Ad hominem argümanları, doğrudan bir argüman yerine, argümanın kaynağı olan birey veya gruplara yönelik kişisel ve dolaylı bir saldırı yapıldığında meydana gelir. Basit bir alaycı isim takmaktan, daha karmaşık retorik tekniklerine kadar uzanan birçok türü vardır. Bu çerçevede bir ad hominem argümanı örneği, bir kimsenin dikkat çektiği bir noktayı düzgünce ele alıp cevap vermek yerine bu kimseye küfretmeyi veya içinde bulunulan siyasi/ekonomik duruma yönelik bir eleştiri getirildiğinde bu eleştirilerin hangi lobinin etkisiyle ortaya çıktığını sormayı içerir. Ad hominem argümanlar, çeşitli alanlarda yürütülen resmi ve gayri resmi tartışmalarda yaygın şekilde kullanılmaktadır ve bu nedenle anlaşılması son derece önemlidir. Makalemizde ad hominem argümanları ve türleri hakkında daha fazla bilgi edinecek, bu argümanlara düzgün bir şekilde cevap vermek için neler yapabileceğinizi göreceksiniz. Ad hominem, üzücü bir şekilde günümüzde insanların en sık düştüğü, en affedilmez mantık hatalarından birisidir. Bu hata, özellikle ülkemizde pek çok tartışmanın anlamsızlaşmasına ve sonuç çıkmayacağının daha en başından belli olmasına sebep olmaktadır. Ad hominem safsatası, temel olarak, tartışmanın taraflarından birinin, karşısındakinin iddiasını, karşısındakinin kişisel özelliklerinden veya şahsından yola çıkarak reddetmesine ya da güvenilir bulmamasına denmektedir. Yani bu mantık hatasında kişi, düşünceleri tartışmayı bırakarak, kişiliğe ve düşüncelerin sahiplerinin özelliklerine saldırmaya başlar. Bu da konunun dışına çıkılmasına ve yersiz ve/veya anlamsız tartışmalara sebep olur. Ad hominem`in genellikle iki basamağı vardır: - Argüman sahibinin karakterine, içinde bulunduğu durumlara veya yaptığı davranışlara saldırı kısmı
- Bu saldırıyı, karşıdakinin argümanına karşı bir kanıt içeriği taşıyormuş gibi gösterme kısmı
Bir örnek verelim: - Ayşe: "Ali bana düşük kalorili bir diyet yapmamı tavsiye etti. Böylece kilo kaybetmem mümkün olabilirmiş."
- Hasan: "Ali, düşük kalorili diyetin kilo kaybettireceğini söylüyormuş. Hah! O diyet tavsiyesinden ne anlar! O koca popolu bir şişko. Hem sivilceleri de var. Saçları da yağlı, darmadağınık. Daha fenası, o Galatasaray`ı tutuyor. Bir Galatasaraylıdan ne beklersin? Kendisine baksın o bir önce..."
Fark edileceği gibi, düşük kalorili diyetlerin kilo kaybına neden olacağı bilgisinin, onu söyleyen kişinin kilosundan, sivilcelerinden, saç yapısından, tuttuğu takımdan bağımsızdır. Argümanı çürütmek istiyorsak, düşük kalorili diyetlerin neden kilo kaybına neden olmadığı konusuna odaklanmamız gerekiyor. Ancak elbette mantık hatalarını bu tip (kimi zaman) “abartılı” gelebilecek örnekler üzerinden ifade etmek çok doğru değil. Zira örneklendirme veya teşbih sırasında da hatalar yapılabilir. Bu yüzden filozoflar mantık safsatalarını daha formel bir şekilde ifade ederler. Bir mantık hatasını tanımlamanın en kolay yolu, onu "formülize" etmektir. Bu örnekte bunu nasıl yapacağımızı öğrenelim. Ad hominem mantık safsatasının genel formülü şu şekildedir: - A Kişisi, X iddiasında bulunuyor.
- B Kişisi, A Kişisi`ne saldırıyor.
- Dolayısıyla A Kişisi`nin X iddiası yanlıştır.
Ad hominem`in, mantık hataları arasında yer almasının sebebi, açık bir şekilde, bir insanın karakterinin, içinde bulunduğu durumların veya hareketlerinin; kişinin ileri sürdüğü argümanla çoğu zaman ilgili olmamasıdır. İlgili olsa bile bu, karşıdaki kişinin bu kişinin fikirleri yerine karakterine, içinde bulunduğu durumlara veya hareketlerine saldırmasını meşru kılmaz. Taraflar, her zaman fikirleri tartışıyor olmalıdır, kişileri değil. Ülkemizde, ne yazık ki bu hata, çok ciddi ve sık bir şekilde yapılmaktadır. Tartışmalarda, kişilerin bir noktadan sonra fikirler yerine karşısındakinin karakterine, geçmişine veya davranışlarına saldırdığı ve bu sebeple tartışmaların tansiyonunun gereksiz yere yükseldiği, bunun sonucunda da çoğu tartışmanın sonuçsuz kaldığı görülmektedir. Ülkemizdeki tahammülsüzlük sorunu, bu durumun temel sebeplerinden biridir. Ancak biz, bilim insanları ve bilimseverler (ve şüpheciler) olarak bu sınırları çok iyi bir şekilde belirlemeli ve bu mantık hatasına düşmemeliyiz. Yerinde ve Yersiz Ad Hominem ArgümanlarıGünlük dilde "ad hominem argümanı" terimi, bir argümanın kaynağına karşı uygun temellere dayanmayan ve yersiz bir kişisel saldırıyı ifade etmek için kullanılır. Bu tür argümanlar aşağıdakilere ek olarak birçok sebeple safsata olarak kabul görmektedir: - Ad hominem saldırısı tartışmayla ilgisizdir.
- Ad hominem saldırısı, tartışmada ispat yükünü haksız bir şekilde başka bir tarafa kaydırmak için veya konuyu değiştirmeyi amaçlayan bir saptırma taktiği olarak kullanılmaktadır.
- Ad hominem saldırısı, bir argümanın kaynağına yönelik bir saldırının argümanı başarılı bir şekilde çürüteceği varsayımını içerir.
Ancak, bir argümanın kaynağına yönelik saldırılar, mantık çerçevesinde doğası gereği kusurlu ve dolayısıyla her zaman hatalı olmayabilir.[1], [2] Yani böylesi saldırılar tartışmayla ilgili olduğu, uygun şekilde gerekçelendirildiği ve hatalı bir muhakeme içermediği sürece kullanılmasında bir sakınca yoktur.[3], [4] Örneğin bir bilim insanının yeni bir tıbbi tedavinin etkinliği hakkında bir argüman sunduğu bir durumu ele alalım. Böyle bir durumda bu bilim insanının dış görünüşüne yönelik yapılan bir ad hominem saldırısı hatalı olacaktır; ancak bilim insanının çalışmasına kimin sponsor olduğu sorusunu içeren bir ad hominem saldırısı konuya uygun ve yerindedir. Ad hominem argümanların kullanılabileceği birçok yol ve alabileceği birçok biçim bulunmaktadır ve bu sebeple bu argümanların doğası ve sınıflandırılması üzerine birçok felsefi tartışma yapılmıştır. Bununla beraber bu tartışmalara pratik bir perspektiften bakıldığında argümanın doğası ve sınıflandırılması üzerine yapılan ayrımlar önemini yitirmektedir; zira pratik bağlamda önemli olan bilgi, kişisel saldırıların zararlı olabileceği bilgisidir. Bu zarar olgusu da argümanın kendisine, argümanın sunuluş biçimine ve kullanıldığı bağlama bağlıdır. Ana hatlarıyla ele alındığında "ad hominem argümanları" terimi günlük dilde, tartışmayla ilgisi olmaması gibi bir nedenle hatalı olarak değerlendirilen saldırıları kast etmek için kullanılır; ancak ad hominem argümanları da büyük oranda içerdikleri safsatalardan bağımsız olarak yerinde ve mantığa uygun şekilde kullanılabilmektedir. Not: Ad hominem argümanları kavramı bazen "argumentum ad hominem" ismiyle de anılmaktadır; bir safsata olarak ele alındığında ise ad hominem safsatası, kişiliğe saldırı safsatası veya kişisel saldırı safsatası ismi ile anılmakta olup safsata temelinde konuyla bir alakası olmayan bir unsura saldırı içermesi sebebiyle alakalılık safsatası ve bir argümanın kaynağına saldırması sebebiyle genetik safsata başta olmak üzere çeşitli kategoriler kapsamında da değerlendirilmektedir. Ad Hominem Argümanlarına Bazı ÖrneklerAd hominem argümanın temel bir örneği, ince elenmiş sık dokunmuş bir argümana verilen "Sen aptalsın, bu yüzden ne anlattığın umurumda değil." cevabıdır. Bu, ad hominem argümanlarının kişisel saldırıdan başka bir şey olmayan ve tartışılan konuyla belki de hiç ilgisi olmayan en temel türüdür. Daha karmaşık bir ad hominem argüman örneği aşağıdaki diyalogda görülmektedir: - Alex: Bence hükümetin federal bütçeyi dağıtma şekli üzerine biraz daha düşünmeliyiz.
- Bob: Eğer hükümetimizin vergi gelirlerini nasıl kullanacağını desteklemeyecek ve hükümetimize güvenmeyecekseniz ülkeyi terk edip başka bir yere gidebilirsiniz.
Bu örnekte Bob ad hominem safsatasına başvurmaktadır; zira kendi düşüncelerini ifade etmek veya Alex`in argümanını tartışmak yerine Alex`in iddiasını kişisel bir saldırıyla reddetmektedir. Bir başka hatalı ad hominem argüman da aşağıdaki tartışmada görülmektedir:
- Alex: Az önce bu teorinin yanlış olduğunu açıkça iddia eden yeni bir çalışma gördüm.
- Bob: Peki, sen bu alan hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, kim seni niye umursayıp dinlesin ki?
Bu ad hominem saldırısı, aralarında en önemlisi çalışma üzerine tartışmak yerine doğrudan bu çalışmayı dile getiren kişiye saldırmak olmak üzere bir dizi nedenden ötürü hatalıdır. Bununla birlikte, daha düzgün şekilde ifade edilmiş bir ad hominem argümanı benzer koşullar altında kabul edilebilir nitelikte olabilir: - Alex: Bu teori hakkında çok şey okudum ve teorinin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum.
- Bob: Bu alanda uzmanlığınız ne boyutta? Bildiğim kadarıyla hiçbir resmi yeterliliğiniz yok, bu da beni bu teoriyi ortaya atan uzmanların görüşlerinin aksine sizin görüşlerinize güvenme konusunda temkinli olmaya itiyor.
Bir önceki örnekten farklı olarak bu ad hominem argümanı, hatalı olmaktan ziyade yerindedir; zira ad hominem argümanına başvuran kişi, karşıt argümanın kaynağına odaklanmakta ve ad hominem saldırısını konuyla açıkça bağdaştıracak şekilde ifade etmektedir. Not: Ad hominem argümanlarla birlikte sıklıkla kullanılan bir retorik tekniği de, bir kişinin rakibinin argümanını düzgünce ele almaksızın veya bu argümanın neden saçma bir argüman olduğunu kanıtlar nitelikte yeterli delil sunmaksızın göz ardı etmesine sebep olan taşa başvurma safsatasıdır. Hile ve Tahrik SafsatalarıAd hominem, bir kategorizasyona göre tahrik (İng: "Red Herring" Logical Fallacies) sınıfına da girmektedir. Kimi zaman karşıdaki kişinin davranışları, tartışmanın taraflarının tahrik olmasına ve bunun sonucunda provokasyon temelli öfkenin doğmasına sebep olabilir. Bu noktada, varsa tartışmanın moderatörüne, yoksa da tartışma öncesi kurallar konulmasına ve bu kurallara riayet edilmesine büyük önem düşmektedir. Şimdi, bir örnek daha verelim: - Kemal: "Bence kürtaj ahlaki olarak yanlıştır."
- Necla: "Tabii ki böyle söylersin, sen bir dindarsın!"
- Kemal: "Peki ya bu iddiamı savunmak için ileri sürdüğüm argümanlara ne demeli?"
- Necla: "Onlar sayılmaz. Dediğim gibi, sen dindar birisin ve bu yüzden kürtajın yanlış olduğunu söylemen gerekiyor. Ayrıca sen cemaate hoş gözükmek istiyorsun, dolayısıyla söylediğin şeye inanmıyorum."
Burada Necla, Kemal`in önceden iddiasını savunmak için ileri sürdüğü tüm argümanları Kemal’in şahsi bir özelliğinden dolayı reddederek, mantık hatasına düşmektedir. Görülebileceği gibi, bu tip safsatalar o kadar yaygındır ki, ilk okuduğunuzda argümanda hiç de hata yokmuş gibi gelebilir! Zaten tehlike de buradadır. Safsatalara öyle alışığızdır ki, tartışmalarımız safsatalardan öteye gidememektir. Halbuki Kemal`in ileri sürdüğü iddialar, son derece mantıklı ve bilimsel olabilir. Burada onlara yer vermedik elbette; upuzun bir tartışma olurdu bu. Ama bir kişinin savunusu, kişinin dindar olmasından bağımsız olarak bilimsel ve geçerli olabilir. Hatta kişi, genel olarak bir mesleğin ya da grubun yaygın savunusunu tekrar ediyor olsa bile! İtiraz ettiğinizi duyar gibiyiz: İyi ama bu tip ahlaki sorunları içeren konularda, kimi zaman kişiler gerçekten de inançlarından ötürü düzgün argümanlar üretemeyecek kadar bağnaz olabiliyorlar! Evet, haklısınız. Ancak konu, siteminizin geçerli olup olmamasıyla ilgili değil! Argümanınızın zayıf olmasıyla ilgili. Karşıdakinin kişiliğine veya mesleğine saldırarak münazara anlamında bir yere varmanız mümkün değildir (eğer ki konu, profesyonel donanım gerektiren bir konu değilse tabii – ki o durumda bile argümanlara odaklanmak daha sağlıklı olacaktır). Dolayısıyla kişiye saldırmak yerine, sakin olun ve argümanlara saldırmaya devam edin. Eğer haklıysanız ve sakin kalırsanız, karşı tarafın iddialarını hiçbir mantık safsatasına düşmeden çürütebilmelisiniz. Korkunuz olmamalı! Ad Hominem Argümanlarının TürleriHer biri karşıt argümanın kaynağına saldırmanın farklı bir yolunu temsil eden çok sayıda ad hominem argüman türü bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri kuyuyu zehirleme, uzmanlığa başvurma, amaca başvurma, "sen de", ton polisliği, hain eleştirmen, ilişkilendirme ve istismar safsatalarıdır. Aşağıdaki alt bölümlerde, bu tür ad hominem argümanların her biri hakkında daha fazla bilgi edinecek ve kullanım örneklerini göreceksiniz. Uzmanlığa Başvurma SafsatasıUzmanlığa başvurma safsatası, bir argümanın, o argümanı ortaya atan kişinin ilgili alanda yeterli uzmanlığa sahip olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi durumunda yaşanan bir mantık safsatasıdır: - Alex: Araştırmalar ezici bir çoğunlukla eğitime yapılan federal harcamaları artırmamız gerektiğini gösteriyor.
- Bob: Sen bir ekonomi profesörü değilsin, bu yüzden seni dinlemem için bir neden yok.
Kuyuyu Zehirleme (Önyargı Oluşturma) ve Suyu Bulandırma SafsatasıAd hominem safsatasının meşhur bir alt başlığı, Suyu Bulandırma Safsatası’dır (İng: Poisoning the Well). Bu alt başlığı ayıran en temel fark, tartışma sırasında saldırının karşıdakinin kişiliğine doğrudan yöneltilmemesi; ancak ortamda bulunmayan birinin kişiliğine saldırarak ileri sürülen iddiaların geçerliliğinin ispatlanmaya çalışılması sırasında ortaya çıkmasıdır. Temel formu şu şekildedir: - A Kişisi hakkında hoş olmayan bir bilgi ileri sürülür.
- Dolayısıyla A Kişisi`nin yapacağı herhangi bir iddia geçersizdir.
Bu mantık hatasına düşen kişiler, tartışma sırasında adı geçen kişileri kötüleyerek, yani "suları bulandırarak", o kişilerden gelecek herhangi bir iddianın geçersizliğini önceden garantilemeyi hedefler; tartışmadaki kişiler üzerinde ön yargı yaratmak hedeflenir. Elbette ki insanların olumsuz pek çok özelliği olabilir; ancak bu özellikler o kişilerin iddialarının geçerliliğini etkilemek zorunda değildir. Örnekler verelim: - Yiğit: “Elbette sizin şahsi görüşlerinize değer veriyoruz; ancak Mustafa Kemal Atatürk`ün de dediği gibi, `Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir.`”
- Şahin: “Yani Atatürk`ün ülke için yaptıkları ortada; ama eminim biliyorsunuz ki kendisi bir alkolikti. O yüzden o lafına ne kadar değer verebiliriz bilemiyorum.”
Bu tartışmada Şahin`in cümlesinde ad hominem’in özel bir durumu olan Suları Bulandırma mantık hatası bulunmaktadır. Çünkü Şahin’in yaptığı bir kişinin sözlerinin (veya argümanının), o kişinin konuyla tamamen ilgisiz olumsuz bir özelliğinden dolayı geçersiz olduğunu iddia etmektir. Bir diğer örnek verelim: Evet arkadaşlar, okul yönetim sisteminin değişmesiyle ilgili düzenlediğimiz toplantıda bana verilen sözleri bitirip, sözü karşıt görüşü savunacak olan arkadaşıma devrederken sizlere hatırlatmak isterim ki, ne yazık ki beni desteklemeyenlerin terfisi pek kolay olmayacaktır. Görüldüğü gibi burada da iki mantık hatası vardır: İlki, ilerleyen bir yazıda anlatacağımız Korkuya Başvurma safsatasıdır. Ama daha önemlisi, bir kişinin beceri ve yetkinliğinden kaynaklanması gereken “terfi” ile, demokratik bir seçimdeki kararlar birbiriyle ilişkilendirilerek sular bulandırılmaktadır. Son bir örneği de evrim tartışmalarından verelim: Biliyorsunuz ki Darwin, Türlerin Kökeni`ni yayınlayarak Evrim Kuramı`nı bilim dünyasına ilan etmiştir ve o gün bugündür bilim, ciddi şekilde Evrim Kuramı`nı kullanmakta ve geliştirmektedir. Ancak bu adama saygı duymadan önce, şunu da unutmamak gerekir ki, Darwin bir ateist ve bir Türk düşmanıdır. Bu sebeple Darwin`in ortaya atacağı bir kuramı desteklemek, bu görüşlerini desteklemek olacaktır. Bu tip bir argümanda mantık hatalarından önce bilgi hataları vardır: Darwin ne ateistti, ne de Türk düşmanıydı. Bunlar, kitabının veya teorisini konusu da değildi. Darwin`in bilimsel iddiaları, kişisel görüşleri ne olursa olsun bunlardan bağımsızdır. Darwin kötü gösterilerek ön yargı yaratılmaya çalışılmaktadır. Darwin, en çılgın ve kabul edilemez görüşlere sahip olsaydı bile, evrim bir doğa yasası, Evrim Teorisi ise geçerli bir bilimsel teori olacaktı. Kişilerin alakasız görüşlerinden yola çıkarak bu gerçekleri görmezden gelmek mümkün değildir. Amaca Başvurma (Niteliksel Kişi Karalama)Niteliksel kişi karalama türündeki ad hominem saldırılarının ana türü olan amaca başvurma (İng: "appeal to motive"), belirli bir duruşu bu duruşu destekleyen insanların amaçlarının sorgulanması yoluyla tamamıyla reddetmek ile meydana gelen bir mantık safsatasıdır: - Alex: Bence eğitim için yapılan federal harcamaları artırmalıyız.
- Bob: Di mi? Oy verdiğin başkan da böyle söylüyordu. Git başka yerde reklamını yap.
|