ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
27 Nisan 2024, Cumartesi 17:12   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  sturm45> Forum Başlıkları
    sturm45tarafından açılmış Toplam 26 Forum Başlığı var
<<1 23>>


sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >23 NUMARALI OTOBÜS
  9.Şub.2008 Cmt 09:56:01
fiogf49gjkf0d
Bıraktım herşeyi artık ! ne işitiyor nede cevap verebiliyorum..
Takatim kalmadı! Kalakaldı terminalde ey deli bu genç gönlüm..

Gelmiyor 23 numaralı sevgi otobüsü.. yaş yirmi iken bak oldu kırkdört ve ben halen bekliyorum, elimde bir küçük valizim vardı, onuda almıyorum, ağırlık yapmasın, beni götürün yeter!..
Ne umutlarla, ne hayellerle hazırlamıştım valizimi..adına yazdığım şiirleri, uğruna kırdığım kalpleri koymuştum içine, birde en sevdiğin..hani içi fındık bahçesi..dışıysa senin gibi tatlı, çikolata..
Sayamadım kaç mevsim devretti birer birer, yaş yirmi iken oldu elli..ben yoruldum be gülüm, sen sayıver olur mu!
Hayat bu yalnız çekilmiyor! ateş isteme bahanesiyle iki dost edindim..
Onlarda benim gibi bekler olmuşlar..Hallerini, keyiflerini sorar isen yaş yirmi iken onlar da altmış demiş..Olmazsalardı ben ne yapardım? be gülüm..kime yanar,kimden yanardım..
Saat yine 23.00 ı gösteriyor. benim gözler yine dolar oldu. Bir damla, iki damla derken yine dolduruyorum bir bardağı, denizler kurusada balıklar ölmez diyor kendimi avutuyorum..
Ey sevgili, hayatımın perisi.. bugün 23 Ağustos senin doğum günün..
Ufukta bir otobüs gördüm şimdi, beş dakikaya kalmaz belirir yanımda..
Dostlarım ayaklandı..
bu..
bu olsa gerek..
Evet sevgili 23 numaralı otobüs bu ! tam karşımda duruyor, kocaman, ucu bucu görünmüyor..
Sarılıyorum dostlarıma..tamda üç kişilik yer var, diyor kaptan..
Hadi kalbim diyorum önce sen bin,en yorgunumuz, yaşlımız sensin..hasret atılıyor hayır ben diyor..
-Elli sene yandım, sigaranı benimle yaktın..
Küçük bir nezaket istiyor..
En son ben biniyorum sultanım.. Herkes beyazlara bürünmüş benim gibi, biner binmez hareket ediyor otobüs
şöförü yok !
Ve o an anlıyorum..Ben ebediyete gidiyorum..Tam sana kavuşacağım derken ferdaya..
ilk günkü sevgimle ismine gidiyorum..


sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Mühim Mevzular >Felsefe, Din, İçsel meseleler >Prof.Dr. Saffet Solak anlatıyor :O Müslüman değil mi
  26.Şub.2008 Sal 18:53:40
fiogf49gjkf0d

Amerika da master yaptığım yıllarda,çalıştığım üniversitenin yemek
salonu açık büfe şeklindeydi.
Herkes dilediği yemekten istediği kadar alabiliyordu.
yemekhanenin kapısında *"Take what you need.Eat what you take"
(Yiyeceğin kadar al, aldığını da ye)* diye yazmakta idi.
Bir gün aynı masada yemek yediğimiz Çinli bir arkadaşı,tabağında kalan
son pirinç tanesini almaya çalışırken görünce dayanamadım ;denemek
için dedim ki
"Bir pirinç tanesi için neden bu kadar uğraşıyorsun? Bırak tabakta kalsın.
"Çinli arkadaşın verdiği cevap çok düşündürücüydü:
"Her Çinli bir pirinç tanesi israf etse,Çin nüfusu ile çarp
bakalım,kaç ton pirinç yapar?Biz kalabalık bir ülkeyiz,israf etme
lüksümüz yoktur." dedi.
Yine denemek için dedim ki :
"Şu anda Çin de değil Amerika dasın.Tabağında bırakacağın pirinç
tanesi Çin i değil,Amerika yı zarara uğratacaktır".
Bu sözlerim karşısında güldü ve şöyle dedi :
"Yaşadığım ülke olan Amerika yı bu şekilde zarara uğratmak onurlu bir
davranış olmaz."
Çinli arkadaşı bu onurlu davranışından dolayı tebrik ettim ve
düşüncesini paylaştığımı söyledim.
İslam dininin bu konudaki, *"Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz.
Çünkü Allah israf
edenleri sevmez"* buyruğunu açıkladım.
Çok hoşuna gitti.
Tam o sırada ,Ürdünlü Müslüman bir arkadaş tabağındaki yemek
artıklarını çöp sepetine boşalttı.
Bunu gören Çinli arkadaş Ürdünlü yü göstererek :
"O Müslüman değil mi? dedi.
O kadar üzüldüm ki ,ne diyeceğimi bilemedim.


--
"... uykudakiler uyansın belki yanmak vaktidir, gerçekleri bilenler toplansın şimdi vermek vaktidir."
Bir kitaptan!



sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Sadece bu sabah...
  4.Mar.2008 Sal 18:33:53
fiogf49gjkf0d
* Sadece bu sabah için, Içimden aglamak geldigi halde yüzünü gördügümde gülümseyecegim.

* Sadece bu sabah için, ne giymek istediginin seçimini sana birakacagim gülümseyerek ne kadar  yakistigini söyleyecegim.

* Sadece bu sabah, çamasirlari yikamaktan  vazgeçip seninle parkta oynamaya gidecegim.

* Bu sabah bulasiklari lavaboda birakip, bulmacanin nasil çözüldügünü bana ögretmeni izleyecegim.

* Öglenden  sonra   telefonun fisini çekip bilgisayari kapatacagim   ve arka bahçede oturup  seninle  köpükten balonlar uçuracagim.

* Bu ögleden sonra dondurma arabasi için çigliklar attiginda sana hiç kizmayacagim ve gelirse bir tane alacagim.

* Bu ögleden sonra kurabiye pisirirken bana yardim etmene izin
verecegim ve çalismayacagim .


* Bu ögleden sonra Mc Donald s a gidecegiz ve iki tane çocuk menusu isteyecegiz ki,iki oyuncak  alabilesin.

* Bu gece seni kollarimda  tutacagim ve nasil dogdugunu seni
ne kadar çok sevdigimi anlatacagim.

* Bu gece küvette sulari siçratmana izin verecegim ve sana hiç
kizmayacagim.


* Bu gece geç saate kadar oturmana ve balkonda oturup yildizlari saymana izin verecegim .

* Bu gece yanina uzanip en sevdigim TV programlarini bir kenara birakip parmaklarimi saçlarinda dolastirirken bana en büyük armagani verdigi için Tanriya sükredecegim.

* Yatak odalari  hastane odalarinda donuk bakislarla,daha fazla içlerinde tutamadiklari çigliklariyla hasta çocuklarini seyreden anne babalar düsünecegim.

* Ve bu  gece yanagina iyi geceler öpücügü   biraz daha uzun tutacagim kollarimda.

*Tanriya senin için tesekkür edip bize yalnizca bir gün daha vermesi için yakaracagim.....
 


sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
  8.Mar.2008 Cmt 12:56:25
fiogf49gjkf0d

8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanır. Bu gün kadınlar tarafından ve / ya da kadınlar için konferans, gösteri ve eğlence gibi çeşitli etkinlikler düzenlenir. Kadınlar arası dayanışma ve kadınların toplumdan beklentileri vurgulanır.

Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. Bir çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı. İsveç’te ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya başladı.

Ancak ilk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı tarafından olmuştur.

İki dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etti.

Kaynak: NATIONALENCYKLOPEDIN

İLGİNÇ BİLGİLER

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1. Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3. Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

Türkiye’den Rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001)

1. Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.


DÜNDEN BUGÜNE "KADINLAR GÜNÜ"

Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1800 lü yıllarda bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi Kadınlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 8 Mart ta eşitlik isteklerini daha yüksek sesle dile getiriyorlar.

8 Mart ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması, uluslararası düzeyde kabul gören bir hal alması 1970 lere rastlasa da, bu tarihe kaynaklık eden olay ve dünya kadınlarının ortak bir gün kutlama isteğinin gündeme gelişi 1800 lerin ortasını bulur. ABD nin New York kentindeki Cotton tekstil fabrikasında çalışan işçi kadınlar, 1800 lü yılların ortalarından beri daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha iyi yaşam için mücadele vermektedir. Ama bunca yıllık mücadeleye karşın elde edebildikleri pek bir hak yoktur. En sonunda, 8 Mart 1908 günü, haklarını alabilmek için son çare olarak greve giderler. Ancak patronlar bu greve zalim bir şekilde müdahale ederler. Greve giden kadınlar fabrika binasına kilitlenirler. Patronlar bu yolla grevin başka fabrikalara sıçramasını engellemek isterler. Ancak beklenmedik bir şey olur ve fabrika yanmaya başlar. Ne yazık ki yangından fabrikada bulunan kadın işçilerden çok azı kaçarak kurtulmayı başarır Yanan fabrikadan kaçmayı ve fabrikanın çevresine kurulmuş olan barikatları aşmayı başaramayan 129 kadın işçi yanarak ölür.

Aynı yıl diğer endüstri kollarındaki kadınlar da mücadeleye devam ederler. Kadınların yürüttükleri mücadelenin temelinde seçme ve seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin, koşullarının ve ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadır. Dünya Kadınlar Gününde bugün de ilk başlarda yapıldığı gibi eşitlik için, bağımsızlık için, politik haksızlıkların ortadan kalkması için, daha iyi yaşama ve çalışma koşulları elde edebilmek için çalışılıyor.


TÜRKİYE DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ

İlk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.

"Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart. 1984 ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

Kadınlar 80 li yıllarda 8 Mart ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarını sürdürdüler. 90 lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu.

alıntı*

   tüm dünya kadınlar gününüz kutlu olsunn...  

                                                                        sturm45



sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >** BİR HİKAYE **
  17.Mar.2008 Pzt 01:59:52
fiogf49gjkf0d
Küçük çocuk, deniz kenarında gördüğü yassı bir taşın güzelliğine hayran olmuştu. Mutlaka bir mücevherdi bulduğu. Şekli de bir insan kalbi gibiydi. Üstelik parıl parıl parlamaktaydı. Çocuk taşı avuçlayıp eve koştu. Ve onu büyük bir heyecanla babasına uzattı. Adam, yavrusunun soğuktan morarmış avucundaki taşın, birbirine sürtüldüğünde kıvılcım çıkaran bir çakmak taşı olduğunu hemen anladı. Fakat bunu ona söylemedi. Küçük çocuk, rüyalarını süsleyen bisiklete kavuşmak için elindeki taşı satmak istiyor ve o paranın bir bölümüyle bir de top alacağına inanıyordu. Fakat babası buna yanaşmıyordu. Çocuk, işin kendisine düştüğünü anladığında, tatilde simit sattığı çarşıya gitti. Kuyumcu vitrinleri, göz kamaştıran ışıkların aydınlattığı altın kolyelerle doluydu. Bir de, elindeki taşın çok daha küçük olanlarıyla süslenen pahalı yüzüklerle. Çocuk en gösterişli mağazayı gözüne kestirdikten sonra, bir süre vitrin önünde bekledi. İçeride, dükkan sahibi olduğu anlaşılan bir adam vardı. Müşteri olarak da kürk mantolu bir hanım. Küçük çocuk biraz sonra içeri girdi. Ve cebinden çıkardığı taşı dükkan sahibine uzatarak: "Bu pırlantayı deniz kenarında buldum efendim. Eğer isterseniz size satarım." Dedi. Adam taşa uzaktan bir göz atıp: "O sadece basit bir çakmak taşı. Bütün sahil o taşlarla doludur." Dedi. "Hayır!" diye atıldı küçük çocuk. "İsterseniz ıslatın, ne kadar parladığını göreceksiniz." Dükkan sahibi, zengin müşterisini kaçırmaktan korkuyor ve çocuğu kolundan tutup atmayı planlıyordu. Kadın onun niyetini sezmişti. Çocuğun taşına yakından bakıp: "Tam istediğim şey!" Diye gülümsedi. "Onu bana satar mısın?" Küçük çocuk, taşının gerçek değerini anlayan biriyle karşılaşmış olmaktan son derece mutluydu. Kadının cebine doldurduğu paralar ise, aklını başından almıştı. Defalarca teşekkür ettikten sonra, koşarak uzaklaştı. Kadın, elindeki taşı kuyumcuya vererek ona bir zincir takmasını istedi. Belli ki mücevher gibi taşıyacaktı. Dükkan sahibi, yapmış olduğu ikazı anlamadığı için, kadının aldandığını düşünüyordu. Bu yüzden: "Söylemiştim, ama tekrar edeyim! Satın aldığınız şey basit bir taştır." Kadın, önce pırlanta kolyesine, daha sonra da yüzüğüne bakarak: "Zannetmiyorum!... O taş bence bunlardan daha değerli, çünkü küçük bir çocuğun ümidini taşıyor..." dedi...


sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >bazı ülkelerin geceleri..
  20.Ağu.2008 Çar 20:54:23
fiogf49gjkf0d


Petersburg



Paris



Niagara Falls



Las Vegas



Chicago



London



Moscow



Washington



Singapore



Vienna 

.


Cologne Cathedral


TURKEY



ÜZGÜNÜM YAPILAN %20 LİK ELEKTRİK ZAMMINDAN SONRA
MALESEF ELEKTRiKLER YOK....


sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >iletmezsen ölümü gör :)))
  24.Ağu.2008 Pzr 22:05:13
fiogf49gjkf0d

Bu zamana kadar bana zincir e-posta gönderen tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim;

Sayelerinde tuvalet temizlemekte kullanıldığı öğrendiğim  kolayı içemez oldum.


 

Aids virüsü taşıyan iğneler kıçıma batar korkusuyla sinemaya gidemez oldum.


 

Deodorantlar kanser yapıyor diye sayelerinde artık bir domuz gibi kokmaya başladım.


 

Telefon hattımı kullanıp bana borç takarlar korkusuyla telefonlara da cevap vermiyorum.


 

İçinden fare ya da fare zehiri çıkar diye hiçbir kutu içeceği içmiyorum.


 

Çok sevdiğim içkime ilaç koyup beni uyuturlar,organları mı çalarlar ve buz dolu bir küvetin içinde
uyanırım diye bana yaklaşanları da tersliyorum.


 

Neyim var neyim yoksa satıp hastanede yatan ve büyük ihtimalle ölmek üzere olan çocuklara yatırmayı düşünüyorum.

Mail listesine katılırsam alacağım söylenen para, bilgisayar, cep telefonu ya da gezileri beklemekten de evden dışarı çıkamaz oldum.


 

Tuz Gölü ne Konya nın katkılarından dolayı yemeklerim tuzsuz tatsız.


 

Msn paralı olacak;Adam yeşerecek mi,sararacak mı beklemekten de gına geldi.


 

Excel hala ne zaman emekli olacağımızı da bildirmedi.


 

Bir maili forward etmedim, başıma ne belalar gelecek diye korkuyla beklemekten ruh sağlığımı da
kaybettim.


 

Multipl skleroz olunuyormuş diye diyet ürünleri düşmanıma bile tavsiye etmiyorum.

Yerli malı kullanacağım derken marketlerde barkodu 869 ile başlayan ürünleri aramaktan da gözlerimin
biraz daha bozulduğunu farkettim.

Sevgili dost ve arkadaşlarımdan gelen;
lütfen okuyunuz , çok önemli , aman virüse dikkat , bilmem kim para dağıtıyor , en az beş kişiye yolla , inanmadım ama doğruymuş , kişiliğini test et , tıkla para yolla, tıkla yardım et , bilmemkim seni gözetliyor , bilmem kime mail at, haddini bildir , onu yeme bunu ye şeklinde başlayan kerameti kendinden menkul, nev i şahsına münhasır bu mailler sayesinde hep beraber kafayı çizme ye ne kadar yakın olduğumuzu da müşahade etmiş oldum.



sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >BEKÇİ
  26.Kas.2008 Çar 20:11:53
fiogf49gjkf0d

Kongre uyeleri birgun ulkenin issiz bir bolgesinde, kocaman ve  terkedilmiş  bir hurda yigini deposu keşfetmişler... iclerinden biri "bir bekci  kiralayalim buraya sahip ciksin" demis.. "birileri gelip burda biseyler karistirmasin".. boylece bir adami BEKCI sifatiyla ise almislar...   Ertesi gun bir diger kongre uyesi: "iyi yaptik da bi eksik var.."demis..   "biz bu adama bir is tanimi vermedik ki adam nasil calisicagini bilsin? Ayrica is tanimini verdikten sonra adami bir de egitmek lazim"..   digerleri  onu hakli bulmuslar, boylece bekcinin is tanimini belirleyecek bir  PLANLAMA  DEPARTMANI kurmuslar, oraya da bu tanimlari rapor edicek bir  DOKUMANTASYON  UZMANI ile bir de bekci icin EGITMEN almislar...

 

Birkac gun sonra diger  kongre uyesi sormus:    "Peki ama bu bekciyle is tanimini yapanlar iyi calisiyolar mi, bunu  takip  edicek biri lazim diil mi?"

 

  Boylece bekci ve egitmenlerini denetleyecek bir KALITE KONTROL  DEPARTMANI  kurmuslar, oraya da bir KALITE KONTROL SORUMLUSU ile bu adamlarin ne yapip  ettigini rapor edicek 2 tane MUFETTIS almislar... Ertesi gun bir diger  kongre uyesi demis ki:

 

  "Peki ama bir bekci ve pesinden bir suru denetleyici ise aldik, bunlarin maasini kafamiza gore mi vericez? Bekciye ne kadar Kalite kontrol departmanina neye gore ne kadar maas verilicek, bunun bi sistemi  olmali.."

 

  Boylece bir MUHASEBE DEPARTMANI kurmuslar.. oraya da bir MUHASEBECI, bir BORDRO MEMURU ve butun bu insanlarin ne kadar calistigini ise gelis  gidis saatlerini takip edicek bir DENETLEME UZMANI ise almislar... Ertesi gun  bir  diger kongre uyesi sormus:

 

  "Eveet bir bekcimiz var bagli oldugu departmanlari da kurduk, iyi guzel  de  bunlar kendi basina buyruk mu is yapicaklar? Bunlara bir mudur lazim  diil  mi? Tabi mudur aldiktan sonra bunun bir de yardimcisi olmasi lazim.."

 

 Bunun uzerine bekci ve bagli bulundugu departmanlar icin 1 MUDUR, 1  MUDUR YARDIMCISI, bir de bunlara SEKRETER ise almislar.. Ve birkac gun sonra  kongre toplantisinda tartisma cikmis:

 

  "SU HALE BAK..BUTCENIN 22.000$ UZERINE CIKMISIZ.. BUTUN GEREKSIZ HARCAMALARI BELIRLEYIP YARINDAN ITIBAREN KESMEMIZ LAZIM...!!"

 

ve bekciyi kovmuslar ...

alıntı..



sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Günün Durumu
  21.Mar.2009 Cmt 20:39:00
fiogf49gjkf0d

Geçtiğimiz günlerde bir toplantıda eski Cumhurbaşkanları ndan Demirel e
ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş. Demirel de soruyu
yönelten kişiye:"Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi
olsun" demiş. Demirel in anlattığı fıkra :

Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı
varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken
burnuna güzel bir koku gelmiş.

Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir
ördek var... Karakuşi Kadı, fırıncıya Ben bunu aldım demiş.

Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.

Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: Hani bizim ördek?

Fırıncı boynunu büküp Uçtu deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga
sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü
çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde
kovalıyor...

Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının
üstüne düşmüş.
Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine
düşmüş.
Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da
kızıp peşlerine takılmış...

Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi
Kadının karşısına çıkarmışlar.

Kadı sırayla sormuş... Ördeğin sahibi, Bu adam ördeğimi hiç etti diye
şikáyet etmiş.

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: Ne yaptın bu adamın ördeğini?

Fırıncı Uçtu demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış:

Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar Uçar anlamına gelir. O
halde ördeğin uçması suç değil diyerek fırıncının beraatına karar
vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikáyetine de kara kaplı
defterden bir madde bulmuş: Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o
müslimin tek gözü çıkarıla...

Davacı Ne olacak? diye sorunca Karakuşi Kadı, Şimdi demiş, Fırıncı
senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.

Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da
beraat etmiş.

Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, Tamam demiş,
Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.

Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan
da kurtulmuş.
Kadı dönmüş Yahudi ye: Senin şikáyetin ne? Bre*

Yahudi ellerini açmış, Ne diyeyim kadı efendi demiş, Adaletinle bin
yaşa sen, e mi !

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa
dönerek, kıssadan hisse: Ananı "öpen" kadı ise, kime şikáyet
edeceksin?.. Bugün ülkedeki durum bu! Anladın mı?

 

Alıntı*

 



sturm45

sturm45 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Şeyler >1- Kadın/Erkek 2- Kadın/Kadın 3-Erkek/Erkek
  15.Nis.2009 Çar 17:35:14
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
1.Versiyon Kadın / Erkek

Bir erkeğin hayatı nasıl karartılır?
Kadın: Saçımı kestireyim mi?
Erkek: Olur.
Kadın: Ama kıyamıyorum.
Erkek: Öyleyse kestirme.
Kadın: Canım değişiklik istiyor...
Erkek: O halde kestir.
Kadın: Bana akıl vermeyi birak, delilere verir gibi.
Erkek: Eğer nası l hoşuma gittiğini bilmek istiyorsan, sana derim ki uzun
saçlı. Bunu biliyorsun.
Kadın: Beni tanıdığında kısaydı.
Erkek: Ve sana tam olarak ne dediğimi hatırlıyorum:
Ne güzel olurdun uzun saçla .
Kadın: Ama herkes kesmemi söylüyor.
Erkek: Bu durumda kuaföre git ve bırak uyuyayım
lütfen. Bunu senden Allah rızası için istiyorum.
Kadın: Peki nasıl kestireyim? Kat kat mı yoksa perçemli mi?
Erkek: Kat kat.
Kadın: Bana yakışacağını sanmıyorum, çünkü saçım çok düz.
Erkek: Bırak perçemli olsun.
Kadın: Çok yorucu.
Erkek: Yorduğu zaman tekrar kestirirsin.
Kadın: O zaman asla uzatamam.
Erkek: Uzatmak istiyorsan kestirme güzelim.
Kadın: Bana güzelim deme!!!!!!!
Erkek: ?!?!?!?!!
-------------------------------------------------------------------------------------------------


2.Versiyon Kadın / Kadın:

1.Kadın: Ah şekerim saçını mı kestirdin? Ne kadar
güzel olmuşsun!!!
2.Kadın: Ay sahi mi söylüyorsun? Ben pek emin
olamıyorum. Ay çok mu kısa
oldu acaba...??
1.Kadın: Amaaan ne alakası var. Benim yüzüm bu kadar
geniş olmasa aynı
kesimi bende denerdim. Benim şu saçım klasik oldu
artık, yeni bir modele
hiç cesaret edemiyorum.
2.Kadın: Ay yapma Allah aşkına nesi varmış yüzünün....
Bak şöyle
şuralarından kat verdirsen, harika olur!! Benim de
boynum uzun olmasa aynı
seninki gibi bir model yaptırırdım.
1.Kadın: Ah şekerim sende bir alemsin. Keşke benimde
boynum seninki gibi
olsa. En azından şu çökük omuzlarımın dikkat çekmesini
engellemiş olurdum.
2.Kadın: Ayol sen n e diyorsun?.. Senin gibi omuzları
olsun isteyen bir
sürü kız var... Giydiğin her şey sana öyle yakışıyor
ki.. Birde benim şu
kısa kollarıma bak. Omuzlarım seninkiler gibi olsaydı,
giydiğim bluzlar
üstümde emanet gibi durur muydu?
Vır vır vır, dırdırdır...
 
--------------------------------------------------------------------------------------------------

3.Versiyon Erkek / Erkek:

1.Adam: Saçını mı kestirdin?
2.Adam: Evet
1.Adam: Sıhhatler olsun abi!..
2.Adam: Sagol...
<<1 23>>