ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
23 Nisan 2024, Salı 21:40   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  HoKKaBaZ> Forum Başlıkları
    HoKKaBaZtarafından açılmış Toplam 901 Forum Başlığı var
<<1234 567891011121314...91>>


HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kristof Kolomb evli olsaydı
  27.May.2010 Per 11:01:38

Kristof Kolomb evli olsaydı belki de Amerika kıtası hiçbir zaman keşfedilmeyecekti. Çünkü o meşhur ve macera dolu seyahatın planlarını yapmak yerine karısının, ona yönelteceği soruların cevaplarını vermeye çalışacaktı. Peki Kristof Kolombun karısı ona ne sorabilirdi:

Nereye gidiyorsun?
Kiminle gidiyorsun?
Ne için gidiyorsun?
Nasıl gidiyorsun?
Keşif mi?
Neyi keşf edeceksin?
Neden sadece sen tek başına gidiyorsun?
Sen dönene kadar ben tek başıma ne yapacağım?
Ben de seninle gelebilirmiyim?
Gemide bayan da var mı? Doğru söyle?
Yolcular listesine bakmam gerek!
Ne zaman döneceksin?
Bana ne getireceksin?
Sen bu programı özellikle bensiz ayarladın öyle değil mi?
Sana bir soru sordum cevap ver?
Tek başına seyahatten kastın ne?
Yoksa birisiyle mi gideceksin?
Nasıl senden haberdar olabilirim?
Orda neler yapacağını nerden bilecem?
Bu arada söylemedin, gemide kadın var değil mi?
Ben hiç anlayamadım neden bu keşfi yapman gerektiğini?
Senden başka gidecek kimse yok muydu?
Sen hep böylesin her işe burnunu sokuyorsun.
Keşf etmek icin başka bir şey yok muydu da kalkıp şimdi bir başka kıtaya gideceksin?
Neden benim duygularımı anlamıyorsun?
Ben de senle gelecegim!
Ancak bir ay bekleyeceksin çünkü annemler seyahatten dönecekler.
Neden mi?Çünkü annemler de bizimle gelecekler.
Annem ile babam bügüne kadar bir yeri keşf etmediler onlar da görsünler.
Damatsın işte yapacaksın anlamam.
Hala söylemedin, gemide bir kadın var mı?

(Ç)ALINTI



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Habertürk
  28.May.2010 Cum 21:36:41

Aslında haber değeri taşıyor olabilir mi diye düşündüm bu video`yu eklerken, ama spikerin takındığı tavır her şeyi özetliyor; komik şeyler.



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >`Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.´
  9.Kas.2010 Sal 13:17:58

DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Cahit Sıtkı Tarancı



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >`Lay lay lom´ fırtınası
  31.Ara.2010 Cum 18:51:22

`Lay lay lom´ fırtınası

Kanal D’de yayınlanan Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’da “Damar Damar Üstüne” köşesinde her hafta birinci olan “Lay lay lom galiba sana göre sevmeler” şarkısı Kosova’ya kadar uzandı.

15:17 | 31 Aralık 2010

Programında Ayşe Egesoy’un alternatif müzik listelerini oluşturduğu “Damar Damar Üstüne” köşesinde birkaç haftadır 1’inci olan şarkı, Kosova’nın 70 yıllık “Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneği”nin koro repertuarına girdi.
Metin Işık’ın seslendirdiği “Lay lay lom galiba sana göre sevmeler” şarkısını Kosova’nın Türk asıllı güçlü seslerinden Reşit İsmet seslendirdi.

Büyük alkış alan şarkıya Kosovalılar tezahürat gösterdi. Kosova’nın Prizren bölgesinde Doğru Yol Derneği’nin düzenlediği ‘Yeşil Turnalar’ konserinde şarkıyı okuyan sanatçıya 30 kişilik bir orkestra eşlik etti. Konsere Kosovalı üst düzey davetlilerin yanı sıra Kosova’da KFOR barış gücünde görevli Türk subaylar da katıldı.

Şarkıyı dinlemek için buraya tıklayınız.

---------------------------------------------------------------------------------------

Yorum: Sizi bilmem ama bence çok komik bir şarkı.  İyi seyirler...



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Spor >Genel Spor Muhabbeti >Takım elbiseye sığmayan...
  6.Mar.2011 Pzr 14:36:50

Takım elbiseye sığmayan...

Takım elbiseyle karanlık basmak üzereyken saha kenarına gelir ve bağırırlardı: "Basit oyna, kademeye gir, uzun at." Her şehrin, her mahallesinde bir zamanlar yıldız futbolcuydular, sonra ağabeyliğe, babalığa terfi ettiler. Aralarında bazıları hızını alamaz, ceketi çıkarır, sabah boyattığı ayakkabısıyla kaledeki ufaklığa beş penaltı atardı.

Onlar futbolu iyi bilirdi ve mahalledeki çocukların doğal teknik direktörüydüler. Pro lisansa ihtiyaçları yoktu, sistemci değildiler, sabah kalkıp gitmeleri gereken bir işleri vardı... Hikayemizin asıl kahramanları ise stadyumlarda 10 binleri, ekran başında milyonları ayağa kaldırmış, futbol tarihine adlarını kazımış, kramponları astıkları gün sevenlerini ağlatmış sonra hızını alamayıp teknik direktörlüğe soyunan isimler... Futbol onların hayat boyu işi oldu. Başka iş denedilerse de başarısız oldular çokça... Lakin bu güzel ama huysuz oyun sahadaki her efsaneyi yedek kulübesinde efsane bırakmıyor ne yazık ki! O büyük futbolcular gün geliyor, tribündeki taraftara "Bu adam futboldan anlamıyor (!)" dedirtiyor.

Evet, Hagi`den ilham olan ancak onunla sınırlı olmayan bir hayal kırıklığı hikayesi bu. Büyük futbolcudan büyük teknik adam olmaz derneği üyesi onlar. Cruyff gibi (hem efsane futbolcu hem de efsane teknik adam) antitezler üretse de bu oyun, futbolun birçok efsanesi, iş hoca olmaya gelince üzdüler, üzüldüler... Hagi, Maradona, Gullit, Matthaus, Jean Pierre Papin, Stoichkov, Ronald Koeman, Passarella, Boniek ve hatta kimilerine göre Arthur Zico! Hepsinin hikayesi ayrı ama ortak yönlerini bulmaya çalışalım.

KULÜP YÖNETİMİYLE GEÇİNEMEZLER
1 Soyunma odasında verdikleri taktikle yetinmezler. Saha kenarında 90 dakika oturmaz ve sürekli oyuncularını uyarırlar. Taç atan futbolcuya bile hangi yöne atacağına söyler, serbest vuruşlarda takım savunmasını yerleştirirler. Basketboldan sonra futbolda da tartışılan `overcoaching` (kenardan aşırı taktik) sahadaki futbolcuların kimyasını değiştirir, kimlik kaybı yaratır. Saha kenarından fırça yiyeceğini bilen futbolcu korkudan üç metreye pas atamaz hale gelir!

2 Kramponlarını çıkarmış, jübilelerini yapmış ancak futbolu hiçbir zaman bırakmamışlardır. Teknik adamlık tercihi biraz da eşofman sevdasıdır. Takım elbiseyle maçlara çıkarlar ama antrenmanlardaki çift kale maçlarda yeleği giyer oyuna dahil olurlar. Zaten onlara kalsa 11`i yazarken tahtaya ilk kendi isimlerini yazarlar. Yönetilenden yönetene geçişteki sancı hiç çıkmaz karınlarından...

3 Uzun yıllar üst düzey futbol oynayıp, pek çok yönetici tanıdıklarından teknik adamlıklarında kulüp yönetimleriyle geçinemezler. İşlerine karışılmasını istemezler. Kulüp başkanı ile kavga eder, son yılların icadı futbol profesyonellerini takıma yaklaştırmazlar. Transfer mutlaka onların listesinden yapılmalıdır. Disiplin kurallarını da kendileri belirler, kapıdan girdiklerinde takıma ketçap, mayonez yemeyi yasaklarlar mesela! Bir de hepsi illa ki sponsor organizasyonlarından nefret eder...

4 Efsane oldukları dönemdeki futbol sistemlerine sadık kalan muhafazakar kafaya sahiptirler. Futboldaki gelişime gözlerine kapatırlar. Yeni antrenman teknikleri, kondisyon antrenmanları fazla bilimseldir! Futbolun en yetenekli adamları için başarının bir numaralı sırrı yine yetenektir. Yeni bir diziliş toplu intihardır. Guardiola (Barcelona), Villas Boas (Porto), Jürgen Klopp (B.Dortmund), Ertuğrul Sağlam (Bursaspor), gibi başarılı teknik adamların sırrı da belki de budur. Genç hocalar için futbolcularıyla kuşak farkı yok denecek kadar azdır ve yeniliklere açıktırlar. Efsaneler eleştirilmeyi sevmez. Bulutların üzerinde geçen futbol kariyerinin şişirdiği egoları o kadar büyüktür ki soyunma odasına sığmaz. Bu yüzden yorumcularla kavga eder, medyayla soğuk savaş yaşar ve yazan çizeni kendilerine düşman bellerler.

5 Büyük futbolcu olup `zor adam` olmayanı azdır. Efsane oldukları günlerde pamuklara sarılan, bir dedikleri iki edilmeyen, takımda en çok parayı kazanan ustalar teknik direktörlüklerinde kendilerine benzeyen yıldızlara kafayı takarlar. Maradona`nın Riquelme ile, Hagi`nin Misimoviç ile, Koeman`ın Valencia`da takımın yıllanmış isimleriyle geçinememesi gibi... Sahadayken özgür olan, pres yapmayan, "Her top bana," diyen efsaneler; teknik adam olduklarında takımın 10 numarasından çok koşmasını, pres yapmasını ister, futbolun bir takım oyunu olduğundan bahsederler.

HEPSİNİN HİKAYESİ AYNI
Maradona`nın 2010 Dünya Kupası öncesinde Arjantin Milli Takımı`nda 80 futbolcu denemesi ve finallerde yaşadığı hüsran; Hagi`nin Galatasaray`a ikinci gelişinde takımın yarısını üç ayda kafasından sildikten sonra yarıştığı iki kulvarda da havlu atması; Matthaus gibi bir ustanın dokuz yılda yedi takım değiştirmesi; Gullit gibi bir markanın bugün Avrupa arenasından çok uzakta Çeçen takımı Terek Grozny`i çalıştırması, Hristo Stoickov gibi 90`larda dünyayı sallayan bir büyük yeteneğin geçen sezonu Güney Afrika`da ufak bir kulüpte geçirmesi, Fransızların medarı iftiharı Jean Pierre Papin`in ülkesinde yaşadığı hayal kırıklıkları, Ronald Koeman`ın Valencia`dan sonra AZ Alkmaar`ı da imha etmesi; büyük ustalardan Boniek`in hiçbir zaman üst arenaya çıkamaması ve en büyük başarısını Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi`nde çeyrek final oynayarak yaşayan tüm zamanların en iyi 10 numaralarından biri olan Arthur Zico`nun Rusya ve Yunanistan`da tutunamayıp, Avrupa`da kendine takım bulamaması.... Uzar gider liste ama durmak lazım... Duvarlarımıza posterlerine astığımız bu adamların takım elbise giydiklerinde bize yaşattıkları hüsran; sadece topun yuvarlaklığıyla açıklanabilir mi sizce?

Bülent Timurlenk



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >KRAL MİDAS`IN HİKAYESİ
  6.Mar.2011 Pzr 14:48:13

Frigya uygarlığı denildi mi akla ilk gelen, Kral Midas olur. O zamandan günümüze Kral Midas ile ilgili iki efsane ulaşmıştır. Bunlardan ilki şöyledir:
“Midas Frigya Kralıydı. Pek öyle akıllı biri değildi; ama akılsızlığının cezasını sadece kendisi çekmiştir. Bir gün Midas’ın adamları sarayın yakınlarındaki gül bahçelerinde yaşlı Silenos’u buldular. Dionisos’u ararken yolunu kaybetmisti Silenos. Her zamanki gibi zil zurna sarhoştu yine. Ağaçların arasında sızıp kalmıştı. Midas’ın adamları, tepeden tırnağa güllerle süslediler onu, sonrada krala götürdüler. Midas, güler yüzle karşıladı Silenos’u, tam on gün on gece ağırladı. Yedikçe yedi Silenos, içtikçe içti. Sarhoş oldu, şarkılar söyledi, sızdı, ayıldı... Onuncu günün sonunda da Frigya kralı elinden tutup tıpış tıpış Dionisos’un yanına götürdü onu.
Dionisos, Silenos’a yeniden kavuştuğuna öyle sevindi öyle sevindi ki, “Midas, dile benden ne dilersen.” dedi. Kral, hiç düşünmeden, “Aman Dionisos”, diye cevap verdi, “Her dokunduğum altın olsun; başka birşey dilemem”. Tanrı bu dileğini yerine getirdi onun; ama akşam olunca yemekte başına neler geleceğini düşündükçe kıs kıs güldü. Zavallı Midascık... Karnı acıkıp da sofraya oturunca ne kötü bir dilekte bulunmuş olduğunu anladı. Ağzına her götürdügü şey altına dönüveriyordu. Ekmeği mi tuttu, al sana altın bir ekmek... Elmaya mı dokundu, işte sapsarı, kaskatı bir elma...
Hemen Dionisos’a koştu Midas. Yalvardı yakardı. “Ne olursun bu büyüyü boz” diye göz yaşı döktü. Dionisos, “Git de Paktolos ırmağında yıkan. O zaman büyü bozulur” diye cevap verdi. Frig kralı, Paktolos ırmağına koştu hemen, bir güzel yıkandı. Ondan sonra da sarayına dönüp tıkabasa yedi içti.
Şimdi onun yıkandığı ırmağa bakanlar, altın kum tanecikleri görürler sularda.”

Bir ikinci öyküsü daha vardır Midas’ın:

O da Apollonla ilgilidir. Yüce tanrı, Frigya kralının kulaklarını eşek kulaklarına çevirmişti. Bir suç işlediği için değil de aptallığı yüzünden bu cezayı görmüştür.

 Midas,
“Apollon ile Pan arasında yapılacak bir çalgı çalma yarışmasında Midas, yargıçlardan biri olarak seçilmişti. Kır tanrısı, kavalıyla hoş sesler çıkarıyordu; ama Apollon’un gümüşten lir’i her çalgıdan üstündü. Bir çalmaya başlamasın Apollon; Musalar bile durup kendini dinlerdi.
Yargıçlardan ikincisi dağ tanrısı Tmolos, yengi çelengini Apollon’a verdi. Ama yüce musikiden ne anlasın Midas, tuttu oynak havalar çalan Pan’ı kazandırdı. Apollon da kızıp onun kulaklarını eşek kulakları yapıverdi.
Midas bir süre, tanrının armağanlarını koca bir külah içinde sakladı. Sakladı ama onun saçlarını kesen berber sonunda kulaklarını gördü. Kulakları gördüğünü kimseye söylemeyeceğine yemin etti. Berber bu, konuşmadan durur mu, gitti bir çukur kazdı sazların arasında, usulca “Kral Midas’ın kulakları eşek kulakları.” diye fısıldadı.
Aradan zaman geçti. Çukurun çevresinde büyüyen sazlar yel estikçe, “Kral Midas’ın kulakları eşek kulakları!” diye bağırmaya başladılar. Böylece herkes gerçeği öğrendi.”
Bu olaydan sonra, Midas şunu öğrenmiştir herhalde: İki tanrı yarışırken beğendiğini tutma; güçlü olanı tut!

 

Alıntıdır.



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Cehalet güçtür!
  8.Mar.2011 Sal 19:47:32

Cehalet güçtür!

Nedim Şener’e sormuş savcı: “3 Ağustos 2009 günü, saat 14.16’da telefonda şifreli bir şekilde konuştunuz:
‘Dalgaya yakalanmayalım’ derken ne demek istediniz?
Görüşmede geçen ‘dalga’, ‘tur’, ‘turist’ ve ‘
hava durumu’ kelimeleri ne anlama gelmektedir?”
Bu şifre çözücü sorular, gazetelerdeki boş bırakılmış ya da kapatılmış köşeler, ağzı bantlı, kalemi kırık gazeteciler, sabaha karşı otelden, evden yazar alıp götürmeler, hücrelere hapsetmeler...
Bunlar “ileri demokrasi”ye değil, “korku cumhuriyeti”ne özgü devlet terörü örnekleridir.
Bize, her “burun” lafının altında
suikast planları aranan Abdülhamid sansürünü hatırlatır.
Bir de
12 Eylül faşizmini...
Bir de Orwell’in “Okyanusya”sını...
* * *
George Orwell’in, totaliter bir devlet modelini anlattığı ünlü romanı “1984”te her şeyi gözetleyen bir “Büyük Birader” vardır. “Büyük Birader”in düşünce polisi, insanların yazdıklarını, yaptıklarını, hatta aklından geçirdiklerini arşivler. 
Kafaları karıştırmak için de kavramların içini boşaltıp anlamını değiştirir. Mesela rejimin yalanlarının üretildiği makam, “Gerçek Bakanlığı” adını taşır. Kapısında şu söz yazılıdır:
“Asıl güç, cehalettedir!”
Hanefi Avcı’nın, yok etmeye çalıştığı
Devrimci Karargâh’a üye olmakla suçlanması, meslek hayatını Ergenekon’la mücadeleye adamış Ahmet Şık’ın, Nedim Şener’in Ergenekon’dan içeri alınması, bu yöntemin uygulanması değil mi?
Böyle bakınca “bizim Okyanusya”da “
Adalet Bakanlığı”, bu ismi hak ediyor. Ama vardıkları sonuç, tam da o yöntemin karşılığı oldu:
Bu sayede “Ergenekon”un içi boşaltıldı, inandırıcılığı yok edildi, asıl suçlular bile masum hale getirildi.
* * *
Ergenekon savcısının “Asılsız değerlendirmeleri ve yayınları özenle izliyoruz” dediği açıklamasındaki mesajı aldık.
Ancak açıklamanın asıl muhatabının, artık korku duvarını aşmış bizler değil, bu davadan kaygı duyduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Gül olduğu kanısına vardık.
“Derin”lerden, başka tür bir bilek güreşinin kokuları geliyor.
Temkinliliğiyle tanınan Gül’ün olup biteni “kamu vicdanında kabul görmeyen gelişmeler” olarak tanımlaması, bir kırılma noktasını simgeliyor.
Arap dünyasına Türkiye’yi “örnek demokrasi” olarak sunan Gül’ün, gittiği yerlerde “Bu mu demokrasiniz” sorusuna muhatap olması, muhtemelen sıkıntı yaratıyor.
Başbakan ise, “İş, hükümeti aştı. Yarattıkları canavar kontrolden çıktı; artık kendi başına hareket ediyor” yorumlarını yalanlarcasına tutuklamalara ses çıkarmıyor.
Zirvedeki çatlak, derinleşiyor.
* * *
Bizim pozisyonumuz sahih:
Önceki “Ergenekon”a karşıydık; şimdi neredeyse aynı aynı psikolojik harp teknikleri, aynı kara çalmalar, aynı delilsiz yargılar, yargısız infazlar, aynı tehditler, şantajlar, bel altı vurmalarla devletin başka bir kanadı tarafından, eskisinin yerine inşa edilen “Ergenekon”a da karşıyız.
Şimdi yazacaklarım aramızda kalsın:
Çok şükür, bu “tur”u da “dalga”ya yakalanmadan atlattık.
Ama “turist”lerin de fark ettiği gibi “hava durumu” bozuyor.
Aman “Büyük Birader”in ve cehaletin gücüne secde edelim de, bir sonraki “dalgaya yakalanmayalım.”

Can Dündar

---------------------------------------------------------------------------------------------

*George Orwell`ìn `1984´ isimli romanını ben de tavsiye ediyorum. Mutlaka okunmalı...

*Kitabın ingilizcesi için burayı tıklayınız.



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Dijital Yaşam >Dijital Yaşam >Zevkinize göre Facebook!
  9.Mar.2011 Çar 22:40:10

Zevkinize göre Facebook!

Bu eklenti ile Facebook`un arka planını, renklerini değiştirin, ona yeni işlevler ekleyin...

Zevkinize göre Facebook!

Better Facebook ile Facebook`unuzun görünümünü kendinize göre düzenleyebilir ve yeni işlevler ekleyebilirsiniz. Tanınan birçok tarayıcıda çalışan eklenti, gelişmiş gizlilik seçenekleri ile Facebook`un arka planını değiştirme olanağı sunuyor.

Better Facebook`u
ilk yüklediğinizde ve profilinize gittiğinizde size yeni özellikler hakkında bazı bilgiler gösteriliyor.

Renk ve menü çubuğu ayarlamaları: Eklenti sayesinde sayfanızda kullanılan renkleri ve sayfa düzenini kendiniz belirleyebiliyorsunuz. Bir tema seçmeniz dahi mümkün. Arkadaşlarınızın resimlerine daha kolay bir şekilde yakınlaşmak da eklentinin işlevleri arasında.

Gelişmiş filtreleme seçenekleri sayesinde mesaj yönetimini daha kolay bir hale getirmeniz mümkün. Eklenti, Facebook`un yan çubuğunu da tek tıklamayla genişletebiliyor ve oldukça kullanışlı bir hale getiriyor.

Better Facebook`un en son sürümünü yüklemek için bu sayfaya gidin ve kullandığınız tarayıcıyı seçin! Firefox, Chrome, Safari, Opera desteklenen tarayıcılar arasında.

Daha fazlası için www.chip.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: https://teknoloji.milliyet.com.tr/zevkinize-gore-facebook-/internet/haberdetay/09.03.2011/1362141/default.htm



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >Sözleşmeli er tasarısı yasalaştı
  10.Mar.2011 Per 20:47:32
Sözleşmeli erbaş ve er alınması; Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları veya yargı denetimine kapalı işlemlerle Türk Silahlı Kuvvetlerden (TSK) ilişiği kesilenlere emeklilik ya da kamuda istihdam olanağı getiren tasarı TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Yasaya göre, en az ilköğretim mezunu, askerliklerini erbaş ve er olarak  tamamlayan, terhislerinin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçmeyen ve 26 yaşından  gün almayan Türk vatandaşları sözleşmeli er olabilecek.

Bu kişilerin, kamusal hakları kullanmaktan yoksun bırakılmamış, cezaları  ertelenmiş, seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmiş, genel ya da özel af  kanunları kapsamına girmiş veya haklarında hükmün açıklanmasının geri  bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi; devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar  ile halkı askerlikten soğutmak gibi suçlardan mahkum olmaması gerekecek. Taksirli  suçlar hariç olmak üzere bir suçtan bir ay veya daha fazla hapis cezası ile  mahkum olanlar, güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmayanlar, yapılacak fiziki  kabiliyet testi ve mülakatlarda başarılı olamayanlar da sözleşmeli er ve erbaş  olamayacak.
Askeri okullardan ve TSK`dan her ne sebeple olursa olsun ilişikleri  kesilen personel, sözleşmeli er olarak alınmayacak.

Asgari tugay veya eşiti birlik komutanı veya kurum amirinin haklarında  “olur” belgesi verdiği personelin başvuruları öncelikle kabul edilecek.

Sözleşmeli er adayları ön sözleşme yapılarak askeri eğitime alınacak.  Askeri eğitimi başarıyla tamamlayanlarla 4 yıldan fazla olmamak kaydıyla en az 3  yıllık sözleşme yapılacak. Müteakip sözleşmeler, 1 yıldan az, 3 yıldan fazla  olmamak şartıyla azami 29 yaşın bitirildiği yılın Aralık ayı sonuna kadar  uzatılabilecek.
Sıkıyönetim, seferberlik, savaş veya terörle mücadeleden kaynaklanan  zorunlu hallerde ihtiyaç duyulanların sözleşme süreleri, talebe ve yaş haddine  bakılmaksızın Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik  Komutanının göstereceği lüzum üzerine
Genelkurmay Başkanının onayı ile  uzatılabilecek.

Sözleşmeli erbaş ve erler ile sözleşmeli er adayları asker sayılacak.  Sözleşmeli erbaş ve erler, istihdam edildikleri kadro görevleri ile TSK İç Hizmet  Kanunu`nda belirtilen görevleri yapacak.
Sözleşmeli erlikte en az 2 yılını tamamlayanlar, kadro görev yeri uygunsa  liyakat durumu da dikkate alınarak sözleşmeli onbaşılığa, sözleşmeli onbaşılıkta  en az 2 yılını tamamlayanlar da kadro görev yeri uygunsa liyakat durumu da  dikkate alınarak sözleşmeli çavuşluğa geçirilecek.

3 AY ÖNCE BİLDİRİM

Sözleşmeli erbaş ve erler, her sözleşme süresinin sona erme tarihinden en  az 3 ay önce sözleşmeyi yenileyeceklerine dair yazılı bildirimde bulunmadıkları  takdirde sözleşme kendiliğinden sona erecek.

Sözleşmeli erbaş ve erler, sözleşme süreleri sona ermeden sözleşmelerini  tek taraflı olarak feshedemeyecek. Ancak, sözleşmelerin süresi bitmeden, fesih  talebine ilişkin sebeplerinin uygun olduğuna karar verilenlerin sözleşmeleri  idarece feshedilebilecek.

Askeri eğitim esnasında başarısız olan veya disiplinsiz davranan, askeri  eğitime veya göreve devam edemeyen, sözleşmeli er adayı olma şartlarından  herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılan veya sözleşme süresi içinde bu  şartlardan herhangi birini kaybeden, askeri eğitimin üçte birine çeşitli  nedenlerle katılmayan adayların ön sözleşmeleri süresinin bitiminden önce  feshedilebilecek.

Sözleşmeli er adayları ile sözleşmeli erbaş ve erler sigortalı sayılacak.  Sözleşmeli erbaş ve erlerin barışta her yıl 45 gün izin alma hakkı olacak. Bu  iznin 15 günü mazeret izni olarak kullanılacak, silahları kadro silahı olacak.

Kendi kusurları olmaksızın sözleşmesi feshedilenler ile kendi isteği ile  sözleşmesini yenilemeyenler veya ayrılanlar uzman erbaşlığa veya astsubaylığa  başvurabilecek.

Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/17235266.asp?gid=373



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Penguen Kapakları (Ocak-Şubat-Mart-Nisan 2011)
  29.Nis.2011 Cum 19:13:56

Ocak

06 Ocak 2011 Penguen-Kapak

13 Ocak 2011 Penguen-Kapak

20 Ocak 2011 Penguen-Kapak

27 Ocak 2011 Penguen-Kapak

Şubat

03 Şubat 2011 Penguen-Kapak

10 Şubat 2011 Penguen-Kapak

17 Şubat 2011 Penguen-Kapak

24 Şubat 2011 Penguen-Kapak

Mart

03 Mart 2011 Penguen-Kapak

10 Mart 2011 Penguen-Kapak

17 Mart 2011 Penguen-Kapak

24 Mart 2011 Penguen-Kapak

31 Mart 2011 Penguen-Kapak

Nisan

07 Nisan 2011 Penguen-Kapak

14 Nisan 2011 Penguen-Kapak

21 Nisan 2011 Penguen-Kapak

<<1234 567891011121314...91>>