ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap
Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul
10 Haziran 2024, Pazartesi 08:44
ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
ne bir bulut vardı gökyüzünde ne de uçuşan ak martılar yalnız bir bedendim kumsalda içimde gençliğimden kırık kalıntılar
deniz üzerinde sığıntı bir mavilik içimde sensiz kanayan sonbahar ufka dalmış yorgun gözlerim kaybolmuş, dağılan benliğimi arar
kağıttan bir gemi gibi atsam yüreğimi bıraksam, alsa köpüren dalgalar sürüklensem azgın suların koynunda çözülse tenim, mavilere boyansa tan kızıl ufuktan doğana kadar
kendimi arıyorum
kim olduğumu sakın sormayın bana
kaybettim ben kendimi
bir boşlukta gezinip duruyorum
takmışım sırtıma hayatın telaşını
sürükleyerek peşimden hertürlü belasını
ben kendimi arıyorum
nerde olduğumu sakın sormayın bana
yolunu kaybetmiş bir yolcuyum ben
nereye gitsem bir çıkmaza varıyorum
kapanıyor tüm yollar yüzüme
her defasında dönüp dönüp kendi özüme
ben kendimi arıyorum
hiç birşey sormayın bana sakın
öyle bir hale bir yere geldimki
ne sorsanız cevap bulamıyorum
bir ağırlık var üzerımde, beynim durgun
kayboluyorum karışık kelimeler arasında
hayatın bir burasında bir şurasında
ben kendimi arıyorum
bazen bulduğumu sanıyorum
oysa her defasında anlamsız bir hüsran
bazen oturup ıssız bir banka
şöyle bir dalıp anılarımı tarıyorum
her insan yitik bir ruhtur aslında
hayatın herhangi bir fani faslında
bende sizin gibi
hala kendimi arıyorum
Ben sana mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
Atilla İlhan