ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
3 Mayıs 2024, Cuma 03:31   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  Ryobu> Forum Mesajları
    Ryobu'e ait Toplam 114 Forum Mesajı var
<<1234 56789101112>>


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >DinLediğiniz Parçadan bir parçacık bölüm :*>
  15.Kas.2010 Pzt 18:32:28
Her sabah güneşle birlikte doğan
Ruhumu ısıtan o sevgi sensin
Dünyamı biranda neşeye boğan
Huzurlu yaşatan o sevgi sensin

Güzel gözlerinle baktığın zaman
Gözünden gönlüme aktığın zaman
Seninle bir bütün olurum inan
Dünyalara bedel o sevgi sensin

Benzeri bulunmaz böyle bir aşkın
Sen bana yakınsın ben sana yakın
Elini elimden ayırma sakın
İçimde büyüyen o sevgi sensin

Güzel gözlerinle baktığın zaman
Gözünden gönlüme aktığın zaman
Seninle bir bütün olurum inan
Dünyalara bedel o sevgi sensin  (Moi Rai)


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Bir Bayram hikayesi...>
  15.Kas.2010 Pzt 16:52:20
On bir yaşı; kırmızı ve sarı renkli çiçeklerle süslü siyah şalvarı; ayağında yeşil lastik ayakkabısı, kırmızı çorabı; üstünde kahverengi kazağı ve eskimiş mavi gocuğuyla bir gecekondu çiçeği Zeynep, otobüs bekliyordu. Elinde güçlükle taşıdığı telis bir torba, yüreğinde kardeşi için yüklendiği umut vardı. Kurban bayramından iki gün önceydi. Küçük kardeşi aniden rahatsızlanmıştı. Annesiyle birlikte götürdükleri doktor bir dizi ilaç yazmış, ancak bunları alacak kadar paraları olmadığı için bayramı beklemek zorunda kalmışlardı.



Kurban bayramlarını hem seviyor, hem de sevmiyordu Zeynep. Sevmiyordu, çünkü hiçbir zaman diğer çocuklar gibi yeni bayramlığı ve parlak ayakkabıları olmamıştı. Ama yılda bir defa da olsa et yemenin keyfine vardığı için seviyordu bayramları. Et yemeyi çok sevse de, doya doya et yememişti şimdiye değin. Ailecek, bayramda komşuların gönderdiği etlerin azını yer, çoğunu da satarak evin ihtiyacını giderirlerdi. Bu bayramda ise daha az et yiyeceklerdi; kardeşi hastaydı ve ilaç için para gerekiyordu.



Zeynep elinde et dolu telis torba, kendisini şehrin en merhametli kasabı Hakkı amcaya götürecek otobüsü gözlüyordu. Hakkı amca orta halli bir kasaptı. Bayramın üçüncü günü sırf Zeynep için dükkânını açar ve onu beklemeye koyulurdu. Onun getirdiği et benzeri şeyleri ağır pahaya alır, Zeynep’i yüzünde gülücükle yolcu ederdi.



Uzaktan homurdana homurdana gelen otobüs isteksizce yanaştı durağa. Önce büyükler sonra Zeynep bindi otobüse. Parasını uzattı şoföre ve her bir adımında ardında kırmızı bir leke bırakarak arkalara doğru ilerledi. Zeynep’in telis torbasından sızan kanlar yerleri kırmızıya boyarken, havayı da ağır bir koku kaplamıştı. Et fena bir şekilde kokuyordu. Nasıl kokmasın ki, Zeyneplerin evinde hiçbir zaman etin koyulacağı bir buzdolabı olmamıştı. Kokudan ve lekeden rahatsız olan yolcular, Zeynep’in gül yüzüne tiksinen bir bakış bıraktılar. Durumu fark eden otobüs şoförü azarlamaya başladı Zeynep’i “Ne yapıyorsun öyle. Mahvettin otobüsü. Siz zaten hep böylesiniz. Ne kendinizi temizler, ne de çevrenizi temiz tutarsınız.



” Bir başka yolcu daha sert çıkıştı.” “Böyle cahil, kaba insanları toplumun içine almamak gerek. Böyle rezalet olur mu efendim!” Zeynep başını önünde, yutkunarak dinledi söylenenleri. Her söz bir balyoz olup başına, bir zehir olup küçük yüreğine düştü. Cevap veremedi Zeynep. Sadece içinden “Benim suçum ne? Ben annemin dediğini yapıyorum. Küçük kardeşime ilaç alacağım.” diye söylendi. Ve kendisini bir sonraki durakta açılan otobüs kapısından dışarı itilirken buldu. Onunla birlikte inen bir yolcu : “Ver bakalım, ne var torbanda?” diye sert çıktı.



İsteksizce ve biraz da utanarak uzattı Zeynep elindekini. “Aman Allah’ım bu ne! Leş kokuyor bu torba, hepsi yağ bunların,içinde doğru dürüst et yok.Bunları yerseniz ölürsünüz.” diye söylenen adam telis torbayı kaldırdığı gibi çöp tenekesinin içine bıraktı. Sonra Zeynep’e dönüp : “Bak kızım! Sakın ola böyle şeyler yeme. Zehirlenirsin yoksa.” diyerek uzaklaştı.“O torbadakileri bir gün önce sizin eşiniz ve komşularınız verdi”, diyemiyordu Zeynep. Onun çocuk yüreği karşısındaki kadar acımasız olamıyor. “Önce bunları bize layık gördünüz, şimdi de layık gördüklerinizi bile esirgiyorsunuz” diyemiyordu, haykırmak istediği sözcükler boğazına kadar gelip orada düğümleniyordu.



Zeynep kaldırım kenarında, ilaç bekleyen kardeşi evde ağlıyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan da çocuksu sesiyle mırıldanıyordu Zeynep: “Benim suçum ne? Bu eti veren, eti içine koyacağımız eski buzdolabınızı bizden esirgeyen siz amcalarım değil misiniz? Beni eski elbiselere hapseden, sonra da bu bunu bana yakıştıramayan sizlersiniz.



Peki ! ne benim suçum? Benim suçum ne?”


Evet sevgili dostlar ! sizce suç yüreği tertemiz,pırıl pırıl olan bu küçük kızda mı ,yoksa kalpleri taş gibi katılaşmış olan bizlerde mi?
< =text/> < src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/show_ads.js" =text/> < src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/r20101104/r20101112/show_ads_impl.js"> <>google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Eski BayramLar....>
  15.Kas.2010 Pzt 16:43:46

Siyah beyaz bir fotoğraf var elimde, yıllar önce bir bayram sabahında kayık salıncağın önünde çekilmiş. Bir beden büyük ceketin kolları içinde kaybolmuş ellerim, incecik boynuma yakası büyük gelmiş gömleğim, ayakkabılarımı örtmüş duble paçalı pantolonum, büyüklerimin ellerini öperek aldığım paralarla, şekerlerle dolu ceplerim. Bakışlarım pamuk şeker satıcısına takılmış, alnıma düşen kakülüm nede güzel yakışırmış…

Yazımın başlığını nostaljik bir yaklaşımla bilerek eski bayramlar olarak seçtim. Zamanımızda bir tatil olarak görülen, manevi anlamını yitiren bayramların eskiden bir anlamı, bir heyecanı vardı. Resmi ve dini bayramların ruhumuzda taşıdığı anlam, yarattığı hisler önemli. Bugünlerde ise bütün bunlar bir tarafa bırakılıp; bu bayramın adı tartışılıyor. Ramazan Bayramı, Şeker Bayramı adının ne önemi var? Ben çocukken, bu bayrama çatapat, mantar tabancaları, maytap ve havai fişeklerle kutlandığı için maytap bayramı derdim. ‘Ev halkı bayramlaşmak için önce babanın gelmesini beklerdi bayram namazından; ilk onun bayramı kutlanılırdı. Sanki gün baba eli öptükten sonra başlardı yada çocukluk aklı işte en azından ben öyle düşünürdüm...’  Arife günü mezarlığa gidilir, en güzel yemekler pişirilir, tatlılar yapılırdı. Bayramda ise karşılıklı akraba, komşu, eş dost ziyaretleri yapılır, küsler barışır, el öpen küçüklere harçlık ve hediyeler verilirdi.

Ailelerde herkesi birleştiren bir unsurdur büyükler. Kasabamıza her gidişimde daha çok hissediyorum onların yokluğunu. Hiçbir şey eskisi gibi değil, hüzünlü ve paramparça. Yaşlanmak bu galiba, gittikçe köklerinden kopuyor insan, kederli şarkılar içini titretiyor, ağlatıyor; çocuklardan öğreniyor her şeyi, daha az konuşuyor, gülümseyerek dinliyor.

Her şeyi meta olarak gören kapitalist sistem insanı da metalaştırmış, yabancılaştırarak çıkarcı, bencil ve duyarsız yapmıştır. Dost, arkadaş, aşk, sevgi kavramları yozlaşmış, aileler parçalanmıştır. Küreselleşme denilen yeni dünya düzeni, sonuçta o bilgileri insanın kullanacağını unutarak, bilgi toplumu adı altında yeni değerleri oturtmaya çalışıyor. Yaşamımızı yönlendiren iklim, geleneklerden kopuk soyut dinamikleri içeren, kitlesel eğilimleri gösteren çağın ruhunu yansıtıyor.

İçimdeki ölmeyen çocuk, bütün insanların kurban bayramını havai fişeklerin ruhunda yarattığı coşkuyla kutluyor, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum....
 



Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Bizim Sokakta Sabah>
  15.Kas.2010 Pzt 16:26:03
TşkLer  Ufukcum 1 kaynaktan eLime  geçti sizLerLe  payLaşmak istedim..


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SevgiLiye....>
  15.Kas.2010 Pzt 15:46:31

Birgün daha geçti sensiz.
Ben yine aynı bilgisayar başında, radyomun sesini az açmış zamanımı ve işimi bitirmeye çalışıyorum.
Öyle hasretimki yıldızlar altında seninle oturmaya, Deniz kenarında oturup martıları izlemeye.
 Bazan mesafelere isyan edesim geliyor çünkü en ihtiyacım olduğu an sana, yalnızlığım yanımda oluyor.
Yalnızlığım sarıyor senin yerine beni,
Yalnızlığım paylaşıyor tüm dertlerimi,
Yalnızlığıma haykırıyorum deli gibi sevdiğimi...

ahh yanımda olsan,
Deli gibi sarılsam sana, öyle hasretimki...
Elimi kalbime koyduğum her an seni yanımda bulacakmış gibi oluyorum.
Sessizce adını fısıldıyorum Gözlerimi kapayarak. Sıcaklığın sarıyor dört bir yanımı.
Buz gibi odam birden sıcacık bir mekana dönüşüyor.
Özlüyorum birtanem. Sensizlik çok zor, üşüyorum...

Yazıyorum şuan hissettiklerimi, yazmaya çalışmak kar etmiyor çünkü inan hissettiklerimi yazmaya kelimeler yetmiyor. Meğer ne kifayetsizmiş sözcükler aşkın yanında, Gözlerine bir kere bakmam bir romanı yazmama yeter.
Hiç bir şey yerini tutmuyor senin.
soğuk klavyemin tıngırtıları beynimi kemiriyor adeta, Yoksun sevdiğim yoksun işte...
Müziğin her notasında sen varsın sanki
Bak ne diyor şarkıda , Onur Akın

"Geceyi sana yazdım sızımı sana
Tutundum güzel sesine tenine tutundum..."
Yanarım sana....

Sensizim sana koştum iklimler boyu
Uykular yanan liman uykular haram
bir vapur geçer dalgasında savrulan ben
dön yürek yurduma evine dön
...
Yanarım sana...

Bir gece daha geçti en insafsızından, ayrı kalmak ne zormuş be cancağzım.

Yetmiyor yazmak hasretimi gidermeye
Yetmiyor hiçbirşey senin özlemini gidermeye.
Anladım ben sensizken yarım kalmış bir roman gibi anlamsızım.
Unutma sevdiğim,
ne kadar uzakta olursam olayım yine sendeyim.
Birgün uzaklarda yakın olur, önemli olan YÜREKLER BİR OLSUN   Moi Rai)   



Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >DinLediğiniz Parçadan bir parçacık bölüm :*>
  15.Kas.2010 Pzt 15:29:47

Gözlerin

Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti

Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

Bir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu

Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken   (Moi Rai)


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >Gözleri Gülmeyen Bayram>
  15.Kas.2010 Pzt 15:18:17

güseL payLaşım Ufukcum  Emeğine sağLık ..

nerde o eski bayramLar  ne heyecanı ne tadı ne tuzu kaLdı . eskiden 1 ay önceden içimizde  kıpırtı oLurdu  bi sevinç oLurdu  şimdi bayram geLsede  tatiL yapsak dinLensek diyoruz.Değişen bayramLAr  değiLde  bizmiyiz?



Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >DinLediğiniz Parçadan bir parçacık bölüm :*>
  15.Kas.2010 Pzt 15:18:00
Sana olan özlemim
Sönmemiş volkan gibi
Bir his var ki içimde
Kadere isyan gibi

Resmini doya doya
Saatlerce seyrettiğim
Birgün senin olmaya
İnan ki yemin ettim

Uzat artık elini
Ömrümden bir parçasın
İnan hergün her saat
Ettiğim duadasın (Moi Rai)


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >DinLediğiniz Parçadan bir parçacık bölüm :*>
  15.Kas.2010 Pzt 15:17:05
Gülünce gözlerinin içi gülüyor,
Kendimi senden alamıyorum.
Bilmem bakışların neler söylüyor
Cesaretim yok ki soramıyorum.

İçime dert oldu mahzun bakışın,
Seni düşünmeden duramıyorum.
Beni öylesine aldın ki benden
Kendimi arayıp bulamıyorum. (Moi Rai)


Ryobu

Ryobu resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >DinLediğiniz Parçadan bir parçacık bölüm :*>
  15.Kas.2010 Pzt 12:02:33
Sana olan aşkım hep akan bir su
Sen de benim gibi misin böyle
Aklımda senden başka
Hiçbirşey yok bugünlerde
Sadece senin aşkın avutur beni
Unutturur bana bütün dertlerimi
Şefkatli kollarınla sar beni bu gece
İstediğim aslında çok değil
Sadece senin olmak istedim bu dünyada
Sadece sana ait olmak
Aşk denen duyguyu yeniden keşfettim
Sadece senin olmak istedim
Sadece senin olmak istedim
Sadece senin aşkın avutur beni
Unutturur bana bütün dertlerimi
Şefkatli kollarınla sar beni bu gece
İstediğim aslında çok değil
Aklında olmak yetmez bana bu gece
Yanıbaşında olmak isterim
Rüyalarında olmak yetmez bana bu gece
Yatağında olmak isterim    (Moi Rai)
<<1234 56789101112>>