ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Seni sen olduğun için sevendir

Yüreğinin sesini uzaklarda bile

Dinleyendir.

İki eli kanda olsa derdine

Yetişendir.

Var olduğunu hissetiren,kıymet

Bilendir.

Dostdur sözde değil özdedir adı..

Sabun köpüğü değil,darlık anında kaybolmaz

Sözünün eri güvenirligi

Tartışılmaz.

Bilirsin çıkan yolda yarenlikden

Caymaz.

Dostdur sözde değil özdedir adı..

Yüreğini menfaatsiz sunar

İyiliğin için sözleri acıya boğar,

Varki zamanı söyledikleri bir

Bir çıkar.

Yoktur senle olan kalbinde ne

Fitne fucur ne de çıkar.

Dostdur sözde değil özdedir adı..

Yangınlardaki yüreğine,varlığı ile ferahlık

Mutluluklarında üstüne diken

Saf ipekden bayramlık

Bilemez ne rol ne sahtekarlık

Enbüyük özelligi yaradılışı

Doğallık..

Dostdur sözde değil özde adı..

Yalnızlıklar rıhtımından alıp

Götürür ,süt beyaz yelkeniyle

Uçurum kenarından çeker,adı

şefkat elleriyle..

İyiki varsın dedirttiren ,avucunda

Tuttuğu yüreği ile

Sen canımsın benim Dostumsun

Agız dolusu kelimeleri ile

Dostdur sözde değil özdedir adı..

Canım Dostum İyiki Varsın ...

JELİN

DELİNAZ

Beni sev ama en çok unutma istedim senden

Sen gideli ;
Uykularımın rengi,
Günlerimin tadı,
Ve gülüşümün kıvamı,
Kaçtı ..

Tenime ektiğin öpüşlerin sancıdı ..

estapiti piti kıtırım ama ulan sensin

engel olamamış mış futbol ne alaka lem

Kelebeğin kırılgan kanatları gibi yüreğim ..
Zaman öyle sıkılgan ve yavaş atıyor ki, tek derdim gitmek ..
Günlerin aynılığına bir deva bulmaya da yok mecalim ..
Beklemek, o yitik güne çizgi çekip beklemek ..
Çaresizce dolanmak odanın orta yerinde ..
Her tıkırtıyı sen sanmak ..
Kaç bakışta aradım seni ..
İkinci el sevdalarda kaç kez burkulup yalpaladım bir bilsen ..
Kaç, söyle ve kaç(ma) ..
Bu gidiş ve bitiş tekrarı kaldırmaz sevgili ..
Sen, asla gitmeyeceğini iliştirdin ya hani satırlarına ..
Hatırla, hadi hatırla ..
Hayır! Ben, gitme diye uydurmuyorum bunları ..
Kitaplarımın arasında tüm sözlerin, hatta işte  g ö s t e r e b i l i r i m ..
Lütfen çarpma kapıyı, o tok ses yüzüme yalnızlığımı haykırıyor ..
Hayatım! Efendim de, lütfen gitmemiş ol ..
Ben, ben ..
Evet sensizim ..
Ve sen, ahh sen ..
Kokumun üzerine kaç ten giyindin

Gittiğin gün tüm hayallerim yandı ..
Mokasenlerimi geçirip ayağıma, sokakların tozuna karışamıyorum artık ..
-mek ve –mak’larım emekli, tay tay durmaktan yorulup sağa çektiler  ..
Allayıp pullayıp anlatacak gibi’lerim de yok ..
Keşkelerimse ceplerimi delip düştüler teker teker ..:
Bildiklerimi fısıldayan kalabalıklar, teğet geçiyor şimdi yalnızlığıma ..
İnimde cinlerin bayramı var her gece ..
Ay ışığının raksında parlayan bardağım, oval bir ustura gibi ..
Dudaklarıma götürüp susuzluğumu dindiremiyorum ..
Ya kanamak ya susuz kalıp kurumak ..
Kararsız gidiş gelişler ..
Saatlerce oturup sonuma soneler düzmek istiyorum ..
Müziğin bensiz kaldığı zamanlara atfen ..:
Şimdi, ölümünden çaldığım ölü günleri hazırlıyorum ölüme ..
Camı kırık günler için af dilemeliyim senden ..:
Yan yana çektiremediğimiz fotoğraflar için boş bir çerçeve var bavulumda ..
Yarılarında bulamadığım sıcaklığı almaya geliyorum ..
Oysa, giderken dokunduğumda yeterince soğuktu bedenin ..
Düşürdüğüm sıcak yaşlar ısıtamadı seni evet ama gülümsedin, gördüm ..
Uyurken ruhu havalandıran bir uykuya gark olmayı bana tarif edemedin hiç..
Teneşir tahtasında öptüm en son seni ..
İyileşince öpersin dediğin zamanlardaki engellemelerine sövdüm ..
O son öpüş öyle tatsızdı ki ..
Dudaklarım morardı tıpkı seninki gibi ..
Aldığımız o son, yakışıksız sade elbisene yaş düşürürsem huzursuz olurmuşsun öyle dediler ..
Başının ucunda soyamadığım sözcükler içimi parçaladı ..
Her yer tenhalığına inat teneke gibi boş sesler furyasıydı ..
Ne zaman ki toprağa girdin işte o zaman, şaşkınca kalakaldım ..
Herkes birer azar dağıldı ama artık yüzün ne yüzüme ne de güne değmeyecek karanlıktaydı ..
Anlamsız serzenişleri ve yüzlerin ikincil halinin şifresini bu bir başınalıkta çözdüm ..
Matem giyinilebilen bir şeymiş meğer, günün ertesindeki neşeli sesler ele verdi kendini ..
Girdiğim odalardaki ani suskunluklar ve zorunlu dert ortaklıkları ..
Üzüntü meğer paçavraymış ve giden hemen unutuşlara gömülüveriyormuş kendisiyle ..
Titrek bir çizgiye indirgenebiliyormuş ölüler ..

* Damağıma cevap bekleyen bir soru yapıştı, tadı yeterince acı ..
Neden sen !!!

Alıntıdır..

Soğuk zamanlarımın aydınlık yüzü ;
Beni sev ama en çok unutma istedim senden ..
Kaç kahve buğusuna kazıdım gülüşünü bilemezsin ..
Ve hasretimin bağcıklarını kaç zaman sıkıca ve sabırla bağladım çözemezsin ..
Sana gelirken gözlerimde demlenen o harlı nemi göremezsin ..
Yeşil bakışlarına yanan umut kokulu yüreğimi söndüremezsin ..
Ama ellerime yapışıp kalan bu geçici ayazı ısıtırsın bilirim ..
Sensiz toprağın tozunda çürüyen kaçıncı gün bu bilmiyorum ..
Havalar üşüdü ..
Denizin mavisi karanlık ..
Şehrin ışıklarında eriyen tepe ıssız ..
Yüzümse donuk ve dalgalı bulutlu ..
Beni sana kilitleyen yüzük çare(sen)siz ..
Sen gideli ;
Uykularımın rengi,
Günlerimin tadı,
Ve gülüşümün kıvamı,
Kaçtı ..
Tenime ektiğin öpüşlerin sancıdı ..
Baharı koluna takıp ılık bir gelişle gel ..

Özledim !..

Harwest Harikasın tesekkürler