Benimde eski oyunlar aklıma geldi eski futbol kurallarını görünce..
AÇKAPIYI BEZİRGANBAŞI: En az on kişi ile oynanan bir oyundur. Oyuncular aralarından iki seçerler. Bunlardan
Biri ‘altın saat ‘diğeri ‘altın bilezik` adını alır. Sonra ikisi yüz yüze dururlar, el ele tutuşup ellerini havaya kaldırırlar. Tek sıra halinde dizilmiş olan diğer çocuklar:
Aç kapıyı bezirgân başı
Bezirgân başı...
Kapı hakkın ne verirsin?
Arkamdaki yadigâr olsun
Yadigâr olsun
Tekerlemesini söyleyerek bunların arasından geçerler. Dizinin son çocuğu yakalanır, kulağına “ Altın saat mi istersin; altın bilezik mi?” diye sorulur. Verilen yanıta göre çocuk soruyu soranlardan birinin arkasına geçer. Bu işlem tüm çocukların iki gruba ayrılmasına dek sürer. Sonra her iki grup çocukları birbirlerini bellerinden sıkıca tutarlar. Orta yere çizilen bir çizginin iki tarafında yer alan gruplar birbirlerini çekerek güç gösterisine girerler. Çizgiyi geçen grup oyunu kaybeder, yenik düşer. Oyun bu şekilde çocuklar bıkıncaya kadar sürer.
KÖREBE: Ebenin gözleri bağlanır bu halde diğer oyuncuları yakalamaya çalışır.yakaladığı oyuncu ebe olur ve oyun tekrarlanır. bu oyun kağıt üzerinde oynanır -tombiş-oyununa benzer.-s-o-s- harfleri yan yana ,art arda getiren sos yapmış olur ve en çok sos yapan oyunu kazanır.
MENDİL KAPMACA: 2 grup oluşturulur.sıra ile gruplar girer ortada bir kişi bu bulunur ve eli yukarıda mendil tutar.ilk oyuncular koşmaya başlar mendili ilk alıp tekrar eski yerine dönen oyunu kazanır.bu diğer oyuncularda da gerçekleştirilir.ama mendili kapanı diğer grubunun oyuncusundan birisi vurursa galibiyet karşı tarafa geçer
YAĞ SATARIM: Karma olarak oynanır. Yere bir daire çizilir. Oynayacak kişiler bu daire etrafında toplanırlar. Bir kişi ebe seçilir. Ebe “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” diye mani söyleyerek daire etrafındaki çömelen oyunculardan herhangi birinin arkasına elindeki mendili bırakır. Arkasına mendil bırakılan kişi mendili görürse alıp ebeyi kovalamaya başlar. Ebe yakalanmamak için onun kalktığı yere doğru koşarak çömelir.
TİLKİ TİLKİ SAATİN KAÇ?: Bir çok kişiyle oynanır.Kişilerden biri ebe olarak seçilir ve ebeyle oyuncular arasına bir mesafe konur. Oyuncular "TİLKİ TİLKİ SAATIN KAÇ" derler.Tilki söylediği sayıya göre adım atar.Eğer tilki kazan dibi derse oyuncu başlangıç noktasına geçer. Adımları sırasında ebenin yanına en çabuk kim ulaşırsa o ebe olur ve oyun yeniden başlar.
İSTOP: Bu oyun topla oynanır.bir kişi topu havaya atarak bir isim söyler.ismi söylenen kişi topu yere değdirmeden tutarsa tekrar isim söyler.yere değerse topu kapana kadar diğer oyuncular kaçar.ebe topu tuttuğu zaman -istop- der ve oyuncular adım atamaz.ebe renk söyler ve kovalamaya başlar oyuncularda rengi arar rengi tutan vurulmaz vurulan ebe olur oyun dışı kalır.oyun tekrarlanır ve sona kalan çürük elma seçilir.
KÖŞE KAPMACA: Altı kişi ile oynanır. Oyunda amaç köşeleri kapmaktır. Bir tane ebe vardır. Oyuncular köşeleri kapmaya çalışırken ebe köşeleri kapmaya çalışır. Dışta kalan ebe olur.
MİSKET: Bu oyun erkekler arasında oynanır. Yere açılan küçük bir çukura belli bir mesafeden atılır. Çukurun içine konan oynama önceliğine sahip olur. Çukurun içine konulmamış ise en yakınına konan oyuna başlar. Misketi başparmağı ile işaret parmağı arasına kıstırarak rakibinin misketini vurmaya çalışır. Her vuruş sayı kazandırır.
BEŞTAŞ: İki kişi ile oynanan bir oyundur. Oyunun malzemesi beş adet misket büyüklüğünde yuvarlak taştır. Oyuna başlayan oyuncu beş taşı avucunun içine alıp salladıktan sonra yere bırakır. İçlerinden bir tanesini eline aldıktan sonra havaya fırlatır, aynı anda yerdeki taşların birini avuç ile alıp ve eliyle yukarıya fırlattığı taşı tutar. Önce tüm taşları birer birer; ikinci turda ikişer ikişer; daha sonra üçünü bir, diğerini tek olarak alır. Sonunda da yerdeki dört taşın hepsini bir defada alır. Sonra bir elinin baş ve orta parmaklarını yere koyarak bir köprü yapar, diğer eliyle taşları yere fırlatır. İçlerinden birini eline alır ve onu yine havaya atarken yerdeki taşları iki ya da üç hamlede eliyle kurduğu köprünün altından geçirir. Hepsini geçirdiğinde oyunu kazanır. Bunları yaparken havaya fırlattığı taşı düşürürse, ya da yerdeki taşları alırken diğerlerine temas ederse oyun sırası diğer oyuncuya geçer.
DOKUZTAŞ: Oyun için dokuz küçük taş bulunur. Bu taşların azami derecede düz olmasına özen gösterilir. Bir de bu taşları düşürmeye yarayacak küçük lastik top gerekir. Oyuna başlamadan önce grup ikiye ayrılır. Sonra da hangi grubun daha önce başlayacağına dair bir yassı taşın bir yüzüne tükürülür ve “ yaş – kuru “ atılır. Yaş kuruyu kazanan grup taşların bulunduğu noktadan 15–20 metre uzağında çizilen bir çizginin dışına geçerler. Taşları koruyacak olan grup dokuztaşı düz bir taşın üzerinde üst üste dizerler. Yaş kuruyu kazanan grup sırası ile topu dizili taşlara atarak onları yıkmaya çalışır. Atışlarda taşlar yıkıldığında ebe grup uzaklaşan topu almaya gittiğinde topu atan grup taşları tekrar üst üste dizmeye çalışır. Bu arada ebe grup topu yakalayıp da rakip oyuncuları oyun sathı içinde vurmayı başarırsa vurulan oyuncu oyun dışında kalır. Top diğer oyuncular tarafından atılıp yıkılmaya ve akabinde vurulmadan yine dizilmeye çalışılır. Eğer bunu başarırsa vurulup oyun dışı kalan bütün oyuncularını kurtarmış ve oyuna tekrar katmış olur. Bu işi hiçbir oyuncu başaramadığı takdirde oyunu kaybederler ve ebe olan grup onların yerini alarak oyuna başlarlar.
ÇELİK ÇOMAK: En çok oynanan oyunların başında gelmektedir. Karma olarak oynanır. Bir değnek ile çelik denen yaklaşık 20–25 cm. uzunluğunda ki parmak kalınlığında ki ağaç parçası oyunun malzemesidir. En az iki kişi ile oynanır, takım halinde de oynanabilir. Düzgün bir yere değneğin ucunun rahatça girebileceği genişlikte ve derinlikte bir yarık açılır. Bu yarığın üzerine çelik yerleştirilir. Oyuna başlayan oyuncu değneğinin ucunu, çeliğin altındaki yarığa sokarak tüm gücü ile rakibinin yakalayamayacağı kadar uzağa fırlatır ve değneğini çeliğin pozisyonundaki gibi çukurun üzerine koyar. Bu sırada diğer oyuncu yaklaşık 15–20 metre karşısında yerini alır, çeliği yakalamaya çalışır. Çeliğe elindeki değnekle vurursa ya da yakalarsa oyun sırası kendisine geçer. Vurmaz ise çeliğin düştüğü yerden alıp, çeliğin fırlatıldığı çukurun üstüne rakibinin koyduğu değneğe doğru atarak ona temas ettirmeye çalışır. Eğer değneğe vurursa atış sırası yine kendine geçer. Vuramaz ise atışı yapan oyuncu değneğini alarak yerdeki çeliği sadece değneğin yardımı ile havalandırarak havada iken değnekle vurarak, uzağa atmaya çalışır, çünkü ne kadar uzağa atarsa o kadar çok sayı kazanacaktır. Aynı şekilde toplam üç kez vurur. Eğer rakip oyuncu çeliğin son ulaştığı yer ile fırlatıldığı çukur arasındaki mesafeye üç kez atlayarak ulaşabilir ise oyun sırası kendine geçer. Üç kez atlama sonucunda ulaşamayacaksa, diğer oyuncu çeliğin düştüğü yerden alarak adımlarını saymaya başlar, atış yapılan yere kadar sayar. Oyuncular hangi sayı üzerinde anlaşmışlar ise o sayıya ilk ulaşan kazanır.
UZUN EŞEK: Genellikle bu da bir hakem ile dörder kişilik iki takım arasında oynanır. Hakem olan kişi bir duvara ya da dayanabilecek bir yere sırtını verir bacağını açar. Oyuncunun biri kafasını hakemin bacaklarının arasına koyar ve belini düz bir şekilde tutar. Takımın diğer oyuncuları da onun arkasına aynı biçimde dizilirler. Diğer takımın oyuncuları sırası ile bunların sırtlarına atlarlar. Dört oyuncu da atladıktan sonra da takımın ebesi eliyle bir sayı gösterir: “Eşeğim kaç yaşında ?” ya da “Çıtı mıtı kaç? “ diye sorarlar. Sayı ondan fazla olamaz. Altta yatan takımın ebesi bu sayıyı tahmin etmeye çalışır. Eğer doğru tahmin edemez ise diğer takım yine atlayış yapar. Tahmini doğru yaparlar ise, yani sayıyı bilirler ise, atlama yapan oyunculardan biri yere düşerse ya da ayağı yere değerse, takımlar yer değiştirir. Atlayış yapma sırası diğer takıma geçer.
KUTU KUTU PENSE: Oyuncular el ele tutuşur ve bir çember oluştururlar.Dönmeye başlanır ve dönerkende
(KUTU KUTU PENSE ELMAMI YENSE
ARKADAŞIM -------------ARKASINA DÖNSE.) İsmi söylenen oyuncu arkasını döner ve oyun devam eder. Tüm oyuncuların ismi söylenir.
ORTADA SIÇAN: Bu oyun grup oyunudur.gruplardan biri içerdeki oyuncular vururken,içerdeki oyuncularda topa deymemeye çalışırlar.topu yere deymeden havada tutan içerdeki oyuncu can kapmış olur ve vurulsa bile çıkmaz veya içeriye gruplarından birini sokabilir.içerde son kişi kalıncaya kadar devam eder.oyuncu 6 kez atılan topta vurulmazsa altıları yağlamış olur ve tekrar onlar oynar.vurulursa öteki grup içeri girer.
EL ÜSTÜNDE KİMİN ELİ: Bir kişi kura ile ebe seçilir dizleri ve elleri üzerine çöker.diğer arkadaşları da ellerini sırayla üst üste koyarlar en üstte kimin eli olduğu ebeye sorulur eğer bilirse eli en üstte olan ebe olur bilemezse[iğnemi iplik mi davul mu zurna mı diye sorulur]iğneyi ve ipliği seçerse parmaklar sırtına batırılır.davulu seçerse sırtına vurulur,zurnayı seçerse kulağında bağırılır.
SAKLAMBAÇ: Bir kişi ebe olur.diğerleri, ebe gözlerini yumduğunda onun göremeyeceği yerlere saklanır.bu arada ebe elliye kadar sayar sayım bittiğinde –önüm arkam sağım solum söbe -der ve gözlerini açar yerinden uzaklaşıp diğerlerini bulmaya çalışır.diğerleri görünmeden ebe yerini sobelemeye çalışırlar ebenin sobeledikleri arasından ebe seçilir yakalayamazsa ebeliğine devam eder.
BİRDİR BİR: En az üç kişi ile oynanır.bir kişi çömelir diğerleri onun üstünden atlar atlarken çömelene değen yanar bu defa o çömelir.şu şekilde de oynanır:sırasıyla herkes birbirinin üstünden atlar
İP ATLAMA: İki kişi ipi tutar kaç kişi varsa onlar sırayla atlar.oyun sırasında çoğunlukla tekerlemeler söylenir.genellikle kızlar arasında oynanan bir oyundur.
Laleli belkıs içeriye gir kız
İpten tut kız dışarıya çık kız
Denizde dalga hoş geldin abla
Eteğini topla rahat otur abla
Etek bluz ingiliz turist
Camide hoca ablama koca
DEVE CÜCE: Bu oyun genellikle ilkokul çağındaki çocuklarla sınıfta öğretmen eşliğinde oynanır.-deve-dendiğinde çocuklar ayağa kalkar-cüce-dendiğinde oturur karıştıran oyun dışı kalır.
YAKANTOP: Yakantop oyunu sayıları eşit iki grup ile oynanır (en az dört kişi iki kişi bir gruba iki kişi de bir gruba). Sonra ikiye bölünen bir uzunluğu kapsayan iki çizgi çizilir bu çizgiler eşit aralıkta olmak üzere ortadan bir çizgi ile ayrılır. Oyun sahası çizildi... Sıra oynamakta. İlk önce yazı tura atılarak topun hangi gruptan başlayacağı seçilir. Sonra herkes istediği sahaya geçer (tabi herkes kendi grubunun sahasına geçer). Her grubun bir kalecisi olur. Kaleciler orta çizginin ayırdığı iki çizgiden birine geçer ama grubunu vurmamak için grubunun olmadığı tarafa geçer. Bu oyunda en önemlisi kimse can veremez vurulan kaleye geçer topu havadan kapan can tutmuş olmaz yere değdikten sonra top size değerse vurulmuş sayılmazsınız vuruldunuzda herhangi bir kişi yere değmeden o topu kaparsa vurulmuş olmazsınız ve kaleciniz topu size yollarken topu tuttuktan sonra yere düşürmüş veya bir yerinize değip topun yere düşmesi sizin oyundan çıkmanızı sağlamaz çünkü kendi kaleciniz.
SEKSEK: Yere 1’den 8’e veya 9`a kadar kutucuklar çizilir.
Kutuları betonun üzerine çizmek için tebeşir kullanabilirsin. Ama önce seksek çizeceğin yere çizim yapmanın sakıncası olmadığından emin olmalısın. En bilindik seksek şeklini resimde de görebilirsin.
Seksek tek başına oynanabildiği gibi istediğin kadar arkadaşınla da oynayabilirsin. Kaç kişi oynayacaksa, oyuncular ilk olarak oynayacakları sırayı belirlerler. İlk oyuncu taşı 1 kutusuna atarak oyuna başlar. Eğer oyuncu taşı yanlış bir sayıya veya dışarıya atarsa sırasını kaybeder.
Sırasıyla tüm sayıların üzerine taş atılır, ve tek ayak üzerinde zıplayarak önce son sayıya kadar gidilir. Son sayıya gelindiğinde zıplayarak geriye dönülür.
Daha sonra da ilk sayıya kadar yine tek ayak üzerinde zıplayarak en başa dönülür. Dönüş sırasında oyuncular attıkları taşı kutuların üzerinden eğilip almak zorundadır. Yan yana olan kutulara gelindiğinde oyuncu her iki ayağıyla da yere basabilir. Oyuncular tek ayak üzerinde zıplarken kutuları ayıran çizgilere basamazlar.
Eğer çizgilere basarlarsa sıralarını kaybederler.
1’den 8’e kadar tüm taşların turunu ilk önce tamamlayan oyunu kazanır.
ORTADA KUYU: Bir yuvarlak çizilir 9 tane taş üstüste konur. Taşların başında 1 ebe vardır bir kişi topla taşları devirmeye çalışır. Taşları devirmeye çalışırken ebe " ortada kuyu var yandan geç" diye tekerleme söyler. Taşlar devrilmezse topu atan ebe olur eğer devrilirse taşların başındaki ebe topu tutup oyundaki kişilerden birini vurmaya çalışır birini ebe yapmak için eğer vuramazsa kendisi yine ebe olur.
SICAK-SOĞUK: "sıcak soğuk oyunu", küçük çocukların sevdiği bir oyundur. Ebe seçiminden sonra cisim bir yere saklanır. Ebe cisime yaklaşırsa, çocuklar hep bir ağızdan "sıcak", uzaklaşırsa da "soğuk" derler. Bu oyun, cisimin yerini belirtmek için el çırparak da oynanır. Ebe saklanan cisime yaklaştıkça el çırpma kuvvetlenir, uzaklaştıkça yavaşlar.
"Cicoz" da denen “sıcak soğuk oyunun yüzük uzun bir sicime geçirilir ve sicimin iki ucu birbirine bağlanır. Oyuncular bir halka oluşturarak otururlar, bir elleriyle ipi tutarken öbürüyle cismi ebeye göstermeden birbirlerine geçirirler. cisim elden ele geçerken, "Al cicozu, ver cicozu, geldi cicoz, gitti cicoz. Haniya cicoz, işte cicoz. Kimde cicoz, bende cicoz" diye bir türkü tuttururlar. Ortada duran ebe cismin kimin avucunda olduğunu tahmin etmeye çalışır; şüphelendiği oyuncuya elini açtırır. cismi bulursa ebeler değişir. Bulamazsa oyun sürer.
“Bom Oyunu"nda, gene 8-10 ya da daha çok sayıda kişi oturarak bir halka oluşturur. Oyunculardan biri "Bir"den itibaren sırayla saymaya başlar. Sayarken oyuncunun, beş, on, on beş gibi beşin katlarının yerine "Bom" demesi gerekir. "Bom" demeyi unutarak sayı söyleyen oyuncu oyundan çıkar. Hiç yanlış yapmayarak sona kalan kişi oyunu kazanır. Oyunu biraz zorlaştırmak için üçün ya da yedinin katları da “Bom” olabilir.
"Estepeta" denen oyunda da önce bir ebe seçilir. Ebe çocukların dalgın bir anını kollar ve "Estepeta!" diye bağırır. Ebeyi duyan çocuklar, oldukları yerde kalmak zorundadırlar. Ne kımıldayabilir, ne de konuşabilirler. Bu durum ebenin "Boz!" demesine kadar sürer. Ebe "Boz" demeden kımıldayan ya da konuşan olursa, bu kez o ebe olur. Bazı yörelerde bu oyuna "Tıp" denir.
İSİM, ŞEHİR: Önce bir tablo çizersin bu tabloya İsim,şehir,hayvan,bitki,eşya,artist ve sonuna not yazarsın bir kişi içinden alfebeyi sayar yanındaki kişi ona dur değince sayan kişi durur kaldığı harfi söyler bununla ilgili İsim, şehir bitki hayvan eşya artist bulunur eğer doğru bulduysan sana 10 puan gelir. .eğer karşındaki bir soruyu boş bırakırsa ya da yanlış yazarsa,sen yazarsan onun da 10 puanı sana geçer ve toplam 20 puanın olur.sen boş bırakırsan senin 10 puanın ona geçer.Fakat ikiniz de aynı şeyi yaparsanız yani mesela isim yerine ikinizde a harfinden ayşe yazarsanız ikiniz de 5 puan alırsınız.
KULAKDAN KULAĞA: Büyüklerimiz, “Sağır duymaz yakıştırır.” diye bir atasözü söyler. Bu oyun da böyle bir oyundur. Duymayanın yakıştırdığı bir oyun. Kulaktan kulağa oyunu grup halinde oynayabileceğimiz bir oyun. Hatta ne kadar kalabalık olursak o kadar eğlenceli olur. Oyuncular hilal biçiminde dizilir. İlk oyuncu ikinci oyuncunun kulağına, diğer oyuncuların duyamayacağı şekilde bir kelime fısıldar. O da bunu yanındakine fısıldar. Son oyuncu duyduğu kelimeyi yüksek sesle söyler. Tabii çoğunlukla ilk kelimeden farklı bir kelime ortaya çıkar. Ortaya farklı bir kelime çıkmışsa, hangi oyuncunun iyi duyamadığı belirlenir ve o oyuncu ceza olarak grubun sonuna geçer. Oyunu daha zor, daha eğlenceli hale getirmek için bir cümle de kullanılabilir.
|