fiogf49gjkf0d
Tırmandığım Merdivenin 30. Basamağına Geldiğimde Geçmiş Yıllara Nazaran Daha İyi Anladığım Bir Şey Var. Aslında Anladığım Çok Şey Var Tabi, Ama İlk Aklıma Gelen, Zamanın Sonsuzluğu İçerisinde İnsan Yaşamının Bir Nokta Bile Teşkil Etmediği…
Bu Düşünce Beni Yaşamın Anlamını Daha Çok Sorgulamama Neden Oluyor. Bir Kere Nefrete, Çekememezliğe Yaşamımda Yer Ayırmaya Hiç Fırsat Tanımıyor. Ve Daha Çok Sevmemi İstiyor Yaşam Benden. Sevdikçe Zamana Direnebileceğimi, Yaşamın Hakkını Verebileceğimi Anlıyorum. Hatta Bazen Öyle Oluyor ki, -Demek ki Bunun da Aşırısı Varmış- Nefret Edilmesi Gereken Kimi Şeylerden Bile Nefret Edemiyorum. Bu Yüzden Kendimi Eleştirdiğim de Çok Oluyor. Halbuki Nefret Etmek de Yine "Sevmek" Kadar Önem Kazanır Kimi Zaman.
Barış Manço, Çağlar Boyunca Aşağılanan Hayvan Olan Eşeğin Statüsünü Yükseltiyor Ve Hatta Ona "Arkadaşım" Diyebiliyor. Onun İzinden Giden Murat Kekilli de Sevgilisinin Gözlerini Eşşeğinkine benzetiyor. Sevginin ne Güzel Bir Tezahürü Bu! O Hayvanları Ne Güzel Onure Etmek Bu Böyle... Çağlar Boyu İnsanlığa Hizmet Etmiş Olan Eşeğin Üzerimizde Az mı Hakkı Var?
Çok Yaşlı Bir Yazara Bir Toplantıda Soruyorlar: - Üstad, Yeniden Dünyaya Gelseniz En Çok Hangi Sözcükleri Söylemek İsterdiniz? Henüz Ortaokuldayken Okuduğum Üstadın Verdiği Cevap, Tüm Geleceğimde Belirleyici Bir İz Bıraktı: - İki Sözcüğü Daha Çok Kullanmak İsterim, Diyor Şimdi Adını Hatırlayamadığım Üstad. Biri "lütfen", Diğer "Seni Seviyorum".
Ve Ben Her Geçen Gün, Her Geçen Yıl Aslında Bunun Ne Kadar da Önemli Bir Söz Olduğunu Anladım. Aslında Yaşamın Tüm İnceliği, Tüm Anlamı Bu İki Sözcüğün İçerisinde Değil mi? Gerçekten Sevgiyi Hisseden Birini Besleyen En Önemli Sözcüklerdir Bunlar. Ve Bu Sözcükleri Söyleyememek Ne Büyük Eksikliktir.
Ama İnsanlar, İçlerindeki Sinsilik Duygusuyla Bu İki Sözcüğü de, Ama En Çok da "Seni Seviyorum"u Kirlettiler. "Seni Seviyorum"un Kapsama Alanını Daralttılar. Sadece Karşıt Cinse Söylenen Bir Söz Durumuna Soktular. Emretmeyi "Lütfen"den Daha Çok Sevdiler, Onurlandırdılar. Çok Güzel Bir Söz Olan "Sevişme"yi Bile Cinselliğe İndirgediler. Sıkıysa Deyin Bakalım Şimdi "Biz Filanca Arkadaşla Çok Sevişiriz" Diye.
Keşke İnsanların İsimleri Olmasaydı Diye Düşünüyorum Bazen. Onlara Duygularıyla, Hisleriyle Hitap Etselerdi. Belki Böylece Daha Çok "Hayatım", Daha Çok "Tatlım", Daha Çok "Bitanem" Diyebilirlerdi. Ya da Art Niyetlere Çekilmese de Daha Çok İsimlerin Sonuna "-Cığım"lar, "-Ciğim"ler Eklenebilseydi.
Keşke Çocukların Dünyasıyla Yaşama Bakmasını Bize Hiç Unutturmasalardı Diye Düşünüyorum Çoğu Zaman da. Hiç Tanımadığımız İnsanlara Bile Gülümseyebilseydik.
Ama Neyi Mahvetmedi ki İnsan? Doğada Bile, Nereye Girmedi de Nereyi Kirletmedi, Nereyi Tahrip Etmedi İnsan?
Ve İnsan… Yine İnsan…
Ne Zaman Keşfedecek Önyargısız, Karşılıksız Sevgiyi, Sevmeyi? Ve ne Zaman Anlayacak Sevmenin Aslında Bizi Ve Doğayı Koruyan En Önemli Etken, Hayatımızı Anlamlı Kılan En Birinci Faktör Olduğunu?
Buraya Kadar Yazımı Okumuş Arkadaşlar, Hepinizi Çok Seviyorum.
Becquerel... |