ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
23 Nisan 2024, Salı 11:44   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  SienCex> Forum Mesajları
    SienCex'e ait Toplam 17 Forum Mesajı var
<<1 2>>


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Üzücü, dokunduran,şuanı çok güzel anlatan bi karikatür !!!...>
  25.Nis.2007 Çar 17:08:38
fiogf49gjkf0d

 Hani duyunca veya görünce kanımızı donduran şeyler vardır… Bir ölüm haberi, dehşet verici bir olay…


Yukardaki görüntü de İsrail’li çocuklar Lübnan’a atılacak olan füzelere mesajlar yazıyor… Sevgili Lübnanlı, Filistinli, Müslüman, Arap, Hristiyan çocuklar…
Sevgiyle ölün ! imza : israilli çocuklar !

Peki buna söylenecek birşey  varmı ? İnsanlık dışı bu olayın sorumluları çocuklar mı yoksa onlara kin’i nefreti aşılayan ebeveynler mi ?

Tebrik ediyorum... Paylaşım için teşekkürler nehir hanım.



SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >askerlikten muaf tutulma talebi =)>
  8.Mar.2007 Per 22:06:01
fiogf49gjkf0d
En ilginç olan Tarafı ise gösterdiği gerekçeler mahkeme tarafından haklı bulunarak askerlikten muaf tutuluyor..


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >CHATCITY Yİ TANITIR MISIN?>
  8.Mar.2007 Per 19:23:37
fiogf49gjkf0d
Kısa ve öz olarak  hoş vakit geçirdiğim, hatta internet üzerinde geçirdiğim zamanın yarısından fazlasını ayırdığım ve çok keyif aldığım, dünya dertlerinden uzaklaşıp huzur bulduğum sanal ailem. Wink


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Fıkra Köşesi...>
  7.Mar.2007 Çar 18:21:20
fiogf49gjkf0d


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >- Anket - Lütfen Katılın 1 Dk.nızı Almaz ...>
  6.Mar.2007 Sal 10:44:42
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

17 aylık bir bebek ve tecavüz  Gerçekten insanın kanını dondurtan cinsten bir olay. Ama aklıma ilk gelen şey olayın hukuksal boyuttundan çok toplumsal boyutudur.  Asıl ürkütücü olan toplumsal bir çıldırmışlığın içinde olduğumuzdur. 17 aylık bir bebeğin "tecavüz" gibi bir olayla gündeme geldiği bir toplumun nasıl bir çöküntü içine girdiğini düşünmeden edemiyorum. İçimizde 17 aylık bebeğe "cinsel" güdülerle yaklaşabilen bireylerin varlığını bilmek bile yeteri kadar kan dondurucu. Ve daha acı olan kanımca bu olay sadece ortaya çıkabilen ! ya bilmediklerimiz ? Geçen gün daha dehşet verici bir haber okumuştum. Ülkemizde çoçuk pornosunun son zamanlardaki artışına dair. Yaşları bebek sayılabilcek yaşta. Düşünelim şimdi bir tarafta bebekler, çoçuklar öbür tarafda bunu izleyerek zevk alabilen bireyler. İşte bu resim kadar beni ürküten birşey yok. Toplum olarak birey bazında bir çöküntü içindeyiz. Kavga ediyoruz çekip silahı adam öldürüyoruz  maç seyrediyoruz adam öldürüyoruz. Okullar da öğrenciler aşık oluyor adam öldürüyorlar , uyuşturucu okul kapılarında alenen satılıyor, öğrenci hocasına kızıyor çekip silahı ders ortasında öğretmenini öldürüyor,15 yaşında kendini korumaktan aciz genç kızlara tecavüz ediliyor her gün bir tecavüz haberi okuyoruz   hastane de yatan hastaya tecavüz ediliyor ve madure toplumdan dışlanıyor.. Örnekler o kadar çok ki... Ve bu ilkel toplum resmi beni çok korkutuyor. "Ceza" caydırıcıdır ama tek başına bu resmi değiştirmeye gücü yetmez. "Birey" zihniyetleri davranışları değişmediği sürece de bu tarz olaylara daha çok tanık oluruz. "Nereye doğru gidiyoruz ?

Yarınlarımız adına Duyarlı olalımPaylaşımınız için Teşekkürler.



SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Orğan Bağışı desem ne düşünürsünüz?>
  2.Mar.2007 Cum 11:39:37
fiogf49gjkf0d

Selamlar,

Günümüzde bu konuya ne kadar önem veriliyor bilemiyorum .Böyle zengin bir portalda bu konunun eksik olduğunu düşünerek  bazı fikir ve bilgileri paylaşmak adına böyle bir başlık açan arkadaşımıza Teşekkürler.

Organ bağışının önemi başımıza gelmeden malesef anlaşılmıyor.Bir olay sonucu yitirilmiş bi bedendeki organların başka bedenlerde can bulması olağanüstü bir olay. Türkiye bu konuda duyasızlığını sürdürmekde . Organ bağışı türlü cevrelerden tepkide alsada sayıları oldukça sınırlı kalmaya devam etmekde.Konuyu tartışmaya açacak değilim.Kişilerin görüşlerine saygı duymak gerekir.Bu konuda duyarlı olanlara bir kaç bilgiyi paylaşmak istedim.

ORGAN BAĞIŞI

Ölümünüzden sonra organlarınızın başka bir insan için kullanılmasına izin vermenizdir Bazen görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar.

ORGAN ALIMININ GERÇEKLEŞTİRİLMESİ:

Organlarınızın alınması işlemi, konunun uzmanı doktorların bulunduğu Sağlık Bakanlığı, SSK ve Üniversite Hastanelerinin Organ Nakil Merkezlerinde gerçekleştirilir. Organ bağışında bulunduğunuz takdirde Organ bekleyen hastalara yaşama şansı verebilmeniz için ’’Bağış Belgenizi’’ bir kimlik gibi sürekli yanınızda bulundurmanız ve bu konuyla ilgili olarak yakın akrabalarınıza bilgi vermeniz gerekmektedir.

ORGAN BAĞIŞINI KİMLER YAPABİLİR?

1979 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışı yapabilmeniz için 18 yaşını doldurmuş olmak ve bu dileğin iki tanık huzurunda sözlü olarak yapılması, ayrıca bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak’’ Doku ve Organ Bağış Belge’’ nizi alabilirsiniz.

BAĞIŞ YAPILABİLECEK ORGANLAR:

Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde; kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar, kalp kapağı, gözün kornea tabakası, ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedir. Bir kişi organlarını bağışlayarak bir çok insana yaşama şansı verebilir.

Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistem (UKS)

Organ ve Doku Nakli Hizmetleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de en önemli sağlık sorunlarından birisidir.

Organ ve Doku Nakli Hizmetlerinin başarıya ulaşabilmesi için Sağlık Bakanlığına Milli Eğitim Bakanlığına, Üniversitelere, Diyanet İşleri Başkanlığı!na, Gönüllü Kuruluşlara, Yazılı ve görsel basına ve tüm halkımıza görev düşmektedir.

Bu amaçla Sağlık Bakanlığı, Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemini (UKS) kurmuştur. Ulusal Koordinasyon Sistemini yürütmek amacıyla Ulusal Koordinasyon merkezi ve buraya bağlı Bölge Koordinasyon Merkezleri oluşturulmuştur.

UKS’nin amacı bağışlanan organ ve dokuların tıbbi etik anlayışına uygun, adaletli bir şekilde, en uygun alıcıya naklinin sağlanmasıdır. Ülkemizde, Organ ve Doku nakli bekleyen tüm hastaların kayıtları UKS içerisinde Ulusal Koordinasyon Merkezinde bulunmaktadır.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN ORGAN BAĞIŞI KONUSUYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ:

Diyanet İşleri Başkanlığının Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 06.03.1980 tarih ve 196 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğu bildirilmiştir. Bu karara göre organ nakli için şu şartlara uyulması gerekmektedir:

1-Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet edilmesi

2-Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması

3-Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması

4-Tedavisi yapılacak olan hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerekir. Sizin organınızı verdiğiniz kişinin yaptığı iyilik ve fenalıklardan tamamen kendisi sorumludur.
Şifa bekleyen insanlara yardımcı olmak, hepimiz için İslami ve İnsani bir görevdir. Değeri, Madde ile ölçülemeyecek kadar kıymetli olan organlarımızın öldükten sonra, bir hastayı tedavi maksadıyla alınarak başka bir insana nakledilmesi; ölen kişi ve ailesi için büyük bir saygınlık ve şeref vesilesi olarak kabul edilir.

Diyanet İşleri Başkanı

Ali Bardakoğlu




SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Evli İnsanlar ve Chatcity...>
  2.Mar.2007 Cum 10:33:28
fiogf49gjkf0d
Tehlike sınırları hayvanat bahçesi içindeki aç aslanlar bölümünde kalmış savunmasız bir yavru kadar büyük... her an bir girdap yutabiliyor en iradeli kişileri bile... zavallı dostlarımdan ayrılmayı düşünenler var şimdilerde, ayrılanlar ve yuvası yıkılanlarda mevcut Tehlike çok büyük dikkatli olmak gerek diye düşünüyorum.


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Güneydoğu da Toprak Ağalığı>
  28.Şub.2007 Çar 11:43:50
fiogf49gjkf0d

Merhaba ;

Ağalık, zulüm, çıkarcılık ve hiyerarşik sistemin hüküm sürdüğü bu topraklarda
Yazık ki  Atanın ölümüyle "köylünün ve emeğin" hakkı da toprağa gömülmüştür.
Tarikatçılık anlayışı ile beslenen bu feodal düşünce sistemi özellikle Güneydoğuda varlığını ve hükmünü sürdürmektedir.Günümüzde Türk köylüsü belli ürün gruplarında uluslararası olmak üzere hemen hemen her ürün grubunda şehirli agaların ekmeğine yağ sürmek için köleleştirilmiş durumdadır.
Türk sanayileşmesinin önünde engel teşkil eden bu siyasi ve maddi çıkarcılığı engellemek  milleti temsil ettiğini iddia eden Millet Meclisi üyelerinin asli görevlerindendir.Durum oldukça karmaşık ve düzeltilmesi  zahmetli ve yorucudur ama asla umutsuz değildir.... 
Tabi ki benliklerini, görevlerini ve o koltukta neden oturduklarını bilenlere !

Saygı ile..



SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >12 Eylül 1980 Öncesi ve Sonrası>
  27.Şub.2007 Sal 13:52:24
fiogf49gjkf0d
68 kuşağı ve 70 gençliği memleketi kurtarma davaları peşinde koştu, 90 ların gençliği kendini kurtarma nın önemini fark etti!
Gençlik birey olmayı keşfetti
Çemberimde Gül Oya adeta kayıp bir kuşağın öyküsünü anlatıyor. 12 Eylül ün baskıcı ortamında, solda ve sağda politik idealler peşinde koşan genç insanlar oradan oraya savruldu. Günümüz gençleri, anne ve babalarının yaşadıkları bu dramatik öyküleri biraz hayret biraz şaşkınlıkla izliyor. Duygular ve insan tipleri artık oldukça değişti...
Bir televizyon dizisi Türkiye nin az bilinen ve çokça üstü örtülen bir dönemine yeniden ışık tuttu. Kanal D de her cuma oynayan Çemberimde Gül Oya . Yönetmen Çağan Irmak ın bu dizisi, özellikle 40-50 yaş grubundaki insanları çok duygulandırdı. Hatta daha yaşlı olanları da... Çünkü birçok kişi orada kendisinden izler buldu...

80 li yılların Türkiye si... 12 Eylül askeri darbesinin öncesi ve sonrası... Kamplara bölünmüş Türkiye... Kurtarılmış bölgeler... Paylaşılmış sokaklar... Bölünmüş aileler... Fırtınalı aşklar... Savrulan hayatlar... İşkence, acı ve ihanetler... Tam dizi film gibi yıllar...
Çemberimde Gül Oya yı izleyen ve o dönemi yaşamış olan birçok kişi bugün ister istemez kendisine soruyor: Bütün bunlar için değer miydi? O işkenceler, acılar, kavga ve nefret boşuna mı yaşandı? Yoksa bugün nostaljik hüzünlerin ötesinde hâlâ bir anlamı var mı?
Belki öncelikle şu saptamayı yapmak gerekiyor: Hızla değişen, hatta çok hızla değişen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. İnsanlar değişiyor, anlayışlar değişiyor, politikalar ve idealler değişiyor. Ve tabii ülkenin gençliği de değişiyor.
68 kuşağı adeta bir ihtilal bildirgesi ile büyümüş bir kuşaktır: Atatürk ün Gençliğe Hitabesi! Bu kışkırtıcı, ateşleyici ve vatan konusunda ciddi bir sorumluluk yükleyen milliyetçi metnin okullarda ezberlendiği yıllarda büyüyenler; sol, Marksist, sosyalist, Maocu düşünceleri bunun üzerine rahatlıkla ketçap döker gibi döküp benimsediler.
Emekten yana olmak, halktan yana olmak, Bağımsız ve Sosyalist Türkiye den yana olmak, ABD emperyalizmine karşı olmak... İnsanların günlük yaşantısını, kaderini, seçtiği safı, okuldaki grubunu, gittiği kahvehaneyi belirleyecek kadar önemli kıstaslardı. Bunlara karşı olmak da önemliydi. Komünizme karşı olmak, solculardan nefret etmek, onlarla savaşmak, milliyetçi, ülkücü gençlerin yaşam nedeniydi... İslamcılık henüz bu kadar güçlü değildi, ama ülkücü milliyetçilik sapına kadar silahlı ve örgütlüydü... Sonradan çek-senet tahsilatına başlayacak kadar yaygın ve organize idi... İşte 80 li yıllar daha güzel bir Türkiye için birbirinden nefret eden bu kampların ve baskıcı devlet mekanizmasının sonunda her ikisini de ezdiği bir kargaşa ortamında yaşandı.
Örgüt, grup ve cemaatler
Evet, politize bir gençlikti bu. Varlık nedenini politik kamplaşmaların rüzgârında buluyordu. Örgütler, gruplar, cemaatler içinde birey olduğunu, insan olduğunu, değer olduğunu hissediyordu. İdealleri, ülküleri, ilkeleri uğruna savaşmanın, çatışmanın yaşamak denen maceranın özü olduğuna inanmıştı...
Yüzlercesi öldü, binlercesi işkencelerden geçti, binlercesi hapishanelere düştü, okulunu bıraktı, geleceğini kararttı, ailesini, belki eşini ve arkadaşlarını bu uğurda terk etti. Büyük bir bölümü 30 lu 40 lı yaşların eşiğinde, adeta hayata sil baştan yeniden başlamak zorunda kaldı...
Ve 90 lı yıllara, 2000 lere gelindiğinde, bu eski kavgalar, eski kamplaşmalar adeta unutulmuştu. Sayfaları yağmurda silinen eski bir defter gibiydi o yıllar...
Günümüz gençliği değişen Türkiye de tamamen farklı bir atmosferde büyüdü. TV, cep telefonu ve internet 80 li yılların gençliği için bugün ileri teknoloji bile sayılabilir. Ve çoğu kayıp kavgaların, yitik davaların peşindeki ana-babaların çocukları olan günümüz gençliği, artık kendi gerçekliği içinde büyüyor. Keşfettiği en büyük gerçek politik kampların dışında birey olarak büyüme şansı... İlkeleri, idealleri, ülküleri olabilir. Ama bunlar onun mutlaka bir gruba, partiye, örgüte ait olmasını gerektirmiyor. Gençliğin eskisi gibi kitlesel örgütleri de kalmadı. Maç ve konserler dışında gençleri kitlesel olarak bir arada görmek bile zor... Onlar AB ye aday bir Türkiye nin ufukları hayli globalleşmiş çocukları... Onları eski kitaplarla kandırmak zor... 80 li yılların ideal uğrunda koşan gençleri ne kadar delikanlıysa, dünya olaylarını cool bir şekilde izleyip, kendi bireysel kurtuluşunu ve kariyerini hesaplamaya çalışan gençler de o kadar delikanlı... Belki en önemli farkları, siyasal heyecanların rüzgârına kapılmayacak kadar bilgili ve görgülü olmaları... Babaları ve analarının anlatılan, anlatılmayan öyküleri yeni kuşak gençlerini özgürleştirdi ise, 80 li yılların gençliğinin çektiği acılar ve verdiği kayıplar pek de boşa gitmiş sayılmayabilir...
70-80 gençliği
Politik:
Kendini bir siyasi gruba ait hissetmek isterdi. Sağcı-solcu veya bu fraksiyonlardan birine bağlıydı. Politik görüşleri kimliğinin önemli bir parçasıydı. İnançlarını geliştirmek ve karşıt grubu alt etmek için çok okurdu.
Örgütlü:
Şu veya bu şekilde örgütsel bir bağı olurdu. Örgütte yükselmek kişiliğini kanıtlamanın bir yoluydu. Örgütlerin ilkeleri, gizliliği ve dayanışma kültürü vardı. Bağlılık ve ihanet gibi kavramlar o zamanlar çok önemliydi.
Kitlesel:
Yaşamı kalabalık grupların ortak hareketlerine bağlı olarak şekillenirdi. 80 öncesi kitle hareketlerinde, 80 sonrası grupların ortak mekânlarında geçerdi. Kendine ait zamanı kullanmak bu kuşak için adeta lükstü.
Fedakâr:
Dava uğruna bireysel çıkarları ikinci plana atmak, sağda ve soldaki bütün hareketler için istenen ve teşvik edilen bir duyguydu. Birçok genç bu yüzden kendi kişisel yaşamında ağır kayıplara uğradı ve zarar gördü.
Aşk:
Politik kavgaların gölgesinde ve eşliğinde yaşanan şiddetli bir duyguydu. Bu yüzden evlenen, birleşen veya kavga edip ayrılan çok genç insan vardı. Ölümüne aşkların, sevdaların insanlarıydı onlar. Cinsellik mahcup ve tutuk bir duyguydu. 2000 gençliği
Apolitik:
Politik kamplaşmaların anlamını yitirdiği günümüz Türkiye sinde gençler kimliklerini politik görüşlerde bulmuyor. Takım tutma veya sevdiği müzik türü bile kişilik belirlemede daha etkili. Daha az okuyan bir gençlik var.
Örgütsüz:
Gençlerin bağlı olduğu kitlesel örgütler yok. Partiler bu konuda başarısız. Çevreci vb. dernekler de gençleri biraya getirmekte zorlanıyor. Üniversite ortamlarında sosyal etkinlikler örgütlerin yerini almış durumda.
Bireysel:
Gençler kendini bireysel özgürlükleri ile tanımlıyor. Kitlesel davranış ve hareketlerden kaçıyor. Orada kendini kısıtlanmış hissediyor. Kendisi olmaya önem veriyor. Ana-baba ve kurumsal ilişkide özgürlük istiyor.
Faydacı:
Günümüz gençliği için kendi bireysel çıkarı ve hesabı daha önemli. Olaylara ve ilişkilere faydacı bir yaklaşımı var. Kolay ve bol para kazanmak onun için çok önemli bir kriter. Ancak bu konuda asgari enerji harcamaktan yana.
Aşk:
Değişen ilişkiler kuşağının çocuğu. Ömür boyu aşklar onlara göre değil. Değişik tatları tatmak istiyorlar. Hızlı gelişen ve çabuk biten ilişkiler yaşıyorlar. Uzun vadeli bağlılık sözleri yerine, kısa süreli yoğunluk peşindeler. Cinsellik onlar için doğal bir şey.


SienCex

SienCex resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Herkes Güzelini Seçsin :)>
  25.Şub.2007 Pzr 11:50:52
fiogf49gjkf0d

Fazla söze gerek var mı ?

<<1 2>>