Söyleyemeyeceklerim var sana,
Senin ise duyamayacakların.
Konuşamayacağız belli bu gidişle,
en iyisi mi ben susayım, sen gel.
Sonra unutulur İstanbul’un ışıkları, ... O ufak burnuna gece konar, tenhalaşır gülüşün.
Seversin sen Boğazı, şimdilerde söner tüm köprülerde ışıklar.
Galata hala yangın kalır,
Beyoğlu bırakır kalabalıklaşmayı, üşür avlusunda.
zaman gülmenden sonraya döner.
Tarih aklımdan hep seni geçerir, savaşlarım senin obanda başlar,
Elbise mi vardı son gördüğümde, mavi gömleğin mi?
Gidişini özetleyemeye ucuz bir kumaş, sade bir tavan,
Rengi atmış dut ağacından bozma kapı mı şahit?
Zamanım sende mi kaldı ki, aklım gittiğin ana durmuş.
Ay-arsızca yanar tüm oluklarımdan düşerek,
Zaman gülmenden önceyi çağrıştırır,
Yok olurum,
en iyisi mi ben sana susayım, sen bana.
Konuşacak birşeyimiz kalmadıysa,
Al kaderimi, tek sana yakışır ölmek içinde görmek beni...
A.B |