ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
16 Haziran 2024, Pazar 22:11   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Roen> Forum Mesajları
    Roen'e ait Toplam 584 Forum Mesajı var
<<1...3940414243444546474849 50515253545556575859>>


Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Sanat değerlerini topluma yansıta bilen sanatcılar....>
  25.Mar.2006 Cmt 01:44:42
fiogf49gjkf0d
Sanat Nedir?

Bir düğmeye basit bir dokunuşla, zaman ve mekânı birkaç yüzyıl kısaltabilecek güce erişen insan düşüncesi, yepyeni ve şiddetli korkuları da beraberinde getirdi. Bilim, endüstri, teknik ve politika alanında meydana gelen birbirine bağlı ve sürükleyici gelişmeler, toplumlara özgürlük getirdiği kadar, huzursuzlukları da arttırdı. Özellikle 1945 sonrası, insanların gökyüzüne tırmanışları, yeryüzündeki büyük sermaye hareketleri, insana yakışmayacak katliamlar, endüstriyel ve teknik gelişmeler, şiddetli ve yıpratıcı korkuları da beraberinde getirdi. Bütün bunlar, bugünkü insanın sanata bakış tarzını da biçimlendiren gelişmelerdir.
    Günümüzde, insanların karşı karşıya kaldığı psiko-sosyal sorunlara çözüm olabilecek alanlardan biri de sanattır. İnsan duyarlığının karmaşık ürünleri olan ve daima insan özgürlüğünün hakkını arayan sanat eserleri, bazı kalıpları sürekli olarak zorlayıp aşar, onların nitelik olarak daha üstün ve yoğun yeni seviyelere ulaşmasını sağlar.
   Tolstoy, "İnsanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu, kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu başkalarının da hissedebilmesi için hareket, ses, çizgi, renk veya kelimelerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıştı" der.  İnsan, nasıl duymaya, düşünmeye başladığı andan itibaren kelimenin gerçek anlamıyla hayata girmiş olursa, insanlık da duygularını ve düşüncelerini sesler, çizgiler ve renklerle canlı ve cansız simgeler halinde şekillendirmeye başladığı andan itibaren, gerçekten tarih sahnesine çıkmış olur. Sanat; din ve felsefe gibi, insanı günlük hayatın dar kalıplarından kurtaran bir teneffüs anı gibidir. Sanatta güzeli, bilimde doğruyu arayan insan ruhu ve zekâsı, aslında kendini aramaktadır. Din, felsefe, bilim, sanat ve hatta teknik gibi alanlar, birbirine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Her sanat eseri, var olan bir şey ile, bir nesne ile ilgilidir; belli bir varlığı anlatır, ondan bir kesit ortaya koyar. Bir resim, belli bir tabiat parçasının resmidir veya bir insan görüntüsüdür. Bir tiyatro oyunu, belli olayların simgelenmesidir. Bir şiir ya da müzik parçası, ya tabiattan ya da insan ruhundan, insan duygularından bir anlatımdır. Sanatçının gördüğü, kavradığı ve gerçeklik olarak belirlediği varlığın bilgisi, sanatın öz konusunu oluşturur.
     Bugün Türkçe de, iyi yapılan her iş için «sanat» kelimesi kullanılmaktadır. Türkçe deki «sanat» kelimesi, kapsamı bakımından, pek çok oluş ve nesnelere ilişkin durumu içine almaktadır. Bugün, hiç şüphe duymaksızın en yaygın biçimde kullandığımız «sanat» kelimesi, etimolojik bakımından Osmanlıca ya dayanmaktadır. Osmanlıca nın kelime kaynakları olan Arapça ve Farsça da, sanat kavramını ifade etmek için kullanılan durumu oldukça farklıdır.
     Sanat kelimesi Arapça da amel, iş yapma anlamlarını veren «san a» kökünden gelmektedir ve yapılan iş, alet yardımıyla, belirli bir el becerisiyle sürdürülen marangozluk, duvarcılık gibi meslek dallarını kapsamaktadır. Görüldüğü gibi bu kelime Arapça da, insanın akıl ve zekâsını kullanarak yaptığı işleri anlatır. Bugünkü Türkçe de kullandığımız «sanat» kelimesi, Osmanlıca da bir değişiklik geçirmiş, yeni kazandığı anlam ve muhtevayla birlikte benimsenmiştir.
     Bir an için, karmaşık yapısını, ilgili olduğu pek çok kavramı bir yana bırakıp, sanatı " insanlar arasında anlaşmayı sağlayan bir araç " olarak kabul edebiliriz. Bugün Türkçe de iyi yapılan her iş için "sanat" kelimesinden yararlanıp; "askerlik sanatı", "güzel konuşma sanatı" gibi kalıpları tekrarlar dururuz. O halde, yapılan bir iş veya hareketin, güzel, gelişmiş ve etkileyici bir biçimde görünmesi, onu bir sanat olarak tanımlamamıza sebep olmaktadır. Bu, şu demektir; insan yaptığı işi yüceltebildikçe, ona bir parıltı katabildikçe, sanat olgusuna biraz yaklaşabilmiş sayılır. Yani sanatın ayırıcı özelliklerinden biri, onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır. Sanatı bazen, şöyle de tarif ederler: "İnsan aklının eşya üzerindeki pırıltısı" . Bu, yüzlerce tariften yalnızca bir tanesidir.
     Halk arasında "sanat" kelimesi; "insanların ihtiyaçlarından birisinin karşılanması konusunda öğretilen ve yapılan iş" anlamında kullanıldığı gibi, "ustalık, hüner, marifet" anlamında; "Bu işte sanat vardır; kolay değil o da bir sanattır." şeklinde de kullanılmaktadır. Maddi fayda gözeten sanatlardan ayırabilmek için "GÜZEL SANAT" kavramı içinde, sanat ı şöyle tanımlamak mümkündür: "İnsanların, tabiat karşısındaki duygu ve düşüncelerini çizgi, renk, biçim, ses, söz ve ritm gibi unsurlarla güzel ve etkili bir biçimde ve kişisel bir üslûpla ifade etme çabasından doğan ruhsal bir faaliyettir."



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >F1 Kazası. Böyle Kaza Hiç Görmemişsinizdir !>
  25.Mar.2006 Cmt 01:35:32

Mükemmel :)

Dilerim telafisi kolay olmuştur ..



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >2012 OLİMPİYATLARI İÇİN TÜRKİYEYE DESTEK>
  25.Mar.2006 Cmt 01:24:55
fiogf49gjkf0d

MODERN OLİMPİYATLAR

Baron Pierre de Coubertin’ in 1896 yılında öncülüğünü yaparak başlattığı, Modern  Olimpiyat Oyunları bugün tam 106 yaşında. Modern Olimpiyat Oyunları’ndan önce Yunan Olimpiyatları’na benzer çeşitli oyunlar organize edildi. Ama hiçbiri devamlılık ve evrensel nitelik kazanmadı.Munc Wenlock Olimpiyat Oyunları 1850’da İngiltere’de yapıldı. Yunanistan 1830’ da Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrıldıktan sonra 1937 yılında yayınlanan bir kraliyet fermanı ile atletik olaylara endüstriyel sergilerin bir parçası olarak yasal statü kazandırılmıştır. Evangelos Zappas’ın verdiği mali destek ile ancak 1859 yılında koşu, disk, cirit,tırmanma ve güreşin yapıldığı Zappas Oyunları düzenlenmiştir. Daha sonra  1870, 1875 ve 1888 yıllarında da bu organizasyonlar gerçekleşmiştir.

Daha öncesinde 17. yüzyılda yine İngiltere’de Costwold Olimpiyatlarından söz edilmektedir. Bunun tarihi kesin olarak belli değildir. İngiliz Avukat Robert Dover, Kral I.James’in iziniyle ilk Costwold Olimpiyat Oyunları’nı Chipping Camden yakınlarında bir tepede düzenledi. Burada esas karşılaşmalar her ne kadar o dönemler Eski Yunun uygarlığına duyulan bir beğeni söz konusu olsa da İngiliz usülüydü. At yarışları, köpek ve tazılarla av gibi. Ayrıca, koşu, atlama, cirit ve çekiç atma,sopa ve çomak ile eskrim,güreş ve incik tekmeleme. Karşılaşmaların büyük bölümü asillerden, işçilere kadar herkese açıktı. Şampiyonlara sarı kurdelalar takılırdı. Karşılaşmalara ek olarak dans ediliyor, şarkılar söyleniyor, küçük tiyatro oyunları sergileniyordu.1636 yılında Dover ve oyunları için bir antoloji basılmıştı. 1644 yılındaki iç savaş, 1652’deki Dover’ın ölümünden sonraki iki kesinti hariç her yıl düzenli olarak yapıldı. 1660’da yeniden başladı. 1852’ye kadar kalite düzeyi her yıl değişti. Daha sonraları modern olimpiyatlara duyulan ilgi 1965’de Robert Dover Oyunları Derneği’nin kurulmasına yol açtı.

Bunlar olimpiyatların canlandırılmasına yönelik tek olaylar değildi. 1770’de Paris Champs de Mars’da, 1779’da Almanya’da Wörlitz-Dessau’de, 1830’da Polonya’da Posnan’da Grand Duchy’de,1834 ve 1836’da İsveç Ramlösa’da, 1844’de Montreal’de, 1853’de New York Franconi Hipodromu’nda ve 1893’de San Fransisco’da oyunlar düzenlendi.

Modern Olimpiyat Oyunları’nın gerçek meşalesini yakan Baron Pierre de Coubertin  eski Yunan olimpiyatlarına hakim olan düşünceyi modern çağa uydurdu. Coubertin, Antik Olimpiyatlar’da kazanmak herşey iken, modern olimpiyatların felsefesini katılmak üzerine kurdu.

Antik Olimpiyatlar dini kökenli iken, modern olimpiyatlar laik nitelikli oluşturuldu.

Antik Olimpiyatlar’daki sadece hür Yunanlılar’ın katılabildiği ırkçılığı , modern olimpiyatlarda ortadan kaldırıldı. Uluslararası bir nitelik getirildi. Dil,din,renk, ırk ayrımı ortadan kaldırıldı.

Sadece erkeklerin katılabildiği Antik Olimpiyatlar yerine, kadınların da katılabildiği bir Modern Olimpiyatlar gündeme getirildi.

Sadece bir tek yerde dört yılda bir yapılan Antik Olimpiyatlar yerine, dört yılda bir dünyanın çeşitli ülkelerinin birinde yapılan Modern Olimpiyatlar doğdu.

Özet olarak Coubertin’in modern olimpiyatları bir devrim niteliğini  taşıyordu.

Modern Olimpiyatlar  1896’ da Atina’ da başlatıldı. Bu Olimpiyatların başlatılması kararı 23 Haziran 1894’ de Paris Kongresi’ nde alındı ve bu karar ile birlikte UOK (Uluslararası Olimpiyat Komitesi-IOC) kuruldu.

 

İLETİŞİM YÖNÜNDEN  
OLİMPİYAT OYUNLARI

Olimpiyat Oyunları’nda iletişim, basın ve yayın açısından yaşanan ilkler aşağıdaki gibiydi.

1906 Atina’da yapılan Ara Olimpiyatlar’da ilk sinema kayıtları yapıldı.
1908 Londra Olimpiyatları’nda ilk defa telgraf ile haberleşme kullanıldı.
1912 Stockholm Olimpiyatları’nda ilk defa fotoğraf bürosu kuruldu.
1924 Paris Olimpiyatları’nda Uluslararası Spor Yazarları Birliği kuruldu.
1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda ilk defa radyo yayını Hollanda içinde yapıldı.
1932 Los Angeles Olimpiyatları’nda tüm Amerika kıtasına ilk defa radyo yayını yapıldı. Ayrıca 1500 amatör radyocu oyunları bütün dünyaya anlattı.
1936 Berlin Olimpiyatları’nda ilk televizyon yayını yapıldı.
1956 Cortina Olimpiyatları’nı 6 milyon kişi televizyondan izledi.
1960 Roma Olimpiyatı bütün Avrupa’ya canlı televizyon yayını yapıldı.
1964 Tokyo Olimpiyatı uydu yayını ile ilk kıtalararası televizyon yayını yapıldı.
1968 Meksiko Olimpiyatı uydu yayın ile ilk kıtalararası canlı yayın yapıldı.

Kaynak:
1-OLİMPİYAT Oyunlarının 100 Yılında Türkiye:
Cem Atabeyoğlu ve TMOK Bilgi Birikim Merkezi. TMOK Belgesel Yayınlar. No:1.1997
Arkadaşlar Olimpiyatlar ülke ekonomilerine inanılmaz katkılar getirmekle beraber sosyal ve kültürel açıdan düzenlenen ülkeye çok büyük zenginlikler kazandırıyor.Bu açıdan Olimpiyatların öneminin toplum olarak farkında olmak hepimize kazanç sağlayacaktır.

Görüşmek üzere.

Roen♣



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Öneriler >Siyaset Forumu>
  24.Mar.2006 Cum 10:41:41
Delacour :

Sıradan bir Türk, düşünen insanının sözünü belirtmekte de; ben yarar görmekteyim;

"Ne kadar bilirsen bil; bildiklerin, karşındakinin anladığı kadardır."

Siyaset isminin geçtiği plâtformlarda, kıyasıya rekabete neden olan sebeplerden başlıcası bu olsa gerek!..

 

Sevgili arkadaşım Delacour,

Umarım herşey yolundadır,

-Sıradan bir Türk, düşünen insanının sözünü belirtmekte de; ben yarar görmekteyim-demişsin iyi etmişsin : )

Bence Mevlana Celaleddini Rumi sıradan bir türk değil.



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Öneriler >Siyaset Forumu>
  24.Mar.2006 Cum 00:00:54

Ünlü bir Fransız Düşünürün düşünmeye ve tartmaya değer bir sözü var,

Benim görüşüm bu ve bence doğru,fakat senin görüşünü açıklayacağın platform uğruna canımı dahi verebilirim ...

Bu cümlede,insanların cilt cilt ansiklopedileri inceleyerek bir sonuca bağlayacakları idea ları,koca bir hayatı devirerek edinilecek tecrubeleri,hayata ve insanlara bakışı,değişik ve objektiif yaklaşımları,kısacası başka bir gözle hayatı yorumlamayı görebiliriz.... Fazla söze gerek yok :) Düşünür bir cümleye dünya yı sığdırmış..



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >***Görülmeye değer komik karikatürler :))***>
  23.Mar.2006 Per 15:09:49
fiogf49gjkf0d

Dilerim hoşunuza gitmiştir :))

Roen♣



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >her eve plazma istiyoruz.>
  22.Mar.2006 Çar 21:34:44

Süper :))

Yanılmıyorsam bir başık altında belirtmiştim.Türk isterse herşeyi yapar :)

Şekil:a



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >!!! Son Dakika !!! >MUTLAKA OKUYUN ÖNEMLİ!!!!!>
  22.Mar.2006 Çar 03:51:24

Arkadaşlar,

cc parolanız ve msn şifreniz kesinlikle farklı olmalıdırlar ve kolay tahmin edilebilir şifreler olmamalıdırlar.

Tanımadığınız yada güvenmediğiniz kişilerin gönderdiği,link ve dosyaları açmayınız.Başka sitelere (oyun,eğlence,forum)üyelik işlemlerinizde kesinlikle cc parolanızı veya messenger parolanızı kullanmayınız.Şifremi unuturum diye korkuyorsanız Bir not kağıdına not alın ve sık sık değiştirerek güncelleştirin.parolanızın başkalarının eline geçmesindense bir not kağıdında muhafaza etmeniz daha iyi olur..Kağıt da yok diyorsanız çözümü var :) Masa üstünüze şifreli bir Word belgesi ya da metin belgesi açarak içerisinde sadece sizin anlayacağınız dilden parola ve şifrelerinizi muhafaza edebilirsiniz.



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Öneriler >Siyaset Forumu>
  22.Mar.2006 Çar 02:46:14

Sevgili arkadaşlar,

Siyaset, en genel anlamıyla, bir arada -bir toplum olarak- yaşayabilmemiz için ileri sürülen fikirlerin girişilen eylemlerin toplamıdır. İnsan doğada birey halinde değil de topluluklar halinde yaşadığından dolayı siyaset vardır.
Siyaset doğası gereği karşılıklı çıkarların çatıştığı bir ortamdır. Farklılık ve çok sesliliğin olmadığı yerde siyasetten bahsedilemez.
Çok sesliliğin olması demek ortada “demokrasi” nin olduğu anlamına gelmez. Bir diktatörün olduğu yerde de siyaset vardır –ona muhalif olanlar kendi aralarında da olsa siyasal eylem planlarına girişebilirler ve fikir yürütebilirler-. Siyasetin olmadığı nokta tam tâhakküm ilişkilerinin mutlak olduğu yerde geçerlidir. Tarihte böyle dönemler bire bir asla yaşanmamıştır, ama kimi tarihsel dönemlerde bu mutlak güce (totaliter güce) yakınlaşma olmuştur. (Nazi Almanyası bu dönemlerden biri olarak gösterilebilir. Bkz: Hannah Arendt- Totaliterianizmin Kaynakları)

Peki bunları neden anlatıyorum?
Forumda olsun, başka yerlerde arkadaşlarımızla olsun, siyaset tartışırken “mutlak doğruyu, gerçeği ben biliyorum” düşüncesiyle hareket ettiğimizde birşeyler yanlış demektir. “Mutlak doğru= İtiraz dahi edilemez gerçek” anlamına gelir ki bu tartışmayı, fikir alışverişini o anda bitirir. Siyaset çoğu sosyal bilimle iç içe geçmiş durumdadır (iktisat, sosyoloji, antropoloji, psikoloji vs..) ve bu nedenle bir konuyu tamamen “çözmüş olduğumuzu” söylemek mümkün olmaz. En fazla “bir çok yönden baktım ve şu veriler ışığında fikrim şudur” diyebiliriz.

Siyaset : Çok kıvrak zeka gerektiren, rol yapma kabiliyeti şart olan, kültür altyapılı ve kesinlikle kitaplardan öğrenilmeyen bir bilimdir bence.

Siyaset : Kurt kuzu ve otu birbirine yedirmeden kayıkta tek seferde karşıya geçirebilme sanatıdır.

          Kurumları ve kuruluşları,kişileri,hakları,belirli bir kesime hitap eden bir ve ya birden fazla topluluğu ve platformları yorumlamak,tartışmak,her babayiğidin harcı değildir.Belirli kriterlere uygun kafa yapısı nadir insanlarda mevcut olduğundan eleştrilerimizde ve yorumlarımızda çok dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Görüşmek üzere...

Roen♣



Roen

Roen resimleri
ozel karakter ile sohbete katil

Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >AÇ İNSANLAR İÇİN LÜTFEN HER GELİŞİNİZDE 1 DEFA MUTLAKA UĞRAYIN>
  22.Mar.2006 Çar 02:31:12
fiogf49gjkf0d

Sevgili GoLetsGo,

     Değindiğin konu için teşekkür eder,hassasiyetinin diğer arkadaşlara da örnek olmasını dilerim.

     Konu sabitleştirme işlemi talebi diğer arkadaşlarımızda bir hayli fazla olduğu için şimdilik bu talebine bir karşılık veremiyoruz.Fakat elimizden geldiğince,hassasiyetli yaklaşımlara,gerekli ilginin ve dikkatin çekilmesi için çaba harcıyoruz.

     Dayanışma içerisinde yardıma muhtaç her ırktan,her türden canlıya yardımcı olmak bir insanlık görevidir ki tüm arkadaşların ellerinden geleni yaptıklarına şüphem yok.

Tekrar görüşmek üzere.

 

Roen♣

<<1...3940414243444546474849 50515253545556575859>>