Telif Hakları Genel Müdürlüğü`nce Telif Hakları Yasa Tasarısı Taslağı`na gazetelerin ve köşe yazarlarının haklarını korumak amacıyla yeni maddeler eklendi.

Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tasarı taslağının vatandaşı, ticaret yapan kesimleri, basın yayın sektörüyle otoriteyi yakından ilgilendiren çok yönlü bir çalışma olduğunu söyledi.

Türkiye`nin AB`ye üyeliği sürecinde açılan fasıllardan birinin Fikri Mülkiyet Faslı olduğunu hatırlatan Çelik, düzenlemelerin bu çerçevede yürütüldüğünü vurguladı.

Telif hakları konusunun çok geniş taraflı olmasının detaylı çalışmayı da beraberinde getirdiğine işaret eden Çelik, ``Önemli olan devamında sorunlar yaşanmaması. İnce ve hassas düşünmek gerekiyor. Şu anda detay kısmında çalışıyoruz. Tasarı taslağı biteli 3 ay oldu ama ince ayarlar konusunda devam eden kısmı var. Çok yakında neticelenmesini bekliyoruz`` diye konuştu.

-``Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir``-

Çelik, birkaç ay önce gazete yöneticilerinin ``Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir`` başlığıyla ortak bir deklarasyon yayınlayarak, ürettikleri haber, yorum, köşe yazısı fotoğraf gibi materyallerin hiçbir şekil ve hacimde kullanılmasına izin verilmeyeceğini belirttiklerini hatırlattı.

Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay`ın gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiğini belirten Çelik, görüşmeden sonra tasarı taslağına, gazetelerin özel haberleri ve köşe yazılarının, televizyon kanalları ile internet sitelerinde izinsiz kullanılmamasına ilişkin bir maddenin eklendiğini kaydetti.

Yürürlükteki yasada, bahsedilen konuyla ilgili iki maddenin bulunduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

``36 ve 37. maddelerde biraz daha Avrupa Birliği`ne uyum kapsamında düzenlemeler yaptık. Bu maddeleri Avrupa Birliği`nin mevzuatına da uydurarak çözüm bulmaya çalıştık. Eklenen bu maddelerle, televizyon kanalları ve internet siteleri, gazetelerdeki köşe yazarlarının makaleleri ve gazetelerin özel haberlerini izin almadan hiçbir şekilde kullanamayacak. Kısmi olarak çoğaltsalar dahi izin almak zorunda kalacaklar. Bu hak ihlallerini yapanlar 2 ila 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilir. Bu ağır bir ceza. Dolayısıyla daha dikkatli olmak gerekecek.``

-``Kanun korsana geçit vermeyecek``-

Taslağın korsana geçit vermeyecek detaylarla donatıldığına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

``Kanunun ana temeli izinsiz çoğaltma ama bugüne kadar gazeteler ve basın sektörü için biraz daha rahatlık vardı. Şimdi orayı da bu kapsam içine soktuk. Makale netice itibarıyla alenileşmiş eserdir, özel haberlerde öyle. Siz kalkarsınız Hatay`a gider oradaki olaylarla ilgili haber hazırlarsınız. Bu haberi sadece siz hazırlamışsınızdır bu özel haberdir ama normal bir haber trafik kazası, hava durumu olayı ya da başka güncel olaylarda kullanabilir o da ancak kaynak göstermek kaydıyla, haberin nereden alındığını belirtmek kaydıyla. Diğer makale ve özel haberlerde asla ve asla izinsiz kullanma olmayacak. Tasarı yasalaştıktan sonra hiçbir televizyon kanalı kaynak göstermeden bir özel haberi, köşe yazısını kullanamayacak.``

-``Telif Birliği haberleri takibe alacak``-

Gazete yöneticilerinin kanallara ve internet sitelerine ``haberimi kaldır`` ihtarname çekebileceğinin, savcılığa suç duyurusunda bulunabileceğinin altını çizen Çelik, ayrıca bakanlıkça oluşturulan Telif Birliği`nin de söz konusu haberleri takibe alacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İnternet, habercilik ve telif

Bu hafta yirmi gazete bir bildiri yayınlayarak kendi içeriklerinin, kaynak göstererek dahi yayınlanamayacağını açıkladı. Kendi içeriklerini çeşitli şekillerde yayınlayan İnternet sitelerini, televizyonları ve haber portallarını emek hırsızlığı ve korsanlıkla suçlayan bu yirmi gazete buna karşı hukuki mücadele sürdüreceklerini belirtti.
Konuya yasal yönden bakarsak, Basın Kanunu, kaynak gösterilmesi ön şartı ile yeniden yayımlamaya izin verir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 37. maddesi de haberlerin yeniden yayımlanması konusunda bir istisna tanımlar. Yine aynı kanunun 36. maddesi telif hakkı olan makale ve köşe yazılarının kısaltılarak ve kaynak gösterilerek yeniden yayınlanmasına izin verir. Bir diğer deyişle yirmi gazetenin birleşerek yaptıkları açıklama yasa dışı. Elbette bu işin sadece hukuki yanı.
İnternet, bilginin kopyalandığı, paylaşıldığı, yeniden üretildiği, yeniden üretilmiş halinin yeniden paylaşıldığı bir dağıtım aracı. Dolayısıyla İnternet’e girilen bir veri hızla değişik formlar altında yeniden yayınlanıyor, yeniden üretiliyor. Üstelik bu yeniden yayınlama ve yeniden üretme işini bildirinin sahibi yirmi gazete de yapıyor. Bu durum özellikle dış haberlerde, teknoloji haberlerinde ve çeşitli foto galerilerde kolayca gözlemlenebiliyor. O ya da bu yabancı kaynaklı İnternet sitesinden alınan ve çevrilen bir haber yine aynı siteden alınan bir görsel eşliğinde kaynak dahi göstermeden yayınlanıyor. Ya da o veya bu İnternet sitesinden derlenen görseller yine kaynak dahi göstermeden üstüne uygun bir başlık atarak foto galeri şeklinde yayınlanabiliyor. Ya da bir haberin içinde başka bir İnternet sitesinden alınan veri kaynak göstermeden kullanılabiliyor.
Açıklamalarında “Ürettiğimiz ve bütün hakları bize ait olan; haber, yorum, köşe yazısı, fotoğraf, karikatür, grafik, çizgi ve sayfa dizaynı gibi materyallerin hiç bir şekil ve hacimde kullanılmasına izin vermeyeceğiz. 1 Ekim 2012 tarihinden itibaren, hiçbir televizyon kanalı, internet sitesi ve haber portalı aşağıda imzası bulunan gazetelerin içeriklerini kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır.”[0] diyen bu yirmi gazete eğer inandıkları yayıncılık ilkeleri böyle ise öncelikle kendi yayınlarını gözden geçirmeli, kendi ‘ürettikleri’ haberlerdeki (ç)alıntılara ya kaynak göstermeli -ki kaynak göstererek dahi kendi yayınlarının kullanılmayacağını iddia ediyorlarsa bunu da yapmamalılar- ya da söz konusu (ç)alıntıları sitelerinden çıkartmalıdır.
Bilimsel makaleler ve sanat eserlerinden dahi uygun biçimlerde kaynak gösterilerek -ki kaynak göstermenin standartları dahi vardır- alıntı yapılabiliyorken, telifli eserler adil kullanım sınırları içinde rahatça kullanılabiliyorken yirmi gazetenin bu şekilde çıkışının bir tek anlamı olabilir: Kendimizden başkasına bu alanda yayıncılık yaptırmamak için elimizden geleni yapacağız.
Elbette söz konusu yirmi gazete canları istiyorsa İnternet’teki paylaşım, yeniden üretim ve yeniden yayınlama süreçlerine karşı durmayı deneyebilir. Ancak böyle bir karşı durma yerçekimine karşı durmak gibidir. Yer çekimi eninde sonunda kazanır.

Sence bu yukarıdakileri ben yazmış olamaz mıyım ? Olayda adı gecen banu benim arkadaşım olamaz mı ?  belki ordan bakınca 3-5 kelimeyi bir araya getiremeyen bir gerizekalıya benziyorum. Emin ol sandığın gibi biri değilim. Sen öyle sanıyorsun.

Dip not / Son parafta internet habercilik ve telif baslığında köşe yazısının kime ait olduğunu yazmayı unutmuşsun.Biliyorsun yaaasssaaak.