ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap
Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul
17 Mayıs 2024, Cuma 20:50
ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
Ne çok insan sevmektedir seni, ne çok insan yanında konuşur birşeyler anlatır. Ama senin kalbide hiçkimse yoktur. Kimse gelmez aklına uyumadan önce ya da kimseyi aramak istemez canın. Mutsuz değilsindir aslında ama eksinsindir. Ya da en çok konuşmak istediğin anda, en çok anlatmak istediğin anda, en yakındakiler tarafından dinlenmezsin, susturulursun. Bas bas bağırırsın ama kimse kaale almaz.Çıkışı göremezsin bu durumda bulamazsın. Ama kimsesizlikte çıkış yoktur. Yani anlaşılan istemlisi özgürlük mecburisi kimsesizliktir yalnızlığın.
İnsan sosyal bir varlık olmasına rağmen yalnız doğduğu gibi de yalnız da ölür. Kalabalık ise bu iki olay arasındaki zamanda yani hayatta yalnızlığı kabullenmeyerek bu hisden uzaklaşmak için kullanılan sanal birşeydir. İşin zevki ise bir köşede oturup o kalabalıkta insanların yalnızlıklarını gizlemek için yüzlerine taktıkları maskeleri keşfetmektir. Ki yalnızlık kader olabildiği gibi bazende bir tercihtir. Eğer sağlıklıyken kendine yetebiliyorken tercih edilmişse rahatlığın doruk noktasıdır. Ama hep dediğim gibi kimsesizlikle karıştırılmadığı sürece.
Beklentiyi ne kadar minimuma çekersen o kadar mutlusun arkadaş bunu anladım. Peki güven beklentiyi gerektirmez mi? Ee bu durumda güven mutsuzluğu mu getirir? Beyin bedava..
Özgürlükle yalnızlık arasında çok ince bir çizgi vardır. Biri huzur verici biri acı.. Nasıl özgürlükle karıştırılmaması gerekiyorsa kimsesizlikle de karıştırmamalıdır yalnızlık.
Kendi lisedeki halim aklıma geldi bu uygulamayı görünce. Lise 1di o zamanlar 19 Mayıs Stadına gidilip törende gösteri yapacaktı bizim okul. Ama gönüllü öğrenci değil zorunlu öğrenciler yapacaktı. Şans benim sınıfa patladı. Sırf ondan kaçmak için hocayla tartışıp heyet raporuna kadar götürmüştüm işi. Evet evet tanıdıklar vasıtasıyla heyet raporu alıp kaçmıştım gösterilerden. Şimdi bunu düşününce benim gibi asosyal öğrencileri zorla gösteri yaptırdıkları gibi oraya giden büyük çoğunluk kız kesip oğlan arayan arkada sigara içen tipleri düşündükçe de iyi olmuş diyesim gelmiyor değil.
Ama şimdi 10 Kasım için bu kadar şamataya gerek yok diyen bir hükümetin bunu yaptığını düşününce de liseye dönüp o 19 mayıs gösterilerine katılasım geliyor.
Onu da geçtim açıklama bomba. "Soğukta üşümesin yavrularımız". Sen ilçelere gidip konuşcam ben diye soğuktan ağlayan çocuklar nolacak. Saatlerce beklemekten baygınlık geçiren yavrucaklar nolacak. Yavruysa yavru. Belkide aynı yavru. O zaman bu sistemlere de düzgün ayar çekiceksin.
Hayır onu da geçtim. Pasif bir toplumuz biz. İlla bir lider gerekiyor birşeyler yapmak için. İlla birinin hadi demesi gerekiyor. Hatta bazen o kadar pasifiz ki hadi diyene hadi hadi hadiii diye karşılık veriyoruz. Giy tertemiz kıyafetlerini çık sokağa an o güzel insanı Atatürk`ü. Şart değil stada gidip fon karton tutup hoplayıp zıplamak.
Özgürlükle arasında çok ince bir çizgi vardır yalnızlığın.
Ama yalnızlık "kimsesizlik" de değildir. Etrafında seni merak eden bir ailen bir grup arkadaşın varkende yalnız olabilirsin. O yüzden kimsesizlikle karıştırıp bir çok insanın yaptığı gibi yalnız olmadığını düşünmemek gerekir. Çok tehlikeli bir duygudur bir çok kötü duyguyu körükleyen. Bazen kabullenmek gerekir isyan etmeden.