ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
20 Nisan 2024, Cumartesi 16:56   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Teofanis> Forum Mesajları
    Teofanis'e ait Toplam 19 Forum Mesajı var
<<1 2>>


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Bilim - Teknoloji - Sağlık - Yaşam >Ay`ın Oluşumu>
  16.Oca.2023 Pzt 21:57:15
Dünya’da bütün olup bitenleri en tarafsız bir şekilde inceleyen dilsiz tanığımız olan Dünya’nın uydusu Ay’ın nasıl oluştuğuna dair üç teori vardır;


  • Dev etki hipotezi,
  • Birlikte oluşum teorisi (Ay ve Dünya’nın birlikte oluştuğunu iddia eden teori)
  • Yakalama teorisi.

Dev Etki Hipotezi : Theia-Dünya Çarpışması

Bilim dünyasında en çok kabul gören ay teorisi, Ay’ın yaklaşık 4.5 milyar yıl önce Dünya boyutunun yaklaşık yarısı büyüklüğünde, Theia denen hayali bir gezegenle şiddetli bir çarpışmanın (saniyede 4 km hız) sonucunda oluştuğunu iddia ediyor.

Dünya ile Theia gezegeni ile çarpışması sonucu Dünya’nın kabuğunun buharlaşmış parçaları uzaya fırladı. Yerçekimi, dışarı atılan parçacıkları birbirine bağlayarak Ay’ı oluşturdu. NASA’ya göre “Dünya’nın bu korsan gezegenle çarpıştığında, ortaya çıkan enerji, Dünya’ya çarparak dinozorları yok ettiğine inanılan göktaşı ile çarpışmasında ortaya çıkan enerjiden 100 milyon kat daha büyüktü.”


Birlikte Oluşum Teorisi: Dünya ve İkizi AY

Birlikte oluşum teorisine göre gezegenlerin uyduları olan aylar, ana gezegenleri ile aynı zamanda oluşabilirler.

Yoğuşma hipotezi olarak da bilinen bu teori; Ay ve Dünya’nın bir kara deliğin etrafında dönerken, Güneş Sistemini oluşturan bulutsunun içindeki tek bir malzeme bulutundan birlikte oluştuğunu öne sürer.

Birlikte oluşum teorisi Ay’ın neden bulunduğu yerde olduğunu açıklar, ancak Dünya ve Ay’ın aynı malzemeden yapılmış gibi görünmediğine dair kanıtları açıklamış değildir.


Yakalama Teorisi: Dünya Sürüklenen Bir Ay’ı Yakaladı

Yakalama teorisine göre; Ay, güneş sisteminde başka bir yerde oluştu. Uzayda kendi başına hareket eden bir kayalık olan Ay, Dünya’nın etrafında dolaşırken Dünya’nın çekim alanı Ay’ı “yakaladı” ve yörüngeye getirdi. Yakalama teorisi, Birlikte oluşum teorisinin aksine Dünya’nın ve onun ayının bileşimindeki malzeme farklılıkları açıklamaktadır. Ancak bu teori bilim dünyasında genellikle kabul edilmez, çünkü Ay’ın göreceli boyutları nedeniyle Dünya tarafından yakalanması pek mümkün değildir. Dünya’nın kütlesi, Ay’a kıyasla o kadar büyük değil ve bu yaklaşımın çok yüksek hızlarda gerçekleşeceği gerçeğini de düşünecek olursak, böyle bir olayın gerçekleşmesi olası değildir.

Her ne kadar birlikte oluşum teorisi ve yakalama teorisi, ayın oluşumunun bazı unsurlarını açıklasa da, birçok soruyu cevapsız bırakmasıyla bu 2 teori sınıfta kalıyor. Şu anda, dev etki hipotezi bu soruların çoğunu kapsıyor ve ayın nasıl oluştuğuna dair bilimsel kanıtlara uyması için en iyi model haline geliyor.


Ay`ın oluşumuyla ilgili Türkçe altyazılı simülayosunu da izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=BbbSJUjX4Os&feature=youtu.be


Kaynak:https://www.bilimgemisi.com/ay-nasil-olustu-ayin-olusumu-teorileri/#Dev_Etki_Hipotezi_Theia-Dunya_Carpismasi



Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Bilim - Teknoloji - Sağlık - Yaşam >İnsanlarda Deri Renginin Evrimi ve Kılların Seyrelmesi Üzerine>
  16.Oca.2023 Pzt 21:33:08

Bu sorunun cevabı çok önemli bir konuya ışık tutacaktır çünkü belki de insanlık tarihinin yüz karası olarak, onlarca ve hatta yüzlerce yıl insanlara deri renklerindeki farklılıktan ötürü eziyet ve işkence edilmiş, genellikle siyah renkli insanlar köleliğe mahkum edilmiştir. Ancak gerçekten deri rengimiz bizi birbirimizden bu kadar insanlık dışı saldırıları gerçekleştirmemiz için geçerli ve yeterli sebep midir? Beyazlar, her zaman övündükleri beyaz renkte mi kalmışlardır? Siyah tenli olmak dezavantaj ya da gerilik midir? Bu sorulara cevaplar arayalım ve deri rengimizin evrimine göz atalım:

Deri rengimiz, temel olarak melanin denen bir pigmentin üretimine bağlı olarak değişmektedir. Hepimizin bildiği üzere insan türünde deri rengi beyazdan siyaha kadar çok geniş bir yelpazede bulunabilir ve kan damarlarının yüzeye uzaklığına göre pembe deri renkleri bile görmek mümkündür. Deri rengi, kalıtsal bir özelliktir ve evrimsel kökenleri üzerindeki çalışmalar hala sürmektedir. En çok renk çeşitliliği Sahara-Altı Afrika`da görülmektedir. Ayrıca bildiğimiz üzere, deri rengimiz güneşte kalma miktarımıza göre değişmekte ve koyulaşmaktadır (bronzlaşmak). Bu modifikasyonun (kalıtsal olmayan fenotipik değişim) sebebi, güneş ışınlarının fazla artmasının vereceği zararlara veya mor-ötesi ışınların vücudumuzdaki folik asit (folat) dengesine vereceği zararlara karşı derimizin adapte olmasıdır. Akılda tutulması gereken nokta şudur: Siyah renk, güneş ışınlarını bloke eder ve vücuda geçirmez. Beyaz renk ise güneş ışınlarını bolca geçirir (normalde güneş bol olduğunda açık renkli giyiniriz çünkü açık renkler güneşi yansıtır ancak derimiz için tam tersi geçerlidir; çünkü giysilerinizde biyokimyasal reaksiyonlar gerçekleşmez ve derinize renk veren madde, giysilerinize renk veren sentetik maddeler aksine, organik bir molekül olan melanin`dir; farkı bu yaratır).

Utah Üniversitesi`nden Evrimsel Genetik Profesörü olan Alan Rogers ve ekip arkadaşlarının 2004 yılında Current Anthropology dergisinin 45. sayısında yayınladıkları araştırmalarında anlattıkları üzere, yaptıkları uzun ve ayrıntılı çalışmalar süresince Dünya`nın dört bir yanından insan ve şempanzelerin MC1R (Melanocortin 1 Receptor) isimli bir genlerini karşılaştırdılar. Bu araştırma gösterdi ki, bundan yaklaşık 6 milyon yıl önce, şempanzeler ve insanlar birbirinden ayrılmaya ve türleşmeye ilk başladıklarında, bu iki türün ortak atasının deri rengi açık renkli veya beyazdı ve üzeri siyah kıllarla örtülüydü. Zaman içerisinde, bundan 1.2 milyon yıl öncesine kadar olan sürede (yaklaşık 4.8 milyon yıl boyunca), gitgide insansı türler vücutlarındaki kılları dökmeye başladılar.

Bunun sebebi olarak tüysüz vücutlarının daha kolay terlemesi ve böylece daha kolay ısı kaybının gerçekleşmesi gösterilmektedir (Penn State Üniversitesi Antropoloji Departmanı`ndan Prof. Nina Jablonski ve Prof. George Chaplin`in araştırmalarına ve makalelerine bakabilirsiniz, aşağıda da daha ayrıntılı olarak anlatacağız). Ayrıca cinsel seçilimin de etkisi olduğu düşünülmektedir. Ancak ne olursa olsun, araştırmalar göstermektedir ki, 1.2 milyon yıl önce Homo ergaster türünden Homo sapiens`in evrimleşmesi sırasında Dünya`daki günümüzde yaşayan bütün insanların ortak atasının deri rengine ait genler, günümüzde Afrika`da yaşan insanlarınkiyle aynıdır. Bunun sebebi, açık ten rengine sebep olan genlerin ürettikleri açık ten renkli bireylerin kavurucu Afrika güneşine dayanamayarak ölmeleridir. Böylece her zaman koyu ten renkliler Doğal Seçilim sonucu seçildiler ve varlıklarını sürdürebildiler. Bu sebeple de, bundan 1.2 milyon yıl öncesinden yaklaşık 100.000 yıl öncesine kadar bütün insanlar siyah ten renkliydi.

Daha sonra, insan türü Afrika`dan çıkarak göç etmeye başlamıştır. Bu, yaklaşık olarak 100.000 ila 70.000 yıl önce meydana geldi. Kuzey bölgelere göç eden insanoğlu, Afrika`daki sıcak ve kavurucu güneş ışınlarından kurtuldu ve siyah ten rengi bu defa dezavantajlı konuma geldi. Bunun sebebi olarak, beyaz ten rengine sahip bireylerin daha fazla Vitamin D (cholecaliferol) üretebilmeleri, azalan güneş ışınları sebebiyle folat moleküllerinin daha az parçalanması vb. etmenler gösterilebilir. Bunlara da az sonra değineceğiz.

İşte bu gibi çevresel ve genetik etmenler sonucunda, Afrika`dan ayrılan insanların renkleri beyaza doğru açılmaya başladı. Doğu Asyalılar ve Avrupalıların yaklaşık ten renklerine sahip olmasının sebebi, kuzey bölgelere yerleşmeleri sırasında birbirine yakın seçilimsel baskılar hissetmeleridir.

Şimdi, daha ayrıntılı olarak genel kronolojik sıraya bakacak olursak: Bundan 6 milyon yıl önce, insanlar ile şempanzelerin ortak atasının derileri açık renkliydi ve vücutları bol kıllarla örtülüydü. 4.5 milyon yıl öncesiyle 2 milyon yıl öncesine kadar deri rengimiz günümüz şempanzeleri ile aynı renklere sahipti. (Bkz: Jablonski). Bu tarihler arasında, insanı atalarımız yağmur ormanlarından çıkarak (eski maymunsu atalarımızın evleri) Afrika savanlarına yerleştiler. Burada, eskiden olduğundan kat be kat fazla güneş ışınlarına maruz kaldılar. Üstelik besin bulmak için de çok daha fazla çaba ve güneş altında zaman harcamak zorundaydılar. Burada önemli bir bilgi şudur: İnsan beyni, sıcaklık değişimine inanılmaz hassastır. Sadece 5-6 derecelik bir artış, aşırı ısınmaya ve şok geçirmenize sebep olabilir. Bu yüzden, çok özel bir adaptasyon gerekliydi. Buna, insan ırkı ve daha doğru olarak doğa, güzel bir yöntem buldu: Terlemek

İlk insansı atalarımızda, 4.5 ila 2 milyon yıl öncesinde şempanzeler kadar az ter bezi bulunmaktaydı ve çoğu, şempanzelerdeki gibi avuç içerisinde veya ayakların alt yüzeyindeydi. Ancak genetik çeşitlilik burada da değer kazandı ve daha fazla ter bezine veya daha aktif ter bezlerine sahip olabilen insansı bireyler avantajlı konuma geçtiler. 2.5 milyon yıllık Doğal Seçilim Süreci sonucu atalarımızın vücudu pek çok yeni ter beziyle donandı. Günümüzdeki insanların vücudunda yaklaşık 2 milyon adet ter bezi bulunur ve bu sayede çok aktif olarak, çok sıcak günlerde bile terlemeyle ısı kaybedebiliriz. Buna karşılık, insan vücudu kıllarını kaybetmeye başladı. Bunun birincil sebebi, artık işe yaramaz olmalarıydı.

Sadece hassas veya önemli bölgelerimizin korunması (kafatasını saran bölge, yüz bölgesi, cinsel organların çevresi, vb.) gereken yerlerde, oldukça seyrelmekle birlikte varlığını sürdürdü. İkincil olarak ise, kılsız bir vücudun çok daha hızlı kuruması gösterilmektedir. California Santa Cruz Üniversitesi`nden Adrienne Zihlman`ın sözleriyle: "Duştan çıktığınızda uzun saçlı bir bireyle, kısa saçlı bir bireyin saçlarını kurutma süresi farkını bir düşünün, ne demek istediğimizi anlayacaksınız."Ayrıca bazı bilim insanları tarafından cinsel seçilim de (daha kılsız bireylerin cinsel olarak tercih edilmesi) sebep olarak gösterilmektedir. İşte kılların dökülmesi, yepyeni bir sorunu doğurdu: Güneş ışınları. Güneş ışınları vücutta folat moleküllerinin oluşmasını tetikliyordu ve bu moleküller vücudumuza oldukça zararlıdır. Çünkü sperm oluşumuna engel olur veya zarar verir ve bu moleküller süt bezleri yoluyla insan yavrularına geçtiğinde sinir kordonu hasarlarına sebebiyet verir. Bunlar, Joblanski`nin araştırmalarının sonuçlarıydı.

Ayrıca Prof. Farnsworth Loomis`in 1960`daki hipotezinin bir kısmı günümüzde geçerliliğini yitirse de, gelecek araştırmaların önünü açmış olması açısından önemlidir: Vücudun Vitamin D`ye ihtiyacı vardır ve güneş bunun üretimini tetikler. Beyaz tenli insanlar, mor-ötesi ışınları çok daha kolay yakalarlar ve Vitamin D üretimini arttırırlar. Bu sebeple kuzeye göç eden insan türleri beyaz tenli hale gelmiştir. Ekvator bölgesi ve çevresinde yaşayanlar ise siyah tenlidir, çünkü siyah renk güneş ışınlarını bloke eder ve insanın aşırı Vitamin D üretmesine engel olur.

Jablonski`nin araştırmaları, insan vücudunun asla aşırı Vitamin D üretemeyeceğini ortaya koymuştur. Ancak Loomis`in hipotezinden yola çıkan Joblanski, Loomis`in Vitamin D ile ilgili iddialarını ve kendisi ile eşinin folat molekülleriyle ilgili çalışmalarını harmanlayarak insan deri renginin değişimini ve evrimini net bir şekilde açıklamıştır:

Ekvator çevresinde yaşayan insanlar siyah veya siyahi renkli tene sahiptirler, çünkü siyah ten rengi güneş ışınlarına engel olur ve vücudun folat deposunun güneş ışınlarınca yıkılmasına engel olur. Kuzey bölgelerde yaşayan insanlar ise beyaz ten renklidirler, çünkü bol güneş ışınına ihtiyaç duyarlar ve bu sayede uzun kış günlerinde düşen seyrek güneş ışınlarını toplayabilirler ve ihtiyaçları olan Vitamin D`yi üretebilirler. Araştırmaları sırasında Jablonski, insanların kuzeye yerleşebilmesinde Vitamin D açısından zengin olan balığın bolca avlanmasının öğrenilmesinin de çok önemli olduğunu ortaya koymuştur.

Kısacası, derimizin rengi ne olursa olsun, bundan 1.2 milyon yıl öncesine kadar, günümüzde var olan bütün insanların tek bir ortak atası mevcuttu ve Afrika`da yaşayan bu atamızın deri rengi siyahtı. Daha sonradan meydana gelen göçlerle beyaz ten rengi evrimleşti. Düşüncelerimiz, ten renklerimiz, sonradan icat edilen milletlerimiz ve neyimiz farklı olursa olsun, unutmamalıyız ki biz tek bir hayvan türüyüz. Tek bir atadan geliyoruz ve bu kadar farklı olmamızın tek sebebi, ait olduğumuz doğanın farklı şartlarının bizi soktuğu farklı evrimsel yollar. Bundan başka, hiçbir farkımız yok.

kaynak: https://evrimagaci.org/insanlarda-deri-renginin-evrimi-ve-killarin-seyrelmesi-uzerine-81



Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >İşte yönetim işte CC !>
  9.Oca.2023 Pzt 20:38:12
NiHALATSIZ :
İlk taşı günahsız olan atsın diye bir söz var! Milletin birbirine küfür etmesini, uğraşmasını, hakaret etmesini, dedikodusunun yapılmasını sesini çıkarmadan, resmen film seyreder gibi izleyip kıkır kıkır gülerken her şey güllük gülistanlık ama silah namlusu ne zaman size çevrilse küfür ediliyor, hakaret ediliyor vb. çıkışlarla günah keçisi ilan edilenlere saldırmayı haklı bir vazife olarak görmek meziyet. YOK ÖYLE YAĞMA! 

Zaten insan içinde dolaşmayan, açtıkları kulüplerde kendi krallıklarıymış gibi at koşturan şahısların diğer odalarda olup bitenlerle ilgili konuşmaya, fikir yürütmeye, insanları hakir görmeye ve onların sitedeki varlıklarıyla ilgili hüküm vermeye hakkı yok. Başkalarına küfür, hakaret edenlerin de "aaaaa bu küfür ediyor siteden atılsın, dışlansın, ip ban verilsin" demeleri de daha büyük bir saçmalık olsa gerek. Sitede adınıza başlık açılmıyor olabilir ama kimin ne olduğunu herkes çok iyi biliyor.

Berat hedef gösteriliyor ama ne hikmetse o adama küfür, hakaret edenlere, ana bacı sövenlere, aşağılayanlara tek bir cümle edilmiyor! Her gün sabahtan akşama sitedeyim ve o adama edilen küfürlere hakaretlere ben şahidim. O da kendi koruma mekanizmasını devreye sokup direk karşılık veriyor kısasa kısas, dişe diş, göze göz, kana kan bu kadar basit. 

Çikom bu laflarım sana değildi bilgin olsun. Burakta küfür etmez durduk yere, hatta uzun zamandır küfür ettiğini görmedim çileden çıkmadığı sürece. Teo desen salla o sirtakici stelyo berberakisiKüfüre karşıyız ama küfürsüz de bir sitenin olması malesef mümkün değil. Kavgalar yersiz, karşılıklı beyaz bayrak çekip kapışmamayı tercih edebilirsiniz.

herkes bu adama küfrediyor diyorsun ama neden sadece bu adam küfür yiyor demiyorsun selim. ben kimsenin kızına, eşine, annesine küfretmedim mesela ve kimse de benim anneme, kız kardeşime küfretmedi (berat dışında). ben, senin de kimsenin annesine küfrettiğini görmedim ve sana da kimsenin küfrettiğini görmedim.

bu örnekler uzar gider ve zaten sorman gereken şey; neden sadece berat bu küfürleri yiyor ve neden bu adamı senden başka seven yok? demek ki ortada bir yanlış var ve zaten bu yanlışın da ta kendisi berat.


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >İşte yönetim işte CC !>
  9.Oca.2023 Pzt 13:42:46
Berat`a karşı özel bir durum var sanırım burada. Kendisi insanların ailesine küfrediyor fakat almış olduğu ceza en fazla 60 dakika ama kendisine "beroş" dendiği zaman, diyen kişi 1400 dk alıyor. Burada adalet var mı peki?

Sanırım inanların ailesi, berat`tan daha önemsiz. ya da ne bileyim kendisinden çekiniliyor. 


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >GECEYE BİR ŞARKI BIRAK!>
  1.Haz.2022 Çar 23:00:51
https://www.youtube.com/watch?v=QvluZOKDBUA
@ellewoods 


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >GECEYE BİR ŞARKI BIRAK!>
  30.May.2022 Pzt 22:32:18
https://www.youtube.com/watch?v=7KOB-ybbjK0
@ellewoods :d

Ben sana ben sana ben sana fanatik oldum, beş vakit dua ediyorum okuyup okuyup üflüyorum :DD


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >GECEYE BİR ŞARKI BIRAK!>
  25.May.2022 Çar 23:48:30
https://www.youtube.com/watch?v=EW8pdIWS958
Nagat El Saghira - Ana Baashaq El Bahr (Ben Denize Aşığım)

@ellewoods :)))

Türkçe çevirisi;

Ben denize aşığım, Senin gibi sevgilim, sevgi dolu, Ve bazen senin gibi, çılgınca. Bir göçebe, bir seyyah. Bazen, senin gibi meçhul, Bazen, senin gibi üzülmüş. Kimi zaman sessizliğe bürünmüş. Ben denize aşığım, Ben gökyüzüne aşığım. Senin gibi, affetmeyi bilen, Mutluluk ve yıldızlarla çevrili. Dost olduğu kadar yabancı. Çünkü senin gibi, çok uzak, Ve senin gibi, çok yakın. Kimi zaman şarkı dolu gözlerle, Ben gökyüzüne aşığım. Ben yola aşığım, Çünkü yolda tanıştık. Mutluluğumuz ve ızdırabımız, Dostlarımız ve gençliğimiz. Hani gözyaşlarımız gülerdi ya. Hani mumlar bize ağlardı ya. Dostlarımızı yolda kaybettik. Ben yola aşığım. Ben denize aşığım, Gökyüzüne aşığım, Ve yola aşığım. Çünkü bunlar hayattır.
ve sen sevgili;
Sen tümüyle yaşamsın.


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >DJ LANTIS Show >En güzel dörtlük>
  17.May.2022 Sal 02:57:19
"önümden çekilirsen İstanbul görünecek
nerede olduğumu bileceğim
sisler utanacak eğilecek
ağzının ucundan öpeceğim
saçına kalbimi takacağım
avcunda bir şiir büyüyecek
nerede olduğumu bileceğim."

-Atilla İlhan


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Müzik, Vido Klip, Playlist, Konser >GECEYE BİR ŞARKI BIRAK!>
  12.May.2022 Per 00:35:00

The Smiths - There Is A Light That Never Goes Out

https://www.youtube.com/watch?v=n4o6uCmSAhk


Teofanis

Teofanis resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >İnsan`a dair...>
  11.May.2022 Çar 01:57:42
LaL`a ek olarak;

İnsanın cerebral cortex`i (üst beyin) ana rahmindeyken ve 0-2 yaş arasında neredeyse hiç devrede değildir. 0-2 yaş arasındaki çocuğa konuşmayı hemen öğretemezsiniz. Bilinçli dünyamıza ait düşünceler, dinler, liderler gibi kavramları iletemezsiniz, yazdıramazsınız çünkü kakasını dahi tutmaktan acizdir. 2-7 yaş arası da cerebral cortex`imiz bulanık olarak devrededir. 2-7 yaş arası çocuklar konuşmayı yeni yeni öğrenir, yazar, çizer dünya`ya ait dillere ait kavramları öğrenir. Yani bardağa bardak demek için cerebral cortex`te birkaç nöron birleşir ve onun adı bardak olur. Ana babasının adını öğrenmek için bir kaç nöron ağı cotex`te birleşir ve anasının babasını adını öğrenir. Din, felsefe, düşünceler aynı bu şekilde nöronların ağ örmesiyle oluşur.

İşte bu cerebral corteximizin devre dışı olduğu 0-7 yaş arasındaki hayatımızdaki bütün sinir sistemimizden gelen kayıtları "bilinçaltı" kayıt eder, bu kayıtlar negatif veya pozitif olabilir. Bilinçaltımız 7 yaş sonrası da veri kayıt eder fakat esas olarak en çok kayıt yaptığı zaman 0-7 yaş arasıdır. İşte insanların gördüğü rüyaların büyük bir kısmı buradan gelir çünkü insanlar uyurken "cerebral cortex" devre dışıdır.

"İnsan 7`sinde ne ise, 70`inde de o`dur" sözü de buradan geliyor 
<<1 2>>