ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
wwarkheww
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 28.Ara.2007 Cum 00:16:53 Anne..... Annem....... |
| fiogf49gjkf0d
ateşe doğru yürürken arkama bakıp gözyaşındaki sıcaklığını hissedebildiğim tek insan...kelimelerinin tanımlayamadıgı tek insan.bu konuyu açarken bile gözyaşlarıma hakim olamadığım insan... ANNEM her geçen gün ben bunun yokluğuna nasıl alışcam yaa şeklinde düşüncelere daldığımher gece allahım nolur ölmesin die dua ettiğim kadın herşeyimi anlatabildiğim arkadaşım.beni arkadaşlarımdan kıskanan ,vakit geçirmekten zevk aldığım sarılıp ağladıgım ,güldüğüm hayatımın vazgeçilmez parçası... var oldugu sürece aklımıza gelmeyen, gecenin bir vakti seni seviyorum, iyi uykular miniğim mesajıyla insanı gözyaşlarına boğan, sarılmak için can attıgım insan... dünyanın en güzel kokan varlığıdır anne...kendine has, mis bir kokusu vardır ki odasına da sinmiştir, bir hafta uzak kalsanız o odaya girdiğinizde anlarsınız onu ne kadar özlediğinizi. durup durup sevgi gösterisi yapılması, boynuna sarılınması gereken insandır, "ay bi dur, üff" tepkisini asla vermeyecek olan, sizden daha da sıkı sarılacak olandır. bitane olan, eşi benzeri olmayan oluşumdur... ..............anlarsın dedi gözyaşlarını tutamayarak. Bir çocuk doğduğunda bir anne doğar demişti bir zamanlar. O olmasaydı ben hiç anne olmayacaktım. Yaşadıklarını yaşamayacaktım. Anne olduğum gün kız canım kızımı kucağıma aldığım ilk an annemin dediklerini anladım. Canım pahasına hayatımı adayacak ve onun mutluluğu için var olacak bir anneydim ben artık. Annem olmasaydı anne demenin ne olduğunu asla öğrenemeyecektim... dünya üzerinde benim için ölene dek ağlayabilecek tek insan... kendisinden önce ölmeyi dilediğim bir kaç varlığın başında gelen insan. sahip olup da canımdan çok değer verdiğim tek şey... uykumdan uyandığımda attığım çığlığa kıyamayan, kanının alyuvarının akyuvarının beni ben yapan katığıyla doyuran,hic gormediğim bebekliğimin,ilk kesilen tırnağımın,zaptedilmeyen ağlamalarımın en yakın şahidi..sıcak çorbam...mükemmel iki gözle birsey beklemeden bakan, tatminini yüzündeki gülümsemeyle gösteren tek kadın. ona verdiğiniz en değersiz hediyeyi bile saklamaktan asla vazgeçmeyecek kadınlarn en kutsalı. hayatınız boyunca tereddütsüz ona hep dönebileceğinizi, üzülmenin ölmek olmadığın size öğreten ilk kadın. ilk öğretmenim... bana bir kez değil sayısız kereler hayat veren kişi... hiç bir zaman terketmiyeceğim her daim yanında olacağım, benim için kendi hayatını ortaya koymuş ve hiç şakayeti olmamış beni doğuran insan ... en kızgın olduğumda bile sarılıp, çocukluğumdan beridir ezberlediğim o kokusunu içime çektiğimde sakinlestiğim kişi. en ümitsiz olduğumda bile sesini duyup rahatladığım kişi. en mutlu olduğumda dizinin dibine oturup mutluluğumu paylastığım kişi. seni seviyorum anne... bir bakışından birşeylerin ters gittiğini anlayan, en ufak bir sıkıntınızı tek kelimeye gerek duymadan hisseden, sizi dünyada karsılıksız ve en büyük sevgiyle seven tek insan... yeri doldurulamaz dost, sıcacık bir kucak... şu an beni başka bi alemde izleyen CAN DAMARIM.... ANNE SENSİZİM SOLUK ALAMIYORUMMMM SENİ ÇOKKK SEVİYORUM ANNEE
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2008 Pzr 20:13:49 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Anne
Yıllar sonra çocuk evlenmis, çoluk çocuk sahibi olmus. Birgün, gecenin bir yarısı saat 3:30 cıvarları telefonu çalmış. Telefondaki ses, yumuşak, sevecen tonuyla annesinin sesiymis.
Çocuk;
Ne var Anne, ne istiyorsun, neden bu saatte beni rahatsız ediyorsun? Sabah arasan olmaz mıydı gibilerinden, annesini azarlayıcı sözler sarfetmis.
Annesi, biraz buruk, biraz da ağlamaklı bir ses tonu ile;
Bundan 25 yıl önce boyle bir gece yarısı 3:30 da, sen beni daha çok rahatsız etmiştin. ve o zaman ben sevincten ağlıyordum..
"DOĞUM GUNUN KUTLU OLSUN, OĞLUM " demiş....................... | |
Harwest
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2008 Pzr 21:31:56 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Çok sevdiğim, her zamanda dinlediğim bir parça aklıma geldi.Bende bu başlıkta Anne adlı parçanın sözlerini paylaşayım dedim
ANNEM
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Bir yar için seni terkedip gittim Vicdanıma bir sor ne acı çektim Kendimi ben sana emanet ettim Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Ne sevgiler geldi geçti kalbimden Kimse anlamadı garip halimden Senin hasretini duydum derinden Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
| |
ooomygirlll
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 13.Oca.2008 Pzr 21:56:47 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
Bu Sabah Erken Uyandım Anne!
Bu sabah erken uyandım anne! Dikenleri nasır tutmuş güz gülleri kokuyordu dışarıda Güneş kadar soğuktu odam anne Soğuktu sol yanımda kıvrılıp yatan yalnızlığım Duvarlar yine konuşmuyordu benimle Bu sabahta ağladım Ve şehir yine ıslandı anne
Bu sabah erken uyandım anne! Hasret kızılı gök bile daha kalkmadan sıcacık yatağından Sancılarım saplandıkça bedenime Avuntu şurupları içtim aç karnıma Geçmedi be anne Sende biliyorsun yalandan ölmez insan ama Geçmedi işte...!
Çikolata rengi ve acı kahve tadında bir sabah Saat çok erken anne Gözlerimden sığıntı hüzünler akıyor uyku yerine Uykularımı kaçıran Kaçıncı süslü intihar bu boğazıma bağladığım Sabret dedin diye bekliyorum Yoksa çoktan ölmüştüm anne
Belik belik ör kadersizliğimi Umut rengi kurdeleyle bağla hayata Sana benzeyen yanlarıma yanma için için Ben seni de seviyorum acıyı da Böyle ağladığıma bakma anne
Ellerimde çoban türküleri kanarken İki satır daha yaklaştı aşk toprağa Ve düştü düşecek kurtar anne Gücüm tükendi Babam duymasın ama Üşüyorum Hem de çok Çok üşüyorum anne
Kurda kuzu teslim edercesine Benim de aklım yüreğime emanet Ne yapsam susmuyor içimdeki bu sessizlik anne Üzüldüğümü kimse bilmesin Sakın kimseye söyleme Bu bir rüyaysa sen uyandır beni anne Değilse En sevdiğim yalanı söyle Söyle de uyuyayım Ama yarın daha da erken uyandır beni anne...!
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2008 Pzt 22:31:07 |
| fiogf49gjkf0d Bir Bebeşin Yarım Kalmış Günlüğünden
BİR DAHA DÜŞÜNÜN!!!!
5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor.
Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.
19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.
23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem!
27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne?
2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.
12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.
20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım…
25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım..
10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba…
13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..
24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi?
28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…
Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !..
Kürtajın cinayet olduğunu artık herkes anlasın. Bence çok anlamlı bir yazı. Umarım herkes kendine bir pay çıkartır. | |
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2008 Pzt 22:50:39 |
| fiogf49gjkf0d Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi Ağrıyan yanımın neresi olduğunu Şimdi iyi biliyorum anne. Hani geçen geldiğimde Şuram acıyor işte şuram demiştim de Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne Bak şimdi söylüyorum Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne. Hem de her gün acıyor anne her gün. Dün sabah annesi Ayşe nin saçlarını örmüştü. Elinden tutup okula getirdi. Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi. Bende ağladım, Ağladım hiç de utanmadım. Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim. Yalan söyledim anne. Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne. Bugün bende saçım örülsün istedim. Babam ördü ama onunki gibi olmadı. Dantel yaka istedim. Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi. Bari okula sen götür dedim. "kızım, iş" dedi. Bende banane dedim, ağladım. "kızım, ekmek" dedi babam. Sustum ama okula giderken yine ağladım anne. Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne. Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi. Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi. Babam hepsini birlikte yıkıyor. Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne? Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme. Üzülmesin diye söylemiyorum ama Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor. Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne. Hava kararıyor, ben gideyim anne. Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi. Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim bozuyor toprağını, Çiçeklerini kim koparıyor. İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme. Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >> Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım. Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını Şu kavanozda biriktirdim. Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum. Her sabah onu öpüyor kokluyorum. Kimseye söyleme ama anne Bazen de konuşuyorum onunla. Ne yapayım seni çok özlüyorum anne. Ha unutmadan, Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi. Ben babama yazdıracağım. Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne. Senin adın geçince sol yanım acıyor anne. Hiç bir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne. Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp. Mutlaka gel anne, Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >> Sol yanım acıyor anne. İşte tam şurası, Sol yanım çok acıyor anne. Seni çok özledim, Anne çook...
Bedirhan Gökçe
| |
ozhur
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2008 Pzt 22:52:31 |
| fiogf49gjkf0d Zaman geciyor, Hergün bir yaprak, Hergün bir damla daha hayattan, Büyüyorum anne. Hani içinde bir kıvılcım olurya, Hani herşey çok güzeldir, Benim kıvılcımım kor oldu, Ama bak herşey yolunda değil anne. Hani ufacık bir bebekken, Sadece acıkınca ağlarmışım, Başka zamanlarda sürekli gülermişim, Artık sadece acıkınca ağlamıyorum anne. Bak yıllar ne çabuk geçmiş, Sadece gülünmeyecegini öğrenmişim, Belkide öğretilmişim. Ben büyümüşüm be anne. Yanından ayrılmayan kızın, Bak artık uzaklarda, Üstelik yalnız, Hemde herkesin içinde anne. Öyle birde tuzağa düşmüşki, Of dese olmaz, yok dese hiç, Adını bile koyamamış, Yardım etsene anne. Anlayacağın eskiyi özledim anne, Yeniden çocuk olmayı, Sadece acıkınca ağlamayı, Ve hiç şimdiyi yaşamamayı. Zaman geriye gitmez değilmi? Ya da ben yeniden çocuk olamazmıyım? Söylesene onu unuttum diyebilirmiyim? Yani herşey söylemek kadar kolay olabilirmi anne? Dur söyleme, Ben yine hayal kuruyorum değilmi? Sadece kendimi kandırıyorum değilmi? Peki kalbimi kim kandıracak anne? Eskiden günlerin, hatta dakikaların hesabını tutardım, Şimdi günlerden Cuma belkide salı, Günlerin ne önemi kaldıki, Takvimlere bile küs oldum anne. Yinede ayaktayım, direniyorum. Belkide bir ışık arıyorum, Bulunca herşeyden kurtulabileceğim, Ne güçlü büyütmüşsün beni anne! Sen yinede beni merak etme, Herşeyle savaşmayı, Güzel günlerinde olacagını, Ben senden öğrendim anne. Yinede buralar güzel, soğukları saymazsan. İnsanlar mutlu, beni saymazsan. Gündüzler ve gecelerde iyi, yalnızlıgımı saymazsan. Beni soracak olursan anne, Bende iyiyim, içimdeki yangını saymazsan.
| |
Ferah
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2008 Pzt 23:05:34 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Ağla Annem Ağla - Seyyit Küçükbezirci
Çıkmadım yüksek merdiven başı Gayet karaydı gözünen kaşı Sel oldu akıyor gözümün yaşı
Ağla annem ağla göremen gayrı Kaybettin yavrunu bulaman gayrı
Gelin dostlar gelin çetnevir düzün Üç güne varmadan gözümü süzün Gerdeğe girmeden bakire kızım
Ağla annem ağla göremen gayrı Kaybettin yavrunu bulaman gayrı
Sıra sıra söğütlerim söküldü Üç gün evvel gözüm nuru döküldü Annemin babamın beli büküldü
Ağla annem ağla göremen gayrı Kaybettin yavrunu bulaman gayrı
Gelin dostlar gelin kınamı yakın Üç güne varmadan ölüme bakın
Ağla annem ağla göremen gayrı Kaybettin yavrunu bulaman gayrı | |
wiyerriy
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 14.Oca.2008 Pzt 23:51:19 |
| fiogf49gjkf0d Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü Gözümün biri söndü kör oldum Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Şöylemesine maviydi kör oldum Taşlara gelince hamam taşlarına Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi Taşlarda yüzümün yarısını gördüm Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü Yüzümden ummazdim bunu kör oldum Siz hiç sabunluyken ağladınız mı? Cemal Süreya
Baba
Sana olan sevgim satırlara sığmaz ki Hiç bir cümle bu minnetimi anlatamaz ki Bilsen seni öylesine seviyorum ki İster anla ister anlama baba.
Bir isteğimi hiç de iki etmezsin Sevgime hep karşılık gösterirsin Bazen de beni öyle çok üzersin İster duy ister duyma baba.
Beni okutmak için verdiğin emeği Son kuruşunu bile bana verdiğini Biliyorum her zaman senin kıymetini İster inan ister inanma baba. Keşke çok param olsa da sana versem Aslında hakkını asla ödeyemem Söz olsun sana layık olacağım ben İster gül ister ağla baba. (Suskun Satırlar) Nazende İnce
Babam Ölmesin Ağıtlar duymak istemiyorum Ağlayan anamı kardeşlerimi Toprağa vermek istemiyorum seni Çürütemem göz göre göre o bedenini Ardından yalnız kalamam Sensiz yıkılır yok olurum ben Ne olur Allah`ım babam ölmesin Sen olmadan kime derim derdimi Yüreğimdeki acıyı Kime sığınırım senden sonra Kime derim baba ocağı Ne olur Allah`ım babam ölmesin Bilirim silinmez kaderim Öleceğiz ne bugün yarına değin Zamanı erken verme ölüme bedenin Kırma yıkma gönül direğim Ne olur Allah`ım babam ölmesin Fatma Helin Şimşek
Babam Kapılar kapalı, pencereler örtük Örtüme dört duvar yıkılmış babam Vefasız diyorlar senin yavruna Kimse derdimi bilmiyor babam Hangi kapıyı açsam kapatıyorlar Hangi yaramı sarsam kanatıyorlar Hangi dostuma gitsem düşman oluyorlar Senden başka sırdaşım kalmadı babam Yaşanacak yıllar gitti, umudum bitti Bir tek aydınlığım vardı o da söndü Yüzünü görmeyeli aylar geçti Hasretine dayanamaz oldum babam Fatma Helin Şimşek
Babam Bir zamanlar sizler gibi benim de bir babam vardı. Sevilesi elleri öpülesi bir baba, Bilseniz ne çok özledim O elleri.
Mutluluk saçan sözlerini, Sevgiyle bakan gözlerini, Bilseniz ne çok özledim O gözleri.
Yumuşacık sesini, Sımsıcak nefesini, Kahretsin özlüyorum onunla olan günleri.
Gülüşünü yüzünü, Sımsıcak öpüşünü Kahretsin özlüyorum, babaların en güzelini
Geriye dönüş olsa, Kollarım seni sarsa, Bu dünya fani değil de, Ebediyete uzansa.......
(O zaman sensizlik olmazdı babacığım) (SENİ SEVİYORUM ) Ferah Tomruk
Baba
Baba! her yılbaşında sana söyleyecek bir tek sözüm var : "Seni ne kadar çok seversem o kadar çok olsun ömründen geçen yıllar..."
Baba! Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım! Ne zulüm, ne ölüm, ne korku başımı eğemez! Yalnız senin elini öpmek için eğilir başım. Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım... | |
wwyelkovanww
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 15.Oca.2008 Sal 00:09:22 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d
1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı;
Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.
2 yaşınızdayken size yürümeyi oğretti;
Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı;
Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu;
Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi;
Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü;
Sokaklarda "gitmiycem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti;
Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken size piano öğretmeni buldu;
Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz.
10 yaşınızdayken doğumgünü partilerinden,
dans derslerine kadar her yere sizi arabayla götürdü;
Arabadan firlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak
teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü;
"Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi;
O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi;
Tek satır mektup yazmayarak teşekkür ettiniz.
17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi; Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı,
sizi arabayla kampüse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı;
Arkadaşlarınız alay etmesin diye
kampüs kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili
size fikir vermek istedi;
"Ben senin gibi olmayacağım"diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı;
23 yaşınızdayken Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz. 24 yaşınızdayken uzun süredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi; "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı,
sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı;
Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi; "Artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğumgününü hatırlattı;
"Anne işim başimdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken o, çok hastalandı, hafta sonunda
onu görmeye gittiginizde mutlu oldu;
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek
teşekkür ettiniz
Derken bir gün... O, öldü...
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa,
o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü...
EĞER HALA SİZİNLEYSE,
ŞİMDİ ONU HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK SEVİN... | |
| |