fiogf49gjkf0d
Ülkemizde başarının ya da başarısızlığın pek önemi yok! Başarısız bile olsanız, başarısızlığınızı kamufle etmek için; “Maymuna bak Maymuna!!!” diyerek, koskoca ineği saklıyabilir bakışları başka yöne çevirerek gerceklerin üstünü örtebilirsiniz.,
Bu taktik, ülkemizde her zaman uygulanan ve ne yazık ki tutan bir uygulamadır. Güzel ülkemizin güzel insanları da gerçekleri sorgulaması gerekirken, “Maymunun nereden ve nasıl geldiğiyle” ilgilenirler, yani kısaca hedefi şaşırırlar.
Yine, güzel ülkemin güzel insanları olarak; ne yazık ki, sorgulamayı bilmiyoruz. Ufak ayrıntılarla uğraşırken, devam eden yanlışın büyüklüğünü seçemiyoruz. Hem hakim, hem savcı oluyoruz. Hesap vermesi gerekene hesap soracağımıza, hesap sormaya gidenin önünü kesiyoruz. Sonra da hesap sormak isteyenler ortadan çekilince, yönetimlerin yanlışları devam ediyor ve bence biz bu kötü yönetimleri hakediyoruz.
Burada, adı Türk mizah tarihine altın harflerle yazılmış Nasrettin Hoca mızın, zamanın büyük hükümdarı Timurlenk ile arasında geçen bir söyleşisini hatırlatmak ve yaşanan yanlışlara, mizahi bir bakış açısından yaklaşmak istiyorum:
Zamanın büyük hükümdarı olan Timur, Nasrettin Hoca mızın köyüne, bakmaları için iki fil yollar. Bu filler, zaten karınlarını zor doyuran yoksul köy halkını canından bezdirir. Ekinleri fil tarafından ezilir, ama, tabii ki koca Timur’a “al bu filleri” diyecek cesaret de kimselerde yok. Sonunda, bu eziyet köylünün canına artık tak der ve hep beraber Nasrettin Hoca ya giderler. “Aman hocam, canım hocam, senin Timur’la aran iyidir, kurtar bizi bu dertten” derler. Hoca, düşünür taşınır ve der ki; “Tamam ama, ben yalnız gitmem, Timur’a tüm köylü beraber gideceğiz.” der. “Tamam” der, köylüler, “Söz, beraber gideceğiz!” ve Hoca önde, köylüler arkada yola çıkarlar. Hoca, bu uzun yolda arada bir arkasına bakar; arkasındaki köylü topluluğu gittikçe azalmaktadır. Önemsemez ve yola devam ederler. Bir konaklama sırasında Hoca yine köylülere bir göz atar; çok miktarda azalma vardır. Devam ederler yola, sonunda Timur un bölgesine gelirler, hoca yine arkasına bakar; arkada artık üç beş kişi kalmıştır. Kaçış yoktur, çünkü Timur geleceklerini öğrenmiş ve köylüleri beklemektedir.
Sonunda, Timur un huzuruna kabul edilmek üzere yan odada bekletilirken, Hoca bir de bakar ki, ardında artık kimseler kalmamış! Timur un önüne tek başına çıkmak zorundadır. Timur;
- Söyle bakalım Hoca efendi, derdiniz nedir?
Hoca cevap verir;
- Hükümdarım, bizim köye iki fil yollamıştınız ya, der.
Timur kaşlarını çatarak;
-Eeeeeee!? der,
-Ne olmuş yani?
Hoca yanıtlar;,
- İki filden köylü çok memnun, bize iki fil daha verirmisiniz?!
Yukarıdaki hikaye çok şey anlatıyor, tabii ki anlayana...
Dawson SENİ SEVİYORUZ
|