ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
13 Mayıs 2024, Pazartesi 20:47   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  83alesta> Forum Mesajları
    83alesta'e ait Toplam 129 Forum Mesajı var
<<12345 678910111213>>


83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >GÜNE BAŞLARKEN...>
  18.Ara.2007 Sal 13:16:55
fiogf49gjkf0d

İyi Günler..

Sevgide güneş gibi ol.
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol.
Hataları örtmede gece gibi ol.
Öfkede ölü gibi ol.
Tevazuda toprak gibi ol.
Her ne olursan ol.
Ya olduğun gibi görün,
Ya da göründüğün gibi ol..

MEVLANA.



83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  17.Ara.2007 Pzt 02:47:20
fiogf49gjkf0d
yalanmış...
 
Kulağımın içi kaşınıyor.

Felaket.

Önce azar azar başlıyor kaşıntı, geceleri.

Sonra artıyor.

Kaşımak da bir zor ki kulağın içini.

Bir türlü geçmiyor.

"Ne yapsam acaba?" diyorum.

Günler geçtikçe daha da artıyor.

Doktora gitmeye karar veriyorum. Arkadaşlarıma soruyorum
"Tanıdığınız iyi
bir kulak burun boğazcı var mı?" diye. "N oldu ki?" diye soruyor
arkadaşlarım. "Kaşınıyor kulağım" diyorum. "Uyuyamıyorum
geceleri, kulak
kaşınmasından!" Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi. "Çok iyi
doktordur"
diyor. "Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini
iyileştirir."

Gidiyorum doktora.

Gözlüklü, şirin bir amca.

Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor.

Şaşırıyorum önce. "İçinde kaşıntı var" diyorum. "Öyle büyüteçle ne
anlayacaksınız ki?"

"Yok" diyor, "Ben çoktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için
bakıyorum." "Nedir?" diyorum doktora.

"Eski sözler kaçmış kulağınıza" diyor.

"Nasıl yani?" diyorum.

"Kimin sözleri?"

"Bakacağız" diyor.

Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza benzer biralet
çıkarıyor.

"Yan durun. Kıpırdamayın" diyor bana. Biraz irkiliyorum.

"Eski sözler" diyorum, "Ha?" Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı

acıtmıyor nedense.

"Bir erkek sesi bu" diyor. Sanki bir uğultu duyuyorum.

Cımbızı çıkarıyor kulağımdan. "Yalan kaçmış kulağınıza!" diyor doktor.

Yalana bakıyorum.

Küçücük bir şey gibi gözüküyor.

"Vay be! Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş? Hangi yalan peki?"
diyorum.

"Durun, bekleyin" diyor doktor. "Dikkatli olmamız lazım. Tekrar
kulağınıza
kaçabilir. Önce şu deney tüpünün içine koyalım. Sonra serbest
bırakırız."

Yalanı tüpün içine koyuyor.

Kapağını da kapıyor tüpün.

Serbest kalıyor yalan.

"Seni seviyorum" diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden.

"Yalanmış ha?" diyorum.

Kulağım bile anlamış, kalbim hálá anlamıyor...


83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Forumcu Tipler,sizin tipiniz hangisi ?>
  16.Ara.2007 Pzr 20:05:02
fiogf49gjkf0d

forum şairleri:

En sık rastlanan tiplerdendir. Şiir topiklerine yazıp giden cinsleri zararsızdır,lakin olayı üslup haline getirenler çok fenadır. “Hükümsüz kalmış ruhun senfonisi” gibi tamlamalar kullanır..


öğreten adamlar:

Misyon sahibi arkadaşlardır. Herşeyi bilirler ve sormasanız bile öğretirler. Kendilerine iman farz, şükran vaciptir. Mesih kompleksinden müzdariptirler, kurtarılmak istememenizi idrak edemezler. Yeterli ilgi ve alakayı göstermezseniz küserler. Soru sordukları görülmemiştir.

"Yardım edin" ciler

Kendi aralarında ikiye ayrılırlar.

Birinci gruba genellikle bilişim forumlarında rastlanır. Forum sakinlerini arama motoru yerine kullanırlar. Takıldıkları konuyu araştırmak yerine sorup hazır cevap almayı tercih ederler. İstediği cevabı vermezseniz bozulurlar.
******
İkinci grup daha vahimdir. Yardım istenen konu genellikle aşk-meşk muhabbetidir. “Sizce sevgilim beni aldatıyor mu?” “Erkekler niçin böyle?” “İntihar etmeyi düşünüyorum” “Her aradığımda telefonu suratıma kapatıyor, sizce sevgilim naz mı yapıyor?” gibi temaları vardır. Bu temalar onlar için hayatidir, dalga geçerseniz çok kırılırlar.

sevgi insanları:

Forum şairleri kadar sık görülen tiplerdir, zaten genellikle bunyelerinde ikisini birlikte barindirirlar. Sevgide sinir tanimazlar. Börtüyü, böceği, insani, kanapeyi, güneş ışığını, cocuklari, telefon sarjörünü filan ayrim yapmaksizin severler. Sevgileri yüreklerinden kopar, enginlere sigmaz tasar. En tahammul edemedikleri sey, sevilmemektir. Boyle durumlarda, birkac tane nick alip ilk nick e yönelik hayranlik ve sevgi cumleleri kurduranlara bile rastlanir.



Forum Asabileri:

Çatacak eleman aramak üzere internete girmiş, site site dolaşmış, sitem, hır gür gargara dolu insanlardır. Bazan bazı başlıklara sırf imzalarını atıp çıkarlar. Maksat asabiyat yaratmaktır. Damarlarındaki asabiyat yetmediğinde, öyle abuk subuk imzalarla taciz atışı yaparlar.


İmlâ Zabitleri

Ömürlerinin kırk senesini birilerinin kendilerinin yanlışını düzeltip durması durduk yerde olmasa da, bir maraz bırakmıştır vatandaşlarımızda. İyilikten doğmamıştır anlayacağınız bu mazarat. Her neyse, "histeri ingilizceden dilimize geçmiştir, isteri fransızcadan..." gibi söylemlerle kendilerini bile çileden çıkarabilir bunlar. (bakınız tırnaklarının içinde özel isimleri büyük harfle yazmayabilirler, apostrofla ayırmayabilirler, çok biliyorlar ya, dediklerini yapacaksınız, yaptıklarını yahut yazdıklarını değil.)




Forum nihayetçileri:

Her çıkışın bir inişi, her başlangıcın bir sonucu var diyerekten hayatı bu basit felsefe tadında yaşayangellerdendir kendileri. Olaylara, forumda
yazılanlara hep sonundan bakarlar, ki bunlara bu durumda "kaçacağı dem saklanacakları tutangiller" bile diyebiliriz.
Bakalım sık sık hangi aforizmalarla hafsalamıza tavan yaptırıyorlarmış: "İyi hoş diyorsun da, sonuçta bu laflar bana bir şey kazandırmıyor ki", "bize laf değil pizza lazım", "bu başlığı ben sonlandırırım abi, kimse yazmasın, moderatöööööööööööör moderatööööööööööör, kilitler misin anacım şurayı, bozuyorlar sonuç bölümümü"...:D

Forum Sonsuzcuları:

Handiyse sonsuz susuzluk çekiyor gibidir bunlar. Dilediğiniz kadar sulandırın ortalığı, damacanalarca candamarlarına su dayayın, tatmin olmazlar. Soruları, sorunları, yazıları, çizgileri, teşhisleri, herbir şeyleri n kadar ilerler bunların. Bu arada "n"lerinin enleri bilinmemektedir. Zaten bu vecih ile de onlara sonsuzcular diyoruz ya.


Forum itirazcıları:

Aslında bunlar sırf foruma değil, hayata hayati mahkemesinin "itiraz makamı" olarak bakarlar. O cihetle "öyle olmaz, sen öyle demişsin ama, otoriteler
böyle diyor" gibisinden hışımla ve herkesten önce kendine hasar verici bir şekilde başlıklara girerler. Girerler de, bir türlü çıkamazlar doğrusu.


Forum hayretçileri:

Aslında kendileri hayret birer mevzudur lakin, yüzeysel bir şekilde incelemek icabeder kendilerini. Bunlar sanki ömr-ü hayatlarında sizin azevvel yazdığınız
hadisenin bir benzerini yaşamamışlar gibi (yaşamamışlardır, oksijen sarfiyatı bunlar, zaten "bir sayfa okudum, hayatım altüst oldu" bilem diyebilirler, boşturlar) hiç tahmin etmediğiniz hararette hayret ederler mevzuya.



Forumun KalanThorları:

Bunlar pek sık girmezler foruma. Girdiklerinde de bir müddet forma girme zorluğu çekerler. Çok eskilerden filan kalmış olabilirler. Antika muamelesi edilmesi caizdir bunlara.

İhtilaf Cephesi:

Muhtelif çap ve kalibrede, ibresini şaşırmış bir forum kitlesi oluşturur bu cephenin kalemşörleri. Kimi dem kendilerini "itlaf timi" ile karıştırırlar lakin bu karışıklığı fark yahut itiraf edemezler.
Sıklıkla kullandıkları laf-ı güzaf: "ona öyle demezler, peynir ekmek yemezler", "ne yani oldu mu şimdi o, yakışmadı çabuk çıkar, değiştir değiştir" gibidir.



Forum kına yakıcıları:

Bunlar forum efradının, eşin dostun tanıdığın, çoluğun çocuğun düğününün bir önceki gecesinde -yani kına gecesinde- ortalığı şen şakrak hale getirmek için ellerinden ne gelirse yapabilecek kapabilitide; süper zeki, çalışkan, çağrışkan insanlardır. Arada bir "kınayı getir aneeeeeeeeeeeey, kınayı getiiiir aney, parnağın batır aney, parnağın batır aney, bu gece misafireem,
bu geceeeee misafirem, goynunda yatır aney, goynunda yatır aney" şeklinde de iki uzun bir kısa hava türkü çığırabilirler.:D



Forum kınayıcıları:

Hanımefendiciğimin de o narin ellerini bütünleyen o misli bulunmaz parnak uçlarıyla o misli bulunur klavyesine tıngırdatarak ifade ettiği üzere, kınama işlemini esef eşliğinde yürütür bunlar. Multitasking uzmanlarıdır bir yerde. O kadar çoklu işlemi birarada yürütmelerinin bağrısıra "maateessüf" lafını bir türlü imlâya uygun yazamaz bunlar. Bunlara forumun ilerleyen mademelerinde "mutasarrıf" değil, "mutasavvuf" değil, (neydi lan) "müteessif" lik mazbatası hedaye edilir.

Sıklıkla kıllandıkları durumlar (aman işte kullandıkları kelamlar): "esefle kınıyorum", "üzülerek belirtiyorum ki, bu server üç vakte kadar göçecek"... vs gibidi

 



83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >HOŞGELDİN MİNİĞİM.....>
  16.Ara.2007 Pzr 16:39:19
fiogf49gjkf0d
ANNE ve BABA YEMİNİ
 


83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Dans ve Sahne>
  16.Ara.2007 Pzr 15:38:24
fiogf49gjkf0d

Ünlü ya da ünsüz,çocuk ya da yetişkin,yoksul ya da zengin;

herkesin adım atar atmaz kendini sonsuz güçlü hissettiği, değiştiği,
mutlu olduğu büyülü bir zemin SAHNE.
Hani derler ya, birkere tozunu yuttun mu bir daha iflah olmazsın diye;
yaşam bunun harfiyen doğru olduğunu nasıl da yeniden öğretiyor bize her geçen gün.
Orada büyüyor sanat, oradan besleniyor hayat, orada devleşiyor insan.
Tabii ki her şey gibi, üzerinde İNSAN olmadan bir anlamı yok o alanın da.
Eliyle yaratan, diliyle anlatan, sözüyle var olan insanı da koyun şimdi oraya.
Peki ya söz biter ama hâlâ söylenmemiş şeyler kalırsa?.. Onun da çaresi var.
Söz biterse BEDEN konuşur. Bin kelimenin anlatamadığını bir hareket söyler.
Eller, beller kıvrılır, havalara zıplanır, yerlere yatılır.
MÜZİK söyler ne yapmanız gerektiğini. DANS aracı olur ifade etmenize..


Sen bensin, ben de sen, tamam; ama iplerimiz kimin elinde?


Tango; müzik, dans, şiir veya şarkı gibi bildiğimiz sanat türlerinden değildir.
O her bireyin özgürlük ve bağımsızlığını ilgilendiren bir yaşam biçimidir,"
demiş Horacio Ferrer. Hele bir de fonda Astor Piazzolla varsa...


Kötünün gücü, iyinin masumiyetine karşı. Siyah, beyazı alt edebilecek mi?..

Dans bedeni kontrol edebilmektir. Ama nihai kontrol Tanrı dadır. Ve bazen yardım istemek için eller yukarı, O na açılır

Allah tan alıp kula veren semazenlerin büyülü beyaz giysileri


Nasıl birbirine girmişse burada renkler, müzik, ritim ve dans işte öyle çıkar bedenin içinden...


Tüller ve boncukların ahenkli şıkırtısı Dansın Sultanları nın sesine ses katıyor.


Geceleri hayat başka. Müzik, dans, eğlence, aşk ve hayat...


Sen benim kalbimin bakıcısısın
Güldeki karanlık yazıdan bir mesel
Sussam razı değil dile
Konuşsam derin ve geleneksel
Bir hüzündür
Dolaşır dilden dile
Ah bedenin, zakkum bedenin
Bir dağyolu tadında
(Deprem / Hilmi Yavuz)


Kadın, beyaz, şeffaf.
Üç büyülü kelime bir arada iyi nin anlamını güçlendiriyor dansın diliyle...


Kös sesine alışıktır bizim kulaklarımız.
Vurdu mu bir kere inletir ortalığı ve başlar hemen o davudi ses: "Ceddin deden, neslin baban"...

Eski günlerin hatırına, dizler yere vurulacak bir kez daha...


Bir tablo sanki. El üstünde tutulan ve o anı özleyenler...


Özgürlüğün çocuğu Çingeneler, ateşle oynuyor. Çıplak ayak danslarında hayat var.


Birbiriyle uyum içinde kıvrılırken bedenler, ne hüzün kalır yürekte ne keder...


Zil, şal ve gülBu bahçede raksın bütün hızı
(Endülüs te Raks / Yahya Kemal Beyatlı)


İşte müzik: Tuşları okşayan, bazen döven ama hep seven parmaklar...
Sıra gitarın tellerine de gelecek.

 


Teller üzerinde kayan parmaklar kim bilir hangi nağmeleri dokuyor?


Her enstrüman vücudun bir parçası olur bir süre sonra.


Önemli olan müzisyeni görmek değil, çaldığını duymaktır. Her nota bir alev gibi ortalığı kavurur, kırmızıya boyar.


Üç ses, üç nefes, bir şarkıya akıyor.


Ve şarkı biter. Ve ter damlar. Ve alkış kopar...



83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarihten Anekdotlar>
  15.Ara.2007 Cmt 21:24:31
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

                iconflash.gif (1595 bytes)Fatih Sultan Mehmet ten:

           Bilindiği gibi Fatih, genç yaşta padişah olmuştur. Yaşı gençtir ama zekası ve inançları çok kuvvetlidir. Yeni sultan olduğu yıllardır.  Birgün bir sefere gidilecekken ordunun başında babasının olmasını ister. Ancak babası bu teklifi kabul etmez. Fatih in maksadı babasının ilminden ve tecrübesinden yararlanmaktır.

-"Eğer sen padişahsan geç ordunun başına. Yok eğer ben padişahsam emrediyorum ordunun başına geçeceksin!"

Babası Sultan Murat, başka çare bulamaz ve orduya komutanlık yapar.

 

           iconflash.gif (1595 bytes)Osman Yüksel Serdengeçti den:

          Osma Yüksel in milletvekili olduğu yıllardır. Birgün meclis kürsüsünde kendisine laf atan vekillere dayanamaz ve:

-"Bu meclistekilerin yarısı eşektir!" der ve iner kürsüden.

     Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister. Arkadaşlarının da ricası ile tekrar kürsüye çıkar ve zekasını gösteren ve vekilleri rahatlatan şu sözleri söyler:

-"Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!"

 

iconflash.gif (1595 bytes)Kant tan:

         Ünlü Alman eğitimci Emmanuel Kant ın bir sözü:

-"Her ne kadar ben inanmasam da bir tanrının var olduğunu kabul etmek gerekir."

 

 

iconflash.gif (1595 bytes)Kanuni Sultan Süleyman dan:

             Süleymaniye Camiinin inşaası sırasında bir ermeni usta, yanlış duvar yapması sonucu, Kanuni tarafından cezalandırılır. Ermeni usta, sultandan şikayetçi olur. Kadı, ikisini de huzuruna çağırır. Kanuni ve usta, kadının karşısında ayakta beklemektedirler. Karar açıklanır: "Kısas!" yani Kanuni de aynı şekilde cezalandırılacaktır. Ermeni usta, adalete hayret eder ve:
-"Madem dininiz bu kadar adil, hem davamdan vazgeçiyorum hem de müslüman oluyorum"

Davadan sonra Kanuni, kadıya:
-"Eğer ben padişahım diye benim lehimde bir karar verseydin, seni bu kılıcımla öldürürdüm"

Kadı, oturduğu minderin altından bir hançer çıkarır ve :
-"Sultanım siz de eğer ben padişahım diye kararıma itiraz etseydiniz ben de bu hançeri sizin kalbinize saplardım..."

 

iconflash.gif (1595 bytes)Bir Derviş:

          Garip dervişin biri büyük bir köşkün önünden geçerken evin av meraklısı ve zalim olan beyi, yardımcıları ile ava gitmek için evden çıkıyorlardır. Dervişle selamlaşırlar. Aksilik bu ya o gün hiç birşey vuramadan dönerler. Bey çok sinirlidir:

-"Sabah ava giderken karşılaştığımız o dervişi bulun çabuk! Onun yüzünden işlerim ters gitti. Uğursuzu getirin bana!"
Yardımcıları hemen dervişi bulup beyin huzuruna çıkarırlar. Bey kükrer:

-"Bre uğursuz adam! Senin yüzünden elimiz boş geldik! Hiçbir şey vuramadık! Tiz vurun kellesini!"

Derviş, beye şöyle der:
-"Beyim sabah selamlaştık. Siz hiçbir şey vuramadınız. Ben ise kellemi kaybediyorum. Siz söyleyin, hangimiz daha uğursuzuz?"

 

iconflash.gif (1595 bytes)Kanuni Sultan Süleyman dan:

          Kanuni, şehzadelerini muhteşem bir törenle sünnet ettirir. Kısa bir süre sonra da veziri İbrahim Paşa nın oğlu sünnet olur. Törene Kanuni de davetlidir. Birara Kanuni, vezirine der ki:

-"Söyle bakalım İbrahim Paşa. Senin tören mi daha muhteşem, benimki mi?"
-"Elbette benimki sultanım"

Kanuni şaşırır. Sebebini sorar. Vezir:
-"Benim oğlanın düğününe koskoca cihan padişahı davetliydi ve geldi. Sizinkinde böyle bir davetli var mıydı?" der.

       



83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  15.Ara.2007 Cmt 19:32:05
fiogf49gjkf0d
Hüzün gemisi merhaba beni gemine alır mısın bu gece, hüzünlüyüm beni aydınlıklara götürür müsün, yalnızım, çaresizim, mutsuzum, bu hayat acımasız ,yalanlarla dolu olmayan bir yere bırakır mısın? Sana sığındım beni bütün gece kötülüklerden ve yalanlardan koruyabilir misin? Bak ben bu gece değil belki de her gece seninleyim. Mutluluğu bulana kadar yalnız bırakmayacağım, sana arkadaşlık edeceğim kabul eder misin, demir attım hüzün gemisine yanımda sevgi getiremedim kusura bakma onu alıp gittiler sadece sana anılarımı getirdim dinleye bilir misin?...


83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  15.Ara.2007 Cmt 19:27:48
fiogf49gjkf0d

Gülmek"SAFTIR"
denme riskini göze almaktır,
Ağlamak ise"DUYGUSAL"
görünme riskini,

Birine yakınlaşmak
"KENDİNİ KAPTIRMA"
riskini göze almaktır,

Duygularını açmak
"KENDİNİ ORTAYA KOYMA"
riskini göze almaktır,

şüncelerini söylemek ise
"DOKUZ KÖYDEN KOVULMA"
riskini,

Umutlanmak
"HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA"
riskini göze almaktır,

Sevmek ise
"KARŞILIK GÖREMEME"
riskini.


Ama riskler alınmalıdır,
Çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır.
Çünkü yaşamak "ÖLME" riskini göze almaktır...



83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  15.Ara.2007 Cmt 11:52:12
fiogf49gjkf0d
KİMİN VAR Kİ ?
 
Kimi bekliyorsun hala,
Evinden kitaplarından uzakta mısın ?
Arada bir telefon et kendine
Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden
Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan
Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten
Senin senden başka kimin var ki arasın

İnince trenden ya da uçaktan yalnızlığın
Sevinçle karşıla yanlızlığını garlarda hava alanlarında
Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yanlızlığınla
Ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara
Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye
Senin senden başka kimin var ki beklesin

İçki masalarında bir başına mısın
Kendinleysen yetmelisin kendine
Çoğaltıp yanlızlığını konuş bir çok kendinle
Kaldır içki bardağını kendi şerefine
Ağlaşarak gülüşerek tartışarak kendile
Senin senden başka kimin var ki bulasın

Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere
Tutup kendi saçlarından kaldır kendini
Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden
Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden
Haber ver kendine ki öldüğünü bilesin
Kimin var ki senin sana öldüğünü söylesin

Kendi kendinin hem konuğu hem ev sahibisin
Zamanın varken ağırla kendini sarılıp öperek
Biliyorsun nasıl olsa yakın o gelecek
Kimileri diyecek

Daha şimdiden sev kendini sev kendini sev
Kimin var ki senin seni senden başka sevecek..
 
 
AZİZ NESİN
 
ŞİİR , MUMDAN KAYIKLARLA ,
ALEV DENİZİNİ GEÇMEKTİR


83alesta

83alesta resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BİRİCİK KANKKAM KANDEMİRİN(KEREMCİMİN )DOĞUM GÜNÜ BUGÜNNNNNNNNNN>
  14.Ara.2007 Cum 13:55:12
fiogf49gjkf0d

MUTLU YILLAR DOĞUM GÜNÜ ÇOCUĞU

Doğum günün  bugün

Doğumgünün gülüm

Doğum günüm diyorsun;

Doğum günün  kutlu olsun

Mutlu ol senerlerce

Sana boncuktan kuş yaptım

Konacak pencerene

Janım arkadaşım kerem yüzünde gülücük kalbinde aşk dünyan sevgiyle dolsun, yaşam boyunca mutlu  ve sağlıklı yıllar seninle olsun..

Hoşgeldin dünyaya iyi ki doğdun iyi ki varsın

<<12345 678910111213>>