Neşter sezon sonu

Aziz Yıldırım, Aragones ile yolları ayırmayı, 4-5 kaliteli oyuncuyu transfer etmeyi planlıyor

Dede’yle masaya oturulacak
Avrupa defterini erken kapatan Fenerbahçe, ligin ikinci yarısında 5 maçta 10 puan kaybedince, yönetim yeni planlamaya gitti. Neşteri eline alan Başkan Aziz Yıldırım’ın, önümüzdeki sezon için radikal kararlar almayı düşündüğü belirlendi. Buna göre, 2 senelik sözleşmesi bulunmasına karşın, taraftarın, camianın ve futbolcuların güven duymadığı teknik direktör Aragones ile sezon bitiminde büyük olasılıkla yollar ayrılacak. İspanyol hocayla masaya oturacak olan yöneticiler, sorunsuz çıkış yolu arayacak.

Genel menacer arayışları
Düşünülen bir başka uygulama da, genel menacerlik müessesesine geçmek. Bunun için Bülent Uygun, Aykut Kocaman, Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin ve Pierre van Hooijdonk’tan birisiyle anlaşma yoluna gidilecek. Hocanın yanısıra Maldonado, Josico, Burak, İlhan, Can, Gürhan, Yasin gibi oyuncular da gözden çıkarılacak. Yönetimin, önümüzdeki sezon 4-5 çok kaliteli oyuncu alınması konusunda görüş birliğine vardığı belirlendi. Yani Fenerbahçe, yeni sezona radikal değişiklikler yaparak girecek. 

(milliyet)

İngiltere yi ağlatan vasiyet

Çok az ömrü kalan İngiliz BBG ünlüsü Jane Goody, düğün konuşmasıyla bütün İngiltere yi gözyaşlarına boğdu.

İki ay ömrü kalan İngiliz BBG sinin yıldızı Jane Goody düğünündeki konuşmasıyla konukları ağlattı. TV yıldızı kocasına, Ben öldükten sonra aşkı tekrar ara dedi

Önceki gün düzenlenen törenle sevgilisi Jack Tweed le evlenen İngiliz BBG sinin yıldızı Jane Goody (27), düğünde yaptığı yarım saatlik konuşmayla konukları gözyaşlarına boğdu. Rahim kanseri olan ve doktorların 2 ay ömür biçtiği Goody, Hala bir mucize gerçekleşmesi için dua ediyorum dedi. Kocası Tweed den bir de istekte bulunan Goody, Ölümümden sonra aşkı tekrar ara ve bir başkasıyla mutlu ol diye konuştu. Öte yandan geceye özel tasarım fildişi rengi bir gelinlikle gelen Goody nin 350 bin sterlinlik düğün masrafları gelen bağışlarla karşılandı.

(milliyet)

Dünyanın en küçük nano robotu!

İnsan vücudundaki molekülleri işleyen en küçük nano-robot, Amerikan ve Çin ortak yapımıyla üretildi!

Amerikalı ve Çinli bilim adamları, insan vücudundaki molekülleri işleyen dünyanın en küçük iki kollu nano-robotunu üretti.

ABD deki New York ve Çin deki Nanjing üniversitelerindeki bilim adamlarının geliştirdiği robot 150 x 50 x 8 nanometre boyutlarında. Bir nanometre, bir milimetrenin milyonda biri uzunluğunda. Eğer elma bir nanometre uzunluğunda olsaydı, normal bir elmanın boyutu yerküreden daha büyük olurdu.

New York Üniversitesi Kimya Profesörü Nadrian Seeman, "Nanoteknoloji, gözle görülmesi imkansız moleküleri ve atomik zerrecikleri istediğimiz yerden alıp, istediğimiz yere yerleştirme imkanı sağlıyor" dedi. Seeman, programlanabilen bu robotun, araştırmacılara DNA ya benzeri görülmemiş bir ölçekte müdahale etme imkânı tanıdığını ifade ediyor.

Kollarını bir silah olarak kullanan robot, DNA origamisi içerisine yerleştiriliyor ve istenilen şekilde bir DNA oluşturulması için müdahale ediyor. Üretilen şekillerin çapı 100 nanometre ye kadar yükseltilebiliyor. Robotun işleyişinin ardından üretilen yeni şekiller 8 kat daha geniş ve 3 kat daha karışık hale gelebiliyor. Bu sayede yeni DNA yapıları oluşturulabiliyor.

İleri teknoloji ürünü robotun bilgi taşımada kullanılan yeni sentetik fiber üretiminde de kullanılabileceği belirtiliyor. Bilimadamları, robotun yüzde 100 lük bir doğruluk oranıyla çalışabildiğini ifade ediyor. İki üniversitenin bu ortak çalışması, Nature ıÜüNanotechnology dergisinde yayımlandı.

(milliyet)

                     Galatasaray’da Bülent Kor

Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik, grubun Maliye’nin istediği teminatı yatıracağını söyledi. Gedik, “Sonra yargı süreci başlayacak. Bu bizim için itibar davasıdır” dedi

                           

Doğan Yayın Holding (DYH) Başkan Yardımcısı (CFO) Soner Gedik, vergi mahkemesine açacakları dava sonuçlanıncaya kadar şirketin, 980 milyon lira civarı geçerli teminat göstermesinin gerekeceğini söyledi.
Maliye’nin, Doğan TV’nin yüzde 25’inin Axel Springer’e satışı konusunda DYH’ye kestiği 862 milyon liralık vergi cezasıyla ilgili olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Gedik şunları söyledi:
“11 ay önce 7 şirketimizde (bunlar grup cirosunun yüzde 90’ını oluşturuyor) birden inceleme başlatıldı. Bundan önce de incelemeler olmuştu ama onlar tek bir şirketteydi. Bu kez hepsini birden incelemeye aldılar. Ben hesap uzmanlığından geliyorum. Benim bildiğim böyle bir inceleme hiç olmamıştır.
Türkiye’de mükelleflerin sadece yüzde 3’ü incelenir ve son bir yılı incelenir. Bağlantıları varsa iki yılı incelenir. Bizde 5 yılı inceliyorlar. Sayın Nurettin Canikli ‘Objektif inceleme’ dedi ama ben bu konuda ciddi şüphe sahibiyim.”

Uygulama değişti mi?
İncelemede görüşleri, savunmaları alınmadan rapor yazıldığını belirten Soner Gedik şöyle dedi:
“Gelirler kontrolörleri inceledi, şu kadar matrah farkı buldu. Denetçiler şu kadar, hesap uzmanları şu kadar buldu... Bu iş biraz skora dönüştü. Ama bizim 70 bin küçük yatırımcımız etkileniyor. Grubumuzda 10 maaşlı kontrolör, bir o kadar yeminli mali müşavir çalışıyor. PricewaterhouseCoopers denetliyor. Yanlış kayıt için bir motivasyon olmalı. Bizim cebimize ne giriyor? Vergi kaçakçılığı çift kayıtla, naylon faturayla olur. Defter kayıtları olmamasıyla olur. ‘2006’da kayıt yaptın, sonra onu düzelttin’ deniliyor. Evet ama onu sana ben gösteriyorum. Buna kaçakçılık diyemezsin, düzeltme defterimde.
Maliye eğer uygulamalarını değiştirdiyse o zaman bütün sektörler incelensin. Niye sadece ben? O zaman 128 milyar doları bulan bütün şirket işlemlerinin tamamına bakması lazım. Benim yaptığım işlemin tutarı 500 milyon dolar.”
Önümüzdeki dönemde yargı sürecinin başlayacağını belirten Gedik, 30 gün içinde vergi mahkemelerine gidileceğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Mahkeme, lehimize karar verirse Maliye, Maliye lehine karar verirse bizim itirazımız olacak ve dava Danıştay’a gidecek. Bu süreçte teminat isteyecekler. Grubumuz faizler dahil 980 milyon lira civarı bir miktarı maalesef teminat olarak verecek. Bu gayrimenkul olur, Hazine bonosu olur, makine olur. Cebimden çıkmıyor ama dava bitene kadar teminat altına alınıyor.

‘Satış geliri temettü olmaz’
Bu teminatı vermede bir finansal sıkıntı yaşamayacağız. Krize sağlıklı bir bilanço ve sıkı bir rezervle girdik. Grubumuzun bunu fazlasıyla verme gücü var. Ama ben işin itibar, imaj tarafına bakıyorum. Mahkeme sonucunda haklı olduğumuz teslim edilirse, elbette hakkımızı arayacağız.”
Vergi cezasının temel dayanağını oluşturan, ‘2006’ya ilişkin kayıtların silindiği, daha sonra tekrar 2 Ocak 2007’de kayıt yapıldığı’na ilişkin görüşleri değerlendiren Gedik, birçok şirketin sözleşme iptalleri yaptığını, birçok durumda süren görüşmelerin sonuçsuz kalabildiğini hatırlattı. Gedik, “Vergi Usul Kanunu’nun 217’nci maddesi vazgeçme hakkı verir. 26.11. 2006’da bu işlemin bitmekte olduğunu duyuruyorum. ‘İş bitti’ diye hiçbir açıklamamız yok. Ama karşı taraf Noel nedeniyle ödeme yapamıyor. İşlem kayıtlarımızda görüldüğü gibi tamamlanıyor” diye konuştu.
Axel Springer’e satıştan elde edilen gelirin 2007’de temettü olarak dağıtılmaması amacıyla satış  işleminin geciktirilmiş olabileceği yönündeki bir soruya da cevap veren Gedik, “Bu gelirin yatırımcıya kâr payı olarak dağıtılması zaten mümkün değil. Paranın 5 yıl içinde sermayeye eklenecek fona aktarılması gerekiyor” diye konuştu.
Vergisel açıdan 2006 sonu veya 2007 başının fark etmediğini belirten Gedik, “Bu geliri temettü olarak dağıtamazsınız. Sermayeye eklendiğinde bedelsiz sermaye artışı olur. Hissedarlara da yansıtılır” dedi.

‘İhbar var’ denilmedi
İnceleme sürecinin bir ihbarla başladığına ilişkin duyumların hatırlatılması üzerine Soner Gedik şöyle konuştu:
“Bende böyle bir bilgi yok. Bir şirket için diyelim ihbar varsa o incelenir. Ama bizde farklı iş kollarından 7 şirketimiz birden inceleniyor. Ayrıca ihbar varsa bunu bana da söylemeli.”
Maliye’nin, “satışın 2006’da yapıldığı” iddiası doğru olsaydı bile en fazla vergisinin birkaç ay geciktirilmesinden söz edilebileceğini anlatan Soner Gedik, “Bu gecikmeden dolayı da 1.5-2 milyonluk bir ödeme olurdu, rapor da gerekmezdi” diye konuştu..


‘Yargı sürecine saygılı olmalıyız’
Maliye’nin DYH’ye kestiği 862 milyon liralık vergi cezası ile ilgili olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasını yapan DYH CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ şöyle dedi:
“Rapor hepimiz için sürpriz oldu. Türk medyası adına çok üzüldük. Grubumuzun 24 bin çalışanı var. Her yıl milyarlarca lira vergi veriyor. Her yıl Maliye Bakanlığından madalyalarla ödüllendiriliyor. Bu olayın siyasi boyutu var mı, tartışmak istemiyorum. Hukuki süreç başlıyor. İsyan etsek de bu sürece yardımcı olabilecek, sorumlu davranışlar göstermemiz gerekiyor. Türkiye bir hukuk devletidir, yargı sürecine saygı göstermeliyiz.”

7 ortaklık yaptık
Grubun çeşitli şirketlerinde 7 yabancı ortağı bulunduğuna dikkat çeken ve “Dünyanın en önemli şirketleriyle ortaklık yaparken, böyle hatalar yapabileceğimiz herhalde düşünülemez” diyen Yalçındağ konuşmasına şöyle devam etti:
“Axel’le ortaklıkta 500 milyon dolar doğrudan yabancı sermaye getirilmiştir. Bir Alman medya devini Türkiye’nin geleceğine ikna ettik.  Böyle işleri birçok ülkede takdirle karşılarlar. Biz cezayla karşılaştık. Yabancı ortaklarımızın hiçbiri beni arayıp ‘Neler oluyor?’ diye sormadı. Ama burada temsilcileri var. Onlardan rapor alıyorlar. Bunun başka boyutları da var diye hoş olmayan yorumlar olmuş.”


Maliye 914.8 milyonluk teminat istedi
Doğan Yayın Holding, Halkalı Vergi Dairesi’nden şirkete tebliğ edilen yazı ile toplam 914 milyon 820 bin 334 liralık teminat istendiğini bildirdi. Borsaya yapılan açıklamada Halkalı Vergi Dairesi’nin “vergi inceleme raporları” dayanak gösterilerek şirkete gönderdiği vergi/ceza ihbarnamelerinin şirkete tebliğ edildiğinin daha önce İMKB Başkanlığına duyurulduğu hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Şirketimize tebliğ edilen yazı ile toplam 826 milyon 100 bin 522 TL tutarındaki vergi aslı ve vergi ziyaı cezası ile 165 bin TL tutarındaki özel usulsüzlük cezası için, yazıları tarihi itibariyle hesaplanan 88 milyon 554 bin 813 TL tutarındaki gecikme faizi ile birlikte toplam 914 milyon 820 bin 334 TL tutarı için şirketimizden teminat gösterilmesi talep edilmekte ve bunun için 15 günlük süre verilmektedir. Çalışmalarımız devam etmekte olup, gelişmeler oldukça açıklamalar yapılacaktır.”

(milliyet) 

Başbakan 7 yıldır demokrasi kaçağı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, meydanların siyasetin ezberini, AKP nin tatlı rüyasını bozacağını kaydederek, " Meydanlara gel, meydanlara diyen Başbakan ise 7 yıldan beri demokrasi kaçağıdır. dedi

Baykal, yazılı bir açıklama yaparak hafta sonunda gerçekleştirdiği Adana ve Kocaeli mitinglerine ilişkin değerlendirmelerinin bulundu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın kendisine "meydanlara gel, meydanlara" şeklinde çağrıda bulunduğunu belirten Baykal, şöyle devam etti:

" Meydanlara gel, meydanlara diyen Başbakan 7 yıldan beri demokrasi kaçağıdır. Kendisi çalıp kendisi oynamak istiyor. Binlere, on binlere özenle hazırlanmış meydanlarda seslenmek, Başbakan ın yaptığı gibi her ağızına geleni söylemek de bir ihtiyaçtır. Ama işin esası milyonların önünde, onların gözlerinin içine baka baka tartışmak, bu cesareti göstermektir."

-"BAŞBAKAN GAZETECİLERDEN KAÇIYOR"-



Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın basın toplantısından ve soru sormak isteyen gazetecilerden kaçtığını öne sürerek,, "Adana da da Kocaeli de de gördüğüm meydanlar demokrasi kaçkını ve yolsuzlukları savunan Başbakan istemiyor. O nedenle meydanları dolduranlar Çık karşıma tartışalım veya Hesap soracağım dediğim zaman heyecanlanıyor, coşkuyla alkışlıyor" diye konuştu.

-BAŞBAKAN KALDIRDIĞI TAŞI AYAĞINA DÜŞÜRDÜ"-

CHP Genel Başkanı Baykal, 30 yıldır meydanları karış karış gezdiğini belirterek, şunları kaydetti:



"Beni, ondan çok önce defalarca gittiğim meydanlara çağıran Başbakan kaldırdığı taşı ayağına düşürdü. Öyle anlıyorum ki, milyonların önünde tartışmaktan kaçarak kaldırdığı taşın başına düşmesini de engellemeye çalışıyor. Ama korkunun ecele faydası yok. Demokrasi varsa, özgür tartışma da olacaktır, olmalıdır. Meydanlar Başbakan dan boş laf, afra tafra istemiyor, Ben işsizim, yoksulum diyor ve sadaka değil, iş istiyor. Bizim meydanlar insanlarımızın sıkıntısını, derdini, özlemini, beklentisini yansıtıyor. Gördüğüm meydanlar siyasetin ezberini, AKP nin tatlı rüyasını bozacak, hesap sorulmasını gündeme getirecek gibi. Öyle anlaşılıyor ki meydanlar yerel seçim sonuçlarıyla yetinmeyecek, genel seçimi işaret edecek bu meydanlar."