ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
30 Nisan 2024, Salı 20:10   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Bybrut> Forum Mesajları
    Bybrut'e ait Toplam 804 Forum Mesajı var
<<12345678910 11121314151617181920...81>>


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >hadi bakalım klavyeye bakmadan bişiler yasalım:D>
  10.Kas.2006 Cum 13:21:29
fiogf49gjkf0d
Birisi klavyeye bakmadan yazı yazmak mı dedi


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >NERDE BU 30 YTL>
  10.Kas.2006 Cum 13:03:59
fiogf49gjkf0d
Nerde


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Arkadaşlar posiongirl i gördünüzmü yılın modası göbeği açık resmi>
  10.Kas.2006 Cum 12:10:54
fiogf49gjkf0d
 Mohahahaha Nadir abi süper


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >YÜZ KELİMESİ KAÇ ANLAMDA KULLANILIR EN COK ANLAMI BULAN KAZANSIN>
  10.Kas.2006 Cum 01:51:40
fiogf49gjkf0d
Çıkarım olmayan sorulara cevap vermem Ödülüm ne olacak?


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Zincirleme Olaylar :))>
  10.Kas.2006 Cum 01:30:18
fiogf49gjkf0d
Hem de gerçek...
Bu olay İzmir de geçmiş...
Adamın teki arabasıyla bir genç kıza çarpıyor; kız 14-16 yaşlarında filan. Hemen arabasına atıp hastaneye götürüyor ve sağlığından endişelendiği için bekleme salonunda bekliyor. Derken, doktor görünüyor ve kızın sağlığının iyi olduğunu ama kötü bir haberi olduğunu, karnındaki bebeğin düştüğünü söylüyor. Ayrıca, kızın yaşı da küçük olduğu için polisi beklemesini istiyor. Adam polisi bekleyip, durumu anlatıyor. Babasının kendisi olmadığını söylüyor. Ancak kız, kendine geldiğinde adamı yalanlıyor ve babasının o kişi olduğunu çarpma hikayesinin palavra olduğunu söylüyor.
Zannediyorum kız bebeğin hesabını ailesine veremeyecek durumda ve korumak istediği bir arkadaşı falan ola bilir,neyse, o anda bu hikayeye devam etmenin iyi olacağını düşünüyor. Kız tabii herşeyi bilmiyor, adam hemen tahlil yapılmasını istiyor haklı olarak ve tahlil sonucunda beklenildiği gibi yırtıyor. Ancak doktor tahlil sonucunu adama söylerken, evet bebek sizden değilmiş, yalnız zaten bebeğiniz olması imkansızmış, çünkü sizin yumurtalıklarınız (ya da her neyse) gelişmemiş, doğuştan kısırsınız diyor.
Adam bunu duyunca şok oluyor çünkü iki tane kocaman çocuğu var (25 yaşlarında falan bir kız bir erkek çocuklarmış). Karısını dava ediyor ve karısı, kocasını çok sevdiğini, zamanında çocuk sahibi olamadıkları için büyük sorunlar yaşadıklarını, onu kaybetmek istemediği için çocukları adamın en yakın arkadaşından yaptığını itiraf ediyor. Tabii boşanıyorlar ve adam kendisinin zannettiği çocuklarını 25 yıl yetiştirdikten sonra evlatlıktan reddediyor, arkadaşıyla arası açılıyor. Yani demem şu ki, dikkatli araba kullanın... :=)))


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >83 Yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti ve Bilim..>
  10.Kas.2006 Cum 01:23:31
fiogf49gjkf0d
Murat BARDAKÇI nın yazısıdır
Bugün erkeğin kadınla tokalaşmasını tartışan Türkiye’den bir zamanlar Einstein bile iş ricasında bulunuyordu


Cumhuriyet’in 83. yıldönümünü sadece kadınlara mahsus parkları, tarikat mensuplarının cüppelerini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak kutluyoruz.


İşte, Cumhuriyet rejiminin henüz on yaşında olduğu günlerdeki Türkiye ile 83 yaşındaki Cumhuriyet Türkiyesi’nin farkı: Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dáhilerinden olan Alman fizikçi Albert Einstein, 17 Eylül 1933’te Ankara’ya, başbakanlığa gönderdiği ve "Sadık hizmetkárınız olmaktan şeref duyuyorum" sözlerinin yeraldığı mektubunda, Hitler’in iktidara gelmesinden sonra Almanya’da çalışmalarına imkán kalmayan değişik meslek gruplarından 40 bilim adamı için, Türkiye’den iş talebinde bulunuyor. Einstein’ın ricası Atatürk tarafından kabul edilmiş ve bu bilim adamlarının tamamı Türkiye’ye gelerek Üniversite Reformu’nda görev almışlardı.

TÜRKİYE, Cumhuriyet’in ilánının 83. yıldönümünü Bağcılar Belediye Başkanı’nın sadece kadınlara mahsus bir park açmaya kalkışmasını, namazı cüppesiz kılan erkeğin secde ánında arkasındaki safta namaz kılan erkeği tahrik edip etmediğini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak idrak ediyor. Kutlu olsun!

Bugün, Türkiye’nin Cumhuriyet’in ilánından buyana geçen seneler boyunca nereye gitmesi gerekirken nerelere getirildiğini göstermesi bakımından son derece önemli olan bir belgeyi yayınlıyorum: Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dáhilerinden kabul edilen Alman fizikçi Albert Einstein’ın, bundan 73 yıl önce Türk Hükümeti’ne gönderdiği ve önde gelen 40 Alman bilim adamına iş imkánı sağlanması için yazdığı bir rica mektubunu...

Einstein’ın kim olduğunu burada anlatmama gerek yok, zira hemen herkes bilir; dolayısıyla hemen konuya, yani dáhi bilim adamının mektubuna giriyorum. Almanya’da 1932 sonbaharında yapılan genel seçimleri, Adolf Hitler’in Nasyonal Sosyalist Partisi, yani Naziler kazandı ve Hitler, 1933’ün 30 Ocak günü başbakanlığa getirildi.

Naziler’in hedeflerinden biri, Yahudiler’in, öncelikle de Almanya’daki Yahudiler’in köklerinin kazınmasıydı. O tarihten birkaç sene önce başlamış olan Yahudi karşıtı hareketler Naziler’in iktidarı elde etmelerinden sonra daha da arttı ve çok sayıda Yahudi, Almanya’yı terketti. Ayrılma hazırlığı yapan Yahudiler arasında dünyanın önde gelen bilim adamları da vardı ve Albert Einstein da onlardan biriydi.

Berlin Üniversitesi’nde hocalık yapan ama kısa bir müddet sonra artık ders veremeyeceğini farkeden Einstein, 1933 ilkbaharında Almanya’dan ayrıldı, Fransa’ya geçti ve Paris’teki "College de France"da hocalık etmeye başladı. Bu sırada, Nazi tehdidi altında bulunan Museviler’in himayesi maksadıyla "Yahudi Nüfusu Koruma Grupları Birliği" ismini taşıyan ve kısa adı "OSE" olan bir kurum oluşturulmuştu. Birliğin merkezi Paris’te idi ve şeref başkanlığına da Albert Einstein getirilmişti.

ELÇİYE ZEVAL OLMAZ

Albert Einstein, 1933’ün 17 Eylül’ünde Ankara’ya işte bu sıfatla, yani "OSE’nin şeref başkanı" olarak bir mektup gönderdi. Einstein, "Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkanlığı"na, yani Başbakanlığa hitaben son derece nazik bir dille yazdığı mektubunda Almanya’daki bazı kanunlar dolayısıyla çok sayıda Alman bilim adamının mesleklerini icra edemez hále geldiklerini söylüyordu. Bilim adamlarının çalışabilecekleri bir ülke aradıklarını da anlatan Einstein, 40 kişilik bir uzman listesi hazırladıklarını yazıyor, bu kişilerin hiçbir karşılık beklemediklerini anlatıyor ve Türk Hükümeti’nin sözkonusu bilim adamlarını kabul etmesi halinde sadece insani bir faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağını, Türkiye’nin bu kabulden büyük kazanç sağlayacağını da ifade ediyordu.

Einstein, şimdi Başbakanlığa bağlı olan "Cumhuriyet Arşivi"nde muhafaza edilen 17 Eylül 1933 tarihli mektubunu yazdığı sırada, başbakanlık makamında İsmet Bey (İnönü) vardı. Belgenin üzerinde yeralan ve İsmet İnönü’nün elyazısıyla olan nottan anlaşıldığına göre, İnönü, 9 Ekim günü mektubu "Maarif Vekáleti’ne", yani Milli Eğitim Bakanlığı’na havale etti. Milli Eğitim Bakanı, o tarihte Reşid Galip Bey idi.

Albert Einstein’ın mektubunun alt kısmında ve yan tarafında elyazısıyla üç madde halinde yazılmış bazı notlar bulunuyor. Reşit Galip Bey’e ait olduğunu zannettiğim ve işlek olması dolayısıyla güçlükle okuyabildiğim bu notlarda geçen "Teklif, mevzuat-ı kanuniyemizle ...değildir", "Bunları bugünkü şeráite (şartlara) göre kabule imkán yoktur" şeklindeki ifadelerden, teklifin bakanlık tarafından ilk aşamada kabul edilmediği anlaşılıyor.

Ancak, Türkiye’nin bu tarihten hemen sonra 40’tan fazla Alman bilim adamını davet edip üniversitelerde görevlendirmesi ve Üniversite Reformu’nun da bu sırada yapılması, Milli Eğitim’in karşı çıktığı teklifin kabulünde çok daha yüksek bir makamın, yani bizzat Reisicumhur Mustafa Kemal’in devreye girmesinin etkili olduğunu düşündürüyor. Bu konudaki bir diğer kanıt da, Princeton Üniversitesi’nde 1949 yılında Einstein ile görüşen İstanbul Teknik Üniversitesi’nin emekli hocalarından Prof. Dr. Münir Ülgür’ün geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Gazetesi’nin Bilim Teknoloji Dergisi’ne yaptığı açıklama. Prof. Ülgür, açıklamasında Einstein’ın görüşme sırasında "Dünyanın en büyük liderine sahipsiniz. 1933’teki üniversite reformunuz sırasında beni de ülkenize davet etmişti" dediğini naklediyor. Bu ifadeler, Alman bilim adamlarının Türkiye’ye doğrudan doğruya Atatürk’ün talimatıyla gelmiş olduklarını gösterir zannediyorum.

MESUT BEY BULDU

Albert Einstein’ın 73 seneden buyana arşivimizde durmasına rağmen kimselerin farketmediği bu mektubunu bulma şerefi, dostum Mesut Ilgım’a ait. Uzun seneler devam eden profesyonel yöneticilik faaliyetinden sonra emeklilik günlerini araştırmacılıkla geçiren Mesut Bey, şimdi Hitler’den kaçarak İstanbul’a gelen profesörlerden olan maliyeci Fritz Neumark’ın Türkiye günlerini anlattığı "Boğaziçi’ne Sığınanlar" isimli eserini Almanca’dan Türkçe’ye çevirmekle meşgul. Mesut Ilgım, Einstein’ın mektubunu daha önce de yayınlanan ama az sayıda basılan bu hatıralardan hareketle, geniş bir araştırma yapmaya başladığı sırada bulmuş. Mektubu ilk defa yayınlamama izin verdiği için kendisine çok teşekkür ediyorum.

İşte, Cumhuriyet rejiminin henüz on yaşında olduğu günlerdeki Türkiye ile 83 yaşındaki Cumhuriyet Türkiyesi’nin arasındaki fark... İlki, Einstein’ın dostları için iş talebinde bulunduğu, büyük gelecek vaadeden genç bir devlet; diğeri ise gündemini sadece kadınlara mahsus parkların, cüppeli namazların yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığının tartışılır hále getirildiği bir ülke...

Einstein, Atatürk’ün davetini bir Türk bilim adamına açıklamıştı

ALBERT Einstein ile görüşen az sayıdaki Türk bilim adamlarından biri, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin elektrik-elektronik bölümünün emekli hocalarından olan Prof. Dr. Münir Ülgür idi. Profesör Ülgür, Einstein ile 1949 yılında, Birleşik Amerika’daki Princeton Üniversitesi’nde biraraya gelmişti.

Prof. Münir Ülgür, Cumhuriyet Gazetesi’nin Bilim Teknoloji Dergisi’ne geçtiğimiz günlerde verdiği mülákatta, Einstein’ın 1933 yılındaki Üniversite Reformu sırasında Atatürk tarafından Türkiye’ye davet edildiğini söylediğini anlatmıştı. Einstein, bundan 57 sene önceki görüşme sırasında Ülgür’e "Biliyor musunuz, dünyanın en büyük liderine sahipsiniz" demiş ve daveti kabul etmemesinin sebebini de "İmkánlar çok fazla olduğu için burayı tercih ettim" sözleriyle açıklamıştı.

’Ben, sadık hizmetkárınız

Prof. Albert Einstein’

"Ekselánsları,

’OSE’ Dünya Birliği’nin şeref başkanı olarak, Almanya’dan 40 profesörle doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye’de devam etmelerine müsaade vermeniz için başvuruda bulunmayı ekselánslarından rica ediyorum. Sözü edilen kişiler, Almanya’da hálen yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler. Çoğu geniş tecrübe, bilgi ve ilmi liyakat sahibi bulunan bu kişiler, yeni bir ülkede yaşadıkları takdirde son derece faydalı olacaklarını ispat edebilirler.

Ekselánslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermeniz konusunda başvuruda bulunduğumuz tecrübe sahibi uzman ve seçkin akademisyen olan bu 40 kişi, birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçilmişlerdir. Bu ilim adamları, bir yıl müddetle, hükümetinizin talimatları doğrultusunda kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl boyunca hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu etmektedirler.

Bu başvuruya destek vermek maksadıyla, hükümetinizin talebi kabul etmesi halinde sadece yüksek seviyede bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı, bunun ülkenize de ayrıca kazanç getireceği ümidimi ifade etme cüretini buluyorum.

Ekselánslarının sadık hizmetkárı olmaktan şeref duyan,

Prof. Albert Einstein"



Bence yok erkeğin secdedeyken önündeki erkekten etkilenmesi yok erkeğin kadınla tokalaşması gibi konular tamamen suni gündem yaratma bu gibi konular her zaman vardı. Birileri dikkatleri asıl gündemden uzaklaştırmak için bu tür ayak oyunlarına giriyor. Bence haberin asıl değer taşıyan kısmı Einstein ın 10 yaşındaki Cumhuriyetten 40 bilim adamı için iş istemesi. Ve bizim kendi arşivlerimizden ve değerimizden bu kadar bi haber olmamız.


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >Reklama Bak Ya :))>
  10.Kas.2006 Cum 01:21:27
fiogf49gjkf0d



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Denizin Altındaki Restorant>
  10.Kas.2006 Cum 01:18:28
fiogf49gjkf0d
















Saygılar..


Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >İntihar Resimleri.. 18 :=)>
  10.Kas.2006 Cum 01:16:05
fiogf49gjkf0d





















Saygılar



Bybrut

Bybrut resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bayraklara Birde Bu Açıdan Bakalım..>
  10.Kas.2006 Cum 01:14:43
fiogf49gjkf0d

Kırmızı alan:Hiv virüsü taşıyanlar insanlar
Siyah alan : Sıtmalı insanlar
Sarı alan : Tedavi görebilecek olan insanlar.

------------

Brezilya



Yeşil alan : Aylık 10 dolardan az maaşla yaşayan insanlar
Sarı alan : Aylık 100 dolardan az maaşla yaşayan insanlar
Mavi alan : Aylık 1000 dolardan az maaşla yaşayan insanlar
Beyaz alan : Aylık 100.000 dolardan fazla kazanan insanlar

------------

Burkina



Kırmızı alan : 1 yaşını doldurmadan ölen çocuklar
Yeşil alan : 3 yaşını doldurmadan ölen çocuklar
Sarı alan : Büyüyebilen çocuklar

------------

Çin



Kırmızı alan : 14 yaşındaki çalışmak zorunda olan çocuklar
Sarı alan : 14 yaşındaki okuyan şanslı çocuklar

------------

Kolombiya



Kırmızı alan : Muz ihracatçıları
Mavi alan : Kahve ihracatçıları
Sarı alan : Kokain ihracatçıları

------------

Avrupa Birliği


Mavi alan : Harcanan petrol
Sarı alan : Üretilen petrol

------------

Somali


Mavi alan : Cinsel şiddet gören kadınlar
Beyaz alan : Cinsel şiddet görmeyen kadınlar


------------

Amerika



Kırmızı alan : Irak savaşını destekleyenler
Beyaz alan : Irak savaşı karşıtları
Mavi alan : Irak ın nerede olduğunu bilmeyenler.

Dünya ile tanıştınız..


alıntıdır...
<<12345678910 11121314151617181920...81>>