmak için son kez kıza yanaşıyor. Fakat buradan sonrasına ulaşamıyoruz
Gelelim diğer yorumumuza ki bu bir komplo teorisini andrıyor
şair yasadışı bir iş peşinde olduğu ve şifreli olarak iletişim sağladığı kanısı üzerinde yoğunlaşan dedektiflerin raporudur
1. kıtada diger örgüt üyelerini sabaha karşı dikkat çekmemek amacıyla pencereye taş atarak çağırdığını ancak arada olan bir iletişim kopukluğu nedeniyle bir önceki gün diğer üye arkadaşlarının ev sahipleri tarafından evden çıkarıldığını öğrenir. Ev sahibinin onların ne gibi emelleri olduğunu öğrendiği için diğer üyeleri evden çıkardığını ve ev sahibinin elebaşına "armut dalda kız balkonda sallanır" şifresi ile "bırakın bu işleri idam ederler sizi" dediğini anlıyoruz.
2.kıta elebaşının diğer örgüt üyeleri ile düzenleyecekleri suikastin kime ve ne şekilde olacağını bakın şöyle anlatıyor. Şahsın dudaklarının parlak olduğu yani "lip gloss" sürülmüş gibi parladığını ifade ediyor. Demek ki suikaste uğrayacak kişi bir bayan. ikinci mısrada eşgali ifade ederken"arap" uyruklu olduğunu belirtiyor. Ancak suikastin nasıl işleneceğine dair kesin bir fikrinin olmadığını anlıyoruz. Diğer üyelere soruyor... "atalım mı arap kızı?"... üçüncü mısrada bütün herkesi alacakları cezaya hazırlıklı olmaları için uyarıyor. dördüncü mısrada ise bu arap, parlak dudaklı, armut gibi vücut hatlarına sahip şahsı, önce balkondan kaçırıp, ardından asarak öldürme emelinde kesin karar kılıyor.
3.kıtavermek istediği mesajı ise bir seferde ve şu şekilde açıklayacağım: Şahsı kaçırma girişimleri sırasında olası bir dayak yemeleri halinde kendilerini deşifre etmemeleri için buldukları kızlarlar öpüşerek kendilerini kamufle etmeleri emrediliyor. Eğer bu yaralı olmazsa başına gelecekleri şöyle anlatıyor üyelere: "Eğer bu da işe yaramazsa ya bizi yakarlar ya da sallandırırlar" diyerek gözdağı da veriyor.
4.kıtada aynı kelimeleri kullanarak farklı şeyleri anlatıyor. Bu girişimleri olumsuz olursa ve yakalanırlarsa şu şekilde ifade vermelerini emrediyor: Biz yabancısıyız buranın. Kim kimdir bilmeyiz. Bizim şu arkadaşın "Bal dudaklı arap fantezisi" vardır. "Arap kızı var dediler burada biz de geldik arkadaşın aklında kalacağına görsün öyle gidelim" dedik. Eğer size derlerse "15 seneden aşağı ceza almazsınız bittiniz siz konusun biz de size yardımcı olalım" siz de deyin ki: " Komiserim biz rakıyı şarabı bilmez saf, temiz, namuslu insanlarız yanlış insanları tutuyorsunuz."
5.kıtada bütün elemanlar Demirkapı civarında bir yerde bir demirci atelyesinde toplanacaklarını, herkes izlenmeden geldiklerinin ve gerekli mühimmatı üzerlerinde bulundurduklarına işaret olarak parmaklarına altın yüzük takmaları ve fiili işledikten sonra birbirlerini ne kadar sevseler de birbirlerinden ayrılacaklarını ifade etmiştir.
Böylelikle Şair herkimse acaba bunları düşünmüş olabilir mi? yoksa başka bir amaca hizmet ediyor olabilir mi ? Ya da bu yazdıklarımdan farklı bir konu mu var? Sizin aklınıza ne gelir?
| |
| |