Tüm Marmara Bölgesi’ni etkileyen ve Ankara ile İzmir gibi uzak bölgelerde de hissedilen, sadece 45 saniye sürüp geçen yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olarak kabul edilen Gölcük merkezli 17 Ağustos 1999 Depremi’nde hayatlarını kaybedenler, felaketin 13’üncü yıldönümünde anılıyor.
Gölcük’te düzenlenen panel ve açılacak sergilerin ardından, her sene olduğu gibi depremin meydana geldiği an olan 17 ağustos saat 03.02’de protokol ve Gölcüklüler Deprem Anıtı’nda saygı duruşunda bulunarak denize çelenk bıraktı.
13 YILDIR ACILAR UNUTULMADI, İZLERİ SİLİNMEDİ
Her yıl yapılan açıklamalarda, "Depremin izlerini sildik" denilmesine rağmen, Kocaeli Valiliği’nin yeniden yaptırdığı tesbitlerde il genelinde halen orta hasarlı olup onarılmayan, bazı çevrelerin de "beton tabutlar" olarak adlandırdığı 3 bin 756 binada toplam 9 bin 971 bağımsız daire ve işyeri olduğu ortaya çıktı. Kocaeli Valiliği’nin tesbitlerinde, yıkım kararı alınan ve 4 bin 200’ünde kiracıların oturduğu belirlenen bu dairelerin boşaltılması için tebligatların gönderilmeye başlanması, depremin izlerinin hala silinemediğini ortaya koydu.
Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve 17 Ağustos 1999 günü saat 03.02’de meydana gelen, Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğünde olan deprem, Kocaeli’nin yanı sıra Sakarya, Yalova, İstanbul, Düzce illeri olmak üzere tüm Marmara bölgesini etkilemişti.
17 BİN 480 KİŞİ ÖLDÜ
Resmi kayıtlara göre Kocaeli’nde 9 bin 477, Sakarya’da 3 bin 891, Yalova’da 2 bin 504, İstanbul’da 981, Bolu’da 270, Bursa’da 268, Eskişehir’de 86 ve Zonguldak il sınırı içinde de 3 kişi olmak üzere toplam 17 bin 480 kişinin can verdiği büyük felakette yüz binin üzerinde insan da evsiz kalmış, yaklaşık 24 bin kişi yaralanırken, birçok kişi de sakat kalmıştı.
Sadece Kocaeli bölgesinde 17 bin civarında bina depremin ilk dalgasında çökerken, 91 bin konut orta hasar, 102 bin 822 konut az hasar gördü. 14 bin 133 işyeri hasar gördü. Depremin ardından bölgede yaklaşık 45 bin prefabrik konut yaptırıldı. 150 binin üzerinde vatandaş kalıcı konutlar yapılana kadar prefabrik ve çadırlarda barındı.
Bu büyük felaketin ardından yasal sorumluluk kargaşası da yaşanırken, binaların fenni sorumluları ile müteahhitlerin yasal sorumlulukları yıllarca tartışıldı. Açılan davalar sonuçlanmadı ve 7.5 yıllık yasal süre 2008 yılının Şubat ayında dolunca yüzlerce dava zamanaşımından düştü. Kocaeli’nde açılan 900 davadan sadece 60’ı mahkumiyetle sonuçlandı. Bunların büyük bölümü para cezasına çevrildi. Sadece 9 kişi de hapis cezasına çarptırıldı.
03.02’DE DENİZE ÇELENK BIRAKILDI
Kavaklı sahilinde yaptırılan Deprem Anıtı önünde saat 03.02’de saygı duruşunda bulunulup denize çelenk bırakıldı. Bu arada her yıl olduğu gibi burada deprem kurbanlarının adları ve içinde dilek notları bulunan ışıklı kağıt balonlar da gökyüzüne salındı.
17 Ağustos sabahı Donanma Komutanlığı’nda da depremde yaşamını yitiren askerler için anma etkinliği yapıldı. Gölcük 17 ağustos Mezarlığı’nda ise saat 10.00’da deprem kurbanları için Kuran’ı Kerim okutuldu.
Rakamlarla Marmara depremi
-7.4 büyüklüğünde, 16 km. derinlikte. -17 bin 480 kişi yaşamını yitirdi. -43 bin 953 kişi yaralandı. -66 bin 444 bina ağır hasar gördü. -10 milyar dolarlık ekonomik kayıp. -Ülkede son 10 yılda 126 bin 430 deprem oldu. -Bölgede 13 yılda 4 bin 539 deprem oldu.
--------------------------------------------------------
Depremde ayaklarını yitirdi, sporla hayata tutundu
MARMARA depreminde yıkılan evinin enkazından 3 gün sonra kurtarılan ancak iki bacağını da kaybeden Ufuk Koçak, değişik spor dallarına yönelerek hayata tutunmaya çalışıyor. Koçak “Şu anda dalış sporunda en üst seviyeye geldim. Engelli arkadaşların eğitimlerine yardımcı oluyorum. Yüzme, rüzgar sörfü, yelken, doğa yürüyüşleri ile off-road yapıyorum. 17 Ağustos Marmara Depremi sonucu sahip olduğum engel, spor yaparak hayata tutunmama engel olamadı” dedi. DHA
Betondan korkuyor prefabrikte yaşıyor
MARMARA depreminde kızını kaybeden Firdevs Akgül, depremin ardından betonarme binalara girmeye korktuğu için 13 yıldır prefabrike evde yaşıyor. Deprem sonrasında psikolojik sorunlar yaşadığını ifade eden Akgül, betonarme binalara girmekten çekindiğini kaydetti. Akgül, “Betonarme binaya çocuğumu ya da eşimi kaybederim korkusuyla giremiyorum. 13 yıldır prefabriklerde yaşıyoruz. Oğlumuzun hayatta olması çok büyük bir destek. Eşimle de birbirimize kenetlendik. Bazı aileler depremden sonra yıkıldı, perişan oldu. Acımızı paylaştık, destek olduk birbirimize. Bayram da geliyor. Bayramlar da bizim için bayram gibi değil. Aşırı bir durgunluk oluşuyor üzerimizde” dedi.
|