ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
25 Nisan 2024, Perşembe 13:27   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  loirena> Forum Başlıkları
    loirenatarafından açılmış Toplam 304 Forum Başlığı var
<<123456789 10111213141516171819...31>>


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Kitapkurtları >Aşkın piskopat hali
  31.Eki.2014 Cum 00:05:13
Ben seni ne kadar masumiyetime inandırmaya çalışsam da bunun için türlü türlü roller yapsam da ve her seferinde
buna inanmaya devam etsen de ben artık zehirliyim ...
Kanıma karıştı kötülük zehri. Ama sana akıtmadan da yok bunun keyfi. Garip bir handikap bu.
O zehri şişiren, dolduran sensin . Yaptıkların..
Duyarsızlıkların, umursamaz hallerin, bencilliklerin , canımı yakışın..
Sen kötüsün. Benden de kötüsün .
Ne zaman sen iyi olsan, iyi davransan da ben inanamıyorum bu haline ..
Ve kalkanlarımı çıkarıyorum , hemen korumaya alıyorum kendimi: iyiliğin ardından gelecek darbelere karşı.
Ama aşk var ya aşk, en zayıf noktam sana karşı .
Çok dayanamıyorum karşında elimde kalkanlarım ile . Ve ben tam yumuşayıp kalkanlarımı indirmeye karar vermişken
sen arkamdan bıçağı saplıyorsun her seferinde.
Biz sarılıyoruz ya birbirimize..
Her türlü hatamıza, her türlü attığımız kazığa içimizdeki kötü taraflarımızı görmemize rağmen.
Bu gerçek ve kalpten sarılma değil belki de.
Herşeye rağmen bizi birbirimize çeken şey aramızda ki tükenmez şehvet.
Bitmek tükenmek bilmeyen tutku.
Dokunduğumuzda tenimizi eriten ateş.
Ne kadar zor bu ateş ile yaşamak. Kendime saklasam benliğimi yakıyor; sana yansıtsam seni yakıyor..
Sömüyor da bitmiyor da. Söndürmeye kimsenin gücü yetmiyor da. Ne lanet bir şey bu böyle !
İnanma artık sen benim masumiyetime. Bende en az senin kadar kötü biriyim . Masum değilim.
O kötülük zehri öyle bir şey ki tüm benliğimi kapladı. Bende artık senin canın yansın istiyorum.
Milimetrik hesaplarım, çocuksu oyunlarım, göz yaşlarım, hassasiyetim; hepsi yalan, hepsi sahte..
Belki artık aşkım da masum değildir sana..
İnanma lütfen ben artık masum değilim aşkım, seni sokmak en büyük keyfim oldu bu dünyada .
Sana akıttığım zehrim en büyük hazzım oldu yaşarken.
Senin üzüldüğünü görmek, keyfini kaçırmak, hayal kırıklığına uğratmak içimi ferahlatıyor.
Seni kızdırmak, zaaflarını bulup damarına basmak, en büyük haz kaynağım.
Sen inanma benim masumiyetime Bitanem.
Ben seni bana bağımlı yaptım.
Kopamazsın, benden uzak duramazsın.
En pis halini, en sadist halini , en sevdiğin ve sevmediğin halini benim yanımda, benim varlığımda bulabiliyorsun.
Seni en iyi ben okuyorum. İyisiyle kötüsüyle sadece ben yanındayım, hep yanındayım.
Bu iki üç yüzünü gören yok.. Bir başkası iki yüzünü görse zaten senin yüzüne bile bakmaz . Bunu sende biliyorsun.
Sen ister inan ister inanma benim masumiyetime.
Bir önemi de yok aslında.
Sen bana tutsaksın.
Tüm yüzlerini bende görüyorsun . Hem çok seviyorsun kendini ; herkesten çok..
Hem de nefret ediyorsun kendinden ; ölesiye nefret !
İşte benide öyle seviyorsun .
Hem göklere çıkarıyorsun beni ve kendini, hem de nefret edip canımı yakıyorsun ;
Çünkü, sen sürekli bir değerlilik hissetmiyorsun kendine karşı..
Kararsızsın ; çünkü net bir yerin yok kendi gözünde .. Ne yerdesin ne gökte..
Ne anlamlısın ne anlamsız .. Ne vazgeçilmez birisin ne kolay harcanan..
İşte beni de böyle görüp böyle tutarsızca ve uç noktalarda hissedip hissettiriyorsun.
Biz masum değiliz sevgilim...


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Güçlü kadın olmamak mı?
  2.Kas.2014 Pzr 00:59:05
Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler.Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler, dik durmayı da, güçlüdürler çünkü…

Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar. Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.

Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan, yansıtmazlar çünkü. Para var mı, işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.

Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın, tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar! 

Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.

Sonra bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış. 

Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.

Mesela fatura filan yatıramazlar, anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde, bugün nereye yemeğe gidelim,diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler,kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz,kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.Koruyup kollanmalıdır her an o!

Zayıf kadınlar hiç çökmez,buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar...

Aylin Kotil


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Eğme kirpiklerini
  2.Kas.2014 Pzr 01:05:11
Eğme kirpiklerini gönlüm dolaşıyor 
Dilime garipsi bir tutukluk yapışıyor
Gözlerim susuyor yüzünde göz göz 
Başımda bir koca kent uğultusu
Eğme kirpiklerini ayrılık yaklaşıyor 

Durup dururken eriyor yakınlığın 
Araya bilmediğim yollar düşüyor 
Ipıslak dönüyorum bir uzun dalgınlıktan 
Soluk soluğayım soğuk odalarda 
Eğme kirpiklerini yüreğim üşüyor.

Gözlerimde salkımsaçak turna bulutları 
İçimden incecik türküler geçiyor 
Uzak yalnızlığımda beni bulacaklar 
Beni ışıtacaklar kesme aydınlığını 
Eğme kirpiklerini gözlerin geçiyor. 

Bir ikindi serinliği kaldı elimizde 
O bitmez bildiğimiz günler bitiyor 
Şu sıralı kirpik izi yüzünde tel tel 
Şu incecik gölgeler akşamın ucudur 
Eğ ki kirpiklerini ayrılık başlıyor. 


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Ojelerim bozulmasın diye evlenmiyorum !
  2.Kas.2014 Pzr 01:07:30
Ben yoruldum, insanlar yorulmadı sormaktan. Neden evlenmiyor muşum ? Kocalar kapıda sıraya dizildi de biz mi seçemedik ? 
Düzgün bir adam karşımıza çıktı da biz mi istemedik ? 
Aşık olduk da bekarlık kurumunun bize ihtiyacı var diye biz mi kaçtık ? 

Herkes evlenmek zorunda sanki…

Sevip aşık olmadığın biriyle evlenmektense evlenme daha iyi…

Kısmet demekten dilim damağım kurudu. Olmayacak dualara amin demekten dudaklarım yoruldu. O yüzden evlenmedim.

Yukarı tükürsem ıssız adam, aşağı tükürsem dingil ! 
Hangisiyle evlenelim ?

Zaten evlenince de hayatımıza kuş mu konuyormuş sanki ? Kamberliğin bana verdiği yetkiye dayanarak şunu söyleyebilirim ki, hazırlıkları da dahil olmak üzere total olarak kocaman bir fiyasko evlilik. Hangimiz gümüş makasa pul yapıştırıp kurdele sarmak istiyor ? Nişan tepsisi almak için kaç saatinizi sokaklarda geçirmek istersiniz ? O kadar dandirik ki her şey; buzdolabı seçmek bile problem. 
Bütün sülalenin parmağı her işinizin içinde maşallah ! 
Gelinliğiniz hakkında bile her kafadan çıkan milyonlarca konuşma baloncuğu.
Biri ak diyor öbürü kara! Aman da herkesin gönlü olsun derken, iki gönül bir olunca seyran olacak samanlık dar geliyor insana.

Düğün olayını hiç anlamış değilim keza. Neden bir adamla aynı evde yaşamaya başlıyorum diye Dayımla karşılıklı Ankara havası oynuyoruz ki? Üstelik üzerimde beyaz ve ters bir mantar kostümüyle! Bir de boyumdan büyük bir pastayı kılıçla kesiyoruz yanımdaki penguen kostümlü kocamla! Sebep?

Peki ya mutlu sondan sonra?

Bulaşığı, yalaşığı gırla evin içinde… Oje bile süremiyor insan. Sürsen bile yemek yaparken, bulaşık yıkarken bozuluyor zaten. Bütün gün işte çalış, aksam eve gel yemek yap, ortalığı toparla, bulaşıkları yıka… Aman tanrım yarın kaynanam geliyor sendromu da cabası… Hepi topu bir Pazar günümüz var o da ütüye kurban gidiyor. Bir de evin içinde dolaşan erkeksinin kılı tüyü pisliği… Sinirleri kulak memesi kıvamında cılklaşan kadın çemkirmeye başlıyor. Ardından kavgalar gürültüler ve ta tam! Hadi bakalım ben annemin evine gidiyorum Hüseyin!

Ondan sonra adliyenin önü boşanma kuyruğu… 

İşte bu yüzden evlenmiyorum teyzelerim amcalarım. Henüz bu yaşanacak, anlat anlat bitmeyecek sıkıntıları bana pembe gösterecek biriyle tanışmadım da ondan evlenmiyorum. Sırf sarılıp uyumak için bu kadar yükü taşıyabileceğimi düşündürmedi kimse de o yüzden hala yalnız yaşıyorum. 

Bir gün biri gelir, al bu da senin aptal cesaretin hadi evlenelim der ve beni ikna edebilecek kadar aşık ederse, ben de evlenirim belki. İşte o zaman gelini öpebilirsiniz.

Ama şimdilik ojelerim bozulmasın diye evlenmiyorum...



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Mektup..
  8.Kas.2014 Cmt 18:30:57

Sana bunları hiç bilmediğin bir yerden yazıyorum. Ben senin hiç görmediğin bir yerden düşüyorum. Gözlerim kapalı, her yer karanlık. Ben senin hiç bilmediğin bir yere yürüyorum. Sana bunları hiç duymadığın bir yerden söylüyorum. Ben senin hiç olmadığın bir yerde duruyorum. Sen benim hiç bilmediğim bir yerde uyuyor... Ben senin hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum. Bu gece çalmıyor şarkılar kırgın. Duvarlar simsiyah, renkler dargın. Çocuklar şarkı söylerdi, artık suskun. Önünde bir melek öldü. Öylece durdun. Hadi vur, hadi kır... Boğ umudumu ellerinle. Hadi yık, hadi yak... Söndür. Dök kalbimi sözlerinle. Hadi del, hadi deş... Öldür. Kanat şiirleri sessizliğinle. Hadi bul, hadi bul beni. Kayboldum gözlerinde. Bu bir yangın. Tam ortasına daldım. Her yer ateş. Ben ortasında kaldım. Hala içimde bir şey, sanki umuda benziyor. Bana unutma diyor susuyorum. Orda uzakta bir yerde, artık zayıflayan bir ses bana vazgeçme diyor. Duyuyorum. Bir rüya içinde, ağır ve sessizce, ince buz üstünde yürüyorum. Önümde duvarlar, gözlerimde bağlar, alevler içinden geçiyorum. Hayat daha kaç kere vurup, kaç kere kıracak... Kaç kere yıkıp, kaç kere savuracak... Kalbim daha kaç kere çarpıp, kaç kere duracak... Kaç kere inanıp, kaç kere unutacak. Karanlığı bölen cılız bir ışık gibi. Fırtınada çırpınan kanatlar gibi. Islanmaktan korkmayan bir kelebek gibi seni sevdim. Okyanusta kağıttan bir gemi gibi. Baharı beklemeden açan tomurcuk gibi. Sanki ilk kez seven bir çocuk gibi seni sevdim. Sana sarılınca geçer sandım. Sana inanınca biter sandım. Sana bağlanınca düşmem sandım. Her yanım yarım yarım, kalbim yine darmadağın. Biliyorum her yeni gün hayat yeniler kendini. Biliyorum kırılan dallar uzanır bir gün gökyüzüne. Biliyorum her gecenin umududur yıldızlar. Bir kalp sarılınca, dağılır karanlıklar. Biliyorum her ölümden, umut doğurur kendini, biliyorum kırılan eller, tutunur yine birbirine. Biliyorum çaresidir siyahın, karanlığın. Hiçbir şeye rağmen inanmak bir zafere. Ama bir acı var içimde. Bir yara hiç geçmeyen. Pencereler önünde ölü kuşlar hiç ötmeyen. Bir şarkı var dilimde, sözleri hiç bitmeyen. Öyle bir yağmur ki, yıllarca hiç dinmeyen. Sen unut beni.. Düşüyorum hayatın ellerinden. Sen unut beni.. Vuruyor ayrılık tam kalbimden. Biliyorum her gece, her sabah, her saniye eksiliyor bir şey kalbimizden. Tükeniyor her güne içimde her hikaye. Yavaş yavaş geçiyoruz ömrümüzden. Görüyorum kayboluyor önümde her mucize. Alışıyor gözlerimiz karanlığa. Büyüyoruz sanarken savruluyor zamanda, yaklaşıyor üstümüze ölüm. Bir çiğ tanesidir hayat, bir yaprağın üstünde. İlk göz yaşıdır hayat, bir çocuğun gözlerinde. Bir gaz fişeğidir hayat, bir annenin kalbinde. Bir nefestir hayat. Hep kısadır hayat, tutunamaz ömrümüze. Kal... Beni böyle bırakma. Nasıl korkuyor insan, böyle yalnız kalınca. N`olur kal... Beni sakın bırakma. Nasıl titriyor bir kalp, karanlığa alışınca. Her sabah uyanınca güne, simsiyah bir yalanın üstünde. Büyük büyük, beton beton, duvar duvar, sessizlik içinde. Boynuma dolayınca zaman, ayrılığın o soğuk iplerini.. Kalın kalın, düğüm düğüm, boğum boğum sarar beni yalnızlık elinde. Bir gün solar, bir gün açarım. Kendim düşer, kendim kalkarım. Sessizce ağlar, sessizce susarım. Susarım. Bir gür ölür, bir gün yaşarım. Kendim söner, kendim yanarım. Sessizce vurulur, sessizce kanarım. Kanarım. Yalan dolan, sağım solum. Kırık dökük, elim kolum. Duruyorum biyerde. Bu gece sana sarılmam lazım. Bu gece kalbimi avutmam. Bu gece sana dokunmam lazım. Bu gece her şeyi unutmam. Bembeyazdım, siyaha çaldım. Yolumu kaybettim, hep kayıp kaldım. Ellerinde çırpınan bir aşktım. Umudu kaybettim, umutsuz kaldım. Bir yalnızlık şarkısı koyar gider başucuma aşk. O yalnızlık şarkısı çalar durur hep başucumda. Seni kaybettim. Her masal bir gün biter. Her ateş bir gün söner. Her yolcu bir gün gider. Her acı bir gün geçer. Artık bitti. Acımıyor artık geçti. Artık bitti. Bir rüyaydı kalbimdeki. Her şey bir gün biter, herkes bir gün gider. Ortasından böler yine kalbini. Tüm yıldızlar söner, tüm yapraklar düşer. Yalnızlığı çarpar yine kalbine kalbine. Yolun sonundasın, yerin dibindesin. Sessizliğin ortasında en derindesin. Bırakma elini, kendi ellerini... En sıkı tutacak kendinsin yine kendini. 
Ama yağmur bir gün diner, gözyaşları biter. Bir umudu serer tanrı her gece üstüne. Yüzün göğe döner, ellerin kapalı... 
Kalbin her zamankinden daha da yaralı. Ama her şey bir gün geçer, bahar geri döner. Acılara koşa koşa, üstüne üstüne. 
Herkes yine sever, aşkı hep affeder. Biraz umut sürersen tüm yaralar geçer. Yapraklar rüzgarda uçuşuyorlar. 
Damlalar, bu kokular hatırlatıyorlar. Neden karanlık, neden hep sessiz, neden hep çıkmaz bütün sokaklar. Neden hüzünlü, neden umutsuz, neden yağmurlu bütün şarkılar. Neden uzanmaz, neden tutamaz, neden sarılmaz bana kolların. 
Neden hiç duymaz, neden durdurmaz, neden konuşmaz bizimle tanrı. Bul beni, duy beni, çek çıkar. Bir sebep göster dayanmaya. Bir umut ver bana tutunmaya. Kaybolurken ay ışığı, üşür sokak çocukları. Yetişmiyor duaları, kapalı hep kapıları. Duyulurken adımları, titrer sokak lambaları. Şehrin yalnız aşıkları söylerler şarkılarını. Yapraklar rüzgarda uçuşuyorlar. Damlalar, bu kokular hatırlatıyorlar. Neden karanlık, neden hep sessiz, neden hep çıkmaz bütün sokaklar. Neden hüzünlü, neden umutsuz, neden yağmurlu bütün şarkılar. Neden uzanmaz, neden tutamaz, neden sarılmaz bana kolların. Neden hiç duymaz, neden durdurmaz, neden konuşmaz bizimle tanrı. Bul beni, duy beni, çek çıkar. 
Bir sebep göster dayanmaya. Bir umut ver bana tutunmaya. Kaybolurken ay ışığı, üşür sokak çocukları. Yetişmiyor duaları, kapalı hep kapıları. Duyulurken adımları, titrer sokak lambaları. Şehrin yalnız aşıkları söylerler şarkılarını. Yağmur diner, karlar düşer, yıllar geçer... Aşk hiç geçmez. Kuşlar göçer, herkes gider, yollar biter... Aşk hiç bitmez. Özür dilerim...
Özür dilerim...Gölgemi bulutlarda görmek istedim...Uçmak istedim...Uçmak istedim...İsmini gökyüzüne yazmak istedim...Her şey çok sevmekten...Hepsi çok özlemekten...Umutla beklemekten Sevilmek istemekten...Her şey çok sevmekten... Hepsi çok özlemekten...Vuruldum aynı yerimden...Düştüm çok yükseklerden...Kanatların büyüktü...Ellerin küçücüktü...Şarkılar dudağından Rüzgara süzülürdü...Seninle uçacaktım...Bulutları aşacaktım...Masmavi gökyüzünden,Yeryüzüne bakacaktım...Rüzgar çok güçlüydü...Kanatlarım küçücüktü...Çırpınıp çabalarken,Fırtına büyümüştü...Sana hiç yetişemedim...Hızına erişmedim...Aklımda bir söz vardı...Sana hiç söyleyemedim...Karanlığın içinde bıraktığın bir şey var. Sonunda yorulduğun, vazgeçtiğin bir söz var. Gözlerinin önünde kaybettiğin bir düş var. Kalbinde unuttuğun, derinlerde biri var. Gittiğin o yer nasıl, her şey güzel mi... Orda benim gibi biri seni sever mi... Yalnızlıkla büyüyorsun... 
Beni hala öldürüyorsun.



Sayfa tamamında bulunan paylaşımlar Alıntıdır..



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Ben anne olmasaydım eğer
  9.Kas.2014 Pzr 00:45:00

Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.



O küçücük ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kâğıt parçasının bu kadar değerli olabileceğini öğrenemeyecektim.



Kan yapsın diye danadili haşlayıp üzerine yumurta kırıp ağzının tadına da uysun diye çikolatalı pudingle karıştırmak gibi yaratıcılığın sınırlarını zorlayan tarifler keşfedemeyecektim hiç.



Su almak için elimde kumanda ile buzdolabını açtığımda kumandayı buzdolabına koyacak kadar ya da evden çıkarken telsiz telefonu çantama atacak kadar kendimden geçmeyecektim.



Birinin canı yandığında ötekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz kardeşlerde olduğunu sanacaktım.



Sabahın köründe gözü kapalı mutfağa kadar gidip, süt ısıtıp yine gözü kapalı dönme yeteneğini kazanamayacaktım.



Üzümün çekirdeklerini tek tek çıkarmak için insanüstü bir uğraşa asla girmeyecektim.



Bir insanın gaz çıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.



Büyüdüğünde arkadaşlarınla birlikte partilerde Süper Anne olarak eğlenmeyi hayal edemeyecektim.



Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir boyutuna giremeyecektik.



Sevginin böylesine karşılıksız olanını hiç tadamayacaktım.



Telaşsız sevişmenin hayalini kuramayacaktım.



Annemi bu kadar çok sevdiğimi anlamayacaktım.



Annesinden zorla ayırdılar diye "Uçan Fil Dumbo!" çizgi filminde böğürerek ağlamayacaktım.



Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı ısıtmayacaktı yüreğimi.



Çantamda sürekli bisküvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, düşer bir yerin kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.



Acıyı geçiren öpücüğün gücüne inanmayacaktım.38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.



Yağmur sonrası çamurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda peçete dansı yapmayacaktım.



Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı öğrenemeyecektim.



Sen olmasaydın eğer ben asla "anne" olmayacaktım.Bir çocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna inanmayacaktım!...


Alıntı ..



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Kız çocukları Özeldir...
  15.Kas.2014 Cmt 02:48:05


loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Ve sen Sevgilim..
  27.Kas.2014 Per 17:16:09

İyi dinle beni.

Hiçbir adam senin kadar sevilmeyeceği gibi, hiçbir kadın sevemeyecek seni benim kadar,
Hiç kimse benim gibi aşkla bakmayacak gözlerine,
Seni gördüğünde heyecanlanan biraz da dizleri titreyen bir sevgilin olmayacak bir daha mesela,
Senin ağzından çıkacak tek bir kelimeyi benim kadar kimse önemsemeyecek,
Hasta olduğunda; senden daha fazla acı çeken birisi de
olmayacak bir daha yanında,
Benim gibi sarılamayacak kimse sana,
Mesela elini kalbime koyduğunda ki o çarpıntıyı duyamayacaksın bir daha kimsede,
Senin triplerini çekmeyecek kimse benim gibi,
Tek bir mesajınla dünyanın en mutlu insanı yapamayacaksın bir daha kimseyi,
Ne çok şey kaybettiğini görüyor musun sevgilim?
Ve hiç kimse pişman olmayacak senin gibi.

Anlıyorsun değil mi?



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Aşkım şarjım az...
  27.Kas.2014 Per 17:22:10

Aşkım şarjım az, kaya beni bırakacak, sabah ararım. 

Bak yavrum, iyi dinle:

facebook`u açıyorum. önce arkadaş listende kaya adında kimse var mı kontrol ediyorum, öyle birini bulamıyorum.

sonra, çalıştığın şirketin linkedın hesabını beğenmiş herkesi tek tek tariyorum, kaya diye birini bulamıyorum.

sonra, akşam gideceğini söylediğin barın ismini twitter`a yazıp orada check-in yapanların arasında kaya adlı birinin olduğunu görüyorum.

tüm tweet`lerini okurken, nikimyok caddesi`ndeki trafikten şikayet ettiği bir tweet`ine rastlıyorum. bu bilgiyi cebe koyup, kaya`nın instagram hesabına tıklıyorum.

fotoğrafları tararken, bir arabanın önünde çektiği bir selfie görüyorum. bu bilgiyi de cebime koyuyorum.

az önceki check-in olayına geri dönüp foursquare`de paylaştığı yer bildirimi fotoğraflarına bakıyorum.

bi kahvecide çektiği fotoğrafı görüyorum.

o kahvecinin sayfasına tıklıyorum ve tahmin ettiğim gibi kaya yavşağının o mekanda en çok check-in yapan kişi olduğunu görüyorum.

nikimyok caddesi yakınlarındaki kahvecinin adresine bakıp o bilgiyi de cebe koyuyorum. evden çıkıp kahvecinin olduğu sokağa gidiyorum.

o sokakta ve yakınındaki sokaklarda, fotoğraftakine benzer bir araba arıyorum. iki sokak ötede söz konusu arabayı buluyorum. arabaya tekme atıp alarmın ötmesini sağlıyorum.

az sonra bi apartmanın ikinci katındaki bi dairenin penceresi açılıyor ve beyaz atletiyle kaya beliriyor.

bi iki bakınıp alarmı susturuyor ve pencereyi kapatıyor.

apartman kapısına gidip o dairenin bi üst katının ziline basiyorum. kim o diyor bir ses, "ya ben kaya`ya geldim de zili çalışmıyor sanırım, kapıyı açabilir misiniz?" diyorum kibarca. kapı açılıyor, ikinci kata çıkıyorum.

kaya`nın dairesinin kapısını çalıyorum.

kapıyı açıyor sormadan. kimsiniz diyor.

dairenin içine adımımı atıp "ben meltem`in sevgilisiyim, şarjı bitiyormuş da şarj aleti getirdim" diyorum.

aletin kablosunu kaya`nın boynuna dolayıp sıkmaya başlıyorum. gürültüyü duyunca sen geliyorsun, üzerinde bornoz var.

kaya`yı bırakıyorum, suçun büyüğü sende çünkü. beni görünce korkup odaya kaçmaya çalışıyorsun.

peşinden geliyorum. yüzüne tükürüyorum. yazıklar olsun diyorum, niye yaptın bunu diyorum. ağlıyorsun, açıklayabilirim diyors...


- ay tamam, tamam! bitmiyor şarjım. of, taksiye binip eve geliyorum hemen. bişey lazım mı? yoğurt felan?



loirena

loirena resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Bu yüzün neden hep asık?
  28.Kas.2014 Cum 20:50:57

Çünkü sen, nerede olmadık adam var onu seversin.

Anlıyor musun?

Sen nerede senin canını acıtacak, kendine bağlayacak, kendisini hayatının merkezi yaptıracak, ondan başka bir şeyi düşündürmeyecek adamlar, ordasın.

Hiç ağlama boşuna.

Hiç ağlama diyorum.

Kaldır kafanı, bak bir aynaya.

Kaldırsana.

Acıma kendine, bak bir. Ne kadardır gülmediğinin farkında mısın?

Bu yüzün neden hep asık?

Güzel zamanlarını böyle mi geçireceksin.

Yapma Allah aşkına, değer mi? O seni üzüyorsa zaten sevmemiştir.

Sevseydi, dayanamazdı.

Sana diyorum.

Canın yanıyor evet, hissediyorum.

Görüyorum. Ama yapma. Anlıyor musun?

Yeter.

Güçlüsün sen.

Ağzını büküp, kafanı sağa sola sallama öyle, gayet güçlüsün.

Onsuz yapabileceğini ikimiz de biliyoruz.

Neden yapamayacaksın ki?

Söyle bana. O kim ki? Kim o?

Kaç aydır hayatında, kaç senedir birliktesin?

Cevap veremezsin. Daha önce de aynısı oldu. “Onsuz yapamam” dediğin kim var şimdi yanında?

Hiç. Aklına bile gelmiyorlar.

Bu da aynısı. Bu da öyle.

Uğraştın işte yeter.

Umrunda olsaydın, biraz olsun umursasaydı seni o da uğraşırdı.

Kendini kahretme boşuna.

O böyle biri, değiştiremezsin. Onu böyle kabul ettin. “Dayanamıyorum” diye mırıldanma.

Ben anlıyorum tamam da, o anlamıyor.

Anlasaydı zaten böyle olmazdı.

Yazık gözlerine. Sen ne olduğunu bile bile başladın.

Sen yaptın kendine.

Sil şu göz yaşlarını nolur. “O benim herşeyim” demekten vazgeç.

O senin için son, ama sen onun için öyle misin?

Öyle miymişsin, sordun mu hiç?

O da senin gibi hayaller kuruyor mu? O da geleceğinde seni yanında istiyor mu?

O, seninle her sabah kahvaltı yapmak istiyor mu?

Yediği, içtiği, gördüğü her şeyde aklında mısın?

O da seni herkese anlatıyor mu?

O da, ismini duyduğunda amaçsızca gülümsüyor mu?

O da senin gibi kör kütük seviyor mu?

Evet desene. Söyle hadi.

Söylersen susacağım da, diyemiyorsun.

Kaybetmekten korkuyorsun. İlk defa korkuyorsun. Çok korkuyorsun.

Ona bir şey olsun, size bir şey olsun istemiyorsun.

Ağlama nolur, benim içim yanıyor.

Onu nasıl sevdiğini biliyorum, herkes biliyor. Ama bazen seversin, ötesi olmaz. Sen söylemiştin bunu.




Alıntı.

<<123456789 10111213141516171819...31>>