ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


19 Mayıs 2024, Pazar 12:17   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   Mahkeme kararıyla polis devleti
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

bellerophontess

bellerophontess resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  3.Haz.2008 Sal 13:48:54      Mahkeme kararıyla polis devletisohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Bir mahkeme kararı dayanak gösterilerek tüm Türkiye’nin ‘potansiyel suçlu’ gibi dinlenebilmesi, hukuk dünyasında sert tepki gördü.

İSTANBUL - Ankara’da 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karara dayanarak tüm Türkiye’nin ‘dinleme kapması altına alınması’ hukukçulardan sert tepki gördü. Hukuk uzmanları, suçun türü ne olursa olsun tüm ülkenin ‘zan’ altına sokulmasının, suçu önlemek adına temel haklardan olan ‘özel hayatın dokunulmazlığı’nın ihlal edilmesinin ‘kabul edilemeyeceğini’ belirtiyor. Böyle bir karar alınırken ‘kamu adına bir muhatabın’ olmaması da kararın ‘tek taraflı’ ve ‘keyfi’ olması sonucunu doğuruyor. Hukukçuların görüşleri şöyle:

Lekelenmeme hakkı ne olacak?
Özdemir Özok (Türkiye Barolar Birliği Başkanı): ‘Kamu güvenliğini sağlıyorum’ diyerek insanların özel hak ve özgürlüklerini yok sayarsanız, hukuk devletinden polis devletine gidersiniz. Türkiye bugün bununla karşı karşıya. Gazeteleri açıp bakıyorsunuz, insanlar dinleniyor. Modern hukukun temel ilkesine göre insanları durup dururken şüpheli durumuna sokamazsınız. ‘İnsanların lekelenmeme’ hakkı vardır. Bu tehlikeli bir gidiştir. Bütün yetkililere hukuk üstünlüğüne destek verecek açılımlar yapmalarını öneriyorum.

Kamunun itiraz hakkı çöpe
Prof. Dr. Gökhan Antalya (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı): Toplu haberleşme özgürlüğünün engellenmesi aynı zamanda toplumsal anlamda fikir özgürlüğünün de engellenmesi kapsamına giriyor.
Ayrıca dinlenilen sadece konuşmalar değil, sosyal ilişkiler de dinleme kapsamına alınıyor. Dolayısıyla her dönemde baskı unsuru olarak siyasi iktidar diğer düşünceye karşı baskı aracı olarak bunu kullanabiliyor. Gücü elinde bulunduran siyasi erk bu bilgileri psikolojik olarak bir yıldırma olarak kullanıyor. Ayrıca kamu adına itiraz eden kimsenin olmaması, kararı tek taraflı karar haline getiriyor.

‘Özrü olmayan bir müdahale’
Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu (Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi): Özel hayatın gizliliğine müdahale olduğuna şüphe yok. 2001 yılında yapılan Anayasa değişikliğinde haberleşme, konut dokunulmazlığı, özel hayat gibi özgürlükleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin üstünde güvencelerle korunmasına karşın onunla hiç bağdaşmayan bir süreç yaşanıyor. Mahkemenin kararının ‘geneli’ içeren bir karar olmaması gerekir. Suçların önlenmesi adına özel hayata müdahale edilemez. Temel hak ve özgürlüklerin özüne müdahale eden bir durum. Özrü olmayan bir müdahale.

‘Yapılan Anayasa’ya aykırı’
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi): Anayasa’nın ‘haberleşme özgürlüğünü’ düzenleyen 22. maddesinde, ‘milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, başkasının hak ve özgürlüklerinin korunması gibi sebeplerinden biri ya da birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş bir hâkim kararı olmadıkça haberleşmenin engellenemeyeceği ve bu hakka dokunulamayacağı belirtiliyor. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı bunun dışında yer alıyor. Çünkü bu karar bütün Türkiye’ye ilişkin alınmış. Dinleme değil izleme deniyor.
İzleme olması Anayasal güvenceyi ortadan kaldırmaz. Bu karara göre şunun kanıtlanması gerekir; bu izleme tüm Türkiye’ye ilişkin olduğuna göre milli güvenlik, kamu düzeni bütün ülkede mi tehdit ediliyor? Bu nedenle mi vatandaşların haberleşme gizliliği ihlal ediliyor? Bütün Türkiye’ye yönelik karar alınması için suç kuşkusunun bütün Türkiye’de, bir tür toplu kalkışmanın söz konusu olması halinde söz konusu olur. Genel bilgi depolaması, internetten yazışmaların izlenmesi, başkalarının bilgisine ulaştırılması haberleşme özgürlüğüne dokunduğu için Anayasa’ya aykırıdır. Bütün Türkiye için bu hakkın ihlali söz konusudur.

‘Mahkeme suç işlemiştir’
Erdal Doğan (Avukat): Dinleme kararı için adli soruşturma yürüten savcılığın talebi olmalı. Bir karar alınırken ilgili mahal, telefonlar ve konu somut olarak belirtilmeli. Örneğin bir mahalle dinlenecekse mahalledeki herkesin soruşturulan suçla ilgisi somut olarak sunulmalı. Aksi takdirde bir apartman bile dinlenemez. Bu kararı veren mahkeme suç işlemiştir. Kamu adına kamu dinleniyor! Buna bir yargıç karar veriyor. Tüm kamunun suçlu olduğunu varsayıyor. Siz potansiyel suçlu ve risklisiniz, diyor.

Haberleşmenin gizliliği
İstanbul Üniversitesi Ceza Hukuku Prof.Dr. Fatih Mahmutoğlu: Önleme dinlemede hâkim güvencesinin yanı sıra bu tedbirin kime ilişkin olduğu açıkça belli olmalı. Nedenleri belli olmalı. Kapsamı, şahısları belli olmayan herkese ulaşılabilmesine neden olabilecek bu tür kararlar, şayet iddia edildiği gibiyse kanunun öngördüğü koşullara uygun olduğunu söyleme imkânı bulunmamaktadır. Bu tür hukuka aykırılıklarda, TCK’nın 132. maddesi de tartışma konusu yapılabilir. Bu hükme göre kişiler arasındaki ‘haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi’ suç olarak düzenlenmiştir.

Bütün halk gözetim altında!
Prof. Dr. Ülkü Azrak (Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi): Kimde cep telefonu, hangi evde sabit telefon varsa, hepsini dinlemek için bir dinleme izni verdi. İşte Anayasa’ya aykırı olan bu. Çünkü bunun münferit suç takibiyle ilgisi yok. Bu bütün bir halkı gözetim altında tutma ve dinleme anlamına gelir. Mahkeme, bu kararıyla Anayasa’ya aykırı hareket etmiştir. Hatta o hâkim, mesleki bir suç işlemiştir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bu hâkim hakkında soruşturma açması lazım. Hem Anayasa suçu hem mesleki suç işleniyor. Bir yargıç Anayasa’yı çiğneyen bir karar veremez. Bir küçük adliye mahkemesi, bütün bir halkı gözetim altında tutacak kararı veriyor. Böyle şey olur mu?
Türkiye’de Anayasa şikâyeti yolu olsaydı, ki biz hep bunun kabul edilmesi gerektiğini iddia ettik, bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilirdi.

Buna korku devleti denir
Turgut Kazan (Eski İstanbul Barosu Başkanı ): Hukukun esamisi okunmuyor. Hukuki değerlendirme yapmanın da anlamı kalmıyor. Böyle bir genelleme içerisinde insanlar hem de mahkeme kararıyla dinlenecekse zaten o korku devletidir. Korku devleti olunca hukukun bittiği yere gelmişiz demektir. Mahkeme karar verdi diye sorun çözülmüş olamaz. Nedenleri somut olmalı, deliller sunulmalı. O verilerle ilgili filanca kişilerin, filanca kişilerle konuşan kişilerin denlenmesi söz konusu olabilir. ‘Bütün bir ülkeyi dinleyeceğim’ derseniz, bütün bir ülke göz hapsindedir. Bu, felaket demektir. Hukuk güven içinde yaşamayı gerektirir. Bu durumda güven olabilir mi?

Polis devleti uygulaması
Yücel Sayman (Eski İstanbul Barosu Başkanı): Hâkimler, kendilerine devleti koruma ve kollama misyonu atfettikleri için böyle kararları rahatlıkla verebiliyorlar. Bunun bir hukuki temeli yok. Hukuk devleti anlayışını bir kenara bıraktım, kanun devleti bile değil. Bu bir polis güvenliği devleti uygulamasıdır. Tartışılması bile insan hakları adına üzüntü verici.

‘Bütün Türkiye’ kararı olamaz
Ergin Cinmen (Avukat): Kararın ne şekilde verileceği Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belli. Burada sebep gösterilir. Sebepte bir suçtan, suç ilişkisinden bahdedilir ama “Bütün Türkiye” diye bir karar verilmesi hukuka aykırı. Bütün Türkiye için karar verilir mi! Mümkün değil. O zaman mahkeme kararına gerek yok ki. Zaten dinliyor adam bütün Türkiye’yi. Mahkemeye neden izlemek istediğini anlatmalı. Mahkeme de “Hayır” diyebilir. Takdir yetkisi var.

‘Genel dinleme’ olamaz
Ümit Kardaş (Emekli hâkim): İki türlü dinleme yapılıyor. Birincisi, suç işlendiği konusunda şüphe varsa ve başka türlü delil elde edilemiyorsa, CMK 135’nci maddesine göre belirtilen suçlarla ilgili dinleme yapılabilir.
Bu tür dinleme, insan ticareti, fuhuş, rüşvet gibi sayılı suçlardan biri söz konusu olduğunda, bu sayılan suçların işlendiğini gösteren kuvvetli şüphe varsa ve başka suretle de delil elde etme şansı yoksa yapılabilir. Burada dinlenecek kişilerin kimliği belli olacak.
Bir de polise, jandarmaya ve MİT kurumuna verilmiş ‘önleyici dinleme’ hakkı var. Kendisine ‘önleyici dinleme’ için başvuran makamın, kimin telefonunun ne kadar süreyle dinleneceğini, hangi tür iletişim araçlarında dinleme yapılacağını, tedbirin süresini, kapsamını, bu yola başvurmayı gerektiren nedenleri belirtip, talebini bu şekilde yapması, mahkemenin de karar verirken bu bilgileri araması lazım.
Gecikme ve sakıncalı hal meselesi varsa, Eminyet Genel Müdürü veya Jandarma Genel Komutanı veya MİT Müsteşarı bu dinlemeye başlayabiliyor, başladıktan sonra, 24 saat içinde hâkime gidiyorlar. Ama hukuki denetim yine hâkim tarafından yapılıyor.

‘Huzursuzluk veriyor’
Barış Aybay (Eski Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı): Her şeyden önce bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bir kuruma bu kadar geniş yetkiler verilmesi beni rahatsız ediyor. Herkesin her an kendini böyle bir tehditin altında hissetmesi, bu şekilde yaşaması huzursuzluk veriyor.

‘Genel bir kararla kimse dinleyemez’
Bahri Bayram Belen (Avukat): Herkesi genel bir arama kararıyla bütün insanları, hiçbir devlet organı dinleyemez. Bu hem Anayasa’daki özel hayatın gizliliği, hem iletişim özgürlüğü ile ilgili Anayasal düzenlemelere ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na da aykırıdır. Böyle bir karar olamaz. Böyle bir kararın verildiği söyleniyorsa, bu karara karşı ilgili olan herkes itiraz edebilir. Genel bir karardan bahsediliyorsa ben de itiraz edebilirim. Yargıçlar karar verir ancak verilen kararların da usule uygun, yasal düzenlemelere uygun olması gerekir. Bu kararlar, insan özgürlüklerini sınırlayan, istisnai kararlardır. Bu kararlar yanlış olursa hukuki delil olarak dahi kullanılamaz.

70 milyon mağdur
Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır Baro Başkanı): Genel dinlemeye ve izlemeye ilişkin böyle karar verilemez. Emniyet’ten, MİT’ten, istihbarattan gelen her türlü talebe olur veriliyor. Sonuçta yargı özgürlüklerin güvencesiyken, onları tehdit eder hale geldi. Ankara ve Diyarbakır’daki mahkemeler benzer bir kararı üç yıl önce verdi. MİT’in istediği genel dinleme ve izleme talebi mahkemece onaylanmış, ben de itiraz etmiştim. Başbakan MİT Müsteşarı için soruşturma onayı vermişti o dönemde. Ancak mahkeme takipsizlik kararı aldı. Aynı Başbakan, kendi memurları için alınan kararın karşısında durmuyor. Vahim olan bu. 70 milyon insan bu kararın mağdurudur.

Meçhul bir suç için karar
Ümit Yavuz (Avukat): Anayasa’ya aykırılık teşkil eder. Bu karar haberleşme özgürlüğünün ihlalidir. Varsayımsal, oluşmamış, olabileceği bile meçhul bir suç için böyle bir karar alınamaz. Dinleme kararında mutlaka isimler belirtilmeliydi. Herkes için dinleme diye bir şey söz konusu olamaz. Sivil toplum örgütleri, barolar, sendikalar, tüm kişiler bu karara itiraz edebilir. Sanırım İstanbul Barosu da bu karar itiraz etmek için hazırlanıyor.

Kaynak: Radikal

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir