Bir patlama sesi ile birlikte irkilerek gözlerini açtı.
Gözünde beliren bulanık ışıkların ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da gözlerini kapatıp açarak
netleştirmeye çalıştığı görüntünün, birkaç kilometre uzağındaki havai fişek patlamalarına ait olduğunu fark etti.
Aldığı derin bir nefes eşliğinde üzerindeki etkisi artmaya devam eden ürpertiye odaklandı.
Geniş ve yeşile bakan balkonundaki siyah armut salıncağında, hazırlamaya çalıştığı doktora tezi ile ilgili araş-
tırma yaparken uyuya kaldığından dolayı üşümüştü.
Tez araştırmasında, kazılardan bulunan bir kuş simgesinin hakkında düşünürken, kurşun kalem ile resmettiği
hali kucağında duruyordu.
Birden aklına pazar günü arkadaşı Nisan ile saat 15:00` de buluşmak için sözleştiği geldi.
Saatine bakma gereği hissettiği an;
dökülmek için herhangi bir talimat bekleyen, bacağına yaslanmış fincanın içindeki yarım kalmış kahveyi fark etti
ve o an için kahvenin, daha öncelikli ilgiye ihtiyacı olduğu karar verip, fincanı alırken yerinden kalktı.
Balkon kapısında içeriye girerken arka planda, zihnindeki kargaşadan bir süre duyamadığı, fakat odadaki müzik
setinde sürekli tekrar eden, Buster Benton - "Money Is The Name of The Game şarkısı daha net duyulmaya başladı.
İçeri girdiğinde masanın üzerindeki telefonunun ışığının söndüğünü gördü ve eline aldığında, yedi cevapsız çağrı,
bir yeni mesaj yazdığını gördü.
Telefonun mesajlar bölümünü açtı, o esnada gözü telefon saatine kaydı ve bu arada alt kattan kulağına kapı zilinin
sesi geldi...