“.... 30 Ağustos Zaferi, Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır ...”
“ .. Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitimle, bilgi ile, insanlıkta üstünlüğün, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni kuşak! Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz.. ”
Yukarıdaki sözler, Yüce Önder ATATÜRK’ün 30 Ağustos 1922’de kazanılan olağanüstü utkunun 2. yıldönümünde (1924) Dumlupınar’da yaptığı konuşmadan alındı. Bu görkemli konuşmanın üzerinden 79 yıl geçti. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası olan böylesi bir günde; aradan geçen 79 yıl, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü doğrulayan bir tarih laboratuvarı oldu. Nice devletler yıkıldı, nice devlet başkanlarının yontuları (heykelleri) yerlerde sürüklendi. Ama Türk Devrimi tüm görkemiyle ayakta, dimdik.. Yaşadığımız kimi sıkıntılar geçici.. Binlerce yıllık ulusal tarihimizde elbette yer yer zor dönemler olabilir. Ancak Türk Ulusu’nun, kendisinin geleceğine kastetmeye niyetli tüm güçleri kahredecek gücü, birikimi, önderi ve kararlılığı, deneyimi hep oldu. Bunlara bugün, dünden daha çok sahip olduğumuzdan kesinlikle kuşku duyulmamalıdır. Pakistan Devlet Başkanı M. Ali Cinnah’ın 30 Ağustos utkusunun ardından Londra’da dile getirdikleri çok düşündürücü ve öğreticidir :
- “ .. Ne biz ne de her kıtada yaşamakta olan tutsak ve mazlum ulusları bundan sonra tutamayacaksınız. Mustafa Kemal ve Türkler ki, kendileri için hazırlanan tabutu yayılmacıların başına geçirmişlerdir. Şimdi Dünyada başlarına tabutlar geçirilecek başkaları da benzer sonuçlara hazırlanmalıdırlar.” (11.09.1922, Londra)
Hindistan Devlet Başkanı Mahatma Ghandi’nin de 08.091922’de düzenlediği basın toplantısında, bağımsızlık ve özgürlük ateşini harlayan sözleri var :
- “ Türkiye Orduları bir devir kapatmıştır. Şimdi mazlum ve tutsak devletler ve uluslar
artık vazgeçilmez bir reçeteye sahiptirler. Mustafa Kemal’in utkusu, Dünya için özgürlük ve bağımsızlık sancağıdır.”
Emperyalizmin sömürgeleri, Türk Ulusu’nun UNESCO’nun 1979 kararıyla da onaylandığı üzere yeryüzünün ilk ve tek anti-emperyalist bağımsızlık savaşını başarmış olmasından cesaret alarak tutsaklığa başkaldırıyor ve Atatürk’ün savaşım yöntemini örnek alarak başarılı oluyorlar. Bu görkemli tarihsel dönüşüm ve başarının uluslar arası kıvancı, Yüce Atatürk’ün önderliğindeki Ulusumuzundur. Bu yüzdendir ki, hazımsız ve kinci emperyalizmin ülkemizle görülecek hesabı vardır! Bağımsızlık ve özgürlük uğrunda canlarını veren tüm şehitlerimizi, Yüce Önderimizi şükran ve özlemle anıyoruz. Atalarımız, yurt ve ulus için boşuna ölmediler, rahat uyusunlar. Bu arada, 17 Ağustos 1999 depreminde yitirdiğimiz tüm insanlarımızın acıları da yüreğimizde.. Onları da özlemle anıyoruz.. Gerekli dersleri çıkararak, bundan böyle daha da özenli olacağımız, olduğumuz açıktır. Geleceği, bize Yüce Atatürk’ün kutsal emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin parlak geleceğini, Cumhuriyet ordusunun aydınlık beyinli yürekli ve yurtsever subayları ile biz Kemalist aydınlar elele Ulusumuza öncülük ederek, “tüm ulusçu ve cumhuriyetçi güçleri bir araya” getirerek kuracağız. Bu duygularla ulusumuzun ve Ordumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyoruz. Yüce Atatürk’ün ulusumuza kutsal emaneti Cumhuriyet’imizi, Anayasnın 2. maddesinde belirlenen temel özelliklerini -ulusal dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk ulusalcılığına bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti- koruyup daha da geliştirerek özgür ve tam bağımsız olarak sonsuza dek yaşatacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Bu arada 1 Eylül’ler, dünyamıza barış getirsin.. Büyük asker Atatürk’ ün dileği, özlemi de buydu : YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ! Hemen ve sürekli ve kalıcı..
|