ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Tabletler çıktı çıkalı , insanlar tablet mi yoksa dizüstü bilgisayar mı satın almalıyım diye ikilemde kalmakta. Bizim hızlı haraket eden yaşamamızda neredeyse masaüstü karşısında zaman harcamamıza neden olmakta.Bu nedenle mobil bilgi işlem cihazlarına olan talep gün gittikçe artmakta.

Dizüstü Nedir ?

Dizüstü bilgisayarlar aslında kişisel taşınabilir bilgisayarlar olarak üretilmiştir.Tüm dizüstü bilgisayarlar  kablosuz ağ bağlantısı ile kullanıcıların her hangi bir yerden internete bağlanması için yardımcı olur.

Tablet Nedir ?

Tablet dokunmatik ekran , ana girdi olarak kullanıldığı özel ve gelişmiş bir notebook sürümüdür.

Ancak tabletin özellikleri , dizüstü bilgisayarlarin klasik donanım yapılandırmasından radikal donusumu olarak adlandırılır..

Tablet avantajları ve dezavantajları

Avantajları :

*Tablet PC’ler , dizüstü pcler açısından hareketlik ,klavye eklentisi olmaması nedeniyle daha yararlı kabul edilir.

*Dizüstü bilgisayarlara göre genellikle çok hafif ve daha az güç tüketir.

Dezavantajları :

*Genellikle pahalı , toz toplama ve lekelere karşı daha duyarlı

*Eli dinlendirme alanı olmaması , uzun saatler boyunca yazma nedeniyle tablet gerçekten acı verici olabilir.

*Tablet kullanıcılarının direk yazmak için ekran kullanmak zorunda olmasından dolayı yazma hızını da azaltır.

Notebook Avantajları ve dezavantajları

Avantajları :

*Dizüstü bilgisayarların tablet üzerinde 2 önemli avantajı vardır.konforlu yazma ve uzun ömürlü olması.

*Dizüstü bilgisayarlar anlaşılabilir , her türlü kullanıcıya yöneliktir.Mobil bilgi işlem cihazları , ancak teknoloji meraklısı kullanıcılar için sadece tabletle mümkün olanı en iyi şekilde işleyebilir.

Dezavantajları :

*aslında tablet , dizüstü bilgisayarlara göre daha sofistikedir.Dokunmatik ekranı gelişmiş,doğrudan ve sürekli kullanım bile tablet kullanıcıları için gerçekten zor olabilir.

*Ayrıca , dizüstü bilgisayarlar , PC’ler önünde sürekli oturan zavallı insanları uygulamadan serbest bırakmak için icat olduğunu anlamak gerekir.

*Bugün hepimiz her yerden işimizi halletmek için mobil cihazlara ihtiyac duyariz.Bu yuzden dizustu bilgisayarlar masaustu bilgisayarlardan sonra buyuk bir rahatliktir.

Açıkçası , kullanıcılar dizüstü veya tablet almak için karar vermeden önce işleyebilir teknoloji hakkında iyi bir fikre sahip olması gerekir.Yukarıda bahsi geçen bütün tablet ve notebook analizine bakın ve sonra en son kararı verin. Bu bir tüketici olarak sizin yapabileceğiniz en iyi şeydir.

Anakart piyasasının gördüğü en yenilikçi firmayı, ürünleriyle birlikte hatırlıyoruz...
Kapanıyor", "kapanacak", "kapanmayacak ama anakart üretimini bırakacak" derken, anakart üreticisi Abit geçtiğimiz Mart ayında resmen faaliyetini durdurdu. Gençten kullanıcılar için bu pek de üzerinde durulacak bir konu değilken, bilgisayar ile tanışması Pentium ya da Pentium II işlemcilere dayanan kesim için "Abit kapandı" haberi beraberinde ince bir sızıyı getiren bir gelişmeydi. Bunun nedeniyse, Abit`in bir dönem için anakart pazarında en çok konuşulan, sürekli duyurduğu yeniliklerle kullanıcıları teknolojik açıdan en çok şımartan firma olması.
Gerçekten de Abit, öncellikle 90`ların sonu ve 2000`li yılların başlarında anakart piyasasında tam bir yaramaz çocuk gibi davrandı. Soft Menu gibi sistemlerle ezber bozdu, overclock kavramını uzmanlaşmış bir takım adamların elinden alıp, herkesin konuştuğu ve uğraştığı noktaya getirdi. "Olmaz" denilenleri başardı, BX yonga setini 133MHz çalıştırdı, soket işlemcileri slotlara taktı, IDE sürücüleri SATA`ya dönüştürdü.

Abit`in siz kullanıcılar için olduğu kadar bizim için de önemli büyük. Dile kolay, arşivimizde tam 33 Abit ürününün incelemesi var. En hızlı gittikleri dönemlerde Abit ne üretse sitemizde yer vermişiz, bir çok teknolojiyi ilk kez Abit ürünleriyle tanımışız. Dolayısıyla, bu yazımız bir anlamda Abit`e saygı duruşu anlamını taşıyor.
Günlerce süren titiz araştırmayla oluşturulmuş, oldukça uzun ve detaylı bir çalışmayı okumaya başlamak üzeresiniz. Eğer bilgisayar nostaljisi yapmayı sevenlerdenseniz, bizce çok iyi zaman geçirecek, unuttuğunuzu sandığınız çok detayı anımsayacaksınız. Çayınız ya da kahveniz hazırsa, başlayalım...
Abit İsmini Duyuruyor: Soft Menu (1996)
Abit`in şu andaki web sitesinde, firmanın geçmişiyle ilgili bir bilgi yok. Wikipedia`daki Abit maddesindeyse firmanın kuruluş tarihi 1989 olarak belirtilmiş. Firmanın 1990`ların başında ne gibi ürünler ürettiği konusunda çok araştırsak da bir veri elde edemedik. Abit`in bizim ilgi alanımıza girmesi, 1996 yılıyla başlıyor.
Abit`in anakart dünyasında ismini duyurmaya başlaması özellikle Soft Menu sistemiyle oldu. 1990`larda anakartların üzerinde yaklaşık 10-15 tane özel köprü (jumper) bulunurdu. Bilgisayarınızı yeni kurduğunuzda elinize anakart kullanım kitabını alır, işlemcinizin tipini, gerilimini, frekansını vs. bu köprülerden birer birer ayarlardınız. Hata yapmanız sadece açılmayan bir sistemle değil, yüksek gerilim nedeniyle yanmış bir işlemciyle de sonuçlanabilirdi. Parçalardan bir bilgisayar oluşturmak amatör işi değil, daha çok profesyonellerin altından kalkabileceği bir işti.
Abit, 1996 yılında bütün bu eziyete bir anda son veren Soft Menu sistemiyle ortaya çıktı. Firmanın 1996 yılında ilk olarak hangi modelinde bu sistemi kullanmaya başladığını belirleyemedik, ama 1997 yılına gelindiğinde gerek IT5H ve AX5 gibi Pentium anakartlarında, gerekse LX6 gibi Pentium II temelli anakartlarında Soft Menu sistemi artık standart geliyordu. Biz Türk kullanıcılar da Soft Menu`yü Abit`in 1998 yılında ülkemize gelmeye başlayan LX6 ve BX6 gibi anakartlarıyla tanıdık. Abit, Soft Menu sistemini zaman içinde sürekli geliştirip, Soft Menu II ve Soft Menu III sürümlerine yükseltti.



Üstte gördüğünüz türde jumper bloklarının işlevini çözmek için saatlerce uğraşmaktan,Altta görülen pratik arayüze... İşte Soft Menu, bu devrimi başlattı
Kısa süre içinde diğer tüm üreticilerin farklı isimlerle kendi ürünlerine uyarladığı Soft Menu konsepti, aslında bugün DarkHardware gibi sitelerin hitap ettiği bilgisayar meraklısı kitlenin de çok büyük hızla büyümesinin önünü açtı. Daha önce oldukça ince işler olan işlemci ayarları ve overclock, bilgisayarın kasasını açmadan, ekran karşısında halledilebilecek işler haline geldi.
Hızlı Yükseliş - LX6 ve BX6 (1997-1998)
Soft Menu sistemiyle  zaten ses getiren Abit, bu konsepti uyguladığı ilk Pentium II anakartlarıyla anakart piyasasının yıldızı haline geldi. Pentium II yeni çıkmıştı ve tüm bilgisayar pazarı büyük bir değişim içinde, AT standartından ATX formatına dönüşüm içindeydi. Abit, piyasanın her alanını etkileyen bu hareketli dönemi iyi kullandı ve firmanın ilk ATX anakartları olan LX6 (1997) ve BX6 (1998), gerçekten çok büyük satış rakamlarına ulaştı. Bu anakartlar, aynı zamanda Abit`in Türkiye`de satılmaya başlayan ilk anakart modelleriydi. Henüz markalı anakart kavramına yeni alışmaya başlayan Türkiye piyasasında o zamana kadar ASUS ve Gigabyte`ın büyük çaplı varlığı hissediliyor, arada FIC gibi markalar ismini duyursa da, pazarın çoğu "Tomato" gibi uzakdoğuda ürettirilip üzerine marka basılmış ürünlere teslim durumdaydı. Abit, basını da iyi kullanarak Türkiye pazarına hızlı girdi.
Abit BP6 - Çift Celeron Çılgınlığı (1999)

Yıl 1999, Intel`in slot tipindeki Pentium II ve Pentium III`leri ömürlerinin sonuna gelmekte, yerlerine soket tipinde Pentium III ve Celeron`lar yerleşmekte. Özellikle soket tipi Celeron tam anlamıyla çılgınlık noktasında, çünkü düşük ön bellekli bu ucuz işlemci çok ama çok fazla overclock oluyor, pahalı Pentium III`lere kafa tutuyor. Üstelik Celeron`da Intel`in belki kapamayı unuttuğu, belki de "kim uğraşır ki?" diyerek umursamadığı bir özellik daha var: Celeron`lar çift soketli anakartlarda, çift işlemcili çalışabiliyor! Pentium III, aynı yeteneğe sahip değil.
Herkes yeni soket tipi Pentium III`leri ve Celeron`ları konuşurken, Abit`in BP6`sı camiaya bomba gibi düştü! Abit, Intel`in mükemmel 440BX yonga setini kullanarak, çift işlemci soketli bir anakart üretimişti. Daha önce bu konuda hiç bir deneyimi olmayan kullanıcıları bir SMP (Symmetrical Multi Processor) merakı sardı. Anakartın büyük overclock potansiyeli de işin içine katılınca, evlerde ucuz Celeron işlemcilerle kurulmuş çift işlemcili amatör iş istasyonları boy göstermeye başladı. Abit BP6 için özel siteler bile açıldı ki ilk kez bir anakarta özel bir sitenin açıldığına şahit oluyorduk. Biz de DarkHardware olarak hem Abit BP6`yi inceledik, hem de Türkiye`nin ilk çift işlemcili sistem inceleme ve testlerini yayınladık.

Ucuz işlemcilerle çift işlemcili sistemlere giriş: Abit BP6
BP6, Celeron ile her ne kadar sorunsuz çalışsa da Pentium III`lerle uyumluluğu o kadar iyi değildi. Abit, BP6`yı zamanla VIA Apollo Pro133A yonga setli VP6`ya dönüştürdü, ancak VP6 yerine geçtiği BP6`nin yarattığı heyecan ve sansasyonun yanına bile yaklaşamadı. Zaten VP6`nın çıktığı 2001 yılında artık Celeron, Pentium III gündemden düşmekte, Pentium 4 konuşulmaktaydı.
Abit Slotket (1999)
 
1999`da Intel`in işlemcileri slot tipinden, soket tipine geçirmesi, kimi kullanıcıları zor durumda bıraktı. Kullanıcılar işlemci soketi yerine işlemci slotuna sahip eski, ama sorunsuz anakartlarında yeni tip soket işlemcileri kullanmak istiyorlardı. Bu sıkıntıda çözüm de öncelikle Abit`den geldi. Firma, "Slotket" adını verdiği bir adaptör parçasıyla Socket370 tipinde işlemcileri, Slot 1 anakartlarına takılabilir hale getirdi. Kısa sürede tüm anakart üreticileri Slotket`in benzerlerini ürettiler. 

İlk sürüm Slotket... Sonraki sürümler farklı işlemci modellerine göre ayar olanağı da sağlıyordu
Abit, Slotket`i hem perakende olarak sattı, hem de anakartlarıyla birlikte hediye etti. Ticari ömrü boyunca Slotket bir kaç kere de güncellendi, en son olarak Slotket III sürümüyle en geniş uyumluluğu sağlayan sürümüne erişti.
Abit Hot Rod 66 (1999)
 
1990`lı yıllar biterken, anakartların büyük kısmının üzerinde iki adet IDE (günümüzün deyişiyle Paralel ATA) bağlantı noktası bulunuyordu. Her biri ikişer sabit disk ya da optik sürücü kabul edebilen bu yuvalar, UltraATA-33 iletişim standartını destekliyor, teorik olarak saniyede 33 MB veri aktarabiliyordu. Oysa sabit disklerde UltraATA-66 dönemi başlamıştı. Abit kısa süre içinde bu yeni standarta el attı ve PCI yuvaya takılan, üzerinde iki tane UltraATA-66 standartında IDE bağlantısı taşıyan Hot Rod 66 kartını duyurdu. Üzerinde HighPoint firmasının üretimi HPT366 kontrolcüsünü taşıyan bu basit kart, kendi üzerinde BIOS`a sahip olduğundan kendisine bağlanan disklerden PC`nin açılabilmesini de sağlıyordu.

Anakarta UltraATA-100 portları eklemenin en basit yolu: Abit Hot Rod 100 Pro
Hot Rod 66, 2000 yılında yine Highpoint üretimi yeni bir kontrolcü (HPT370) kullanan Hot Rod 100 Pro kartına terfi etti. Bu yeni kart hem UltraATA-100 iletişim standartını ve 100 MB/sn aktarım hızını destekliyor, hem de PC dünyasına yeni bir kavram olan RAID`i beraberinde getiriyordu.
Anakarta Entegre IDE Kontrolcü (1999)
 
Az önce bahsettiğimiz Hot Rod 66 kartı, beraberinde yeni bir açılım daha getirdi. Abit, bu kartı bütünüyle BE6 anakartına entegre ederek, üzerinde toplam 4 IDE bağlantı noktası olan bir anakart yaratmıştı. Daha önceleri üzerinde entegre SCSI kontrolcülerle gelen çok üst düzey anakartlar görülmüştü, ama BE6 hem sıradan kullanıcıya sesleniyor, hem de herkesin elinin altındaki IDE arabirimine yönelik bir kontrolcü taşıyordu.

O zamana kadar görmediğimiz bir özellik: Anakarta entegre, RAID destekli IDE kontrolcü
(Fotoğrafta Abit BE6-II modeli görülüyor)
BE6 gerçekten çok büyük ilgi çekti ve Abit`in en çok satan anakartlarından birisi oldu. Anakartın ilk olmasından gelen kimi sorunlar yok değildi, örneğin anakartın kendi BIOS`u ve ek IDE kontrolcünün BIOS`u birbirinden ayrı, bağımsız çalıştığından, ek kontrolcüye bağlanan diskler anakartın BIOS`unda ilgili ekranlarda görünmüyordu. Ayrıca, kullanılan HPT66 yongasının optik disk desteği de yoktu. Yine de donanım meraklıları BE6`yi satın almaktan vazgeçmediler. BE6, ilerleyen zaman içinde BE6-II ve BE6-II v2.0 sürümlerine güncellendi.
İlk Türkçe Web Sitesi (2000)
 
Abit`i Türkiye için ilginç kılan özel bir yön, firmanın pazarlama kadrosunda genç bir Türk`ün de bulunmasıydı. Firmada görev yapan Timuçin Özcan, Abit içinde Türkiye`yi gerçekten öne çıkardı ve firmanın pazarlama kaynakları kısıtlı olduğu dönemlerde bile Türkiye`ye öncelikli pay ayrılmasına yardımcı oldu. Timuçin`in sıcak kişiliği kısa sürede Türkiye`deki bilişim sektörü tarafından da tanınmasına ve sevilmesine yol açtı. İlk kez bir anakart üreticisi, Türkiye pazarı ve bilişim basınıyla bu kadar doğrudan bir ilişkiye sahip oluyordu.
Abit`in Türkiye ilgisi, firmanın 2000 yılında web sitesine Türkçe bölümünü eklemesiyle de kendini belli etti. Abit, diğer tüm anakart üreticilerinden önce web sitesini birden çok dil destekler hale getirmiş ve desteklenen dillere Türkçe`yi de eklemişti. Her ne kadar firmanın kapanışına yakın, son dönemlerinde güncellemeler aksasa da, Abit tüm site içeriğini Türkçeleştiren ilk anakart üreticisi olarak kullanıcıların gönlünü kazandı.
GENTUS Linux (2000)
 
2000 yılının Şubat ayında Abit yine bir ilke imza attı ve anakartlarıyla birlikte ücretsiz bir işletim sistemi sunmaya başladı. Abit anakartlarıyla birlikte firmanın GENTUS adını verdiği, özelleştirilmiş bir Linux sürümü sunulmaktaydı. GENTUS, ekran kartlarına ve Sound Blaster serisine verdiği destekle zamanının diğer Linux dağıtımlarından farklı bir dağıtımdı. Abit aynı yıl içinde GENTUS`u 2.0 ve 3.0 sürümüne yükseltti ama GENTUS ne Linux camiasından, ne de PC meraklılarından beklenen ilgiyi duymadı.

Anakartlarla verilen Gentus CD`si ve Abit`in Gentus maskotu
Siluro Ekran Kartları (2000)
 
Abit, ekran kartı piyasasına atağını 2000 yılında, Siluro isimli bir seri ekran kartıyla başlattı. Kartlar, NVIDIA`nın güncel teknolojisi olan Riva TNT2 ve GeForce 256`ya dayanıyordu. Daha sonra GeForce 2 ve GeForce 3 grafik işlemcilerine terfi eden Siluro serisi, üretim kalitesi ve performans açısından yeterli olmalarına rağmen pazarda ciddi bir varlık gösteremedi, Abit tarafından da pek aktif olarak pazarlanmadılar. Abit, kapanışına kadar sürekli ekran kartı alanında da varlığını güçlendirmek istedi, ama başarılı olamadı.

Abit Siluro TNT2. Kutu tasarımındaki yuvalarından
fırlamış kanlı gözlerin yarattığı kabus atmosferine dikkat
BX Yonga Setinin Zirvesi ve Anakart Üstünde RAID (2000)
 
Intel`in ürettiği yonga setleri arasında gelmiş geçmiş en başarılı yonga seti herhalde 440BX`dir. İlk kez 1998 yılında, Pentium II`yi desteklemek üzere piyasaya sunulan bu yonga seti, kullanıcılar arasında kısaca "BX chipset" olarak bilindi ve ASUS P2B, Abit BX6, Abit BE6 ve Gigabyte BX2000 gibi zamanının muhteşem anakartlarının temelini oluşturdu. 440BX yonga seti, mükemmel kararlı yapısı, esnekliği ve yüksek performansıyla herkesin sevgilisiydi, ancak işlemci veriyolu için en fazla 100 MHz destekliyordu. Takvimler 2000 yılını gösterdiğinde, Intel artık 133 MHz veriyolu kullanan Pentium III modellerini öne çıkarmaya başlamış, BX yonga setini rafa kaldırmıştı.