ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
23 Mayıs 2024, Perşembe 16:59   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  BohemianRhapsody> Forum Mesajları
    BohemianRhapsody'e ait Toplam 1505 Forum Mesajı var
<<123456789 10111213141516171819...100...151>>


BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Karikatüristler Matematiğe £l Atarsa..>
  21.Ağu.2008 Per 21:27:15
fiogf49gjkf0d
Güzel bir paylaşım,teşekkür ederim.


BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Yeni Şeyler Söyleme Zamanı /...>
  21.Ağu.2008 Per 21:20:54
fiogf49gjkf0d
Yeni Şeyler Söyleme Zamanı


Dünyanın neresinde doğmuş olurlarsa olsunlar, büyük insanlar, benzer düşünceleri dile getirir.

Din, dil, ırk ya da zaman farkı, doğruyu görebilen gözleri engellemez.

13. yüzyılda Mevlânâ Celaleddin Rumi

“Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım

Bugün yeni şeyler söylemek lazım!”
demiyor muydu?

Yüzyıllar sonra Albert Einstein da şunları söylüyor:

“Hiçbir sorun, o sorunu yaratan zihniyetle çözülemez.”

Yani, yeni şeyler söylemek gerekiyor.

***

Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor ama biz hâlâ aynı isimler ve aynı düşünceler çevresinde tökezleyip duruyoruz.

Bu yüzden de sorunlarımız çözülemiyor, tam tersine gitgide daha da ağırlaşıyor.

Dün gazetelere baktım, yaklaşan yerel seçimlerin adaylarına göz gezdirdim.

Hep bildik isimler, kırk yıldır tezgâhta olan mallar.

Ne düşünceler yeni, ne de kişiler.

Bir çeşit “dön baba dönelim!” oyunu.

***

Amerika’ya bakın her seçimde yeni adaylar yarışıyor.

Demokrat Parti sekiz yıl önce Al Gore’u aday göstermişti, geçen seçimde John Kerry’yi çıkardı, bu kez de Obama’yı.

Bizim yöntemi izleseler Al Gore’un 15-20 yıl aday olarak kalması gerekirdi.

Ama olmadı, yapmadılar.

***

Ankara’nın değişmez bir siyasi kliği var. İnsanlar bu işten ancak ölümle ayrılıyor.

Düşünüyorum da bugün Ankara’da siyaset yapanlar bu işe başladıklarında bilgisiyar, internet, cep telefonu vs. yoktu.

Dünya iki kutupluydu. Amerika ile Sovyetler Birliği arasında nükleer harpten korkuluyordu.

Türkiye, komünist dünyaya karşı bir tampon ülke olarak düşünülüyordu. Yeşil Kuşak denilen projenin parçasıydı.

Doğu Bloku denilen ülkelerle hiçbir ilişki kurulamazdı.

Bugün bunların hepsi değişti. Eski komünist ülkeler Avrupa Birliği çatısı altına girdi.

Polonya bile Batı’nın askeri bir sıçrama tahtası oldu.

Rusya ve Çin dünya kapitalizminin sayılı aktörleri haline geldi.

Ama Ankara aynı kaldı.

Değişmedi.

Daha doğrusu, okyanus ötesinin ve Avrupa’nın etkisiyle değişme sürecine girdi ama özellikle muhalefet bu işe akıl erdiremediği için, sürece müdahil olamadı.

Yeni şeyler söyleyemedi.

Eski sorunları, o günün zihniyetiyle çözme yanlışına saplandı kaldı.

***

Türkiye mutlaka ama mutlaka yenilenmek zorunda.

Osmanlı da son döneminde yenileşmeye direniyordu ama gelip değiştirdiler.

Ağır bedeller ödendi enkazdan, yeni düşüncelere sahip bir lider çıktı.

***

Ankara, geçen yüzyılın ilk yarısında doğmuş kadrolarla bu işi yürütemez.

Ve bu sadece yaş meselesi değildir.

Zihniyet meselesidir.

Ne yazık ki bizdeki çoğu genç politikacının zihni de Soğuk Savaş döneminde biçimlenmiş.

***


Unutmayalım biz sorunları çözmezsek zamanı gelir, sorunlar bizi çözer!

 

Zülfü  Livaneli



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Şiir Köşesi...>
  16.Ağu.2008 Cmt 15:16:48
fiogf49gjkf0d

VEDA

Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gölümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam döerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgara salıver gitsin!



Necip FazıL KISAKÜREK



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Yaşanmış Bir Olay ...>
  16.Ağu.2008 Cmt 14:25:47
fiogf49gjkf0d

KAYSERİ NİN BÜNYAN İLÇESİNDE YAŞANMIŞ BİR OLAY

Olay Alfred Hitchcock’un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler urpertici. Gece bindiginiz otomobilde direksiyonda Kimse yoksa ne yapardınız?

22 subat 2005 tarihinde bir adam Bunyan sinirinda, Kayseri Malatya kara yolu uzerinde, bir benzin istasyonuna girer.

Lokantaya Oturur ve orada kalabalik toplulukla birlikte bir ufak raki icer. Yuruyus mesafesindeki Bunyan’a gitmek icin, lokantadan cikar. Ancak disarisi hem zifiri karanlik hem de korkunc bir kar-tipi firtinasi baslamistir.

Benzin istasyonuna yaklasik 300 metre mesafedeki, Bunyan’a donus yolu kenarina varir. Oradan gecen bir arabaya binip, Bunyan’a ulasma derdindedir. Firtina daha da siddetlenir. Adam bir-kac adim otesini bile gorememektedir.
Gelip-gecen bir araba da yoktur. Nihayet karanliklar icerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farini farkeder. Arabanin,tam onunde yavaslamasiyla birlikte hemen arka kapiyi acar ve arabaya biner.Kapiyi kapatir, araba yeniden hareket eder.

Iceridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden panige kapilir. Korkuyla,hemen arabadan atlayip, oradan kosarak uzaklasmak ister ama hem araba hizlanmis, hem de korku ile dizleri baglanmis, hareket edemez hale gelmistir.

Araba keskin bir viraja dogru yaklasir. Adam dua etmeye baslar. Tum gunahlari icin tovbe eder. Arabayi durdurmasi icin Allaha yalvarir. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kivirarak sert virajdan arabanin dogru yola donmesini saglar. Her tehlikeli donemece yaklastikca, Allah’a yalvaris ve yakarisi artar ve her seferinde de bir el disaridan uzanip, direksiyonu cevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar,ayaklarini kimildatir. “Ya Allah koru beni…” deyip, kapiyi acmasiyla birlikte, kendisini arabadan disari firlatir. Bir kac takla attiktan sonra, sarampolde kendisine gelir. Defalarca uc Kulfu-bir Elham okuyarak, Bunyan’a yuruyerek ulasir ve bir kahvehaneye girer. Ustubasi islak ve sok haldedir. Kendisini taniyanlar hemence sobanin basina alirlar. Eline bir cay verirler. Bir muddet sonra kendisine gelir, sesi titreyerek, baºina gelen doga ustu ve korkunc olayi anlatir. Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kisinin akli basinda ve toplumsal sorumluluk tasiyan bir pozisyonda oldugunu bildiklerinden,herkeste derin bir sessizlik olusur.

Yaklasik yarim saat sonra, ayni kahvehaneye Koyunabdal Koyu’nden iki kisi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak cay soylerler. Bu arada,gelenlerden birisi, digerine sunlari soyler :

-Ahmet baksana, su sobanin basinda oturan gerizekali, bizim araba yolda kalinca, biz arabayi iterken,arabaya binip-inen öküz değil mi?

 

ALINTI.

 

 

 




BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Ruhu yedi kez aşağılamak ...>
  16.Ağu.2008 Cmt 14:15:58
fiogf49gjkf0d

                            SEVGİ ÜSTÜNE

Sarp ve kayalıklıdır sevginin yolları,
Ama içinize ateş düştü mü izlemekten geri durmayın,
Gerçi sözleri düşlerinizi darmadağın edebilir,
Ama sizinle konuştuğu zaman yine de ona inanmamazlık etmeyin,
Çünkü başınıza tacı oturtacak olan da,
Sizi çarmıha gerecek olan da sevgidir,

Tıpkı püsküllerin mısırı sarışları gibi sevgi de sizi kendisine sarar,
Soyunmanız ve önünde çıplak kalmanız için sizi zorlar,
Bembeyaz kesinceye dek evirir, çevirir,acı verir canınıza,
Boyun eğdirinceye dek ezer, yoğurur sizi,
Sevgi tüm bunları başarır, yeter ki siz kalbinizin sırlarını oğrenin,
ve bu yolla Hayatın yüreğinden bir parça olun,

Ama diyelim ki korkulara kapılmışsınız
Ve sevgiden salt bir huzur ve zevk bekliyorsunuz,
O zaman bir an önce çıplaklığınızı örtün ve sevginin zorlu düzeninden uzaklaşıp mevsimleri olmayan bir dünyaya sığının daha iyidir,
Karşısındakine kendinden başka birşey vermez Sevgi,
Ve kendinden başka hiçbirşeyi geri almaz,
Çünkü sevgi kendi kendini bütünler ve kendi kendine yeterlidir,
Sevginin kendini mutlu etmekten öte hiçbir arzusu yoktur,
Ama eğer sevgiye kapılmışsanız ve tutkularınız olsun istiyorsanız,
Şunları kendinize seçin;
Tutkunuz,sevginin içinde erimek olsun,
Tutkunuz,aşırı duygusal davranışların getireceği acıları tanımak olsun,
Tutkunuz,kendi Sevgi anlayışınızla kendinizi vurmak olsun,
Varsın istekle ve coşkuyla aksın kanınız,
Tutkunuz,kanatlanmış bir yürekle sabaha gözlerinizi açıp sevgi dolu bir güne başlayabiliyor oluşa teşekkür etmek olsun,
Tutkunuz,gün öğleye eriştiğinde oturup sevginin heyecanını düşünmek olsun,
Tutkunuz,gün akşama erdiğinde evinize minnet dolu bir yürekle dönebilmek olsun,
Ve yüreğinize gömdüğünüz sevgili için iyi birşeyler dileyip yatın;
Dudaklarınızda onu yücelten bir şarkı olsun...



HALİL CİBRAN



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Şiir Köşesi...>
  16.Ağu.2008 Cmt 13:44:49
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

                         GİTTİĞİN YER

Gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın
gittiğin yer bir uçurum kadar uzak

Herkes yeniden yazgısına kanacak
gittiğin yer kalbimde hep kan kadar sıcak

Gittiğin yeri anlamak
gittiğin yeri ağlamak

Bir çerçevede yarım bir gülüş
ve yalnız bir fotoğraf bırakarak

Yine bahar açacak, güvercinler uçacak
gittiğin yerlerde sana kimler bakacak?

Gittiğin yer bir yağmur damlası kadar yakın
gittiğin yer bir uçurum kadar uzak

Seni benden zaman, seni ölüm alırdı ancak
gittiğin yer hasretimin kavalyesi olacak...

 

Yılmaz Odabaşı



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Erdal İnönü Anekdotları ...>
  16.Ağu.2008 Cmt 13:29:08
fiogf49gjkf0d

 

Türkiye’nin iktidardayken parti liderliğini kendi isteğiyle bırakan, tek siyasetçisi yaşamını yitirerek tarihe geçti. Bildiğiniz gibi aynı zamanda bir Fizik profesörü olan Erdal İnönü için arkadaşları; ona en kazık fizik sorularını sorduklarını, sonra da onları çözmek için günlerce uğraştığını söylerler. Başka bir sosyal demokrat lider olan Bülent Ecevit için ise; çok basit ve küçücük bir sorunu büyütür içinden çıkılmaz hâle getirir, sonra da çok büyük bir meseleyi çözmenin mutluluğu ve gururuyla yaşardı derler. Deniz Baykal mı? onun için birşey söyleyemezler. Çünkü söyleyeni partiden ve arkadaşlıktan ihraç ettiğini biliyoruz.
Sn Erdal İnönü yü aşağıdaki anektodları ile gülümseyerek ve saygıyla anıyoruz...

BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ-SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ile bir restorana gider. Garsonun “Bir şey almak ister misiniz, efendim” sorusu üzerine “Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz” yanıtını verir.

DEVLETE ÇALIŞAN YOK MU? -DEP’li Sırrı Sakık SHP’den milletvekili adaylığı için başvurur. Ve Erdal İnönü ile yan yana gelirler.

Sırrı Sakık, “Paşam, benim hakkımda bir sürü dedikodu çıkartılar. Önceden bilesiniz. Ağabeyim (Şemsi Sakık) dağda devlete karşı savaşır. Kardeşlerimden biri hapiste. Anam şöyle, Babam böyle” diye devam ederken Erdal İnönü söze girer:
“Be kardeşim sizde hiç devlete çalışan bir kişi yok muydu. Onu getirseydiniz bari.”

BEN KEDİ MİYİM?- “Erdal yetiş fare var” diye çığlığı basan karısına gayet sakin “Bana ne Sevinç, ben kedi miyim?”

ÖLÜRÜM YOLUNA-Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben “Ölürüm yoluna” diye haykırır.Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.

SİNEMA SALONLARI KARANLIK - Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar: Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?
-Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.

YERE YATARDI -Parti başkanı iken zaman zaman sevenleri onu omuzlara almak isterdi. Bu tür gösterilerden hoşlanmayan İnönü, kıyafetine bulundu yere bakmadan hemen yere yatardı. Kimse kendisini kaldıramasın diye böyle dururdu bir süre.

FİZİKLE REHABİLİTASYON- Meclis Genel Kurulu’nda hararetli kavgalar yapılırken bu atışmalara taraf olmaz Bakanlar Kurulu sıralarındaki yerinde oturur fizik problemleri çözerdi.

KİBARLIK EDİYORLAR- Gazeteci sorar:
-“Sizin için Norveç’e başbakan olur diyorlar” Erdal İnönü cevap verir:
- “Çok teşekkür ederim. Bu herhalde sen bu işleri Türkiye’de beceremiyor sunun kibarca söylenmesi oluyor.”

GERİSİNİ ARKADAŞ ANLATACAK - Bir miting öncesi SHP’li milletvekili, İnönü’ye çok sık yapılan bir eleştiriyi gündeme getirdi.
-“Sayın Genel Başkan’ım, siz iyi konuşamıyorsunuz. Bakın Özal’a esip gürlüyor.”
-“Peki, ne yapmam gerekiyor” diye sorar İnönü
-“Sayın İnönü, konuşmaya başladığınızda şöyle yumruğunuzu masaya vuracaksınız. İşte biz böyle partiyiz. Adamı şöyle yaparız, böyle yaparız” diye kükreyeceksiniz.”
Erdal İnönü, miting alanındaki otobüsün üzerine çıkar ve kürsüye yumruğunu vurup konuşmaya başlar:
_”Biz öyle bir partiyiz ki, adamı” der ve durup yanında duran kendine akıl veren milletvekiline dönerek şöyle der:
-“Devamını arkadaş söyleyecek.”

MERAK ETMEYİN - İzmir’i bir ziyaretinde balıkçılar etrafını çevirdi ve dert yanmaya başladı.
— Paşam burada bir komutan var. Bizi mahvetti. Balık avlatmıyor. Denize açılamıyoruz.
Balıkçıların şikâyetlerini 15 dakika dinleyen İnönü sakin bir şekilde döner ve şöyle der:
- Merak etmeyin görürsem söylerim.

O BENİM İŞTE!- Erdal Bey bir gün İstanbul’da taksiye binmiş. Şoför: “Sen ne kadar Erdal İnönü’ye benziyorsun” demiş. “O, benim” diye cevap vermiş Erdal Bey…
Şaşırmış taksi şoförü… “Yahu” demiş, “…birisi daha var. Harbiye’nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü”. Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış: “O da benim….!”

FİLM İYİ Kİ BİTTİ - SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay sinemaya giderler. Filmin öyküsü, iki mafya ailesi arasındaki çatışma. İki saat boyunca beyaz perdede silahlar konuşur. İnönü film bittikten sonra koltuğundan kalkar. İstemihan Talay, “Filmi nasıl buldunuz?’ diye sorunca İnönü şöyle cevaplar: Çok beğendim ama iyi ki bitti. Yoksa çok daha fazla adam ölecekti…



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bir Kartal Hikayesi ...>
  16.Ağu.2008 Cmt 13:21:01
fiogf49gjkf0d

                    Bir Kartal Hikayesi

Bir rivayete göre,dört tavuk,bir kartal yumurtası çaldılar..Yumurtayı kümese getirdiklerinde,kümeste bulunan diğer tavuklar gördükleri bu yumurtanın çok büyük bir tavuğa ait olduğunu düşündüler..Zaman geçti,yumurtayı getireler de unuttu,onlar da bu yumurtanın büyük bir tavuğa ait olduğuna inandılar..

Bir anne bulundu yetim yumurtaya,kuluçka başladı..Kısa bir zaman sonra yumurta kırıldı..İçinden simsiyah kanatlı,ilginç gagalı tuhaf bir tavuk çıktı..Herkes çok mutluydu,böylesini ilk kez görmüşlerdi..Anne tavuk,dersler vermeye başladı yavrusuna;”Bak yavrum,yerden bulduğun böceği ye,arpayı,buğdayı böyle ye!..” Anne tavuk hergün yeni bir şey öğretiyordu yavrusuna.Tehlikelere karşı nasıl davranılacağını da öğretti annesi;”Bak yavrum,eğer kedi buradan gelirse aksi istikamete doğru kaç,şuradan gelirse buraya kaç!”

Büyük tavuk büyüdükçe güzelleşiyordu.Oldukça uzun kanatları vardı.Ara sıra diğerleri onun kanatlarına bakmak için geliyorlardı..

Bir gün anne tavuk ,yavrusuna havadan gelen tehlikelere karşı kendisini nasıl savunacağını anlatırken büyük tavuğun gözü,gökyüzünden süzülerek korkunç bir ihtişamla geçiş yapan bir başka canlıya takıldı,

-Anne,bu ne? Diye sordu büyük tavuk

-Ha,o mu?O kartal yavrum,kuşların padişahı..

-Ne de güzel uçuyor!..

-Evet yavrum..Ama sen sakın ona özenme.Asla onun gibi olamazsın!..Sen bir tavuksun..Senden önce baban,deden,amcan,hepsi ona özendi ama hiçbirisi onun gibi uçamadı..Sen bir tavuksun ve bir tavuk gibi yaşamalısın..

O günden sonra büyük tavuk,ömrü boyunca arka bahçede kartalın ihtişamlı geçişini izleyip,iç çekti.Ve her seferinde “Keşke ben de bir kartal gibi uçabilseydim!” dedi.

Yine bir gün siyah kanatlı büyük tavuk ihtişamlı kartalı izlerken ölüp gitti..Onu bir tavuk gibi defnettiler,ki hakikatte ölen bir kartaldı!..

“ BİR KARTAL GİBİ DOĞUP,BİR TAVUK GİBİ YAŞAYAN VE KARTALLARA ÖZENİP,SONUNDA BİR TAVUK GİBİ ÖLEN BİNLERCE KARTAL VAR ”



*** Erdal Demirkıran : “ Ben dünyanın en akıllı insanıyım” isimli kitabından...



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >İnsan İlişkilerini Mahvetmenin Püf Noktaları ... !>
  10.Ağu.2008 Pzr 14:03:38
fiogf49gjkf0d
Bazen bilerek, bazen bilmeden yaptığımız şeyler ilişkilerimizi mahvediyor. Söz konusu ilişkiler karı-koca, üst-ast, anne-baba çocuk ya da arkadaşlar arasında olabiliyor. Bakalım aşağıdakilerden ne kadarını siz, ne kadarını çevrenizdekiler yapıyor?

Bir konuşmada doğrunun ne olduğuna boş vererek sadece üstün çıkmaya çalışmak ve karşısındakinin sözünü kesip son sözü söylemek: Bazılarımız özellikle görüşme biterken sazı ellerine alıp son sözü söyleyerek karşılarındakine söz hakkı bırakmadan kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

Bağırmak veya bağırarak karşısındakinden üstün gelmeye çalışmak: Birçok kişi sesini yükselterek ya da bağırarak haklılığını onaylatmak ve karşısındakini sindirmek istiyor. Konuşma ortamı tamamen ortadan kalktığı için gerilimden başka bir şey olmuyor.

Konuyu değiştirmek ya da saptırmak: Bazıları kendileriyle ilgili olumsuz şeylerin açığa çıkmasını önlemek ve mertçe tartışmak yerine konuyu başka bir yöne çekmeye çalışıyorlar.

Karşıdakini siyah ya da beyaz gibi esnekliği olmayan bir kategoriye oturtmaya çalışmak: Bazılarımız da konuyu ve karşısındaki kişiyi özgünlüğü içinde almak yerine kaba kategorilere oturtmaya çalışıyor. Karşısındaki öyle olmadığını söyledikçe de "ya öyle ya böylesin, başka türlü olamaz" diyor.

Konuşma sırasında geçmişteki hatalar ve yanlışlarla ilgili, ama konuyla ilgisi olmayan bir listeyi çıkarmak: İlişkilerimizde temizlenmemiş bir sürü sıkıntı olabilir; ancak bunları yeri gelince konuşmak gerekir. Bir yıl boyunca yıkanmamış çamaşırları bir kerede ve özellikle başka bir şey yaparken örneğin araba kullanırken yıkayamazsınız.

İnsanları saldırganlaştıracak şekilde bam tellerine basmak; en hassas oldukları konularda olumsuz şeyler söylemek: Bu da bazılarımızın bilerek yaptığı bir şey, okuma fırsatı olmamış ve bu konuda çok yetersiz bir insana hakaret edercesine cahilsin demek ya da bir şeyi başarmak için çok çalışmış birine hiçbir şey yapmadın demek.

Aslında yapılmamış ama konuşma sırasında yapılabileceği varsayılan suçlarla ilgili suçlamak: Diyelim ki, bir koca izlediği filmdeki bir kadının ne kadar güzel olduğunu ve eşiyle evli olmasaydı bu kadınla evlenebileceğini söylüyor. Karısı da "Senin gözün zaten dışarıda, Allah bilir beni öldürürsün." diye üstüne gidiyor.

Her türlü hareketi sorgulayarak bir anlam yüklemeye çalışmak; "Böyle yaptın. Demek ki şunu demek istiyorsun." gibi şeyler söylemek: Özellikle bazı kadınlar, erkeklerin son derece fonksiyonel ve düşük düşünce içeren davranışlarını aşırı yorumlamaya gidebiliyor.

Kişinin sevgisini ve sadakatini her olay ve sözle sorgulamak: Bu da komik olan bir başka tutum. "Kendine su getirdin, bana su getirmedin, demek ki beni sevmiyorsun. Beş dakika geç kaldın, ama Ahmet i almaya giderken hiç geç kalmıyorsun, demek ki beni sevmiyorsun." gibi sözlerle her şeyi, kişinin sevgi ve sadakatini sorgulamak için kullanmak. 

Nadir görülen hataları ya da saçma davranışları standart bir davranışmış gibi gösterip suçlamak: Kişi bir defa geç kalıyor ya da bir şeyi unutuyor; ama karşısındaki tarafından sürekli geç kalmak la ya da bir şeyleri unutmakla suçlanıyor.

Başkalarının yanında kişinin zaaflarından ve hatalarından söz etmek: Birisini aşındırmak ve yok etmek için yapabileceğiniz şey, onun bulunduğu ortamda onun hatalarını ve yetersizliklerini ortaya çıkarmak. Çocuklarınızın okulda ne kadar başarısız olduğunu, eşinizin ya da astınızın ne kadar yetersiz olduğunu arkadaşlarının yanında söylemek.

Yıkıcı eylemlerle ilgili tehditte bulunmak: Şöyle yaparsanız şöyle yaparım demek. Sen şimdi oraya gidecek olursan, ben de bundan sonra şunu yapacağım demek.

İşine gelmeyince çevir kazı yanmasın yapmak: Kelime oyunlarıyla "ben öyle dememiştim"; "öyle demek istememiştim" diyerek yeni konum almak.



BohemianRhapsody

BohemianRhapsody resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Savaşta Sivil Olmak... Gürcü-Rus Savaşından...>
  10.Ağu.2008 Pzr 13:54:18
fiogf49gjkf0d

Yer yüzündeki tüm savaşların sona ermesini  ve barışın egemen olmasını diliyorum.

_________________________________

BARIŞ

Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.
Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su,
pencere önüne konmuş toprak testi gibi
ter damlalarıyla alnında...
barış budur işte.
Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman
ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
yangının eritip tükettiği yüreklerdeilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,
ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,
boşa akmadığını bilerek, kanlarının,
barış budur işte.
Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda
yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi
ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.
Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun
gökyüzünün dolmasıdır içeriye;
gökyüzünün, renklerinden uzaklaşmış çanlarıyla
bayram günlerini çalan gözlerimizde.
Barış budur işte.
Bir tas sıcak süttür barış
ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır.
Başaklar uzanıp, ışık! Işık! - diye fısıldarlarken birbirlerine!
Işık taşarken ufkun yalağından.
Barış budur işte.
Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler
Geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü
ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından
cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi;
barış budur işte.
Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman
gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.
Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman
dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra.
Ve sonunda, hissettiğimiz zaman yeniden
zamanın tüm köşe bucağında acıları kovmak için
ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.
Barış budur işte.
Barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o,
dizlerinde şafağın. Herkesin kardeşim demesidir birbirine,
yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir;
ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
Barış budur işte.
Ölüm çok az yer tuttuğu için yüreklerde
mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların
şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine
büyük karanfilini alacakaranlığın...
barış budur işte.
Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.
Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.
Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları:
Barış Ve bir tren ilerler geleceğe doğru
kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden
buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.
Bu tren, barıştır işte.
Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren.
tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi.
Barış budur işte.

Yannis RITSOS

<<123456789 10111213141516171819...100...151>>