ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

 her seyi bilen tanrının ademin yasak meyveyi yiyeceginide bilmesi gerkmezmiydi?

meyveyi yemek ademin kendi zaafımıdır yoksa onu yaratanında bunda payı varmıdır?

“Sevdiceğim gül desenli bir elbise giymişsin ama korkuyorum ki o ipek elbisenin üstündeki gül resminin dikeninin gölgesi seni incitecek.” (Nedim)

     aşk bahçesinde binbir türlü çiçek vardır.  kimi sevgilisini dikenin gölgesinden korur kimiyse dikeniyle kanatır Ama aşkı aşk yapan bahçedeki çiçeklerin tümüdür. Nasıl ki aydınlık karanlığın varolmasıyla mümkünse aşkta farklı hallerde yaşandıkça kendi anlamını kazanır. Aşk yerine göre yol olup yürünür, yerine göre iman olur uyulur, bazen ateş olur yakar, sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder, at olur koşar, kuş olup uçar, yağmur olur coşar, sır olur saklanır, gonca olur açılır, çiçek bahçesi olur kokusuyla mest eder.  Önemli olan aşkın taraflarının bunları kendilerince yaşayıp yaşayamadığıdır. Aşk ona inananlar ve söyleyenler oldukça hep var olacaktır. Sanal yada gerçek olması bunun yaşanamayacağı anlamına gelmez.

    Bana göre bu biraz platonik bir aşkı çağrıştırıyor çünkü ondan çok onun fikrine tutkun oluyorsun gerçeklikten çok kurguya dayanıyor ama ilişmeden de sevebilir insan sonunda vuslat(kavuşma) olmadığını bile bile aşk yaşanmaz diye bir şey yok ki   belki de gerçek aşkın tanımı budur. Çağlar boyunca aşk bize hep kavuşamamanın öyküsü olarak anlatılmadı mı? Bunu kim bilebilir. Mutlu aşkın yazılı bir tarihi olmadı şimdiye kadar ama bunu yaşayan her çift kendi tarihini ileride birilerine anlatabilecekse(buna kendince değer görüyorsa) o zaman bunun adı aşktır ve yaşanmış olacaktır. Kim ne derse desin...

 Denizin yuzeyinde dalgalarla bogusmamalı

dibe dalmalı hiç dönmeyecekmiş gibi 

derinlik sarhosluguna kapılmalı

dusunmemeli, bilmeli tıpkı balıklar gibi

her aşk, keşfetme ve öğrenme heyacanını yaşatabildiği ölçüde ve sürede yaşar.

aşktta herşeyin söylenmesi ve gösterilmesi gerekmez bazı seyleri söylemek göstermekse şarttır.

bazı haklar ancak verildiğinde alınırlar bazılarıysa verildiğinde bile alınmamalıdır.

aşk biticidir, o yüzden üretkendir, hızlıdır, mutluluk ve özgürlük kazandırır.

her insanın duvarları her duvarında gedikleri vardır. aşık insan gedikleri bulabilendir.

herkesin kendine ait bir karanlığı olmalıdır aşk bu karanlığın karsıdakine sunulmasıyla anlam kazanır.

uzak olmak kimi zaman tortusunu alır askın berraklık sağlar görmeyi kolaylaştırır.

aşkın içinde ne kadar derin acılara maruz kalırsak o kadar büyük bir çoşkunun içine gireriz.

her aşk göze aldıklarının toplamıdır.

ancak söylenmemiş aşklar aşktır.

aşk dalgalı denizler üzerine yazılan bir "seni seviyorum" dur. kimsenin okuyamiyacagını bildiğin halde

  Aşk seni seviyorum derken gözlerinin parlamasıdır.

  iş çıkışı ilk uçaga atlayıp bir geceliğinede olsa onu görebilmektir.

 aşk yaptıgın her seyde iki kişilik dusunmektir.

 onun için her seyi göze alabildiğini göstermektir.

benli cumleler yerine bizli cumleler kurabilmektir.

aşk geçmişine sahip gelecegine ortak olabilmektir.

çoğu bende var... söyle uzaktan izmir esintileri estirdin dublego buna bile aç kalmışız ne diyeyim sağolasın

  aşkı küçük cari hesaplara göre yaşanıyor. çıkar ilişkilerine veya cuzdandaki paraya bakıyor. hoyratça ve önüne bakılarak seni seviyorum deniliyor. alışkanlıklar ve korkular ilişkiyi götürüyor. anlık aşık olunuyor, gunluk yasanıyor ertesi gunse dusman olunuyor. 

üzerinde dusunulmuyor, konusulmuyor sadece tüketiliyor. benmerkezci yaklasılıyor. ötekine değer  verilmiyor.

EZEL HAKLI HAKKATEN AYIP OLUYOR...