Kadim dostum haifisch`e katılarak eklemek istiyorum;
PE`lik sisteminin tamamen yanlış olduğunu en baştan beri savunuyorum. Örneklemeler ile açıklayayım,
1- Diyelim ki bir ortamdasınız ve bir hata yaptınız. Hata yaptığınız anda ortamdaki ışıklar kapanıyor ve biri "şlappp" ensenize tokadı vuruyor. Sonrasında ışık tekrar açılıyor ve size vuranın kim olduğunu göremiyorsunuz. Ve bunun "uyarı" olduğunu söylüyorlar. Belki de size vuran ile sohbete devam ediyorsunuz. Böyle bir durum ile karşılaşsanız, "aaa uyarı için bana tokat attı" mı dersiniz? yoksa "bana vuranın ........." diye söylenir misiniz? İşte PE`lerin tam olarak yaptığı bu.
2- Bir ortamda bir eşyanız çalınıyor ve kimin yaptığını sadece o ortamın sahibi biliyor. Fakat sorulduğunda "prosedür" gereği kimin yaptığını söyleyemeceklerini ifade ediyor. Bu olayı bir düşünün. PE sizin zamanınızı çalıyor ve kim olduğunu bilmiyorsunuz ve hiç bir şekilde yönetici bunu size söylemiyor.
3-Trafiktesiniz, ve başka bir araç sürücüsü ile bir ihlal yüzünden tartışıyorsunuz. Ve adam size gelip tekme tokat saldırıyor. Ve sonrasında diyor ki "seni uyarmak için tekme ve tokat attım" Ne düşünürsünüz? "aaa uyarı için bana vurmuş amacı beni cezalandırmak değilmiş" deyip yolunuza devam mı edeceksiniz? Yoksa karşılık mı verirsiniz?
4- Bir mağazada alışveriş yaptığınızı ve kasaya gittiğinizde karşınızda kimsenin olmadığını sadece "parayı buraya bırakın" yazılı bir tabela gördüğünüzü düşünün. Bu sizin için iç açıcı bir tecrübe olur muydu? Tabi ki olmazdı, çünkü herkes karşısında aldığı hizmetin sorumlusu olarak birini görmek ister. Bir mahkemeye gittiğinizde hakim görmek istersiniz. Bir mağazaya gittiğinizde sorumlusunu görmek istersiniz, çay içmeye dahi gittiğinizde orada bir çaycı görmek istersiniz. Fakat yönetimimiz sağolsun bunların hepsinden bizi mahrum bırakıyor. Ben bir yanlış yaptığımda öncelikle "cezalandırılmak" değil "uyarılmak" isterim. Beni uyaranın kim olduğunu, hangi ünvan ile beni uyardığını, ve nasıl bir niyetle benimle iletişime geçtiğini bilmek isterim. Az önce de dediğim gibi biri beni anca konuşarak uyarabilir, tokat attığında bu uyarı değil cezalandırmak ve beni daha büyük bir yanlışa itmesidir. Ve herşeyden önemlisi atalarımızın "tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır" atasözüdür. Konuşarak, uyararak, severek ve sayarak oluşturacağımız bir topluluğu ceza baskı ve dikta yönetimi ile oluşturamayız. |