ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

son yıllarda türk sineması  yabancı sinemadan çok daha fazla seyirci çekiyor. fakat bundaki ağırlık payının çogunu tv de ki yıldızlarına dayanarak veya dizilerin devamını çekerek sağlıyor. bunun ötesinde nuri bilge ceylan veya zeki demirkubuz gibi yönetmenlerin çektikleri yurt dısından ödüllü filmler pekde yurt içinde gisede basarılı olamıyorlar(ki bence gerçek değerleri bilinemiyor) dolayısıyla türk sineması nereye gidiyor diye bir soru geliyor aklımıza.

peki cc ahalisi sizce hangisi daha iyi sanat sinemamız mı iyi yolda yoksa birkaç tanıdık yüze dayanan ve klişe esprilerle yürüyen büyük prodüksiyonlar mı neyi niçin seçiyorsunuz sinemada neyi görmek istiyorsunuz buyrun kurtlarımızı dökelim türk sinemasının son hali nedir ne olmalıdır?

Türk sineması Gerçek anlamda bir atılım içinde değil bence...

Şu dönem, Türk sineması da tüm dünyayı saran hızlı tüketim filmleri yapımına yönelmiştir. Yani gündemi veya gündemdeki popüler kişileri sanata sinemaya zorla adapte ederek benim deyimimle şişirilmiş filmler üretilmektedir...

Önceleri beğendiğim bazı filmleri bir defa izlemek yetmezdi ve DVD lerini temin ederdim şimdilerde ise dünya genelinde bile bu tür filmler çok ama çok az...

DVD filmler bile gündem için hemen satışa çıkıyor ve ilk haftadan sonra 1/4 lük bir fiyata düşürülüyor...

Yani sinema Tüm Dünyada ki hızlı tüketimin kurbanı şu dönemde...

CureDone yönetmenlerden bahsetmiş,

Benim fikrimce kaliteli yönetmenler bile bu hızlı tüketime itiliyorlar tıpkı eskiden sinema yapmanın zor olduğu dönemlerdeki gibi gerçek yönetmenler teklifleri kabul etmeyip kaliteli projeler için beklemede duruyorlar düşüncesindeyim...

Ve son olarak ,

Türkiyede kaliteli aktör veya aktrisler olduğuna inancım var sadece kaliteyi sunacak ve onları başarılı rejiler ile ortaya çıkaracak yönetmenler yok ortada...

iyi geceler herkese ben kaçar... :)))

yorum yapan arkadaslara öncelikle tesekkur ederim. değindiğiniz birçok noktaya bende katılıyorum. gerek son dönem türk filmleri olsun gereksede amerikan filmleri genellikle hızlı tüketime uygun son derece silik ve sinemadan çıktıktan sonra akılda kalıcı hiçbir yanı olmiyan filmler. sinema deyince benim aklıma gelen ilk özellik insanı düşündürmeye iten ve herkesin kendine göre birseyler çıkardığı bir film olması gerekiyor. filmin konusu neyse o konuda bizi dusundurmesi, konunun açmazlarını göstermesi ve bunun bu naktaya gelmesinin sebeplerini izleyiciye göstermesi gerektiği inancındayım ama kesinlikle bunu kör gözüm parmağına hesabı bir sonucada bağlamaması gerekir. sonucu her zaman izleyiciye bırakmak ve bunun üzerinde dusuncelere itmesi kanımca her zaman daha iyi olucaktır.

 Gunumuz "sanat" sinemasının ele aldıgı konular veya amerikan bağımsız sinemasında da dönem dönem gördüğümüz film örnekleri bireyin kalabalıklar içerisindeki yalnızlığını ve varoluşsal açmazları ele aldığı(masumiyet, yalnızlık, yabancılaşma vb)için genellikle karamsar, kaotik ortamlar sunuyor ve ağır bir tempoda bunu veriyor. çağımız izleyicisine özelliklede pranganın belirttiği gibi hızlı tüketime alışmış izleyici için bunlar pekte cazip gelmiyor.

  oyunculuklara gelincede evet rolünün hakkını veren çok az oyuncu var türk sinemasında ama iyi bir yönetmenin elinde bu konuda eğitim almiyan bir kişinin bile cannes da en iyi erkek oyuncu ödülünü alması (M. Emin  Ceylan) sanırım konu üzerinde düşünmek isteyenlere güzel bir örnek oluşturacaktır.

Gönül isterdi ki bu konu hakkında güzel şeyler yazmak ama ne yazık ki ülkemiz sinema konusunda hala bir kalıba oturtulmamış, hele ki kısa film adına hiç bir şey yok ülkemizde sadece belli bir kesim tarafından ayakta tutlmaya çalışılan kısa filim başka ülkelerde (özellikle Avrupa da) uzun metrajlı filmlere geçiş yolu olarak biliniyor, bizlerde ise durum çok farklı, Türk sineması, başta da söylediğim gibi bir kalıba oturtulamadı... Aslında bu konuya sebep olan birde dizilerimiz var unutulmamalı demi ama sinema sektörüne sekte vuran bu dizi cemaati ne yazık ki güden güne büyüyor ayrıca kalitesini düşürerek...

Şu an baktığımızda belli başlı kaç tane yönetmenimiz var gerçekten ismini insanımıza yazdıran. Gönül ister ki sinema sektörü hak ettiği yeri kazanabilsin olsun demiyorum kazanabilsin diyorum...

Okuma zahmetinde bulunan arkadaşlarıma teşekkürederim