ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

   Selamlar herkese,

   Öncelikle tavla turnuvasını tavla ligine dönüştürüp yüzlerce oyunun sonucuyla bir bir ilgilenmeyi göze alıp bunu kabul eden arkadaşları tebrik ediyorum. Kolay bir iş değil, ancak sonuç olarak bir şekilde üstesinden gelinebilmiş olması güzel...
Biz ilk olarak ciddi de bir katılımın olduğu ccTavla-1 i 2008 yılında yaptık.Turnuvanın garantisi bizzat sitenin kendisiydi. Tabi biz olası her türlü eleştiriye karşı önceden kendimizi hazırladığımız için ciddi bir eleştiri almadık. Sıkıntı yaşamadık.

   Turnuva yapanlar ya da katılanlar bilirler, katılımcı sayısı, 2-4-8-16-32-64-128-256... gibi bir sayı olmazsa, sonradan bu sayıları yakalamak üzere, ya bazı oyuncuları avantaj durumuna göre maç oynatmadan üst tura taşırsınız ya da ilk tur öncesi katılım durumuna veya zamanına göre bir ön eleme yapmanız gerekebilir. Turnuva kuralları oluşturulurken katılımcı sayısı belli olmadığından bu kuralın altı da pek çizilmez. Biz de böyle bir durumla karşılaşmış ve 1. turu 2 aşamadan oluşturarak sorunu çözmüştük...

---

   Daha iyi bir turnuva için bazı önerilerim, altını çizmek istediğim de birkaç husus olacak;
Neticede sanal bir yer burası, gerçek hayat değil, kimseye bu kimdir şu kimdir diye sorulamaz, sorduğumuz zaman da alacağımız cevaba inanmak durumundayız :) bu nedenle üye kim olursa olsun, hangi nickle gelirse gelsin, katılım ücretini ödedikten sonra turnuvaya dahil olmalıdır. (Turnuva başlamadan önce, turnuvayı düzenleyen kişi ya da kişiler bazı başvuruları çeşitli nedenlerle reddedebilir.) Diğer taraftan, tavla oyunu, maalesef sanal ortamda oynanırken bazı zarları oynamadan sıra atlatılabilen bir oyun. Oyuncu bunları göze alarak oyununu oynamaya çalışmalıdır. Bu nedenle turnuvayı oynatan arkadaşlar oyuncuları başbaşa bırakıp, oyuncuların sadece maç sonu karnelerini kontrol etmelidirler. Oyunun netteki dezavantajını kullanan, yani zar atlatan oyuncu varsa da, bu oyuncu daha sonra forumlarda diğer oyuncular tarafından pekala afişe edilebilirdi. Esasında tavla oyunu ile ilgili kültür CC de pekala oluşmuştu da. Ben o kadar ciddi bir kural ihlalinin olacağını zannetmiyorum...

   Tavla oyununda kimsenin bilerek yenildiğini söyleyemeyiz, tavla bir sıralama oyunu değildir, o nedenle sürekli büyük zar atan oyunu kazanamayacağı gibi, erkenden pul toplamaya başlayan kazanıyor ya da diğer oyuncu için kaybediyor diyemeyiz. Tavlada son pul alınmadıkça oyun hala kazanılmış ya da kaybedilmiş de sayılamaz. Bu sebeple, her oyuncu için taktik anlayışı farklı olabilir, aksini düşünmemek ve mümkün mertebe ihraçtan kaçınmak lazım... Ha bir de, turnuvayı yürütenler, turnuvada oyuncu olmamalılar, şeffaf olabilmenin, şaibeyi ortadan tamamen kaldırmanın, herkesi buna inandırmanın yolu maalesef bu...

   Sonuç olarak şu veya bu şekilde belli bir sayıda kişi ile turnuva başlamışsa, maç tarihleri belirlenir, sonrasında geçilir köşeye, sadece sonuçlara bakılır. Ve bu turnuvada da kimse sorun yaşamamış olacağı gibi, turnuvayı düzenleyen, bu iş için kafa yoran kimsenin de canı sıkılmaz, başı ağrımaz, şekeri düşmez, tansiyonu yükselmez :)

   Sevgiler...

-----
   Son olarak, turnuvayı organize eden Barbie30, DemonizeD ve Gege28 e böyle farklı, güzel bir turnuvayı yürüttükleri için tebrik ediyorum...

Hayatın her alanında bir mükemmeliyetçilik almış başını gidiyor… Esasında gayet güzel de bir beklenti gibi görünüyor… Tabi ilk bakışta…

Ben gazete alırken, dikkat ederim en az renklisinin olmasına.. Daha önce rengarenk gazeteleri de okudum, inceledim. Sonra gördüm ki gazete almamışım, o gazetede asparagas haberler dışında gerçek haber yokmuş, asıl amaç bu değilmiş, 0039’lu telefon numaralarının olduğu sakıncalı reklamlar boy boy yer alıyormuş, bir başkasına göre ise, gazete dediğin tam da o şekilde olmalı, hatta bir adam var, ona bir sayfa değil en az üç sayfa ayrılmalı, kendince haklı da.. sonra düşündüm, gazete dediğin böyle olmamalı, (Bence!) Son Haber başlığına değecek 3. sayfa haberleriyle birlikte, sağlıklı ekonomi haberleri, kaliteli köşe yazıları, dünyada bizi de ilgilendiren gelişmelerle ilgili haberler, gerçek spor haberleri v.s.v.s. olmalı dedim… Ardından; varsa ulusal yayını olan 30 kadar gazete, bunlardan 20-25 tanesini alınmayacak gazeteler olarak düşündüm…  

Düşünmeye devam ettim; ya alınabilir dediklerim aslında hiç olmayan gazeteler olsaydı, ve ben illa ki bir gazete okuyacaksam, alınmayacak gazeteler dediğim listeden, en az beğenmediğimi ya da beğenmediklerimi yine alacaktım… Sonuç olarak ben en iyisini istiyorum, beni en çok anladığını düşündüğümü isterim ve onu alırım.. Bu benim hakkım… Bu herkesin hakkı… En iyisi, hem de her zaman!

İyiyi istemek, kötünün, başarısızın, yetersizin….v.s nedenlerini bilmekle somut bir istek haline gelir… “Bu kötü!” Evet kötü; peki iyisi, daha iyisi nerede? Ya da var mı ? Yok… “Bu kötü, bu başarısız” demek, bizim kuracağımız en kolay cümle belki de… Zor olan, “Daha iyisi şu” diyebilmek… Onun nasıl yapıldığını anlatamasak da, nasıl olabileceğini anlatabilmek, olumlu telkinlerde bulunabilmek. “Benim de şu şekilde bir çalışmam olabilir ya da, var” diyebilmek, ve bu dediğini yapabilmek…

Biz milletçe, ya ıslık çalıyoruz, ya da alkış tutuyoruz. Üstelik, neden ıslık çaldığımızı açıklayamadığımız gibi, neden alkış tuttuğumuzu da açıklamıyoruz. Ya destek vereceksin, ya köstek olacaksın… İki uç nokta…  Bu ikisinin arasında olmaktan neden rahatsız oluyoruz?

---

Son olarak başlık sahibi Juanita`ya teşekkür etmek isterim. Uğraşmış, emek vermiş...

Teşekkürler.

     Gereken Şeyler......

Gayet güzel bir başlık... 2006 Şubat ayından bu yana hep beklediğim, arzu ettiğim tipte başlıklardan bir tanesi. Bu tip başlıklarda hep; "Ben de sürece ortak olmak istiyorum" gibi bir düşünce görmek istiyorum. Kısmen de görüyorum. Herkesin en tabi hakkıdır ki, zaman geçirdiği yerde birkaç şey de kendi doğrularınca gerçekleşsin, kendi istediği şekilde bir takım gelişmeler olsun... Bu anlamda birtakım önerilerin olması oldukça normal :) Ben taleplerinizi önemsiyorum...

Esasında ben sadece taleplerinizi önemsemiyorum; kişiye has özel bilgilerin veya sorunların kişiye ait kalması için de yetki ve sorumluluğum ölçüsünde azami dikkat ediyorum... Bunlar kısaca; kimin ne kadar ceza aldığından tutun, kimin hangi cümle nedeniyle filtre tarafından susturulduğuna, kimin hangi odada olduğuna ve kimin hangi nickinin banının hangi durumlarda kaldırılabileceğine kadar her türlü bilgiyi bunun içine alabiliriz.

Örneğin Sevgili barmilk; bir arkadaşının banının kaldırılması için kötü de bir uslupla (Bırakalım şef, ajan yetkili v.s., biraz zorlasak amcası sayılırım, ancak nereden bakarsanız bakın, en kötü abisi yaşındayım, saygısızlığın lüzumu yoktu, insan biraz saygılı olur.) yazmaya başlıyor, kısaca bu durumda muhatabın banlı nickin sahibi olduğunu ve onun bizimle iletişime geçmesini, aksi durumdaki taleplerin yersiz olacağını anlatıyoruz. Anlamak istemeyen barmilk, biraz daha uğraştan sonra, saygısız da bir uslup kullanıyor olunca, anlayacağı dilden konuşarak konuşmayı kapatıyoruz :)

Yerde ulu orta yattığını zannettiği adam, bu gereksiz talebe bile açıklama yapmış, düşündüm de elim dün gece hakikaten boşmuş, kabul ediyorum :)

-----

·lwingss· ` e gelince; iletideki sosyal mesaj fena değil gibi; özellikle de küfürlerle alakalı kısım :)

Ancak o da ne! ·lwingss· bu mesajdan önce, henüz 24 saat geçmemiş ki; bir kısmı aşağıda; burada yayınlayamayacağım kadar kötü küfürler ediyor...

   

Esasında bu görseli buraya eklemem de pek hoş olmadı gibi, neticede arkadaş CC de bir üye ve biran gaza gelmiştir, coşmuştur v.s. :) Bir yere kadar hoş da görelim ancak, çok kısa zaman aralıklarında yukarıda yanarken aşağıda dönüldüğünü kendi iletilerinde/mesajlarında da görünce, bu samimiyetsizliğe bir cevap vermemin gerekli olduğunu düşündüm.

Hoş sohbetler