ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


9 Mayıs 2024, Perşembe 09:37   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> Haber > Güncel haberler
forum sohbet oyun basliklari
   Kurşun adres mi soruyor Paşam...
 Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

paint34

paint34 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Eyl.2006 Sal 22:42:53      Kurşun adres mi soruyor Paşam...sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Şehit babası ‘Neden kurşun hep fakir fukarayı buluyor?’ deyince Paşa göz yaşlarına boğuldu

O cenaze törenlerinde “Vatan sağ olsun diyemiyorum” diye feryat edenleri, “PKK’nın tuzağına düşmüş kişiler” ilan etmek bile kesmez. İncinen devlet erkânını ve “Millet askerlikten soğur mu” endişesini sağlama almak için başka çareler bulmak gerekiyor. Çünkü sessizlik bozuldu bir kez. “Şehit ailesi” diye vakurluk küpüne batırdığımız, ama başka zaman yüzüne bile bakmadığımız aileler artık konuşuyor:

* Sizce şehit aileleri niye artık sadece “Vatan sağ olsun” demekle yetinmiyorlar; sizce neye isyan ediyorlar?
Mehmet Alptekin: 2004’e kadar bu iş bitmişti. Eğer daha da üzerlerine gitselerdi tamamen bitecekti. Ama bunlar Diyarbakır konuşması yapıp, alt kimlik üst kimlik dedikten sonra işler iyice azdı. İşte insanlar da buna isyan ediyor. Bitmiş bir şeyin tekrar çıkarılmasına...

Fatma Koçak: Artık dayanamaz olduk yavrum. Gücümüz bitti, sabrımız bitti.

Ayşe Karataş: Öyle olaylar oluyor ki, insan kendi kendisine “Benim çocuğumun ölmesine gerçekten değdi mi” diye sormadan duramıyor.

Hamit Köse (Dernek Başkanı): Bize diyorsunuz ki, niye isyan ediyorsunuz? Bir örnek vereyim: Şehidin kardeşlerine iş imkanı verilmesi için gelinden izin almak gerekiyor. Çünkü yasa diyor ki, şehit ailesine iş bulma imkanında öncelik eşindir. Eş istemezse çocuğun, çocuk yoksa şehidin kardeşlerinindir. Ama gelinlerimiz eşleri şehit olduktan sonra aileyle bağları genellikle kopuyor ve buna izin vermiyorlar. Ama devlet, itirafçılara “Kendisine veya ailesine, yurtiçinde veya yurtdışında iş imkanı sağlanacak. Türkiye’de kalan malları da devlet garantisine alınacak” diyor. Ben evladımı vermişim iş bulamıyorum, o vatana ihanet etmiş ona iş veriliyor. İnsan buna isyan etmez mi? Bize direkt verilen, üçüncü bir iş hakkı istiyoruz.

* Peki siz, zamanında vatan sağ olsun demiş miydiniz?
Hasan Yıldız: Ben dememiştim vallahi.

Şükrü Elmas: Benimkinde yıl 1998’ti; o zaman “Biri gittiyse bini geliyor” demiştim. Ama artık bu lafı diyemiyorum. Çünkü bizi yönetenler çocuklarınızın kanı yerde kalmayacak demişlerdi bize. Ama kaldı.

Alptekin: Her zaman vatan sağ olsun. Ama alt kimlik, üst kimlikmiş... Biz etle tırnak olmuşuz ya... Sen bunu dediğin anda bizi bölüyorsun.

* Yani ister istemez bile olsa, hiç içinizden Kürtlere karşı hınç, öfke gibi duygular geçmiyor mu?
Hep bir ağızdan: Mümkün değil, olur mu öyle şey?

Alptekin: (Arkadaki şehit fotoğraflarını gösteriyor) Şurada en az 20 tane Kürt kökenli şehidimiz var. Nasıl hınç duyarız?

Ayşe Karataş: Onlar bizim akrabalarımız olmuş artık.

Köse: Vaktiniz olsa da evlendirme dairelerini tek tek dolaşsanız. Bu ülkede her gün onlarca Kürt genciyle Türk genci evleniyor. Kim kime hınç duyuyormuş?

Alptekin: Onlar bizim kanımız ya... Kim koparabilir ki bizi?

* Hani bazen gülme sesine bile tahammül edemiyoruz diyorsunuz ya; o yüzden şunu da merak ediyorum: acaba yanınızdaki birisinin Kürtçe konuştuğunu duymak sizi rahatsız ediyor mu?

Köse: Ankara’nın pazarlarını dolaşın. Hepsi Kürtçe konuşuyor. Hiç rahatsız olmuyoruz. Olunur mu; tabii ki dilini konuşacak.

* O zaman şunu da sorsam: Sizinle bu çatışmalar sebebiyle evlat acısını aynı anda yaşayan bir de başka aileler var. PKK’lıların aileleri... Hiç onlarla yan yana gelmeyi düşünür müsünüz?

Köse: Bu mümkün değil!

Alptekin: Evladını ona göre yetiştirseydi.

* Siz bir anne olarak ne dersiniz?
Karataş: Dinliyorum da, biraz kafam karıştı.

Alptekin: Ben evlat yetiştirmişim, sen hain yetiştirmişsin. İkimizin arasında dağlar kadar fark var.

* Peki kesin o mu yetiştirmiş PKK’lı olsun diye... Emin misiniz? En azından hepsi için bunu diyebilir misiniz?
Hasan Yıldız: Onlar tamamen dış güçlerin güdümüne girmişler. Girmeselerdi.

* Mezralarda, okuma-yazma bile bilmeden, 40 kişilik ailelerde çocuk büyüten bir kadını gerçekten sorumlu tutuyor musunuz?
Bekir İspirli: Peki o zaman kabahat kimde?

Karataş: Tabii ki o yoksunluklar içindeki bir anne kabahatli değil ama onu o hale getirenler kabahatli. Ben oralara gittim. Olukta biriken suları kullanan insanlar gördüm. Ben onlara nasıl kin beslerim?

Köse: Ama Güneydoğu’daki yoksulluk 1984’ten önce de vardı. Peki o zaman niye PKK yoktu? Çünkü Türkiye’de Kürt sorunu yok! PKK sorunu var.

Yıldız: Bana göre Güneydoğu için yapacak en önemli şey ağalık sistemini bitirmek. İnsanları onlar geri bırakıyor.

Elmas: Bu şıhlık, bu ağalık kalkmadıkça bu terör bitme-e-e-z. Avrupa, Amerika, Kuzey Irak ayrı destekliyor, bizim şıhlarımız, ağalarımız ayrı destekliyor.

* Siz Fatma Hanım?
Koçak: Allah düşmanıma bile evlat acısı vermesin.

Karataş: Size bunu şöyle anlatayım: Apo’yu benim elime verseler, ben ellerimle onun ciğerini söker çıkarırım. O vaziyetteyim yani. Ama aynı ben, Allah Apo’ya evlat acısını göstersin, diyemem. Anlayın nasıl bir acı çektiğimizi...

Koçak: Bak kardeşim, bizim için geceleri erken olmuyor, gündüzleri akşam olmuyor. Oğlumun arkadaşlarının düğünü olmaya görsün... Yıkılıyorum. “O da olaydı, onu da evlendireydim” diye kahroluyorum.

* Ya peki kalan çocuklarınız?..
Koçak: Yok, kimse kimsenin yerini tutmuyor ki...

Hüsnü Köroğlu: Beş parmak bir mi ki... Onun acısını dağıtamıyorsun başkasıyla...

İspirli: Oğlum öldüğünden beri hiçbir düğüne gitmedim. Benim hanım hâlâ psikolojik tedavi görüyor.

* Hepiniz böyle bir tedavi sürecinden geçtiniz mi?
Bir ağızdan: Aldık tabii. Hâlâ gidiyoruz.

* Peki psikiyatristler, psikologlar sizi anlayabiliyorlar mı?
Yine hep bir ağızdan: Çok iyi anlıyorlar.

Karataş: Zaten bir tek onlar anlıyor. Kızım sağlıkçı. Çalıştığı hastaneye gidiyorum. Ama şehit annesi olduğumu doktora hiç söylemedim. Çenem açılırsa kızım üzülür diye. Fakat psikiyatrist hoca anlamış. Kızıma, “Annende sebebini bulamadığımız büyük oranda demir eksikliği var. Önemli bir üzüntü mü geçirdi” demiş. Onlar her şeyi anlıyor.

Köse: Hanımı götürdüğüm doktor, ilk muayenede dedi ki eşime, “Göz pınarların kurumuş.” Bu, bütün şehit ailelerinin ortak hastalığıdır.

Yıldız: Benim gözüme giden damarlar kopmuş ya...

Köroğlu: Hepimizin gözleri artık iflas etmiş durumda.

Yıldız: Ona rağmen sabahları yiğidimin duvarda asılı fotoğrafına bakar, “Haydi gel kahvaltı yapalım” der, sonra bağıra bağıra ağlamaya çalışırım. Ancak ondan sonra boğazıma bir lokma koyabiliyorum. Bir de bizim cerahat bütün bir hafta dolar. Ne zaman Şehitliğe gideriz, o zaman patlar.

* Bugün (Cuma günü) ben de Cebeci’deki şehitliğe gidip izledim; bazı kadınlar ağaç altında sigara içiyor, erkekler sohbet ediyor, meselâ bir kadın sanki kendi evi gibi yerleri süpürüp, yıkıyordu?
Koçak: E çünkü orası bizim evimiz. En çok orada rahat ediyoruz.

Karataş: Mezarın taşlarını gördünüz mü, hepsi nasıl bembeyazdır, tertemizdir. Sanki oğlumuzun bir gömleğini ütülüyor, sanki ona yemek pişiriyor gibi gidip o taşları temizliyoruz. Ona bir hizmet etmiş gibi oluyoruz o zaman, seviniyoruz.

* Bazı mezarların üzerinde kuş kafesleri, bazılarında gitar şeklinde biblolar ve hemen hepsinde de yapma çiçekler var?
Yıldız: Bunları yapmayınca yaşayamayız.

Şükrü Elmas (Başından beri sessiz duran Şükrü Bey sonunda konuştu): Sen keşke şunu yazsan kızım...

* Neyi?
Elmas: Yani artık keşke bunlar bitse. Keşke başka olmasa... Bunu yaz olur mu? Artık başka çocuk ölmesin, de...

Şehit annesi en çok neyi merak eder?
* 1998’de, Pülümür’de şehit olan Kıdemli Başçavuş Tufan’ın annesi Ayşe Karataş anlatıyor: ”Oğlumun bindiği araç patlatıldı. Ve ben hep şunu merak ettim: Acaba en son dedi? Böyle 6-7 yıl geçti. Yine bir gün Allah’a yakardım, ’Ne olur bana bunu malum et Allahım’ dedim. Sonra uykuya dalmışım. Birden uyandım. Yemin ederim, hakkımda ne düşünürsen düşün, karşımda Tufan’ım oturuyordu. Öbür oğlum Erhan’ın sesiyle konuşuyordu. Erhan diyordu ki, ’Anne çok merak etmişsin ağabeyimi, o da diyor ki, ölürken bir şey demedim, sadece gülümsedim. ’Bunu duyduğum anda görüntü de ses de kayboldu. Oğlum en son gülümsemiş, hiç değilse bunu biliyorum artık.”

Büyükanıt Paşa’yı ağlatan soru
* Yine son günlerin en çok sorulan sorularından biri de şu: “Niye şehitler hep alt gelir grubu ailelerden çıkıyor?”
Hamit Köse (Dernek Başkanı): Ben bunu Büyükanıt Paşa’ya sordum. Daha o zaman Korgeneral’di. Sanırım yıl 2000’di. Biz kendisini ziyarete gittik. Dedim ki, “Komutanım, biz şehit aileleri olarak öğrenmeyi çok istiyoruz. Bir bürokratın, bir siyasetçinin, bir işadamının, hatta ve hatta bir generalin şehit düşen oğlu var mı?” Paşa “Yok” dedi. Bunun üzerine ben de “Peki kurşun adres mi soruyor da hep fakir fukarayı buluyor?” dediğimde yeminle söylüyorum, Büyükanıt Paşa mendilini çıkardı, karşımızda hüngür hüngür ağladı.

* Peki bilgisayar sistemine güvenmiyor musunuz, bu biraz da şansa çıkan bir şey değil mi sizce?
Köse: Aman efendim, siz bilgisayar tuşuna ne basarsanız o çıkar yani.

Bir şehit babası en çok neye isyan eder?
* 1997’de Çukurca’da şehit olan Jan. Komando Murat’ın babası Bekir İspirli anlatıyor: “Cenazelerde acıdan hiçbir şeyi fark etmeyiz. Ama olur da gözüne gülen bir kişi takılırsa, öyle bir öfke kabarıyor ki, bunu anlatmaya imkân yok. Hele de o gülen kişi bir siyasetçiyse... Bunu Yarbay Alim Yılmaz’ın töreninde yaşadım. Bir baktım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik gülüyor. O kadar sinirime dokundu ki... Bağırdım ‘Niye gülüyorsun kardeşim? Burası gülme yeri mi?’d iye. Başbakan bunu duyunca ‘Yakalayın o adamı, getirin buraya’ demiş. Allahtan tanıdık bir polis vardı da, şehit babasıdır diye iletmişler.

Kaynak : Vatan Gazetesi

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Eyl.2006 Sal 22:54:05sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
 Hangi vatan sağolsun?

    Pamuklara sarıp yetiştirdin çocuğunu. Bebekken geceleri kalkıp
   ayakucunda nefesini yokladın, içinde her anne gibi hep bir garip
   korku, ya ölürse ...
    Önce okul kapısında bekledin, sonra "arkadaşlarım dalga geçiyor"
   dedi, pencere önünde gözledin dönüşünü... 5 dakika gecikse ruhun
   sıkıldı hep, araba mı çarptı, biri mi sataştı, düştü dizi mi yarıldı.
    Sonra büyüdü, "aman okusun" dedin, binbir zorlukla bir üniversiteye
   girdi, hiç bir şeyini eksik etmedin. Evde, malda, mülkte değildi
   gözün. Yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. Oğlunu üç kuruş "helal"
   maaşınla adam ettin.
    Ve birgün askerlik geldi dayandı kapıya... Senin gibilerin evladı
   nerelere giderse o da oralara gitti. Otobüs terminalinde arkadaşları
   " En büyük asker bizim asker" diye omuzlarına aldığında bile için
   titredi. "Aman düşeceksin oğlum, bir yerin incinecek, aman oğlum"
    O nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetikdeydin. Bebekken
   nasıl dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden.
   İçinde hep bir garip korku, ya ölürse...
    Bir Eylül günü kara haberi geldi oğlunun subaylar eşliğinde. Sonra
   kameralar yığıldı kapının önüne.. Haberi duyan geldi, duyan geldi...
   Ertesi gün cenazede tanıdığın, tanımadığın bir sürü insanın önünde,
   için taş kesmiş, damarların koparılmışken, son bir kez saramadığın
   oğlunu buz gibi çerçevelenmiş bir resimde arıyorken, herkes senden
   aynı iki kelimeyi bekledi. Sen demedin, diyemedin, "vatan sağolsun"
   diye.... "Hakkımı helal etmiyorum" diye haykırdın, "etmiyorum,
   hakkımı helal etmiyorum"
    Hakkını helal etmediğin kendi çocukları Amerika da okurken seninkini
   ateşe atanlardı.
    Hakkını helal etmediğin senin oğlun çelik yeleksiz kimin eliyle
   beslendiği belli düşmana koşarken, uğruna savaşılan vatan toprağını
   pazarlıkla satanlardı.
    Hakkını helal etmediğin "haram" yiyip "helal" üzerinden politika
   yapanlardı.
    Şimdi "Vatan sağolsun" demeni bekliyorlar senden. Yarın Lübnan da
   muhtemelen üzerinde made in USA yazan bir kurşunla "yanlışlıkla"
   öldürülen bir başka evladın annesinden de aynı şeyi bekleyecekler.
   Sen oğlunun hasretinden bayram sabahları şehitlikteki taş mermerleri
   severken, onlar havaalanında Amerika dan dönen oğullarını
   bekleyecekler. Akşam haberlerinde onların oğullarının açtığı
   pastörize yumurta fabrikalarını göreceksin. Onların oğulları Amerikan
   bankalarında çalışacak. Onların oğullarının yaptığı ölümlü trafik
   kazaları usta ellerce örtbas edilecek. Sen hergün taş keseceksin,
   biraz daha, biraz daha...
    Analar uyanıyor, anaların isyanından korkun beyler.
   Siz ki hak üzerinden politika yaparsınız hep, anaların haklarını
   helal etmemesinden korkun, hiçbirşeyden korkmadığınz kadar.
    Çünkü artık inanmıyorlar size. Sizin vatan bildiğinizle onların vatan
   bildiği aynı değil, biliyorlar. Ve artık yüksek sesle soruyorlar.
   Hangi vatan sağolsun, sizinki mi, bizimki mi?
    Siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsınız. Ama
   anaların isyanından korkun.
    Onlar ki Riksos Otel de bir gecelik konaklamanın bir çelik yelekten
   daha pahalı olduğunu bilirler. Teşvikiye Camii nden hiç şehit
   cenazesi çıkmadığını bildikleri gibi...
    Onlar ki Lübnan a neden asker göndermek istediğinizi de bilirler,
   vatana ihanetin ne olduğunu bildikleri gibi....
    Onlar ki sıksan şüheda fışkıracak toprak için yıllarca oğullarını
   başlarına kına yakıp yolladılar askere. Artık "vatan sağolsun"
   diyemiyorlarsa bir bildikleri vardır.


sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

alesta83

alesta83 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  12.Eyl.2006 Sal 23:01:34sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

okurken tutamadım kendimi....ağladım bu yazı BAHRİ SULTANA ait

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  14.Eyl.2006 Per 09:25:52sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle

 

Evet alesta bende okurken gözlerim doldu arkadaşım.

Tşkler paylaşımın için

Neyse vatan sağolsun

                    

 

 

 

 

 

CC sohbet icin buraya
  Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir