ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
18 Haziran 2024, Salı 20:00   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  VeNuSCe> Forum Mesajları
    VeNuSCe'e ait Toplam 58 Forum Mesajı var
<<12 3456>>


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >ŞU ANKİ PSİKOLOJİNİZİ EN İYİ İFADE EDEN SMİLEY???>
  27.Nis.2007 Cum 23:00:32
fiogf49gjkf0d
Tövbe yarabbi fesuphanallah...


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 22:41:02
fiogf49gjkf0d
Sanma Şahım Herkesi sen Sadıkane Yar olur,
Herkesi sen dost mu sandın Belki ol Ağyar olur,
Sadıkane Belki Ol Alemde Didar olur,
Yar olur Ağyar olur Didar olur Serdar olur,
 
Bu dörtlük Yavuz Sultan Selim e aittir.İran Şahı Kendilerine nedenli dirayetli ve güçlü bir lider olduğunu edebi bir dille ve epeyce uzun bir şiirle elçisi aracılığı ile iletir. Taaaki SULTAN ın gözü korksun diye. YAVUZ HAN HAZRETLERİ elçiyi bekletir bu dörtlüğü yazar ve Şah a cevaben elçiye verir.
Bu dörtlüğün sırrı ,İlk satırı soldan sağa okuduğunuzda ne yazıyorsa her satırın ilk kelimesini yukardan aşağıya aynı renk olanları okuduğunuzda da aynı satırı göreceksiniz.Bu ikinci satır için de üçüncü ve dördüncü satırlar için de geçerlidir.İkinci satırı okuduğunuz zaman ne görürüyorsanız her satırın ikinci kelimelerini  yukardan aşağıya okuduğunuz da aynı manayı göreceksiniz. İKİNCİ SIR :Birkaç dakika içinde yazılan bu dörtlük ile SULTAN , ŞAH a öyle edebi yazılmaz böyle yazılır dercesine edebiyattaki sanatını gösterir. ÜÇÜNCÜ SIR : Dörtlükte AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ manasın da az ve öz laf lakin bol ve faydalı icraat. DÖRDÜNCÜ SIR : Hem büyük bir SULTAN hem de dehşetengiz edip... 


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 17:57:43
fiogf49gjkf0d

Karakter ile İtibar arasındaki fark:

Itibarı, içinde yasadigin ortam belirler;
karakteri, inandigin dogrular...


Itibar, sandigin seydir;
karakter oldugun sey..

.
Itibar fotograftir;
karakter ise yüz..


Itibar disardan gelir;
karakter içerden..


Itibar, yeni bir topluluga girdiginde sahip oldugundur;
karakter giderken elinde olan..


Itibarin bir anda olur;
karakterin , ömür boyunca..


Itibarin bir saatte ögrenilir;
karakterin bir yilda açiga çikmaz..


Itibar mantar gibi büyür;
karakter sonsuza kadar sürer


Itibar zengin veya fakir yapar;
karakterse mutlu ya da mutsuz..


Itibar insanlarin mezar tasina kazidiklaridir;
karakter meleklerin TANRI huzurunda senin için söyledikleri..



VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 14:48:15
fiogf49gjkf0d

BEKLE! SEN GELiNCE BEN DE GELECEĞiM!.."

Kaybedecek hiçbir şeyimiz yoktu. Yüreklerimiz birbirine kenetli, kelepçeli ve hatta birbirinde kaybolmuşçasına içiçe girmişti. O nun ağlayışı benim yüreğimi sızlatırdı. O gülünce deliler gibi sevinirdi yüreğim. Benim korkularım O nu düşündürür ve O nu sevindirirdi benim mutluluklarım. Sevdanın resmini beraber çizmiştik penceremize, beraber ışık tutmuştuk gül kokan hayallerimize. Dostlar ayrı düşünemezdi bizi birbirimizden. Ha can, ha canan; ikisi de birdi zaten. Zamanın haince aramıza girişi bile güç yetiremedi bizi sevdamızdan vazgeçirmeye. Ne o ümitsizlik kattı yüreğine ne ben. Ne o vazgeçti tatlı tebessümlerden ne de ben. Gökten inen her rahmetle yeniden yeşerttik sevdamızı, yeniden umut topladık yağmur kokulu gecelerden. Şimdi yine yağmur var gökyüzünde. Yüreğimize sevinç getiren, umut getiren bir yağmur. Duaları rahmet kokusuyla göklere taşıyan, hep o gizemli yanıyla beklenen, hep o sırlı güzelliğiyle anılan bir yağmur. Ve sen varsın , gönlümün isyansız köşesinde. Her yağmur yağışında yeni bir sevdaya mekan tutuyorsun yüreğimi. Ve her yağmur yeniden güçlendiriyor sevgimizi. Biliyorum, gitmek değildi senin yaptığın. iki ayrı bedeni tek e indirmekti. Zamana daha güçlü bir cüsseyle güç geçirebilmekti. Şimdi seni yürüyorum yollarda, sana varıyor ayaklarım. Ve her yağmurda sen yağıyorsun saçlarıma, gözlerime ve umutlarıma. Unutulmazımsın ! Yılların paslandıramadığı tek çelik yanımsın. Haydi! Şimdi kaldır gözlerini, yağmurlarla dertleşsin yüreğin. Unutma ki, senin her yağmurla yeryüzüne inişin beni yeniden kendinde varedişindir. Ve yağmur olmak adına gökyüzüne yükselen her buhar, benim yeniden sende varolmak adına sana yönelişimdir. Unutma! Her yağmur seni bana, beni sana müjdeler kendi lisanıyla. Bekle !.. Sen gelince ben de geleceğim...ALINTI...



VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 14:27:36
fiogf49gjkf0d
Kapıyı hızlı çarpıp çıkma. Geri dönmek zorunda kalabilirsin" demiş
büyüklerimiz... "Kapıdan kapıya değişir" diye düşünebilirsiniz. Değişmez
aslında. Bazen öfke, hırs ya da intikam, kalbinizi kapının çarpma hızından
daha hızlı çarpar.

Sevgilinizi, işinizi ya da en iyi arkadaşınızı terk ederken çarptığınız
kapılar aynıdır. Hepsinde geride bıraktığınız insanlar vardır. Onları
“sizsizliğe” mahkum edip mutlu olurken, farkında olmadan kendinizi de
onlardan “eksiltmiş” olursunuz.

Bazen çarpma öncesinde “neden” sorusu gelir. Gelmezse bilin ki çarptığınız kapı
bir daha size hiç açılmayacaktır. Hayat politika gibi değildir. Pişkinlik ve
yüzsüzlük kaldırmaz. Pişmanlığa bile esnekliği çok azdır. Terazisi, “
çıkarlardan” çok, “duygularla” tartar. Kefenin birine kırık bir kalp
koyduğunuzda, diğerine ne koyarsanız koyun dengelemez. Kalp cam gibidir.
Kırıkları yapıştırsanız da izleri yok edemezsiniz.

Sevgilinizi, “sevgisizlikten” değil, “bencillikten” terk ediyorsanız, bundan
sonra çarpacağınız daha çok kapı var demektir. Her “çarpıntı” hayatınıza
attığınız bir çarpıdır. Bu çarpı, matematikteki görevini üstlenip “artırıcı”
etki yapmaz. Görevini, “eksi”ye devreder.

işyerinizi, yeni bir iş bulduğunuz için terk ediyorsanız, kapıdan girerken
verdiğiniz sözleri hatırlamanız gerekir. Kimse hayatını aynı işyerinde geçirmek
zorunda değilse de, sözlerini tutmak zorundadır. Tabi bu sözleri tutmak kendi
elinde olduğu sürece...

Yasal zorunlulukları bir kenara atın. Patronun sizi Pazartesi çağırıp, Salı
günü atma lüksünü de... Patron sizi gönderirken, geride kalanların
durumundan çok kurumun devamlılığını düşünür. Kurum yoksa iş de yoktur.
Hedeflenen satışa, kara ve verimliliğe ulaşmadıkça Pazartesi-Salı
döngüsünden sıyrılmak da mümkün olmaz.

Siz giderken durum biraz daha farklıdır. Sevgilinizi terk etme nedeniniz işiniz
için de ortaya çıkarsa “çarpı” işaretinin “eksiltici” etkisi bir kez daha
devreye girer. Elinizdeki işleri devretmeden, geride kalanları zor durumda
bırakarak “çarparsanız” bu kez birden çok kişiyi hayatınızdan eksiltirsiniz.

En iyi arkadaşınızı terk ediyorsanız vay halinize. Kaç kişinin “en iyi”
arkadaşı vardır? “En iyi” arkadaşı edinmek kaç yıllık emek ister? “Kaç
yılda” edinilen “en iyi” arkadaş, “kaç saniyede” harcanır? “En iyi”nin
boşalttığı yeri doldurmak için kaç tane “iyi” gerekir?

Kapıları çarptıktan sonra kafayı çarpmamak için düşünmekte fayda var...


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 14:24:12
fiogf49gjkf0d
Usta ya basarisinin sirrini sormuslar. Iki kelime demis:
- Dogru kararlar.

Hepimizden farkli olarak, sürekli dogru kararlari nasil alabildigini sormuslar. Tek kelime demis:
- Tecrübe.

Iyi de kardesim bu tecrübe denen seyin sirri neymis?
Usta, deriiin bir iç geçirmis ve söyle demis:
- Yanlis kararlar!


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 13:47:50
fiogf49gjkf0d

Yelken açmak sonsuzluğa ,bilmeden rüzgarın seni nereye götürecegini...

Sevmek herşeyi, belki de defalarca vurularak kalbinden ama yine de sevmek..

Ağlamak kana kana kaybedilenlere, gülümsemek sana gülümseyenlere, gözlerinin içi gülerek.. sarılmak sımsıkı öylece kalakalmak..

Kimse bize gül bahçesi vaad etmedi, güllerimizi dikmek için varız
içimizdeki sonsuz bahçeye..

Ben hep siyah güller diktim sense beyaz.. batmıyor bizim güllerimizin dikenleri.. acı yok aslında, kirlenmiyor beyaz, insanlar palyaço olmuş? dansediyor..

Gitmiyor giden ve kaybetmiyor ağlayan..

belki bir gün bir yerde....

yüreğimiz sonsuz,dünya küçük...



VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >**Aşk İnsanı Kırgın Ve Yorgun Bir Zamanda !!**>
  27.Nis.2007 Cum 13:25:32
fiogf49gjkf0d
Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü
kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle
kurtulamadığımız şeylerdir.
Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız.
Ne biçim kaybetmektir bu?



Kim gölgesinden kaçabilir ki?

Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını
alır. Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu Durup durup
ardına bakan kadınlar vardır.Geçmişi düşünmekten şimdiği
yaşayamazlar.Herşeyi didikleyip duran mazisinin gölgesinden, anılarının
yükünden bir türlü kurtulamayan gözleri ufuk yorgunu kadınlar. Güçlü,
köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer,
hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağıda geride bırakmış
oluyorsun. Zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya başlar.
Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor. Büyük
lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor, geçip
gittiğiyle kalıyor.

Zaman, aşk...... herşey!
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır. Kadınları mahfeden erkekler değil, ayrıntılardır.

Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu
konuda da umutsuzdurlar.Çünkü kadınlık bekler.
Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır.


Murathan MUNGAN


VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Yalnızlık Ne Zaman Dokunur İnsana and *8230;>
  27.Nis.2007 Cum 13:19:51
fiogf49gjkf0d

Yalnızlık Halleri

Yalnız kimseye günaydın diyemez.
Sofraya tek tabak, tek kaşık, tek çatal ve tek bıçak koyar.
Lavabonun boşalmasını beklemek zorunda kalmaz.
Hep tek kişilik bilet alır. Yan koltuk ya boştur ya da tanımadığı biri tarafından doldurulur.
Bütün konuşmaları kendi kendinedir.
Telefonunu sadece numarayı yanlış tuşlayanlar arar.
Posta kutusunda sadece faturalar vardır.
Sinemada filmi kimsenin elini tutmadan izler.
Işıkları hep kendi söndürür.
Aynasında sadece kendisiyle göz göze gelir.
Diş fırçası başkasının fırçasıyla asla karışmaz.
Kimsenin doğum gününü hatırlamak zorunda değildir, kimse de onunkini.
istediği kanalı izler ama aldığı zevki ya da duyduğu nefreti paylaşamaz.
istediği saatte yatar ama "Allah rahatlık versin" sözünü duymadan.
Sadece kendi dualarına "âmin" der.
Sadece kendine masaj yapar.
Sadece kendi ellerini ısıtır.
Sadece "kendini" düşünür, "kendini" dinler.
Kimseyi anlamaz, "kendisi" dahil.
Kimseden ismini duymaz, kimsenin ismini telaffuz etmek zorunda kalmaz.
Hiçbir şeyi paylaşmaz, yalnızlığı dahil.
Yalnızın herşeyi sırdır, her hatırası itiraf.
Kendini eleştirir kıyasıya, kendini yine kendisi savunur.
En çok çoraplarını kıskanır.
Yalnız, yalnız yaşar, ama yalnızca yaşamaz, aynı zamanda ölüdür



VeNuSCe

VeNuSCe resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  27.Nis.2007 Cum 13:15:23
fiogf49gjkf0d
Bir laboratuarda deney yapılıyor.
İçinde bir büyük ve çokça küçük balığın olduğu kocaman bir akvaryum
konuyor. Haliyle, büyük olan acıktıkça küçükleri yiyor...
Daha sonra akvaryumun ortasına dikey bir cam yerleştiriliyor böylece
akvaryum ikiye ayrılıyor. Büyük balık bir tarafa küçük balıklar da diğer
tarafa yerleştiriliyor. Büyük balık cam bölmeyi geçmek ve küçük balıkları
yemek için defalarca deneme yapıyor.
Bu durum tam 28 saat boyunca sürüyor. 28 saatin sonunda büyük balık artık
diğer tarafa geçmek için mücadele etmeyi bırakıyor.
Deneyin sonunda cam bölme kaldırılıyor.
O da ne!!!
Büyük balık küçükleri yemek için hiçbir hamle yapmıyor.
Saatler geçtigi halde onları yemediği görülüyor.
Buna psikolojide "Öğrenilmiş Güçsüzlük" deniyor. İstatistiklere göre bir
çocuk ergenlik yaşına gelinceye kadar ortalama 148.000 defa anne babasının,
"yapma; elleme, dokunma," gibi sözlerini duyuyormuş. Böyle olunca da
çocukta büyüyünce "yapamama", "edememe" özellikleri gelişiyor ve özgüvenini
yitiriyormuş.
<<12 3456>>