ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
19 Nisan 2024, Cuma 15:52   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Mühim Mevzular > Politika, Tarih
forum sohbet oyun basliklari
   18 MART UNUTMAYIN UNUTTURMAYIN
 <<1234 >>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

CaLlKusu

CaLlKusu resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2009 Per 18:37:39sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
BİR ANZAK ASKERİNİN ÇANAKKALE SAVAŞI SIRASINDA
AİLESİNE YAZDIĞI MEKTUP

10 AĞUSTOS 1915
GELİBOLU

Sevgili ve bir zamanlar mutlu ailem.
Gelibolu cehenneminden hepinize merhaba! Bu mektubu size yazmak niyetinde değildim. Aslında ben artık kimseyle konuşmak kimsenin, kimsenin yüzünü görmek istediğimden de emin değilim. Hem siz benim buraya cehennem dediğime bakamayın burası hakikaten güzel bir yer. Üzerleri toz toprakla örtülmeden önce zeytin ağaçlarının bolluğu, savaşa aldırmadan her yanda pıtır pıtır açan kırmızı gelinciklerin neşesi, akşamları yarımadayı kızıla boyayarak batan güneşin insanın içini acıtan güzelliği ve bir de Gelibolu bülbülleri. Gelibolu’da hâlâ un ufak olmadan kalan küçük bir ruh parçam mevcutsa bunu bülbüller sağlamıştır. Eğer o sırada bir Türk öldürmüyor ya da Türkler tarafından öldürülmüyorsak, Gelibolu’nun muhteşem gurubunu seyrediyoruz. Ege Denizi’nin içine gömülen güneşin biraz önce Pasifik Okyanusu’ dan yükselerek Yeni Zelanda’ da ki ertesi günü aydınlattığını bilmek insanın canını acıtıyor. Fakat bu acı hissi çok kısa sürüyor, sonra yeniden katılaşıyorum. Artık saatlerce hiçbir şey hissetmiyor ve duymuyorum. Bu arada sadece bakıyor, saklanıyor, ateş ediyor, süngü takıyor, düşman öldürüyor, bit ayıklıyor, yemek diye verdikleri kuru bisküvi, kraker, kuru et parçalarını kemiriyor, zaman olursa yatıyor, çok ender olarak da uyuyorum. Ben artık sadece bir Anzak askeriyim. Ne sevdiğim şarkılar, yemekler, kokular ne de sevdiğim insanlar... Ben artık bir sayıyım. Yaşayan bir sayı. Ölürsem o zaman da bir sayı olacağım. “Vatan uğruna kahramanca” ölmüş bir sayı. Kahramanca ve vatan uğruna! Kahramanlık mı? Hadi yaa. Kahramanlık zorla olmaz. Vatana gelince... Burası Türklerin vatanı ve bu savaş bizim savaşımız değil. Bizler İngilizlerin de söyledikleri gibi sadece “hevesli oğlan çocukları”yız. Asıl kahraman olan Türkler. “Johnny Türk” dediğimiz Türkler vatanlarını savunmak için bize karşı çok ağır şartlar altında direniyorlar ve kahramanca ölen asıl onlar.
Geçen hafta ölüleri gömmek için karşılıklı ateş kes ilan edildiğinde ilk defa Türkleri yakından ve canlıyken gördük. Türkler bize anlatılan canavarlara benzemiyordu.Onlar da gözlerinde endişe ve keder olan genç insanlardı.Onlarında arkalarında bekleyen üzüntülü aileleri, yaşlı anne-babaları, karıları belki de sevgileri vardı. Onlar da yaralanınca acı çekiyor, onlar da gencecik hayallerini bırakıp ölüyorlar. Türkler de insandı.
Bana sigara ikram eden iki Türk’e ben de konserve et verdim, ama kabul etmediler. Bu sığır etidir dediysem de inanmadılar. Aslında anlamadılar. O zaman ellerimle kafama boynuz yapıp öküz gibi böğürdüm. Güldüler. Ben de güldüm. Orada savaş meydanında etrafımız askerlerin cesetleriyle doluydu, biz düşmandık ve birbirimize gülüyorduk. Bana sigara ikram eden Türklerden bir “sen no İngiliz” diye şaşırarak sordu. “Ben İngiliz değilim” dedim. Sonra elini uzattı “ben TÜRK” dedi. Bana uzatılan eli tuttum. Orada, Gelibolu’nun en kanlı savaşlarının yapıldığı o tepede, el sıkıştık. Ben artık bu adamla nasıl düşman olabilirdim? Ben bu adamla neden düşman olmuştum ki? Düşmanım o anda artık arkadaş Türk olmuştu.
Ben bu savaşta ölmeyi reddediyorum.
Bu benim savaşım değil.
Fakat yaşamak için de hiç isteğim kalmadı.
Tanrım günahlarımı affet.
Hepinizi çok seviyorum.


Ebediyen sizin oğlunuz.
Alistair John TAYLOR
GELİBOLU 1915

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

CaLlKusu

CaLlKusu resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2009 Per 18:41:57sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

SEYİT ALİ ONBAŞI (SEYİT ALİ ÇABUK)

 

Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi.

Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912 de Balkan Savaşları na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi nde görev aldı. Çanakkale Savaşları nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı.
18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı.
Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti.

1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.

 

 

SEYİT ALİ ONBAŞI VE ÇANAKKALE SAVAŞI

 

Çanakkale önlerinde tarihte ender görülen bir muharebe cereyan etmekteydi. Bir yanda dünyanin en gelismis askeri vasitalarina sahip ve sayica çok kalabalik Bati ülkeleri, diger tarafta vatanlarini müdafaa için cepheye kosup; düsmanin topuna, tüfegine iman dolu gögsünü siper eden Mehmedcik...

Anadolunun cihangir ruhlu yigitleri, sanli fakat talihsiz devletlerinin elde kalan kismini müdafaa için cansiperane vurusmakta. Düsman zirhlilarinin yagdirdigi güllelere, yaylim atese karsilik vermekte, düsmana adim attirmamaktadir.

Her hususu gözönünde bulundurduklarini zanneden ve hesaplarina göre en geç üç günde Çanakkale yi asacaklarini hesap eden düsmanlar yanildiklarini aci bir sekilde görecek ve zelil bir halde kaçacaklardir Çanakkale önlerinden. Onlar kaçarken, geride Mehmetçiklerin kanlari, canlan pahasina kazanip evlatlarina ithaf ettikleri sanli bir hatira kalacaktir.

Çanakkale harbinde tarihlere sanla geçen kahramanlik tablolari çizilmistir. Iste böyle tablolan çizenlerden birisi de Koca Seyyit tir.

1889 da Balikesir e bagli Havran ilçesinin Çamlik köyünde dünyaya gelen Seyit, çocuklugundan itibaren gürbüz yapisi ve pehlivanligiyla dikkatleri çekmistir. Bu vasfindan dolayidir ki asker ocaginda kendisine pehlivanligina izafeten "Koca" lakabi verilmis ve "Koca Seyyid" diye taninmistir.

1909 da vatani vazifesine yapmak üzere askere giden Koca Seyit üç senelik asker iken 1912 de Balkan harbi patlak vermis, Seyit de birligiyle birlikte savasa katilmistir. 1913 te Balkan savasinin sona ermis olmasina ragmen Seyit terhis edilmemistir.

1914 te Birinci dünya savasi patlak verince Seyit de Çanakkale de topçu eri olarak vazife almisti.

Çanakkale Bogazi nin Rumeli yakasinda, Kilitbahir denilen mevkide 28 lik Mecidiye bataryasinda Seyit le birlikte kirk kisi vazifeliydi.

17 Mart 1915 te Çanakkale deki bütün birliklerde yogun bir faaliyet görülmekteydi. Ertesi gün, düsmanin büyük bir hücuma geçecegi haber alinmisti.

Seyit Onbasinin bataryasinda da hazirliklar tamamlanmis ve düsmanin taarruzu beklenmeye baslanmisti.

18 Mart 1918 de ilk önce Fransiz daha sonra Ingiliz zirhlilari Çanakkale bogazinda görülmüslerdi. Kiyilan yogun top atesine tutan düsman zirhlilari ayni siddette karsi atesle karsilasinca duraklamislar, fakat ateslerini kesmemislerdi.

Anadolu ve Rumeli kiyilarindan ates ve dumanlar göklere yükselmekteydi, düsman atesi araliksiz devam ediyordu.

Ingilizlerin en büyük savas gemilerinden Queen Elizabeth ve Ocean zirhlilari Koca Seyit in bataryasinin bulundugu Kilitbahir önlerine gelmis, kiyiyi top atesine tutmustu.

Ates çemberi genisleye genisleye Koca Seyit in bataryasina ulasmisti. Bataryanin sagina soluna mermiler pespese düsmeye baslamisti. Durumun kritik olusunu gören batarya komutani "siginaga!" emrini vermisti. Fakat batarya erleri siginaga ulasmadan müthis bir gürültü kopmus, sanki yer yerinden oynamisti. Koca Seyit de o gürültüden sonrasini hatirlamiyordu. Düsman gemilerinden atilan bir mermi cephanelige isabet etmis, cephanelik havaya uçmustu.

Bataryadaki erlerden on dördü sehit olmus, yirmi dördü ise yaralanmisti. Sadece Seyit ile Ali isimli arkadasi yara almadan kurtulmuslardi.

Saglik erlerinin müdahelesiyle kendine gelen Seyit gözlerini açinca etrafta sehit olan arkadaslarinin cesetlerim görmüs ve arkadaslarindan durumu ögrenmisti. Bataryada ikisinden baska kimse kalmamisti.

Bataryanin toplarindan ikisi topraga gömülmüs ve kullanilmaz hale gelmisti. Sadece bir tanesi kullanilabilir haldeydi. Onun da vinci kirilmisti.

Koca Seyit, bir denizde hâlâ ates püsküren düsman zirhlisina bir yerde yatan sehitlere bir de topa bakmis ve büyük bir hirsla her biri 215 okka (276 kilo) agirligindaki mermilere yönelmisti. Arkadasi Nigdeli Ali sasirmisti, Koca Seyit ne yapmak istiyordu. Seyit, saskin saskin kendisine bakan arkadasina "yardim et de mermiyi yükleneyim" demis, ardindan da "Ya Allah" diyerek koca mermiyi kavramis ve Ali nin yardimiyla sirtlamisti. 276 kiloluk yüküyle 28 lik topun alti basamagini çikan Koca Seyit mermiyi topun agzina yerlestirmeyi basarmisti. Imanin hem nur hem de kuvvet oldugunu göstermisti Koca Seyyit. Bu hakikati bütün dünyaya ilan edecekti. Simdi bütün dikkatini vermis önünde canavar gibi duran Ocean in üzerine çevirmisti topun namlusunu. Hedefi iyice tesbit edip nisaninin dogru olduguna kanaat getirdikten sonra "Ya Allah, bismillah!" diyerek topu ateslemisti. Topun gürlemesiyle birlikte karsidaki düsman gemisinden yogun siyah bir duman yükselmisti. Aninda yalpalamaya baslamisti. Koca gemi isabet almisti. Gemi personelinin sesleri kiyidan duyuluyordu. Vurmustu Koca Seyit, koca kefere gemisini. Ve magrur düsmanin koca gemisi batacakti.

Düsmanlar Mecidiye bataryasinin safdisi edildigini zannetmekteydiler. Kilitbahir cephesindeki komutanlar da ayni kanaate varmislardi. Fakat Mecidiye bataryasindan ateslenen bir top düsman gemisini batirmisti iste.

Batarya komutani Hilmi Bey derhal Mecidiye bataryasina kosmus ve topu Seyitle arkadasinin atesledigini ögrenmisti. Hemen oracikta onbasi rütbesini takmisti Seyit e. Komutanlar takdirlerini bildirmekteydi.Batarya Komutani Hilmi Bey ne istersin Seyyid dediginde Kumandanim tayinim az geliyor iki tayin isterim demis, fakat ikinci yemekte arkadaslarim bir tayin alirken ben iki tayin alamam diye hakkindan feragat etmistir.

"Nasil yaptin?" sualine ise su cevabi veriyordu. "Cenb-i Hakkin yardimiyla."

Koca Seyit in Ocean i batinsi bir anda her tarafa yayilmisti. Mehmedcik taze moralle düsmani siddetli top atesine tutmustu. Gün batimina kadar devam eden siddetli savasta düsman perisan edilmisti. Düsman Çanakkale yi geçememisti. Geçemiyecekti de...

Çanakkale kahramanlarindan Koca Seyit 1918 de terhis edilmisti. Köyüne dönen Seyit geçimini temin için çalismaya baslamisti. Fakat hain gözler cennet vatanin üzerinde olunca rahatlik yoktu.

Düsmanlarin hücumlari bitmiyordu. Daha düne kadar Osmanli devletine bagli olan "usak tabiatli" Yunanlilar 15 Mayis 1919 da Izmir i, 28 Mayis 1919 da da Ayvalik ve Edremit i isgal etmisti. Vatan istila altindaydi, Çanakkale nin sanli gazisi Seyit onbasi durabilir miydi? Durmadi ve isgal haberini alir almaz cepheye kostu.

Karis karis vatanini müdafaa eden yediden yetmise Anadolu insaniyla omuz omuza verip vurusuyordu. Koca Seyit, Ordunun 26 Agustos 1922 de baslattigi büyük taarruza da istirak etmis ve 28 Agustos ta cereyan eden muharebede iki yerinden yaralanmisti. Büyük zaferin kazanildigini hastanede yatarken ögrenmisti Koca Seyyit. Dünyalar kendisinin olmustu. Artik asirlardir oldugu gibi sanli bayragi semalarda hür olarak dalgalanacak, Ezan-i Muhammedi vatan semalarindan eksik olmayacakti.

Savasin kazanilmasindan sonra mütevazi hayatini devam ettirmisti. Koca Seyyid, fakirdi, çoluk çocugunun geçimini saglamak için binbir mesakkatle dagdan odun getiriyor, odun kömürü yapip satiyordu.
Koca gazinin madalyasi bile yoktu. O da "müracaat et sana madalya versinler, maas baglasinlar" diyenlere, "Biz madalya için, maas için dövüsmedik. Ya sehid olacagiz ya gazi dedik. Ücretini Cenab-i Allah tan bekledik ve Rabbim bize gazilik rütbesini nasib etti" demistir.

Dagdan sirtinda odun tasirken yagmurlu ve soguk havalarda üsütmüs sonunda zatürre hastaligina yakalanmisti.Hastaligi sirasinda da malesef hiçbir yardim görememisti.1939 yilinin Aralik ayinda vefat eden Koca Seyit geride maddî hiç bir servet birakmamisti. Madde bakimindan belki dünyanin en fakir insaniydi, fakat, sanli tarihe malolan sanli hatiralar birakmisti.

Koca Seyyid ve arkadaslarini bu vesileyle birkez daha rahmet ve minnetle yad ediyoruz....

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

AndParanoiacLives

AndParanoiacLives resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Ağu.2014 Sal 07:32:03sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
CC sohbet icin buraya
 <<1234 >>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir