ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
20 Nisan 2024, Cumartesi 14:24   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Sanat ve Felsefe
forum sohbet oyun basliklari
   TİYATRO TİRATLARI
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

makbet

makbet resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  10.Ağu.2008 Pzr 05:13:35      TİYATRO TİRATLARIsohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

Oyunu Adı: Macbeth
Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu



MACBETH – Yapmakla olup bitseydi bu iş,
Hemen yapardım, olup biterdi.
Döktüğüm kanla akıp gitse her şey,
Bir vuruşta sonuna varılsa işin,
Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen,
Zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı
Öbür dünyayı gözden çıkarır insan.
Ama bu işlerin daha burada görülüyor hesabı.
Verdiğimiz kanlı dersi alan
Gelip bize veriyor aldığı dersi.
Doğruluğun şaşmaz eli bize sunuyor
İçine zehir döktüğümüz kupayı.
Adam burada, iki katlı güvenlikte:
Bir kere akrabası ve adamıyım:
Ona kötülük etmemem için iki zorlu sebep.
Sonra misafirim; Değil kendim bıçaklamak,
El bıçağına karşı korumam gerek onu.
Üstelik bu Duncan, ne iyi yürekli bir insan,
Ve ne bulunmaz bir kral.
Her değeri ayrı bir İsrafil borusu olur
Lanet okumak için onu öldürene!
Acımak yeni doğmuş bir çocuk olur, çırılçıplak,
Kasırganın yelesine sarılmış,
Ya da bir melek, görülmez atlarına binmiş göklerin,
Ve gider dört bir yana haber verir
Bu yürekler acısı cinayeti,
Göz yaşı savrulur esen yellerde.
Sebep yok onu öldürmem için,
Beni mahmuzlayan tek şey, kendi yükselme hırsım;
O da bir atlayış atlıyor ki atın üstüne
Öbür tarafa düşüyor, eğerde duracak yerde.

 

 

Oyunun Adı: Hamlet
Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu



HAMLET - Verdiğim parçayı, ne olur, dediğim gibi, rahat, özentisiz söyle. Çünkü birçok oyuncular gibi söz parlatmaya kalkacaksan, mısralarımı şehrin tellalına okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma öyle; ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Duyduğun coşkunluk bir sel, bir fırtına, bir kasırga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmalı, buldurmalısın. Doğrusu, yürekler acısı geliyor bana gürbüz bir delikanlının, takma saçlar sakallar içinde, bir acıyı yüreğini paralarca, didik didik ederce bağırıp halkın kulaklarını yırtması; o halk ki çoğu kez anlaşılmaz, dilsiz oyunları, gürültü gümbürtüyü sever. Bir oyuncu Termagant ın kendisinden daha yaygaracı, Nemrut tan daha nemrut oldu mu, hak ettiği şey kırbaçtır bence. Bu hallere düşme, rica ederim.
Fazla durgun da olma; aklını kullanıp ölçüyü bul. Yaptığın söylediğini tutsun, söylediğin yaptığını. En başta gözeteceğimiz şey, yaradılışa, tabiata aykırı olmamak. Çünkü bunda sapıttık mı tiyatronun amacından ayrılmış oluruz. Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olmadığını ortaya koymak. Gerçeği büyütmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
Ah ben öyle oyuncular gördüm ki sahnede, öyle beğenilen, alkışlanan oyuncular gördüm ki, günaha girmeyeyim ama, değil Hıristiyan, değil Müslüman, insan bile değillerdi. Öylesine şişirme, uydurma hallere giriyorlardı ki, dedim bunları tabiatın kaba işçileri yaratmış olmalı, insan yapıyorum derken insanlığın berbat bir kopyasını yapmışlar.
Az çok değil, iyice yenmeli bunu. Sakın söyleyeceklerinden fazlasını söyletmeyin soytarılarınıza. Öylelerini gördüm ki, kendi başlarına gülmeye ve seyircilerin en anlayışsızlarını güldürmeye kalkıyorlar. Hem de oyunun anlayış isteyen en can alıcı yerinde. Kötü bir şey bu; acıklı bir budalalık bu yoldan tutunmaya çalışmak. Haydi, gidin hazırlanın.

 

Oyunun Adı: Hamlet
Yazan: William Shakespeare
Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu

HAMLET - Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine kaşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine,
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altından inleyip terlemek,
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden,
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Ama sus, bak, güzel Ophelia geliyor.
Peri kızı dualarında unutma beni,
Ve bütün günahlarımı.

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

makbet

makbet resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Ağu.2008 Sal 12:36:38sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Oyunun Adı: Satıcının Ölümü

Yazan: Arthur Miller

Çeviren: Orhan Burian


BIFF - Okulda altı yedi yıl geçirdim; tek, içimde bir heves uyansın diye. Acentelerde katiplik, seyyar satıcılık, nasıl olursa olsun bir iş bence iyi idi. Oysa öyle yaşamak, yaşamak değilmiş. Sıcak yaz sabahları yer altı trenlerine tıkılmak, ömrün olduğu kadar senet kaydetmek, telefona cevap vermek ya da alıp satmak. Açık havaya çıkıp gömleğini atarak oturmak dururken yılın elli haftasını, iki haftalık tatil uğruna, işkence ile geçirmek. Yanındaki arkadaşlarının bir üstüne geçmekten başka bir şey düşünmemek: İşte, geleceğini güvence altına almak böyle yapmakla oluyor. (Heyecanı artmaktadır.) Savaştan önce evden ayrılalı beri yirmi otuz iş değiştirdim. Happy, hepsi de sonunda aynı çıkıyor. Bunun farkına ancak son zamanlarda vardım. Nebraska da sürücülük ettiğim sırada, ondan önce Arizona da, son kez de Teksas da. Bu kez onun için eve geldim; galiba bunun farkına vardım da geldim. Son çalıştığım çiftlik var ya, şimdi orda bahardır. On beş kadar tayları olacaktı. Biliyor musun, anasıyla yavru tay kadar iç açan, göze hoş görünen manzara azdır. Hem şimdi oralar ılıktır da. Teksas şimdi ılıktır, bahar içindedir. Benim bulunduğum yerde de ne zaman bahar olsa içimden doğru bir şey depreşir. "Bir baltaya sap olamıyorum," derim; "Ben ne halt ediyorum, haftada yirmi sekiz dolarla yetinip atlarla vaktimi öldürüyorum. Otuz dördüne geldim, kişi ev bark edinmeli vakitken." İşte, öyle zamanlarda koşup eve geliyorum. Ama şimdi buradayım ya, ne yapıp edeceğimi kestiremiyorum. (Biraz durduktan sonra.) Eskiden beri yaşamımı boşa harcamamak baş düşüncemdi. Ama buraya her dönüşte yaşamımı boşa harcamaktan başka bir şey yapmadığımı anlıyorum.

 

 

Oyun Adı : Sırça Hayvan Koleksiyonu / Tom
Yazar : Tennessee Williams

TOM

Evet, dağarcığımda bazı numaralarım var, elbisemin kolu içinde de bazı şeyler saklarım. Fakat, bir sahne sihirbazının tam zıddıyım ben. O, sizin gözünüzü öyle bir boyar ki, siz de bunu gerçek sanırsınız. Oysa ben size hayalle bezenmiş gerçeği sunarım.
En önce zamanı tersine, şu tuhaf, olağandışı 1930 lu döneme çeviririm, o koskoca Amerikan orta sınıfı, sanki körler için bir okulda eğitiliyordu. Onları ya kendi gözleri terk etmişti, ya da kendileri gözlerinden yararlanmasını bilmiyorlardı ki, parmaklarını çökmekte olan bir ekonominin Braille Alfabesindeki harflerine sıkı sıkı bastırıp duruyorlardı.
İspanya da devrim vardı. Burada ise sadece bağrışmalar ve şaşkınlık hüküm sürüyordu. İspanya da Guernica vardı. Burada ise, diğer zamanlardaki sessiz ve sakin şehirlerde, Chicago, Saint Louis ve Cleveland da, çoğunlukla kanlı geçen işçi ayaklanmaları... İste oyunumuzun sosyal geri planı budur.
Oyun, anılar üzerinedir. Bu yüzden de, loş, duygusal ve gerçek dışıdır. Anılarda her şey sanki müzikseldir. Bu da, kulislerden gelen keman seslerini açıklar. Ben oyunun sunucusuyum, hem de bir oyuncusu. Diğer karakterler, annem Amanda, kız kardeşim Laura ve son sahnede ortaya çıkan kardeşimin muhtemel kısmeti olan centilmen. Bu genç adam, oyundaki en gerçekçi karakter, bizlerin her nasılsa koptuğu gerçek dünyadan içimize giren çirkin niyetli kişi. Bir şair olarak benim simgelere karşı bir zaafım olduğundan, bu karakteri de bir simge gibi kullanıyorum; çok geç kalan ve bizim hayatta peşinden koştuğumuz beklentilerimizi simgeler o.
Oyunda bir de beşinci karakter var; kendisi şöminenin üzerinde asılı olan ve gerçeğinden daha büyük bu fotoğrafının dışında, oyunda asla görünmez. Bizi yıllar önce terk eden babamızdır bu kişi. Telefoncuydu, ama uzak diyarlara aşıktı, çalıştığı telefon firmasından ayrılıp, ışık delisi bu şehirden sıvışıp gitti...
Ondan aldığımız en son haber, Meksika’nın Pasifik kıyılarında Mazatlan’dan gönderilen adressiz bir kartpostaldı ve üzerinde sadece iki kelime yazılıydı, “Merhaba... Hoşça kalın!”
Sanırım oyunun geriye kalanı kolayca anlaşılabilir.

Yazan : Tennessee Williams (Çev.: Aytuğ İz at).
Kitap : Mitos-Boyut Yay., Sırça Hayvan Koleksiyonu, 2000.

 

< =text/> < src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/show_ads.js" =text/>
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

makbet

makbet resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey
ozel karakter ile sohbete katil
sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Ağu.2008 Sal 12:41:15sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

OYUNUN ADI:MACBETH

OYUNUN YAZARI:WİLLİAM SHEKESPESRE

ÇEVİREN:SABAHATTİN EYUBOĞLU

 

 

LADY MACBETH

Tam zafer günü geldi buldular beni.Bildiklerinin insan üstü bir bilgi olduğunu su götürmez tanıtlarla biliyorum.Onlara daha başka şeyler sormaya can atıyordum;ama birden havada eriyip yok oluverdiler.Ben daha şaşkın bakınıp dururkenkraldan haberciler geldi,beni Cawdor beyi diye selamladılar.Az öncede üç cadı beni bu ünvanla selamlamışlar,hemen arkasında da: Selam sana,yarının kralı! demişlerdi.Bunları sana hemen yazıyorum ki,sen ,benim benim şan ve şeref ortağım,sevinç payını eksik tatmayasın;yarın ne olacağımı bir an önce bilesin.Bütünbunları içinde sakla ve tanrıya emanet ol! Glamis beyi dediler oldun;Cawdor beyi dediler,oldun;öbür dediklerinide olursun... Ama tabiatına güvenim yok:fazla insan südü emmişsin,en kestirme yoldan gidecek yürek yok sende.Yükselmek istemesine istiyorsun;içinde hırs yok değil; taş gibi de bir yüreğin olmalı o yok sende.Can attığın şeyi namusunla suya sabuna dokunmadan elde etmek istiyorsun.Hem dalavere yapmayacaksın,hem de hakkın olmayan tahta oturacaksın! Sen kalk gel buraya,gel ki var gücümü söz edip akıtayım kulaklarından içeri.Korkusuz sözlerim seninle altın çelenk arasındaki engelleri kaldırsın ortadan;bir an önce giy başına Kaderin giydirmek istediği tacı.

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Krolello

Krolello resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  14.Ağu.2008 Per 03:41:20sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

:))

bak bu başlığa yorum yapmak zor iş. tiyatro kültürü%10 olan bi ülkedeyiz:D

birdemet tiyatroda olmasaydı anlamınıda bilen olmazdı sanırım:D

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

CaLlKusu

CaLlKusu resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Mar.2009 Cum 00:26:32sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Oyunun Adı: Müfettiş

Yazan: Nikolay V. Gogol

Çevirenler: Melih Cevdet Anday - Erol Güney

 

OSIP - Allah belasını versin.  Açlıktan geberiyorum.  Midem bomboş... karnım gur gur ötüp duruyor.  Ah bir eve dönsek!  Ne yapsam bilmem ki!  Piter den* çıkalı iki ay oluyor.  Çapkın, yolda elindekini, avucundakini yedi, bitirdi.  Şimdi de süt dökmüş kedi gibi düşünüyor.  Bol bol yol paramız vardı.  Ama kendisini nasıl gösterecek?  (Taklit ederek)  "Hey!  Osip, git, bir oda tut, en güzel odayı tut.  En iyi tarafından yemek ısmarla.  Ben, öyle olur olmaz yemekleri yemem.  Bana yemeğin en iyisi gerek."  Önemli bir adam olsa ne ise, küçük bir kayıt memuru!  Önüne gelenle dost olur, sonra da başlar kumar oynamaya.  İşte sonu böyle oluyor.  Off... bıktım bu yaşamdan.  Vallahi, köy daha rahattı.  Orada kent yaşamı yoktur ama üzüntüsü de azdır...  Bir kadın alırsın, ondan sonra ömrün boyunca keka, ye böreği, yat aşağı.  Elbet doğrusunu söylemek gerekirse, Piter de yaşamak çok güzel. Yalnız, iş parada... para olduktan sonra, günler daha ince, daha politikalı geçer.  Tilaturalar, dans eden köpekler, hepsi önünde... ne istersen var.  Herkes ince, nazik konuşur.  Daha nazik konuşanlar var, ama onlar soylular.  Bir pazara gidersin.  Satıcılar bağırır:  "Buyurun, bayım!"  Diyelim salda giderken bir memurun yanında bile oturursun.  Kibarlık görmek istiyorsan bir mağazaya git.  Orada emeklinin biri sana askerlikten açar.  Gökyüzündeki yıldızların neye yaradığını, ne olduklarını anlatır.  Onları sanki avucunun içi gibi öğrenirsin.  Bazen yaşlı bir subay karısı düşer... bazen de bir hizmetçi girer, ama bir içim su... öf... öf... öf!  (Güler, başını sallar.)  Hey canına yandığımın... ne muameledir o!  Hiç kaba bir sözcük işitilmez.  Herkes sana, siz der.  Yürümekten mi bıktın, atla bir arabaya, bey gibi kurul.  Parasını vermek istemiyorsan, onun da kolayı bulunur: Her evin iki kapısı vardır.  Birinden girer, ötekinden çıkarsın.  Şeytan bile bulamaz seni.  Yalnız, bu yaşamın kötü bir yanı var: Kimi zaman karnını güzelce doyurursun, kimi zaman da, işte bugünkü gibi açlıktan geberirsin.  Ama bütün suç onda.  Halimiz duman, başımız dertte yahu!  Babası para gönderiyor.  İnsan biraz tutumlu olur, değil mi?  Nerede... başlar hovardalığa.  Arabadan aşağı inmez, her gün tilatura için bilet al, bir hafta sonra ne görürsün?  Yeni frağını bitpazarına satmaya yolluyor!  Gömleğine varıncaya kadar sattığı oldu.  Üstünde bir ceketi, bir de kaputu kaldı.  Vallahi böyle.  Kumaşı da ne güzeldi ama!  İngiliz.  Bir frak 150 rubleye mal olur, ama bitpazarına götürdün mü, vere vere 20 ruble verirler.  Hele pantolon, yok pahasına gider.  Bu duruma düşmesinin nedeni de ne?  Aklı havada, ondan!  İşine gücüne gideceğine piyasaya çıkıyor, kumar oynuyor.  Ah, beyefendi bunu bir öğrenirse, vallahi, memurmuş, falanmış dinlemez, pantolonunu indirir, basar sopayı, bizimki de dört gün rahat oturamaz.  İnsan memursa, memurluğunu bilmeli.  İşte, şimdi de, otelci:  "Birikmiş borçlarınızı ödemezseniz, artık yemek vermem." dedi.  Peki, parayı veremezsek ne olacak?  (İç çeker.)  Ah Yarabbi, bir kaşık çorba olsa.  Vallahi bana öyle geliyor ki, şimdi bütün dünyayı yiyebilirim.  Kapıyı vuruyorlar...  O olmalı.  (Yataktan fırlar.)

 

 

 

 

Jan Dark
Bernard Shaw
Türkçesi :Sevgi Sanlı

Verin o yazıyı bana (Masaya koşup, kağıdı kaparak parça parça eder) Varın yakın ateşinizi. Fare gibi deliğe tıkılmam ben.Seslerim haklıymış. Sizin ahmak olduğunuzu söylemişlerdi. Bunların güzel sözlerine, merhametlerine güvenilmez demişlerdi. Hayatımı bağışlayacağınıza söz verdiniz. Yalanmış. Yaşamak nedir sizce? Donup taş kesilmemek mi sadece? Ne kuru ekmek bulunca gam, yerim, ne de duru su içmek derttir benim için.Ama gök kubbenin şavkından, o güzelim kırların çayırlarından, çimeninden yoksun bırakmak beni... Dağda bayırda askerlerle at koşturmamayım diye ayağıma pranga vurmak... Bana havasız , nemli karanlığı koklatmak... Sizin bu kötülüğünüz, sizin bu sersemliğiniz beni Tanrı dan bile soğuturken, gönlümü gene O nun sevgisiyle dolduracak her şeyi almak elimden, cehennem ateşinden de beterdir. Savaş atımdan vazgeçebilirim. Etekle dolaşmasam da olur. Sancaklar, borazanlar, askerler yanı başımdan geçip gitse de öbür kadınlar gibi geride bırakmayı nefsime yedirebilirim. Yeter ki rüzgârda ağaçların hışırtısını, güneşte öten çayır kuşunu, köyümün sağlıklı ayazında meleyen kuzuları işitebileyim. Akşam çanları bana melek seslerini getirsin gene. Bunlar olmadan yaşayamam ben. Bunları benden ya da başka bir kuldan almaya kalktığınız için siz, biliyorum şeytanın emrindesiniz. Oysa bana yol gösteren Tanrı dır. Tanrı nın hikmetine aklınız ermez sizin.Beni ateşlerden geçirip bağrına basacak odur. Çünkü öz evladıyım O nun. Benimle birlikte yaşamaya layık değilsiniz sizler. Şu güzelim dünyayı yaratan Tanrım. Senin ermişlerine dünya ne zaman kucak açmayı öğrenecek? Ne zaman ulu Tanrım, ne zaman... Son sözüm bu işte.

 

 

 

 

                             Yazar : Haldun Taner

              Oyun :Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım
                                         tirad

                       (Vicdani nin Final Konuşması)


Vicdani:

"Burası Bakırköy de bir hastane,

Ben 399 no lu hasta
Teşhis:Plak kompleksi
Marka: Sahibinin sesi
Bir iğne görmez miyim
Fırıl fırıl dönerim
Yolunuz buraya düşerse
Bana plak fırçası getirin
Kristal iğne getirin
Ben insanları çok severdim
Çok severim
Ne var ki sevdiğim kadar
Sevilmedim.
Çok saftım bir zamanlar
İnandım kandırıldım.
Vatanıma, karıma, vazifeme
Amirlerime dostlarıma
Köpek gibi sadıktım
Belki bundan ötürü
Köpek yerine sayıldım.
Yetmişime bir yaş kala
Teşhisimi koydular.
Tam uyanacaktım.
Bütün saçma şarkıyı
Bir baştan sona çizip
Kendi şarkıma başlayacaktım.
Müsaade etmediler.
Bana deli dediler.
Ben şimdi geceleri
Bütün şehir uyurken
Gözümü hiç kırpmıyorum
Tıpkı
Koza ören ipek böceği gibi
Mırıl mırıl
Yeni bir plak
Dolduruyorum
Sır
Sizinle benim aramda
Aman doktor duymasın
Bu seferki plağın adı
Sahibinin sesi değil:
Vicdani nin öz sesi
Bütün dünyaya karşı
Yüzyıllarca kandırılmış
Ezilmiş
Okkanın altına gitmiş
Küçük adamların uyanış marşı

Koro :Uyanış marşı

Vicdani :Çok sade melodisi

Yalın, güçlü, imanlı:
Ey benim kardeşlerim
İbret olsun hayatım
Açın ne olur gözünüzü,
Sakın siz de benim gibi
Safçasına
Plak olmayın
Gözlerimizi açalım
Gerekeni yapalım
Gözlerimizi açalım gerekeni yapalım.
Sakın plak olmayın
Sakın plak olmayın
Sakın plak olmayın."

 

 

Keşanlı Ali Destanı
Oyunun adı:Zilha
Yazarı:Haldun Taner


Ne diyordum efendicaÇızıma söyleyim.Beni bu eve evladı manviyatlık aldılar.Bir çocuÇu birde Şamamayı gezdiriyorum.İşim o kadar.Şamama evin köpeÇi.Burda medeniyet varmış be.Eskiden ayaklarımı aydan aya yıkardım .Hem de çorabımı çıkarmadan.Oldu olacak ikisi birden yıkansın diye.Şimdi her gün bano yapıyorum.Allahın günü yıkanan deri ne kadar yumuşak oluyormuş meÇer.Amonyak kokusuna öyle alışmışım ki,burada temiz hava ilkin ciÇerlerime dokandı.
(Gider masanın üstünden bir resim alıp gösterir)
Filiz in babası Bülent Bey,illetli fakir;karısı evden kaçmış.Adam da böyle sönmüş fenere dönmüş.İhya Bey doktorlara ne paralar yedirmiş,nafile...Melankoli diyorlar düşman başına.Bana bazen tuhaf tuhaf koyun gibi bakar.(taklidini yapar)Çok dokanıyor içime.Hani birinci perdede çişini bile unutan bunak profesör vardı ya,deli doktoruymuş meÇer o.Küçük beye şimdi o bakıyorç İki de bir evde benim kılık kıyafetime bile karışır.Yok saçını şöyle tara,yok gözünü böye boya Deli mi ne?
İhya Bey buba adam.TuttuÇu altın olsun,neme lazım.Beni kızı gibi sever.Sen bizim evin maskotusun kız diyor.UÇur getiriyormuşum diye arada bir makas alır.Olacak artık o kadar.Madam olgaya tenbihat geçmiş.Bana oturup kalkma konuşma öÇretsin diye.Kim bilir belkide iyi bir kısmet çıkarsa sevabına everecekler.Dünyada hayır sahabları daha ölmedi...
(kapı vurulur)
Madam galiba.Sen misin madamcıÇım,buyur...

 

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir