ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


sohbet, okey, tavla, chat
18 Nisan 2024, Perşembe 03:26   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler > Sanat ve Felsefe
forum sohbet oyun basliklari
   M.Akif Ersoy Hayati Ve sözleri.
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

PaSaM39

PaSaM39 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Tem.2015 Pzr 14:30:01      M.Akif Ersoy Hayati Ve sözleri.sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

Mehmed Akif Ersoy`un Hayatı (1873-1936)Mehmed Akif, Hicri 1290 yılı şevval ayında (Aralık 1873), İstanbul’da Fatih´in Sarıgüzel mahallesinde, ailesine ait evde doğmuştur. Babası, oğluna ebcet hesabıyla doğum tarihini gösteren "Ragıyf´ adını vermiş, fakat anlaşılmamış olan  bu kelime, muhitindekiler tarafından "Akif´ şeklinde telaffuz edilmiştir. Yalnız babasının, vefatına kadar "Ragıyf´ adını kullanmıştır.

Ailesi

Mehmed Akif´in babası Fatih Medresesi müderrislerinden¬. Mehmet Tahir Efendi (1826-1888), annesi ise Emin´_Hanım 1836-1926)´dır. Babası tahsil için küçük yaşta Şuşisa´dan İstanbul’a gelmiştir. Şuşisa, Osmanlı ülkesinin Arnavutluk bölgesinde ipek kazasına bağlı bir köydür. Tokat’ta doğan annesi ise aslen Buhara bir aileye mensuptur.

Tahir Efendi, Emine Hanım’ın ikinci kocasıdır. İlk zevci ile ondan olan üç çocuk vefat etmişlerdir. Ailenin oturduğu Sangüzel´deki ev, vefat eden kocadan kalmıştır. Tahir Efendi, Emine Hanımla Evlendiği Sırada kırk beş yaşlarında bulunuyordu. Karı kocanın, Akif´ten iki Yıl sonra Nuriye ismini verdikleri bir de kızları olmuştur. Akif´in birinci Safahat´ta ölümünü nazm ettiği yeğeni "Selma", bu hemşiresinin kızıdır.

Âlim ve Nakşibendî tarikatına mensup dindar bir zat olan Tahir Efendi, medrese tahsili ve hocalığı Sırasında temizliği ile tanındığı için kendisine "Temiz" lakabı verilmiş ve "ipekli Temiz Tahir Efendi" diye anılmıştır. Annesi de hassas ve dindar bir hanım olan Mehmet Akif, "Çocukluğumda, evet, bahtiyar idim cidden, / Harim-i ailenin farkı yoktu cennetten"  mısralarıyla ifade ettiği bir muhit içinde büyümüştür.

Çocukluğu ve Tahsil Yılları

1878 Yılı şubat ayı başlarında Hicri hesapla 4 yıl  4ay ve 4 günlük olan Akif, geleneğe uyularak, Fatih´te "Emir Buhari" mahalle mektebine başlatıldı.

Buraya iki seneye yakın bir müddet devam ettikten sora l879 Yılı sonlarında Fatih iptidaisine (ilkokul) gitti. Babası bu yıl kendisine Arapça öğretmeye başladı.

Akif´in babası Hoca Tahir Efendi, aynı zamanda Mühürdar Emin Paşa (vefatı, 1908) ailesinin hususi muallimi idi Emin Paşa´nın oğulları "ibnülemin" Mahmut Kemal (1870-1957) ile Ahmet Tevfik´e (öl. 1923) ve aileye mensup öteki çocuklara ders vermekteydi. Bu dersler, kışın Bakırcılarda ki Emin Paşa Konağında, yazın ise Yakacık´taki köşkte yapılıyordu. Bu sebeple Tahir Efendi de ailesiyle birlikte yazları Yakacık’a giderek, köşkün bir dairesinde kalmakta idi. Akif, "ibnülemin" kardeşlerle birlikte derslere katlıyor ve yazları onlarla arkadaşlık ederek Yakacık´ta bulunuyordu.

Üç yıllık ilkokulu bitiren Akif, 1882 Yılında Fatih merkez Rüştiyesine (ortaokul) başladı. Bu sırada babasından

Arapça öğrenmeye devam ediyordu. Ayrıca Fatih Camiinde Farsça ders vererek, Gülistan ve Mesnevi okutan Es’ad Dedeyi de takip etmekteydi. Türkçe ve Faraşça derslerinde, akranlarından çok ileri olan Akif´in lisan hususunda bilhassa kabiliyetli olduğu görülüyordu.

Şiir Merakı

Rüştiye yıllarında kendisinde, şiir merakı uyandı şiir kitapları okumaya başladı. İlk okuduğu manzum eserin Fuzuli´nin "Leyla ve Mecnun"u olduğunu kendisi söylemektedir. Ders arkadaşı İbnülemin Mahmut Kemal´le birlikte manzumeler yazmaya başlıyorlardı.

1885 Yılında üç yıllık rüştiye mektebi bitince, babası  Akif´i meslek seçiminde serbest bıraktı. Bunun üzerine Mülkiye Mektebi’ni seçen Akif, bu mektebin hazırlık okulu olarak açılmış  bulunan "mülkiye idadisi"ne (sivil lise) girdi.

1889 yılına kadar okudu. Zamanın en tanınmış edip ve şairlerinden Muallim Naci Bey (1850-1893), bu okulda, kendisinin edebiyat öğretmeni olarak derslerine, gelmiştir.

Hoca Tahir Efendi

Akif´in babası Hoca Tahir Efendi, 1304 Yılı Ramazan (24 Mayıs–22 Haziran 1887) ayında "huzur dersi"ne davet olundu ve "muhatap" olarak derslere katıldı. Huzur dersleri, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarından itibaren her Ramazan, Sultanın huzurunda yapılmakta olan "tefsir", dersleri idi.

Hoca Tahir Efendi, tutulduğu gırtlak veremi hastalığından kurtulamayarak 1888 yılında vefat etti.

 Ailesi maddi sıkıntılar içinde bulunan Akif, bu durumu düşünerek, on gün kadar devam ettigi Mülkiye´yi bıraktı 1889 Yılı sonunda açılarak tedrisata başlamış olan Baytar

Mektebi´ne geçti. ilk sivil veteriner yüksek okulu olan mektebin mezunlarına hemen iş verilecekti.

Dört yıl olan Baytar Mektebi, Ahırkapı’daki sivil tıbbiye okulunda açıldı. Burada gündüzlü olarak iki Yıl oku: ilk baytarlık talebeleri, 1891 Yılında inşası tamamlanan Halkalıdaki okula geçtiler ve kalan iki yılı da yatılı olarak burada okudular. Mehmet Akif Baytarlık Mektebi´ndeki dört yıllık tahsili sırasında, çoğu doktor ve dindar kimseler olan hocalarından müsbet tesirler almıştır.

Mehmet Akif, 22 Aralık 1893’te, o zaman “Halkalı Baytar ve Ziraat Mektebi” adını taşıyan “Veteriner Fakültesi”nden birincilikle mezun oldu.  Daha sonra “ Orman ve Ma’âdin ve Ziraat Nezareti” fen heyetinin baytarlık işlerine bakan beşinci şubesine “Baytar Müfettiş Muavini” olarak tayin edildi.

28 Aralık 1893’te “Hazine-i Fünûn” mecmuasında bie gazeli yayınlandı Bu gazel, Akif’in hâlen bilinen ilk matbu eseridir. Hazine-i Fünun Mecmua’sının 18 Ekim 1894 tarihinde çıkan nüshasında bir gazeli daha yayınlanmıştır. Bu yıllarda çıkmış öteki dergilerde de hâlen bilinmeyen manzumelerinin bulunması kuvvetle muhtemeldir. 10 Şubat 1889 tarihli 61. sayısından sonra “Resmi Gazete”de şiirleri çıkmaya başladı. Burada, yirmi beş kadar manzumesinin çıktığı tesbit edilmiştir.  Servet-i Fünun Mecmua’sının Kasım-Aralık 1898 yılında çıkan “Bedayiu’l Acem “ genel başlığı altında üç yazısı yayınlandı.

1 Eylül 1898’de yirmi beş yaşında evlendi. “Tophane-i Âmire” vezne darı Mehmet Emin Bey’in  kızı olan zevcesi İsmet Hanım o sıralarda yirmi yaşında idi.  Mehmet Âkif’in üçü kız olmak üzere altı çocuğu olmuş, dördüncüsü bir buçuk yaşında iken vefat etmiştir. Çocukları sırasıyla: Cemile, Feride, Suad, İbrahim, Naim, Emin, Tahir.

Vatanın ve İslam ümmetinin büyük bir felakete uğradığı bir devirde gelen Âkif,  bütün bu ızdırabı derinden hissederek yaşamış ve üzerine düşen vazifeyi yapmak için her şeyini feda etmeyi göze almıştır. Bu sebeple ailesine fazla vakit ayıramamıştır. Hayatı boyunca çektiği madii sıkıntılar bu konuda aksi tesir yapmıştır. Ömrünün son on senesini vatandan uzak geçirmesi ise onun dünyevi her şeyden olduğu gibi aile saadetinden de mahrum bırakmıştır.  Gençliğinde ailesini vatanına tercih eden şair, yaşlılığında her ikisinden de mahrum kalmıştır.

1935 yılında karaciğerinden hastalandı. Ve hava değişimi için aynı yıl Lübnan’a gitti. Yapılan muayenelerde dinlenmesi ve yüksek bir yer edilmesi üzere Lübnan’da, Âliye köyü civarındaki bir yerde birkaç ay kaldı. Daha sonra tekrar Mısır’a dönerek kışı orada geçirdi. 1936 yılı Haziran ayında yurda döndü. Nişantaşı Sağlık Yurdu’na yatırıldı.  27 Aralık 1936’da İstanbul’da öldü.  Edirne kapı mezarlığında, en iyi dostlarından Baban Zâde Ahmet Nâim’in yanına gömüldü.

Mehmet Akif Ersoy Şiiri


Mehmet Akif Ersoy Sözleri  Mehmet Akif Ersoy Sözleri

Bir zamanIar biz de miIIet, hem nasıI miIIetmişiz. GeImişiz dünyaya miIIiyet nedir öğretmişiz.

İz bırakanIarIa senin aranda basit bir fark var sadece . .onIar ömür boyu gayret ediyorIar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.

AğIarım, ağIatamam, hissederim, söyIeyemem. DiIi yok kaIbimin ondan ne kadar bizarım.

Konuşmak bir mana ise susmak binbir mana. Herkes konuşmasına konuşur Iakin sükut yürekIi oIana.

HatırIar mısın? Doğduğun zaman, sen ağIardin güIerdi aIem. ÖyIe bir yaşam sür ki, mevtin sana hande oIsun. HaIka matem.

AIdanma insanIarın samimiyetine, menfaatIeri geIir herşeyden önce. Vaad etmeseydi aIIah cenneti, o’na biIe etmezIerdi secde.

Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi ikIimi cihanın duruyor karşısında, ostraIya iIe beraber bakıyorsun: kanada! ÇehreIer başka, IisanIar, deriIer rengarenk; sade bir hadise var ortada: vahşetIer denk.

ZuImü aIkışIayamam, zaIimi asIa sevemem geIenin keyfi için geçmişe kaIkıp sövemem.

Bu ezanIar ki şahadetIeri dinin temeIi, ebedi yurdumun üstünde benim inIemeIi.

Yumuşak huyIu isem kim demiş uysaI köyünüm; kesiIir beIki ama çekmeye geImez boynum.

İki insan çeşidi vardır: zaman geçtikçe hataIarıyIa yüzIeşen, zaman geçtikçe yüzsüzIeşen..!

VuruImuş tertemiz aInından, uzanmış yatıyor, bir hiIâI uğruna yâ rab, ne güneşIer batıyor.

Ne irfandır veren ahIaka yüksekIik ne www.neguzelsozler.com vicdandır. FaziIet hissi insanIarda aIIah korkusundandır.

24 saatden birini hakka vermeyen insan deniIir mi?

Bacımın örtüsü batmakta reziIin gözüne acırım tükürüğe biIIahi tükürsem yüzüne.

Şehamet dini, gayret dini, ancak müsIümanIıktır. Hakiki müsIümanIık en büyük kahramanIıktır.

Mehmet akif’e sormuşIar. Bu üIke ne zaman geIişir? Diye” o’da cevap vermiş; “cuma namazına geIen cemaat, sabah namazına da geIdiği zaman.

AIIah bu miIIete bir daha istikIaI marşı yazdırtmasın.

Girmeden tefrika bir miIIete düşman giremez. topIu vurdukça yürekIer onu top sindiremez.

Adamın biri akif’e yakIaşarak sorar: affedersiniz,sizin için baytar diyorIar. Akif hiç istifini bozmadan cevap verir: evet,yoksa bir yeriniz mi ağrıyordu?

Ya rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı? Mahşerde mi biçareIerin, yoksa feIahi?

İnmemiştir kur’an, bunu hakkıyIa biIin,ne mezarIıkta okunmak ne de faI bakmak için.

EdepsizIiğin başIadığı yerde edebiyat biter.

Sarka bakmaz, garbi biImez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.

Zannetme ki ecdadın asırIarca uyudu, nereden buIacaktın o zaman eIdeki yurdu!.

Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin heryerini..desene hayvanIar senden daha medeni.

Budur cihanda en beğendiğim mesIek; sözün ödün oIsun hakikât oIsun tek.

Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

Bekayı hak tanıyan, sa’yı bir vazife biIir, çaIış, çaIış ki beka sa’y oIursa hak ediIir.

Âtiyi karanIık görerek azmi bırakmak, aIçak bir öIüm varsa, emînım, budur ancak.

AsIını gizIeyemez insan, giydiği kaftanIarIa. BiImez ama kendini kandırır, söyIediği yaIanIarIa!

Artık ikiyüzIüIeri sevmeye başIadım. Çünkü yaşadıkça yirmiyüzIü insanIar görmeye başIadım





CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir