ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
9 Haziran 2024, Pazar 21:14   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  CoReeL> Forum Mesajları
    CoReeL'e ait Toplam 114 Forum Mesajı var
<<12345 6789101112>>


CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >ilk Resmi Türk Hacker>
  17.Ağu.2006 Per 20:48:49

 



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Dijital Yaşam >Dünyada ADSL Fiyatları ve Telekomun ßize Taptığı!!!>
  17.Ağu.2006 Per 20:41:16

Dünyada ADSL fiyatları ve Telekomun bize yaptığı

..Buyrun, arkadaşlar işte size Telekom un
büyük marifeti...Fiyatlarda indirdim yaptık
dediler, İndirime bakın hele...!
İşte size ADSL de büyük vurgununun gerçek belgesi :
CHIP dergisinin geçen ayki sayısında yer alan,
derginin dünya çapında ADSL fiyatlarını inceleyerek
yapmış olduğu karşılaştırılmalı çizelge...

 



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >ßiskuvit Şehirler>
  17.Ağu.2006 Per 18:40:52
fiogf49gjkf0d

Once bu sehirler insaat edilior sonra bi gusel yenior ehuehue...Son moda bu...

 

 



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Büyülü Su Damla ları...>
  15.Ağu.2006 Sal 16:31:19
Gercekten Güzel ßir Paylaşım BecquereI.Ellerine SaqLık..


CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Hz. MUHAMMED (s.a.s) DOGUMU, ÇOCUKLUGU VE GENÇLIGI>
  15.Ağu.2006 Sal 16:26:22

Hz. MUHAMMED (s.a.s) DOGUMU, ÇOCUKLUGU VE GENÇLIGI

Insanligi hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerini saglamak üzere Allah Teâlâ tarafindan gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genellikle kabul edildigine göre 2I Nisan (12 Rabiulevvel) 571 Pazartesi günü Mekke de dogdu. Islâm tarihi kaynaklari, Hz. Peygamber in nesebi ta Hz. Adem e kadar siralanan Secere tablolari ile belirlemislerdir. Bu kaynaklarda Hz. Peygamber in yirminci göbekten atasi olan Adnan a kadar ittifak edilmis, ancak Adnan dan sonra verilen isimlerde bazi farkliliklar ortaya çikmistir. Ama O nun Hz. Ibrahim in oglu Hz. Ismail soyundan oldugunda süphe yoktur. Buna göre Adnan a kadar Rasûlullah in seceresi söylece siralanir: Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib b. Hâsim b. Abdümenâf b. Kusayy b. Kilâb b. Mürre b. Ka b b. Lüeyy b. Gâlib b. Fihr b. Mâlik b. En-Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. Ilyas b. Mudar b. Nizâr b. Me add b. Adnan.

Hz. Peygamber in dogumundan iki ay kadar önce babasi Abdullah, ticarî bir seferden dönüsünde Yesrib (Medine) de vefat etmisti. Annesi Amine, Kureys Kabilesinin kollarindan Benû Zühre nin reisi Vehb b. Abdümenaf in kiz idi. O siralarda Mekke esrafi, çocuklarini çölde bir süt anneye vererek emzirme âdetine sahip olduklari için Hz. Peygamber, kendi annesi Amine tarafindan ancak bir kaç kez emzirilmis, süt anneye verilinceye kadar da amcasi Ebu Leheb in cariyesi Süveybe, O na süt annelik yapmisti. Daha sonra Mekke ye komsu çöllerde yasayan Hevâzin kabilesinin kollarindan Benû Sa d a mensup Halîme bint Ebî Züeyb, uzun süre Hz. Peygamber e süt emzirmistir. Mekke esrafi tarafindan Mekke nin agir ve sicak havasi çocuklarin gelisimine ve sagliklarina zararli görülüyor; ayrica hac münasebetiyle her kesimden insanla temas halinde bulunan Mekke de arap dili, yabanci tesirler altinda kalabildiginden, fesahat ve belâgata önem veren Mekkeliler çocuklarinin dili ögrendikleri ilk yillarinin Arapçanin saf ve bozulmamis sekliyle ve olanca fesahat ve belâgatiyla ari duru konusuldugu badiyelerde geçmesini gerekli görüyorlardi. Bu bakimdan Araplar arasinda fasih Arapçalari ile ün yapmis Benû Sa d kabilesi arasinda yaklasik ilk iki buçuk yilini geçiren Hz. Peygamber, ileride üstlenecegi ilâhî risâlet görevi için hem bedenen, hem de ruhen burada hazirlanmis oluyordu. Hz. Peygamber in kirk yasindan itibâren yürüttügü Islâm a davet vazifesi, kabul etmek gerekir ki, aslinda mesakkatli, yorucu, bir takim sikintilari olan mukaddes bir vazifedir. Iste bu yorucu ve mesakkatli görevi lâyikiyla yerine getirebilmek için saglam ve sihhatli bir bünyeye sahip olmak gerekiyordu. Hz. Peygamber, böylelikle çocuklugunun ilk yillarinda Mekke nin bogucu sicak ve sitmali havasindan uzaklasmis, suyu ve havasi güzel bâdiyede saglikli bir sekilde gelisme imkânini bulmus oluyordu. Diger taraftan güzel konusmanin kitleler üzerindeki etkisi malumdur. Ileride muhtelif insan kitlelerine muhâtap olacak bir peygamberin süphesiz iyi bir dil bilgisine sahip olmasi ve dili, davasinin ugrunda en iyi sekilde kullanmasi gerekiyordu. Iste bu yönlerden Hz. Peygamber henüz çocuklugundan itibâren davet faâliyeti için hazirlaniyordu. Yalniz kendisi henüz o siralarda ileride peygamber olacagi konusunda hiç bir bilgiye sahip olmadigindan, bu hazirlanma O nun bizzat iradesi ile ve bilerek olmayip, Cenâb-i Hakk in yönlendirmesi, kontrol ve murâkabe altinda tutmasi seklinde cereyan ediyordu. Peygamber Efendimizin süt annesi Halime nin yaninda iken vukû bulan "Gögsünün yarilmasi" (Serhu s-Sadr veya Sakku s-Sadr) olayini da yine davete hazirlik olarak degerlendirmek gerekir. Bu olayda Hz. Peygamber in gögsü, görevli iki melek tarafindan yarilmis, kalbi çikarilarak Seytanin ve nefsin tasallut ve saptirmasindan arindirilmis ve Zemzem le yikanarak tekrar yerine konulmustur. Böylece Hz. Peygamber, rûhen davete hazirlanmis oluyordu.

Serhu s-sadr olayindan sonra süt anne halime tarafindan Mekke ye getirilerek öz annesi Amine ve dedesi Abdülmuttalib e teslim edilen Hz. Muhammed, alti yasina kadar annesi Amine nin yaninda kaldi. Bu siralarda Amine, Hz. Peygamber i de yanina alarak Medine deki akrabalarini ziyarete gitmisti. Bu vesile ile, alti yil kadar önce Medine de ölen esinin kabrini de ziyaret etmis olacakti. Bir ay süren bir misafirlikten sonra Mekke ye dönerken henüz Medine den pek fazla uzaklasmadan Ebvâ denilen köyde Âmine aniden rahatsizlandi ve vefat etti; oraya da defnedildi. Artik hem yetim, hem de öksüz kalan çocugu bu yolculukta kendilerine refakat eden dadi Ümmü Eymen Mekke ye getirip dedesi Abdülmuttalib e teslim etti. Yasli dede, kalben büyük bir muhabbet besledigi bu yavruyu sevgi ve rahmetle iki yil bagrina basti. Abdülmuttalib in temsil ettigi Hâsimogullarinin Mekke deki itibâri ile Abdülmuttalib in sahsî özellik, kabiliyet ve ahlâki faziletleri ve özellikle bir zamanlar yeri kaybolan kutsal Zemzem suyunu olgunluk devrelerinden tekrar bulup çikarmis olmasi, onun Mekke de kendisine son derece saygi duyulan, sözüne itibâr ve itâat edilen bir reis hâline gelmesini saglamisti. Abdülmuttalib, Kâbe duvarina bitisik olarak sirf kendisine mahsus serilen minderde ve Mekke idare meclisi hüviyetini tasiyan Dâru n-Nedve de Mekke halkinin çesitli problemlerini dinler ve çözüm yollari arardi. Dedesi Abdülmuttalib in yanindan hiç ayrilmayan küçük Muhammed, Dâru n-Nedve de yapilan idareye ve çesitli problemlere ait müzâkerelerde de dedesinin yaninda bulunuyor ve daha o yaslarindan itibaren zulmün hâkim oldugu Mekke toplumunda ortaya çikan problemleri, insanlarin dinî, idârî, iktisadî, ilmî, ictimâî yönlerden nasil bir batakligin içinde bulunduklarini yakindan görüp idrâk ediyordu.

Hz. Peygamber sekiz yasina geldigi zaman Abdülmuttalib seksen iki yasina erismisti ve yasli bünye, ugradigi hastaliklara tahammül edemeyerek bu dünyadan ayrildi. Abdülmuttalib vefatindan önce sevgili torununu ogullari arasinda, Hz. Muhammed in babasi Abdullah la ana-baba bir kardes olan Ebû Talib e teslim etmisti. Artik Hz. Muhammed sekiz yasindan yirmibes yasina kadar amcasi Ebu Talib in yaninda kalmistir.

Gelecekte peygamber olacagi hakkinda ne kendisinin ne de çevresinin kesin bir bilgisi olmadigindan, tâbiîdir ki Hz. Peygamber in bu devrelerdeki hayati hakkinda fazla bilgimiz yoktur. Ancak sadece Hz. Peygamber i degil, ayni zamanda diger Mekkelileri de ilgilendiren bazi olaylarda Hz. Peygamber in aldigi yer ve oynadigi rol, kaynaklarimizda tespit edilmistir. Bu devreye ait mevcut bilgiler arasinda süphesiz önemli olanlarindan birisi, Hz. Peygamber in Râhib Bahîrâ ile karsilasmasi meselesidir. Hz. Peygamber on iki yaslarinda iken amcasi Ebû Tâlib ile birlikte Sam a dogru yol alan ticarî bir kervana katilmis ve kafile Sam yakinlarinda Busrâ adli bir mevkide mola verdigi zaman buradaki manastirda bulunan Bahirâ adli râhib, Islâm kaynaklarina göre Hz. Peygamber deki özelliklere bakarak O nun ileride çikmasi beklenilen son peygamber olabilecegi kanâatine varmisti. Müstesrikler bu olayi kendi yanli bakis açilari ile ele alarak Islâm in dogusunda Hristiyan rûhiyâtinin etkileri oldugunu, Râhib Bahîrâ nin dinî telkinlerinin tesirinde kalan Hz. Muhammed in bu dinî suuru gelistirerek ileride Islâm i ortaya attigini iddia ederlerse de, Islâmiyet in temelini olusturan tevhid akidesi ile Hristiyanligin temeli olan teslis * inancinin aslâ bagdasamaz bir karakterde olusu, Islâm in Hristiyanlik da mevcut teslis düsüncesini sirk olarak kabul etmesi, bu iddiânin ne derece asilsiz ve gülünç oldugunun en açik delillerindendir (genis bilgi için bkz. Bahîrâ maddesi).

Hz. Peygamber, bu ilk seferin ardindan daha sonraki yillarda diger amcalari ile birlikte Mekke. disina yapilan bazi ticari seferlere katilmis, muhtelif bölgelerde yasayan insanlarin farklilik arzeden dinleri, örf ve âdetleri, hal ve vaziyetleri hakkinda bilgi sahibi olmustur. Peygamber Efendimizin daha sonralari Islâm i teblig ederken bu bilgilerinden istifade etmesi tabiî olduguna göre cereyan eden bu olaylari da O nun peygamberlige ilmen hazirlanmasi olarak degerlendirmek gerekir.

Cenâb-i Hakk in kontrol ve murâkabesi, müstakbel peygamberi rûhen de davete hazirliyor ve cahiliye döneminin her türlü sirk ve sapikligindan, kötülük ve ahlâksizligindan uzak tutuyordu. Mekkelilerin dinî bir âyini ve bayrami olan Büvâne ye çocukluk yillarinda amca ve halalarinin zorlamalari ile götürülen Hz. Muhammed, âdet üzere diger akrabalarinin yaptigi sekilde burada hazir bulundurulan bir puta tapmak içiri siraya girdiginde, henüz kendisine sira gelmeden ilâhi bir ikaz ile puta tapmaktan alikonulmus ve olayin hasyeti içerisinde Hz. Peygamber kisa bir bayginlik geçirmisti. Bu olaydan sonra artik akrabalari O na putlara tapmak için her hangi bir israrda bulunmadilar. Tabîidir ki Peygamber Efendimiz çocukluk yillarindan itibâren hayati boyunca aslâ hiç bir puta tapmadigi gibi, onlar adina kurban kesmemis, putlar adina kesilen hayvanlarin etini yememis, onlar adina yemin etmemis, hatta onlarin adini dahi agzina almaktan hoslanmadigini belirtmisti.

Geçim sikintisi çeken amcasi Ebû Tâlib e yardimci olmak için gençlik yillarinda Mekkelilere ücretle çobanlik yapan Hz. Muhammed, çobanligi sirasinda Mekke nin dagdagali, debdebeli, sirkin hâkim oldugu havasindan uzaklasarak tabiatla karsi karsiya gelmis, bu anlarda muhakeme ve idrâk gücü geliserek herseyin yaraticisi olan Cenab-i Allah in varligi ve birligini, O na esler kosmanin sapiklik oldugunu iyice kavramis, karsilastigi bir takim sikinti ve mesakkatler O nu rûhen olgunlastirmisti. Çobanlik yaptigi günlerden birisinde sürüsünü bir çoban arkadasina emanet ederek Mekke de tertiplenen gece eglencelerini seyretmek için kirdan sehire inen Hz. Peygamber, eglence yerine gelip oturur oturmaz Cenâb-i Hakk in kendisine verdigi bir uyku ile, içkilerin içildigi, oyunlarin oynandigi, ahlâksizliklarin yapildigi bu isret âlemini seyretmekten dahi alikonulmustu. Bir baska sefer yine böyle bir eglenceyi seyretme arzusu ayni sekilde engellenmis; artik bir daha da Hz. Peygamber böyle bir seye tesebbüs etmemis, istek de duymamisti.

Hz. Peygamber yirmi yaslarinda iken Mekkeliler ile Hevâzin kabilesi arasinda Ficâr Harbi vukû buldu. Aslinda savasabilecek bir yasta ve güçte olmasina ragmen Hz. Peygamber bu harpte sadece savas alaninin gerisine düsen oklari toplayip amcalarina vermekle yetinmisti. Böylece genellikle cephe gerisinde bulunmasina ragmen bu olayin O nda harp taktik ve teknikleri, sevk ve komuta gibi konularda tecrübeler olusturdugu bir gerçektir. Peygamberliginden sonra dahi hatirladigi zaman bir üye olarak katilmaktan seref ve iftihar duydugunu açikça belirttigi Hilfü l-Fudûl ise hemen bu savastan sonra gerçeklesmisti. Bu vesile ile Hz. Peygamber, cemiyet meselelerini yakînen tanimis, câhiliye toplumunda güçlünün güçsüzü nasil ezdigini, güç ve kuvvet karsisinda zâlimlerin nasil eriyip titredigini örnekleriyle görmüstü.

Yirmibes yasinda bizzat kendisinin idare ettigi bir ticaret kervani Hz. Muhammed i Hz. Hatice ile karsilastirdi ve aralarinda gerçeklesen evlilik, Hz. Muhammed in amcasi Ebû Tâlib in yanindan ayrilip yeni bir aile yuvasi kurmasini sagladi. Hz. Peygamber in bu evlilik dolayisiyla Hz. Hatice den alti çocugu olmustu. Bunlardan dördü kiz olup Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Külsüm ve Fâtima adlarini almislardi. Bunlarin dördü de babalarinin peygamberligine erismisler ve O na iman ederek hicret etmislerdir. Ogullari ise Kasim ve Abdullah adini tasiyordu. Hz. Peygamber in ilk oglunun adi Kasim oldugu için kendisine Ebû l-Kâsim künyesi verilmisti. Bazi kaynaklar bunlardan baska Hz. Peygamber in Tayyib ve Tâhir adinda iki oglu daha oldugunu zikrederken, diger bazi kaynaklar bu son iki ismin Abdullah in lâkabi oldugunu belirtmislerdir. Hicretten sonra dogan oglu Ibrahim ise Misirli câriye Mâriye dendir. Hz. Peygamber in bütün erkek çocuklari henüz küçük yaslarda vefat etmislerdi.

Hz. Hatice ile evliliginden sonra Peygamber Efendimiz ailenin geçimini ticaret yoluyla saglamaya çalismis, bazan ortaklik yoluyla, bazan müstakil olarak ticaret yapmisti Hz. Muhammed, bu ticarî muamelelerindeki dürüstlügü, dogru sözlülügü, ahde vefasi, âdil ve âlicenâb davranislari, herkes hakkinda iyimser davranip elinden gelen iyilik ve yardimi yapmasi, yoksulun, muhtacin elinden tutmasi, yakinlarina ve akrabalarina karsi gösterdigi ilgi, ahlâkî olgunluk ve rûhî üstünlükleri ile derhal temâyüz etmis, çevrede herkesin güvenip itibar ettigi, sayip sevdigi bir kisi hâline gelmisti. Bu sebeple Mekkeliler kendisine "el-Emîn = güvenilir kisi" lâkabini vermislerdi.

Hz. Peygamber in otuz bes yasinda iken meydana gelen Kâbe tâmiri olayi ve bu olay sirasinda el-Haceru l-Esved in* yerine konmasi meselesinde Mekke sülâleleri arasinda çikan ve kanli bir çatismaya dönüsme temâyülü gösteren anlasmazligi herkesi memnun edecek bir tarzda ve âdil bir sekilde çözmesi, O na duyulan güveni daha da artirmisti.

Allah in mukaddes evi Kâbe nin tâmiri dolayisiyla herkeste oldugu gibi Hz. Muhammed de de dinî duygu ve heyecanlar süphesiz harekete geçmistir. Bu sebeple O nda bu yillardan itibâren Rabbi ile basbasa kalma arzusu görülür. Bir de buna toplum içinde islenen haksizliklar, zulümler, ahlâksizliklar, din adina icrâ edilen sapiklik ve akilsizliklar eklenecek olursa, Hz. Muhammed in böylesi câhilî bir toplumdan kendisini uzak tutarak yalniz, sessiz, sakin bir magarada bir süre uzlete çekilmesinin sebebi daha iyi anlasilir. Artik otuz bes yasindan itibâren Hz. Peygamber, belli zamanlarda özellikle Ramazan ayi boyunca Mekke den uzaklasiyor, uzlet yeri olarak kendisine seçtigi Hira dagindaki bir magarada günlerini geçirerek Cenâb-i Hakk in varligini, birligini, kudret ve azametini, O nun gücü karsisinda mahlûkatin aczini ve zayifligini düsünüyor; Rab Teâlâ nin insanlara sonsuz nimetlerini, buna karsi insanoglunun nankörlügünü, onlarin dinî, siyasî, ictimâi, ahlâkî vs. yönlerden içerisine düstükleri kötü durumlari hatirliyordu. Iste bu uzlet,günleri Hz. Peygamber i rûhi, ahlâkî bir olgunluga götürdügü gibi tefekkür ve istidlâl melekelerini gelistirerek aklî ve ilmî bir yücelige de eristirdi.

Kaynak: Islam tarihi

 



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Penguen dergisi Katolikleri kızdırdı>
  15.Ağu.2006 Sal 15:19:44

Hz. Muhammed karikatürlerinin yayımlanmasına protestolar sürerken, Penguen dergisinde yayımlanan papa fotoğrafı da İspanyolları kızdırdı.

Hazreti Muhammed karikatürlerinin Danimarka da yayınlanması üzerine İslam dünyasında başlayan protesto ve şiddet olayları devam ederken, İspanyollar da 25 Ağustos ta Penguen mizah dergisinde yayınlanan Papa ile ilgili bir karikatürü hakaret saydılar.

Haçlı seferleri nedeniyle özür dileyen Papa nın konu edildiği karikatürde Katolik dininin ruhani liderinin "sefil, içi geçmiş zavallı bir ihtiyar" olarak gösterildiğini öne süren İspanyollar, karikatürü protestolarında kullanmaya başladılar. Karikatürde Papa, Irak taki olan bitenler için "Bin yıl sonra özür dileriz" derken görülüyor.

İlk kez, İspanyolca yayın yapan CNN de düzenlenen bir açık oturumda Vatikan a yakın öğretim üyeleri ve gazeteciler tarafından gündeme ve ekrana getirilen Penguen dergisindeki Papa karikatürünü köşe yazarları da protesto etmeye başladı. Son olarak, ünlü tarihçi Prof. Antoni Elorza tarafından kaleme alınan ve El Pais te çıkan yazıda, "Medeniyetler İttifakına öncülük eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın ülkesinde bu karikatürlerin yayınlanması çok üzücü" dendi.



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Dijital Yaşam >Bilgisayar Donanım - Yazılım >Türkçe Winamp İsteyen Var mı>
  15.Ağu.2006 Sal 15:07:25

İşte Size Türkçe Winamp Linke Tıklayın İndirin

<<İNDİR>>



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Gercel Ötesi ResimLeR!!!>
  15.Ağu.2006 Sal 00:21:52



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >(:(:(:komik Resimler :):):)>
  14.Ağu.2006 Pzt 00:01:44

 



CoReeL

CoReeL resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >ßunların Hepsi Kißrit:)>
  13.Ağu.2006 Pzr 16:33:09

<<12345 6789101112>>