Kardeşim,

Neden burdakileri cağiriyorsunki? Oranın nasil Biryer olduğunu biliyormudur acaba cc haLki. bu arada gene benim kardeşim kendine yakişicak bişey yapmiş,

afferim kardeşim öle kaliteLi yerleri tut ama sen sen ol kalitesiz insanlari yanına alma kesin seni rezil edicek bişeler yapabilir anlatabiliriyormuyum..

Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş.
"Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak" demiş. Genç, birinci gün  tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendini kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış.

Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence
bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart, sök" demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona "aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Çok delik var. Artık  geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş.

Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak (kapanmayacak). Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür yüreklendirir, sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar" demiş.

İrem Cok Güzel Eline Sağlik EMEGE SAYGİ.

tesekkür:P

Bir zamanlar 4 güzel kızı olan Baba da silva, Kral varmış. Cordelia, Ela, Böcük ve Meneluin.. Bu kızlardan iki tanesi futbol manyağıymış hemen hergün sarayın bahçesinde tek kale maç yaparlarmış.
Yine bir gün Cordelia’nın ela sen git ben kitap okiycam demesi üzerine ela tek başına sarayın bahçesinde top oynamaya gitmiş..

Tek başına canı sıkılan ela yeni bir aksiyon peşindeymiş.. İçinden ben bu topu hemide rövaşata yaparak gölün karşısına atarım diye geçirmiş.. (Yahu sen micik bi kızsın senin neyine rövaşata demi)
Top tabi karşıya geçemeden göle düşmüş elada başlamış ağlamaya..
O sırada gölün kenarına bir kurbağa(daysoy) gelmiş çok çirkin ve tiksinç görünüyormuş.

Elanın kurbağayı görünce ağlaması durmuş şaşırmış çünkü kurbağada ona bakıyormuş..

Kurbağa Daysoy;
-Noldu küçük hanım topunuz mu düştü demiş (ağzından salyalar saçarak)
Ela;
-Çirkin olduğununuz kadar salaksınızda demiş... Arkanda duran neye benziyor...
Kurbağa Daysoy;
-Bana bak küçük tatlı aynı zamanda bi o kadarda şımarık kız şuan benim elimdesin o topu istiyorsan kapa o lanet çeneni ve beni dinle diye bağırmış...
Ela;
-Ama bu çok saçma sen kurbağasın nasıl konuşuyosun...
Kurbağa Daysoy;
-Sende bir kıza göre çok saçma davranıyorsun biraz kardeşlerini örnek al anana babana hürmet et ne bilim bi iş tut tarhana bişir ama yokkk ben Kral kızıyım deyip devirip kıçı yatıyon akşama kadar arada gelip gölün kenarına bide beni rahatsız ediyosun ben hiç bişey diyom mu demiş..
Ela;
-Tamam küçük kurbağa minik kurbağa kuyruğun nerede şu topumu verde gideyim demiş..
Kurbağa Daysoy ;
-Niahahaaha çok mu merak ediyon kuyruğumu neyse bi ara bizim göle gel sana kuyruğumla yosun koleksiyonumu göstereyim hee gelmeden haber ver göle hap atcam...demiş..
Ela sinirlenmiş;
-Ya sen şimdi topu veriyon mu vermiyon mu bırak stand up yapmayı sadede gel diye sitem etmiş..
Kurbağa Daysoy;
-Ha şöle ol canımı yii. Şartlarım var benimle arkadaş olacağına, yemeğini paylaşacağına ve geceleri seninle birlikte uyuyacağıma söz verirsen demiş..
Ela;
Tamam hadi getir demiş..
Ama kurbağa suya dalıp kızın topunu ona geri verir vermez koşarak saraya dönmüş.
Kurbağa arkasından bi ton küfür etmiş... (Onları yazamam Rtük yazılarımı durdurabilir)

Akşamleyin Baba da silva ailesi sofraya oturmuşlar. Tam yemeğe başlamak üzerelerken kapıdan bir vıraklama sesi gelmiş.
Ela duymamazlıktan gelmiş. Ama cadaloz Meneluin “baba yaa bi ses duydun mu” deyip duruyormuş elanın bacağını mıncırmasına aldırmadan...

Baba Da Silva sonunda dayanamamış sesin sahibini bulmalarını emretmiş. Gelen Kurbağa Daysoy’muş... Elanın nefret dolu bakışlarına aldırmadan olanı biteni bir bir anlatmış krala.
Kral adaletli bir adammış madem söz verdin tutacaksın demiş elaya. Elada babasının sözüne boyun eğmiş.. Masada kurbağayada yer verilmiş..

Yemekten sonra ela tek başına yatağına yönelmiş. Kurbağa masadan, " bişey unutmadınız mı prenses niahahanah" diye vıraklamış. Ela babasının yüzündeki kararlı ifadenin ardından kurbağayıda alıp odasına gitmiş.. Almış onu bir köşeye bırakmış.. Ama arsız Kurbağa Daysoy yastığına gelmek istiyorum demiş..
Elanın şarteller atmış tabi yok daha neler yaaa demiş.. Ama verdiği sözün ezikliği altında onu yastığa bırakmış...

Kurbağa dahada ileri giderek Elaya kendisini öpmesini söylemiş. Ela önce itiraz etmiş ama bakmış olacağı yok gözlerini kapatmış ve öpmüş.. Bide ne görsün karşısında Bobo Da silva... Bobo gülümsemiş korkma sevgili prenses oynadığımız bir maçta ceza aldım ve –Oz- beni kurbağa yaptı. Bu büyüyü ancak bir prenses bozabilirdi demiş..
Çok geçmeden evlenmişler.. Düğünlerine tüm spor alemini çağırmışlar.. Ela, Bobo ile evlenmenin mutluluğu içinde duramamış ve Bobo bir kez daha öpmüş... Ama Bobo ikinci öpücükte yine kurbağa olmuş.. Bu kısır döngü devam etmiş ela öptükçe Bobo bir kurbağa
bir prens olmuş...

Chatcity.

TEK kapili vitessis elektirkle calisişr benzin masrafi yok!

tek koltuk cift tekerlekli RENG MOR